"Enter"a basıp içeriğe geçin

İran protestoları nasıl sona erecek?

İran protestoları nasıl sona erecek?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=2HjIkuACmPc.

Son 9 hafta, İran’ın 1979 İslam Devriminden bu yana en kaotik zaman dilimi idi. Birçok ilk yaşanıyor. Yaşan tarzına müdahaleye itiraz ilk kez yüksek sesle ortaya çıktı. İlk kez kitlesel protestoya dönüştü. İlk kez kadınların öncülüğünde yapılan kitlesel protestolar ülke çapına yayıldı. Ülkede bir kriz var ve bu bir ilk değil. Tüm isyanların son ve çok güçlü halkası.
Mola rejiminin en önemli medreselerinin bulunduğu kum şehrinde halk dini medreseleri ateşe verdi. İsyan devrimine lideri Hümeyni doğduğu kentte bile istenmiyor. Hümeyni doğduğu kentin iftiharı olarak görülmüyor. Hemşehrileri onun tüm izlerini siliyorlar. Hümeyni’nin evini yakıp kül ettiler.
İran’ın mevcut dini lideri Ali Hamaniye ise İslam Cumhuriyeti eski yetkilileri tarafından da yalnız bırakıldı. Tüm bu yaşananlar akıllara şu soruyu getiriyor. İran bir sonraki devrimle mi gidiyor? Ondan sonra bu bölümünde İran Mola rejiminin gününü, bugününü ve geleceğini konuşacağız.
İRAN’IN HÜMEYNİ ŞEHRİNİ Ruhullah Hümeyni 1902’de İran’ın Hümeyni şehrinde doğdu. Hümeyni’nin ailesi Ehlibeyt’in 7. imamı olan İmam Musa el-Kazım’ın soyundan geliyor. Daha çocuk yaşlarında dini ilimleri merak salmıştı. Annesinin ölümünden sonra 1920’de dini eğitimine devam ettirmek için Arak kentine gitti. Ve Şeyh Abdülkerim Kayri’nin öğrencisi oldu.
Hocasının Kum şehrinde yerleşmesinin ardından hayatının 40 yılını geçireceği bu şehre yerleşti. Hümeyni, Şah rejimine karşı çıktığı ilk zamanlarda rejimi devirmekten bahsetmiyordu. Yalnız Şah’ın reformlarını sert bir şekilde eleştiriyordu. Bu dönemlerde aynı zamanda dini dersler vermeye başlamıştı. Bu sayede kendine sadık büyük bir öğrenci grubu da oluşturdu. 1961’de Seyyid Hüseyin Burucurdiyye’nin hayatını kaybetmesi üzerine Şii dini hiyaraşisinin en yüksek mertebesine çıktı.
Bir yıl sonra Şah devlet görevlilerinin seçildiği zaman Kur’an üzerine yemin etmesi kuralını kaldırdı. Hümeyni’nin Şah’la kavgası bu noktada başladı. Şah’ın din adamlarının üzerine gitmesini umursamayan Hümeyni artık kurtuluşu, Şah rejimini devirmekte ve tüm İran’da İslami bir hükümetin kurulmasında gördüğünü açık bir şekilde dile getirmeye başlamıştı. 1964’de Şah ABD ile bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre ABD askerlerine dokunulmazlık tanındı. Hümeyni’ye göre artık Amerikan köpekleri bile İran halkından daha değerliydi.
1965’te yeniden tutuklanan Hümeyni’yi bu sefer Bursa’ya sürgün edildi. Çok geçmeden Şah’ın baskıları sebebiyle Şii dünyası için önemli şehirlerden olan Necef’e geçti ve bu şehirde 13 yıl sürgün hayatı yaşadı. Hümeyni Necef’te kuracağı rejimin meşru temeli oturmasını sağlayan velayet-i fakif teorisini ortaya attı ve taraftarlar arasında hızla yaymaya başardı. 1977’nin sonları. Hümeyni’nin oğlu Şah’ı belli bir cinayetle öldürüldü. Şah belki de hayatının en büyük yanlışına imza attı. Kendi kaleminden Hümeyni’yi eleştiren bir yaz yazdı ve onun aslen bir Fars değil, Hint kökenli olduğunu, aynı zamanda şeffet düşküne bir İngiliz ajanı olduğunu da iddia etti. Bu olay özellikle Kum şehrindeki protestoların fitilini ateşledi. Rejim bu gösterileri de şiddet kullanarak bastırdı. Tebrizeye kadar ulaşan protestolar artık tüm ülkeye yayılmıştı. Bu dönemde Şah Saddam Hüseyin’e baskı yaparak Hümeyni’nin Irak’tan ayrılmasını sağladı. Paris’e geçen Hümeyni Şah’a karşı konuşmalarını hız kesmeden devam ettirdi. Ses yazılarını artık tüm İran duyuyordu ve bu dönem tarihe kaset devrim olarak geçmişti. Artık Hümeyni olası devrimin tartışmasız lideri haline geliyordu. Protestolar tüm şiddetle sürüyor ve Şah kontrolü kaybettiğini anlıyordu. 16 Ocak 1979’da Şah bir daha geri dönmemek üzere ülkeyi terk… Şah’ın ülkeyi terk etmesinden iki hafta sonra 1 Şubat 1979’da Hümeyni İran’a döndü
ve İran’da Mesheb rejimi başlamış oldu. Hümeyni ve taraftarları rakiplerini acımasız bir şekilde ortadan kaldırmıştı. 3 Haziran 1989, Hümeyni 86 yaşında hayatını kaybettiğinde… arkasında tüm ülkede bütün rakiplerine sindirmiş güçlü bir mullah rejimi bırakmıştı.
Hümeyni başa geldiğinde ilk sloganlardan biri de ne Şii’yiz ne Sünniyiz. Hepimiz birisi sloganını kullanmıştı. Ancak kısa bir zaman sonra İran, ülkede yaşayan başta Türkler, Türkler ve diğer milletlere asimil etme politikasına başvurdu. Onların bütün hak ve hukuklarını kısıtladı.
Sünnileri karşı ayarımcılık yaptı ve Şii mezhebini dayattı. Kadınların taleplerini görmezden geldi. İran’da kadınlar tüm kırılma noktalarda büyük rol oynadı. Kaçarlar döneminde yalnızca haremin bir unsuru, musatlık döneminde İngiliz sömürgesine başkaldırılım sembolü, pekli bir döneminde faili meşhullere ve baskıya karşı sahaya inen ilk grubu teşkil eden kadınlar, devrim sonrası da görmezden gelindi. İran üst düzey bürokrasinin yakınları olan kadınlar, Batı dünyasında okuyup istedikleri gibi yaşarken, içerideki kara halk için ahlak polisi kuruldu. Peki nedir ahlak polisi? Aynı zamanda moda polisi. Çoğunlukla kılık kıyafet kurallarına göre uygunsuz giyinen kadınları ve bazen de erkeklere tutuklamak amacıyla 2005’te kurulan kolluk kuvvetlerinin bir türü. 13 Eylül günü başörtüsüne kurallara uygun takmadığı gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından komalık bir şekilde kaldırıldığı hastanedeki hayatını kaybeden Mehza Amini, tarihte iz bırakacak protestoları başlatacağını bilemezdi. Genç kızın ölümünün ardından İran rejimine karşı protestolar ülkenin her köşesinde yüksek sesle devam ediyor. Sert müdü haleye başvuran İran polisi, yüzlerce kişiyi öldürdü. Binlerce kişiyi de gözaltına aldı.
İran devriminin en önemli aktörlerinden kadınlar bugün İran rejimi için önemli bir tehdit olarak görülüyor. Mehza Amini’nin ölümünün ardından yaşananlar devletin kriz algı ve süreçleri öğretmekte ki zafiyetini de gösterdi. Yetkililerin hadiseye uygun olmayan eylem ve açıklamaları toplumu tatmin edici düzeyde olmamakla birlikte
halkın öfkesinin ve memnuniyetsizliğinin artmasına da neden oldu. Polisin çelişkili açıklamaları, sorumluların istifa etmemesi, bazı radikal muhafazakarların halkı tehdit etmesi, tarafsız bir komisyonun oluşturulmaması, ahlak polisinin yanlışlarının üzerinden örtülmesi gibi çeşitli hatalar kriz yönetimindeki zafiyetin göstergeler olarak yorumlanabilir. İran’ın en önemli halklarından biri de Türkler. En büyük asimilasyona maruz kalan da onlar. Örneğin Abbas Lissani. Ana dilde eğitim hakkının savunduğu için 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 30 milyon civarında Türk olmasına rağmen mecliste temsil hakları yok. Ancak bu sadece Türklere uygulanan muammeli değil. Rejim şiddet gücünü Kürt, Belinci, Gilek, Arap, Tacık ve Türkler gibi diğer milletlere asimil etmek için kullanıyor. Nezame Cumhuriyeti İslami bir hesabı in cenaet kara kohat resi. Molla rejimi toplumun tüm nefes borularını tıkatmış ve baskı altında yaşamayı şiddet gücü ile kabul ettirmeye çalışıyor. İnsanların bu zulme karşı isyanlarını da dış güçler olarak tanımlıyor. Örgütlenme, ifade ve inanç özgürlüğü gibi temel hakları idam gerekçesi yapıyor. Bu ve benzer iddialarla binlerce insanı idam ediyor. İnsanların en temel hakları farz milletçiliğine karşı tehlike olarak görülüyor ve katliamla bastırılıyor. İran kendi halkını karanlığa empoze etmelerinin yanı sıra Şii Hilali olarak gördüğü bölgelerde de rejim ihrajatı yapmaya çalıştı. O ülkelerde mezhep savaşını körükledi. Örneğin Lübnan’da Hizbullah, Irak’ta Haşt-i Şabi, Yemen’de Husiler, Suriye’de Nusayri rejimi gibi terör örgütlerini destekledi ve yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldu. İran’ın körüklediği iç çatışmalar halen devam etmekte. Bunun yanında İran kendi tabanı olduğunu düşündüğü Azerbaycan gibi ülkelerde Hüseyinliler gibi terör örgütleri kurdu. Hizbullah gibi bir model oluşturmak istedi. Kısacası İran ülkesinin bütün gelirlerini, yeraltı ve yeryüzlü kaynaklarını, halkın refahı, gençlerin istikbali için değil, kendi hintarlantı olarak gördüğü yerlerde harcamayı tercih etti. Bütün bu yaşananlar İran genelinde mehsa ameni olayıyla bardağı taşıran son damla oldu. İran’ın bütün hakkı hukuku elinden alınan herkes artık bu rejime yeter diyor. İran’da Tahran başta olmak üzere çeşitli bölgelerdeki üniversitelerde öğrenciler özgürlük soğanları atıyor. Özellikle kum gibi Şii rejiminin kalesi olan bölgelerde bile rejim sallanıyor. Medreseler ateşe verildi. Kasım Süleymaniy gibi rejimin en önemli liderlerinin portreleri ateşe verildi. Mevcut dini lider Hamane’ye ölüm sloganları atıldı. Hamane ise sert müdahale kararını vermiş. Rejim bunu bastırmak için insanları direkt öldürüyor.
İdam cızası veriliyor. Bir önemli detay. İran Güney Azerbaycan’daki Türkleri yıllardır her türlü baskı ve zulmü yaparken başta Azerbaycan olmak üzere Türk dünyasından herhangi bir tepki görmüyordu. Ancak 2. Karabağ Savaşı’ndan sonra İran’ın Ermenistan’a verdiği açık destekten sonra
Azerbaycan güneydeki soydaşlarını desteklemeye başladı. Bu da İran için alarm belirtisiydi. Çünkü Gülistan Türkmeniç’e yanaşmasıyla 1828’de elde ettiği bu stratejik bölgeyi elinden çıkarmak istemiyor. Doğuma gebe bir devrim mutlaka gerçekleşecektir.
İran rejiminin devam etmesinin ana sebeplerinden biri de Doğu ve Batı’daki güç merkezlerinin İran rejiminin ne güçlü olmasını ne de dağılmasını istememelerindendi. Çünkü İran dağılırsa 30 milyonluk petrol ve gazı olan yine Türk Cumhuriyeti’nin ortaya çıkması istenmeyen bir durumdu. Ayrıca İran mesle faktörüyle devamlı İslam dünyası içinde bir fetne kaynağıydı. Bundan dolayı da dağılmamış bir İran Doğu ve Batı’daki güç merkezleri için her zaman kullanılabilir malzemeydi.
Ama her şeyi rağmen görüldüğü gibi İran’da boğulmuş, bastırılmış, katilmiş halkı artık hiçbir güç durduramıyor. Ne Batı ne de Doğu. İran’ın bu çalkalanmasına şekil verecek tek güç İran halkı. Tüm dünyanın seyrini değiştiren hatta sizlerin ve bizlerin hepimizin hayatına doğrudan etki edilen Ukrayna Savaşı henüz bitecek gibi değil. Hatta çıkmaz agerli. Doğru cevap ise Avstriyalı. Savaşın ana aktörü Vladimir Putin’in yeni büyük kumarı tek müttefike Belarussu’da savaşa dahil etmek.
Peki Belarussu ne yapacak?

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir