"Enter"a basıp içeriğe geçin

İnternet Hiç Olmasaydı Hayatımız Nasıl Olurdu ?

İnternet Hiç Olmasaydı Hayatımız Nasıl Olurdu ?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=fHoSBUYyFWk.

İnternet hiç bulunmamış olsaydı, dünya nasıl olurdu? Durun durun, baştan söyleyeyim ki, gerçekten bok gibi olurdu. Neden mi? İzleyip görelim o halde. Öncelikle hayatımız banka ve fatura ödeme kuyruklarında geçecekti. Günümüzde tüm bu işlemleri birkaç dakikada hallediyor olabilmemize karşın, eğer internet olmasaydı, ağır işleyen banka sistemi 20 kat daha fazla zamanımızı alacaktı.
Fiyat karşılaştırması ya da ürün çeşidine ulaşmamız neredeyse kalmayacağı için, bırakın dünyanın bir ucundan sipariş vermeyi, diğer ülkelerdeki hatta diğer şehirlerdeki ürünlerin çoğundan haberimiz dahi olmayacaktı. Bu kadar çok yıkanmak zorunda kalmayacaktık. İnternet, insanları ve ülkeleri birbirlerine yaklaştıran iletişim aracıdır. Hiç gidemeyeceğimiz ülkelerle ilgili sınırsız görsele ulaşabilir, çeşitli bilgiler edinebiliriz, oradaki insanlarla tanışıp arkadaşlık kurabiliriz. Ve eğer internet olmasaydı, farklı kültürleri hala çok şaşırıyor olacaktık. Hala televizyon kanallarının ve gazetelerin doğru haber yaptığına inanıyor olacaktık. İnternet sayesinde, televizyonlarda gördüğümüz bir olayın gerçekliğine anında ulaşabiliyoruz. Ancak internet olmasaydı, basın yayın organlarının bize söyledikleri dışında hiçbir şeyden
haberimiz olmayacaktı. İnternetten önce birileri sizi ünlü yapmadan tanınamaz ya da televizyona çıkamazdınız. Ancak günümüzde arkanızda dayınız, amcanız, milletvekili tanıdığınız olmadan ya da yönetmenin yatağına girmeden yeteneğinizi kanıtlayabileceğiniz birçok platform sayesinde toplumun takdirine ulaşabilirsiniz. Emniyet birimleri, orta kağıt sayesinde tüm suç kayıtlarına anında ulaşabiliyor.
Eğer internet olmasaydı bu durum haftalar alacağı için birçok suçlu rahat bir şekilde aramızda dolaşıyor olacaktı. Kaybettiğimiz yolu bulmak eskiden işkenceden de beterdi. Defalarca adres sormak ya da haritaları incelemek zorundaydık. Ancak günümüzde çeşitli navigasyonlar sayesinde gideceğimiz adresi rahatlıkla bulabiliyoruz. Hayatımız boyunca birçok elektronik kitap, makale ve bilimsel yayına erişemeyeceğimiz için bilgi toplumun çok küçük bir bölümüne ait kalacaktı. Yani çok daha cahil bir dünyada yaşıyor olacaktık. Uzaktaki akrabalarımız ya da sevdiklerimizle görüntülü konuşamayacaktık. Onlarla iletişim kurabilmek hem çok pahalı hem de kısa süreli olacaktı. İnternet sayesinde günümüzü neşelendiren birçok mizah hürünüyle karşılaşıyoruz. Eğer bunları görmeseydik hala yüzlerce yıllık
geleneksel şakalara gülüyorduk. Kısaca espri anlayışımız kıt seviyede kalacaktı. Günümüzde dünyadaki her çeşit müzik ya da filme anında ulaşabiliyoruz. Fakat internetsiz dünyada istediğimiz bir filmi izleyebilmek için CD dükkanlarına gidip kiralamamız gerekirdi. Müzik konusu ise daha da kötü. İçinde 14-15 şarkı bulunan CD ya da kasetlere tonla para vererek sadece tanıdığımız sanatçıların
albümlerini dinleyebilirdik. Ya da saatlerce radyonun başında istediğimiz şarkının çalınmasını beklemek zorunda kalacaktık. İnternetin olmaması demek uydur sistemlerinin çok geri kalması demek olurdu. Bu da izleyebileceğimiz televizyon kanalı sayısını ve içerik kalitesini çok düşüreceği için tek hobimiz olan televizyon izlemek tam bir işkenceye dönüşürdü. Ayrıca yakınlarımızda bile yaşananlardan haberdar olabilmek için
haber saatini beklemek ya da ertesi günkü gazeteleri almak zorunda kalacaktık. Tabi bize anlatılanla yetinmek zorunluluğu da cebası. İnternetin hayatımıza girmesiyle görsel zenginlik ve tasarım anlayışı da çok yol kat etmiştir. Eğer olmasaydı, giydiğimiz kıyafetlerden tutun da oturduğumuz koltuklara, bindiğimiz arabalara kadar her şey sıradan daha düz ve az çeşit olacaktı. Facebook’tan eski arkadaşlarımızı bulamaz, izini kaybettiğimiz dostlarımızı ömür boyu göremez, Instagram’dan yakınlarımızın günlerinin nasıl geçtiğinden bir haber olurduk. Yalnız kalmak istediğimizde kendi kendimize evimizde vakit geçirmek çok daha sıkıcı bir hal alırdı. Soğuk havalarda akşam olduğunda yapacak hiçbir şey bulamaz, varsa evde birileri onlarla sohbet etmeye çalışır ve yine varsa evdeki kitapları
tekrar tekrar okur ya da sıkıcı televizyon kanalları karşısında izleyecek bir şeyler arayarak vakit geçirmek zorunda kalırdık. Özellikle emekliler ve yalnız insanların kendilerine bir uğraş bulmaları ve psikolojilerin korumaları açısından internet tam anlamıyla bir nimet. Haksızlığa uğradığımızda ya da firmalar tarafından dolandırıldığımızda sesimizi duyurmak için çok uğraşmamız gerekirdi. Ancak bugün dertlerimizi ve şikayetlerimizi
sosyal medya ve birçok şikayet platformuyla milyonlara ulaştırarak toplumsal tepki oluşturabiliyoruz. 2000’li yıllardan önce ünlüler toplumun gözünde çok büyütülürdü. Onlara aşık olduğu için intihar eden birçok insanın haberini gazetelerden okurduk. Ama sosyal medya aracılığıyla aslında herkesin sıradan olduğunu öğrendik ve ünlülerle halk arasındaki o kaprisli kopukluk büyük ölçüde kayboldu.
Akıllı buzdolapları, dijital fırınlar, bulaşık makineleri, telefonlar çok daha ilkel seviyede kalacak, bir çoğu 80’li yılları modellerinden öteye geçemeyecekti. Kısacası teknolojinin her alanı günümüzün çok gerisindeydi. Her istediğimizde ilber ortayla da tarih dinleyemeyecektik. Klavyedeli kanları olmazdı. Sosyal medyada kendini olduğundan başkası gibi göstermeye çalışan insanlar
günlük hayatımızda varlıklarını yine korurdu. Sosyal medyadaki siyasi parti trolleri basın ve medya kuruluşlarında görevlerini yapmaya devam ederdi. Girdiğimiz üniversite sınavlarının sonuçları eskiden olduğu gibi elimize mektupla geliyor olacaktı. Peki daha çok kitap okur muyduk? Zaten çok fazla kitap okumayan bir toplum olduğumuz için bunun cevabı hayır. Okuyan insanlar ya da toplumlar dün de okuyordu, bugün de okuyorlar. Kitap okumaya niyeti olan için hiçbir şey bahane olamaz. İnternet olmasaydı daha çok gezip daha çok sosyalleşir miydik? Aslında bu yanlış bir algıdır. Çünkü günümüzde de sokaklar ya da eğlence mekanları tıkılım tıkılım dolu. Hangi sokak Facebook yüzünden boş kaldı? Ya da hangi ünlü eğlence mekanı Instagram yüzünden müşterisiz kaldı? Ya da hangi üniversite kütüphanesi internet yüzünden az kişi geliyor diye kapandı? Bir eğlence mekanına gitmezsek, tatil yapmazsak, arkadaşlarımızla gezmezsek, sosyal medyada ne fotoğrafı paylaşacaktık? İnternet bu noktada evde geçireceğimiz saatleri daha verimli ya da daha boş değerlendirme konusunda bize bir seçenek sunuyor. Ve paramız yoksa evde de keyifli saatler yaşayabilmemize büyük olanak sağlıyor. İnternetten önceki dünyada hayat zenginler için çok güzel, yoksullar içinse çok sıkıcıydı. Şimdi ise gezecek parası olmayanların da evde güzel vakit geçirmesine fırsat vermiyor mu sizce de? Bazılarınızın internet olmasaydı, hayat daha güzel olurdu dediğini duyar gibiyim. O halde güzel olacağını düşündüğünüz hayat tarzına hemen ulaşabilirsiniz. Dünyada internetsiz, hatta teknoloji olmadan yaşayan birçok özel topluluk var. Andriod telefonlarınızı bırakıp hemen 90’lı yılların telefonlarını alın. Evinizdeki internet bağlantınızı kapatın. Bütün faturaları banka ve ödeme kuyruklarında ödeyin. İnternet tabanlı uydu sistemlerinizi iptal ettirip klasik televizyon kanallarıyla idare etmeye çalışın. Üniversite ve diğer bilim kuruluşlarının akademik yayınlarına ulaşmak için kütüphanelere gidin. Alışveriş sitelerinden sipariş vermeyi ve ürün kıyaslaması yapmayı anında bırakın. Eğer o şekilde yaşayıp hayatın daha güzel olduğuna kanaat getirdiyseniz bana da bir mektup yazın. İnterneti sadece sosyal medya olarak düşünmemeliyiz. Orada sonsuz bilgi kaynağının olduğunu da unutmayalım. 12 yaşına kadar kontrollü bir şekilde internet kullanan çocuklar gençlik yıllarında daha sosyal ve aktif oluyorlar. Tabii ki önemli olan ailenin internet kullanım süresini ve içeriğini kontrol altında tutması.
Çünkü her şeyin fazlası zararlı. İnternet, televizyon hatta kitap okumayı bile aşırıya kaçırmak hayatın akışından birçok şey kaybetmemize ve sosyalliğimizi yitirmemize neden olacaktır. Bu nedenle hayatımızdaki her güzel şeyi tadında bırakmayı bilmeliyiz. 1968’den beri internet kullanımı yükselerek artıyor. Kısaca 50 yıldır neredeyse kullandığımız bütün teknolojik ürünler
internetin getirdiği yeni gelişmelerle tasarlanmıştır. Yani bugün elimizde olan ve videoya sığdıramayacağımız birçok ürün bugün olmazdı. Bunların içinde sağlık alanındaki birçok gelişme, uzay teknolojileri ve ekonomi başlıca etkilenecek alan. Einstein, Tesla gibi isimlerin de büyük katkısının bulunduğu internetin keşfinden dolayı sizce de bilim dünyasına bir teşekkür borçlu değil miyiz?
Daha fazla içeriye ulaşabilmek için kanalıma abone olabilir.
Beni Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz. İyi seyirler.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir