"Enter"a basıp içeriğe geçin

İstanbul’u Saç Ekim Merkezi Haline Getiren Doktor | Servet Terziler’in Başarı Hikayesi

İstanbul’u Saç Ekim Merkezi Haline Getiren Doktor | Servet Terziler’in Başarı Hikayesi

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=-1ucMO8HYPA.

Dedim Servet kaç oldum burada. Aklım varsa oku, bu hayat hayat değil. Ekim 2004 yılında esnaf ördük, kurduk. Biz dedik saç hekim yapıyoruz. Yurtdışı maceramızı 2005 yılında başladı. Dubai’ye gittik. Bizden başka sağlık turizmi için bayrağı sallayan yok. Göğsüne silikon taktığım yanım kalmadı gibi. Brezilyan popos dediğimiz popoya sahip olmak için geliyorlar.
2019 Ciro’muz 3 milyar dolar. Bu 3 milyar doların 1,5 milyar doları saç aydı. Annem baba Adiyamanlıyım. 5 çocuklu bir ailenin son çocuğuyum. Babam Adiyaman’dan İstanbul’a göçmüş. Ekonomik zorluklarla boğuşuyor. Annem diyor ki 5. çocuğa hamileyim. Babamın hemen kırmızı kart çıkarıyor. Bunu aldıracaksın diyor. Annem de üzülüyor. Annem bir tüccar çocuğu. Rahmetli babam diyor ki ben diyor. Bakacak gücüm yok. Annem hemen bu çocuğun ikinci çocuğunu himaye mi alırım diyor. Annem der ki bir ay doğdu içime. 6 çocuk dünyaya getirdim. Sen doğduğun zaman gerçekten bir ay doğdu içim çok ısındı der. Hayatta hep gerektiği yerde işi tersine götürmeyi severim. Unutamadım. Rahmetli amcam vardır. Saçların bir yantını sürer.
Sürekli kitap okur. 1972-1973 yıllarında Türkiye’de iki üniversite bitirmiş nadir insanlardan biri. Rahmetli amcam çocuğu olmadı ve beni de çok severdi. Bir tekstil atölyemiz vardı. Babam der ki hadi gel çırak olacaksın atölyede. Olur der. Baba hayır diyecek halimiz yok ki. 7. yaşın yaz ayınlıyız. Gittim makine gürültüyle guc guc guc beyninde ötüyor.
Ütüye geçtim kolum yanıyor. İplikleri temizleyeceğim elimi kesiyorum. 7 yaşındayım. Rahmetli amcama gittim yazın dedim beni yanına alsana. Oğlum ne yapacağım ben seni dedi. 7 yaşına. Çocuksun dedi. Ne istiyorsan yapın dedim ama beni yanına al. Niye dedi bunu istiyorsun? Amca 1 hafta 10 gün atölyeye gittim. Bana göre değil orası dedi. Tamam dedi. Ben babanla bir konuşayım. Amcam tabii onu ikna etmiş. Sen demiş amcanla konuşmuşsun. Evet dedim konuştum.
Amcam okumuş adam ya okumak istiyorum belki ondan feyiz alırım diye gitmek istiyorum dedim. Rahmetli amcama gittim. Lalede çok güzel bir yazanesi vardı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Ankara’nın en ileri gelen eczacılar. Bir baktım entel insanlar konuşmaları güzel sohbetleri muhabbetleri derin. Büro’nun maskotu olmuştum. Amcam sağ olsun beni her gittiği yere götürmeye başlıyordu. Bergerat Orman’la ilk defa amcamla öğlen pikniğe gitmiştik. O benim için çok unutulmaz dönemlerdi. Ve Kabataş erkek lisesini kazandı. Annem hemen karşıma geçti. Gidemezsin dedi. Şu anda elimde belgem var ben gideceğim dedim. Akşam oldu babam geldi. Git oğlum dedi. Ben oturdum. Baştan aşağıya mühendislik yazdım. Mutluyum çünkü mühendis olmak istiyorum. Kafa çünkü matematik kafası. Rahmetli babam nereye yazdın dedi.
Dedim babacım mühendislikleri yazdım. Ne olacak dedi mühendis olunca. Ne mühendisi olacaksın dedi. Dedim bilgisayar mühendisi olacak. Bilgisayar mühendisi olunca ne olacaksın dedi. Ne bileyim büyük bir şirkete gireceğim dedim. Orada yükseleceğim. Peki en yükseğe çıkınca ne olacaksın dedi. Baş mühendisi olacağım. Sonra baş mühendis olunca ne yapacaksın dedi. Ne bileyim projeler dedim. Peki patron projelerine beğenmez yüzünü atarsa ne yapacaksın dedi.
Babam okumamış ama insan sarrafı veya da az konuşur, öz konuşur. 84 yılında üniversite imtihanına girdim. İlk 300’e girerek Türkiye’de çok şükür bir sıralama almıştım. Ve Çapatı fakültesine girdim. Fakat fakülte ezber bana göre değil. Okuyorum ama aşkla şekle değil. Bizim 3. sınıftan itibaren branşlar vardır. Çocuktur, dahiliyedir, cerrahidir. Babam enteresan bir şekilde beni çocuk doktoru yukarıdan şey yazma vesile kıldı. Hassaki Eğitim Araştırma Hastanesi’ne 91 yılında başladım. Özel Pala hocamız vardı klinik şefimiz. Doçentti ve Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli hocalardandı. Öyle bir hocalık hayatı geçirmiş ki 20 sene yaz tatili görmemiş. Böyle bir hocanın eline yetiştik. Dedim ki ben artık doçent profesör olmak istemiyorum. Ben özel sektöre geçip ticaret yapmak istiyorum. Yaşımeniz daha o dönemde 27. Hiçbir şey bilmiyorum. 10 tane doktor arkadaşı topladım. Herkese dedik yüzde 10 iste verelim. Patron olmasın aramızda. Hepimiz şirkete alalım havaya kaldıralım. Çoğumuz bizim uzman değiliz. Hepimiz İTISAS’ın son yılındayız. Biz orayı 50.000 marka satın aldık. Fakat 2004’ün başına geldiğimiz zaman insanlar sadece o dönemde
SSK hastanesi ve devlet hastanesine gidebiliyorlar. Ve özel hastane ve poliklinikler tıp merkezleriyle acil ihtiyaçlarını götürüyorlar. Özel sektörün ön planda olduğu bir dönemdi. SSK’sı emekli sandığa olabilen özel hastanede gidebilir. Üniversite hastanesine gidebilir. Fakat tıp merkezinden polikline gidebileği ibaretleri yoktu. Bunun Türkçesi poliklinik ve tıp merkez ipi çekilmişti.
Üç tane poliklinimiz vardı. İki tanesini bir şekilde devrettik ama batarak devrettik. Çünkü o dönemi yönetmek bizim için imkansız bir hale gelmişti. Dedik ki biz burayı en azından elimizde tutalım. Bir dönüşüm yapalım. 6 ay sabahleyin altıda toplanıyorduk. Ben dedim ki bulduk. Otoban dedim burası. Biz bu otobana çıkarsak biz burada hız yaparız. Güvenli bir yol dedik.
O dönemde henüz daha İstanbul’da marka olmuş bir yer yok. Bizim sahada amacımız buydu. Estetik dünyasını marka yapmaktı. Dünyanın neresine koyarsak markayı orada koştu. İçinde saç ekimi, plastik cerrayi, ameliyatsız güzelleşme, lazare plasyon uygulamaları ve sellü tedavileri. 5 kullarda koşalım dedik. Ve günlerce toplantıda ne kazanır ne kaybederiz tartışmaya çalışıyoruz.
Ekim 2004 yılında esnavör’de kurduk. Bağça evren şubemizde. Bismillah dedik. Yola çıktık. Bir bacak neredeyse 1000 dolar repülasyon yapılıyor. 8 seans yapılacak normalde. 8000 dolar repülasyon yapılan bir dönemden bahsediyorum. Tabi biz fiyatları uygun halde kılalım dedik. Bir iki yıl içinde biz acayip bir yiğme aldık. Saç ekimde özellikle o dönemlerde fut tekniği vardı ama ameliyatlı teknik. Epilasyonu doğru yapan uzmanları yetiştirmeye başladık. Dünya çapında ürünler ürünler dünyevimize katmaya başladık. Enteresan, heyecanlı, hızlı, bizi mutlu eden bir dönem oldu o dönemde. Ve 2009 yılında Sağlık Bakanı’ndan bize bir tebligat geldi. Güzellik poliklinikleri kapatılacaktır. Büyük ihtimalle bir takım güzellik salonlarında gayri ahlakı işler yapıldı. Fakat sapla saman ayırt etmeden hepsini kapatalım. Mantığı o dönemde var duruyordu. Biz o dönemde bütün bürokratlar, milletvekilleri, bakanlar araya soktuk. Sağlık Bakanı’na randevu alacağız. Derdimizi anlatacağız. Türkiye’de biz bu işte çok iyiyiz. Kaliteli işler yapıyoruz. Lütfen sapla saman ayıralım. Kaliteli marka olmuşlar. Hayati yeteni devam etsin. Gerekli yerleri kapatın gitsin. Artık bizim kapatılacağımız son gün bir heyetimizi kabul etti. Makamında durumumuzu arz ettik. Türkiye’nin aydınlık yönü olduğumuzu ve Dünya ile entegre olan bir yönümüz olduğunu kendisine ifade ettik.
Bizi güzellikten dönme poliklinik olarak yönetmeyi yazdırdı. İpimizi çok şükür kendi elimize kurtardık. 2011’in Türkiye’nin ilk ve tek plastikçeli hastanesi açmış olduk. 2016 yıllarına kadar yaklaşık orada bir beş yıllık iyi bir maratonumuz oldu. Son 2014’te de şu anda bulunduğumuz binada bu hastanemizi açtık. Yurtdışı maceramızı 2005 yılında başladık. Dubai’ye gittik. Ülkemizi tanıtacağız. Heyecanlıyız. Bundan 15 sene önce yaşımızda, henüz 35’lerde böyle cıvıl cıvıl hareketliyiz, enerjiyiz. O sırada bütün Taksim’de gördüğünüz insanlara getiren turizm acentayla yan yanıyız. Bizden başka sağlık turizmi için bayrağı sallayan yok. Biz dedik saç ekmeği yapıyoruz. Biz dedik esedikçiler yapıyoruz.
Biz dedik, esnaf ördüsü. Dedik önce bir getirelim biz, dünya insanı elimize. Yoğun reklamlara başladık. Bütün Arap dünyasından İstanbul’a turist getiren firmalarla kazan kazan sistemiyle bir partnerlik anlaşmaları yaptık. O dönemde yavaş yavaş Arap dünyasından başlamak üzere bir akım başladı bize. 2006, 2007, 2008’de İstiklal Caddesi’nde insanlar dolaşmaya başladı. Hep Araplar ilk baştaydı. 2015’ten sonra şu anda öz Almanlar, İngilizler, Hollanda, Belçika, Kanada, Avustralya nereden istersem insanlar ülkemize gelmeye başladı. Ve şu anda ülkemiz çok şükür dünyanın sağlık üstü oldu. İstanbul, dünyanın sağlık turizmine baş şehri, ülkemizde baş ülkesi oldu çok şükür. Saç ekmeği, lokomotif. İkincisi, estetik cerrağı. Üçüncüsü, diş ve dördüncü göz diyebilirim. Bizim şu anda tahminen 2019 Ciro’muz 3 milyar dolar gibi kabul ediliyor. Bu 3 milyar doların neredeyse 1,5 milyar doları saç ay. Covid döneminden sonra inşallah dünyada sağlık konusu, marka olduğumuzu, çok iyi bir güç olduğumuzu dünyaya bence bir Covid döneminde reklamını çok güzel yaptık. Ve iyime giderek artacak ki net bir şekilde bekliyorum.
Ve önümüzdeki bence 4-5 yıl içinde 3 milyar dolar, 20 milyar dolar çıkarsa şaşılacak bir rakam olmadığını bilmeniz istedim. Kadınlar en çok estetikte göğüs, burun. Belli yaşları geçmişlerse liposu action ve karın germi. Ülke olarak da İsveç, Norveç, Danimarka popo implantına geliyor. 20-35 yaş grubu arasındır.
Memeye bakıldığı zaman yine 20-35 yaş grubu çok hat safhada. Liposu action karın germe daha çok 35-45 yaş grubu bandında. Dünya çapında çok büyük günler geldi. İngilizce formül ve bir şampiyonları mı diyeyim? Dünyanın ünlü futbolcularından isimler mi diyeyim? Birçok filmlerde gördüğümüz duayenler mi diyeyim?
Özellikle Körfez ülkelerinden birçok krallar, şeyhler mi diyeyim? Dünya çapında milyar doları geçmiş iş adamların geri bir ülkemize hizmet alması mı diyeyim? Saç hekimi ortalamaya bakıldığı zaman 22-2500 euro civarında diyebilirim.
Dünya için bu çok uygun bir rakam. Onun için dünyada saç hekim özellikle İstanbul lehini patladı.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir