"Enter"a basıp içeriğe geçin

Matematik nedir, bir bilim midir? Prof. Dr. Ali Nesin yanıtladı

Matematik nedir, bir bilim midir? Prof. Dr. Ali Nesin yanıtladı

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=RsV8XUd22nk.

Bir, ilk sorum. Matematik nedir? Şunu merak ediyorum. Matematik bir bilim midir? Bilim ve ölmek için gerekli bir dil midir? Nedir matematik? Matematik… Evven’i, yaşadığımız dünyayı, çevremizi anlamak için……soyutlama yöntemiyle icat edilmiş bir simgesel bir dildir. Aslında kuralları çok belidir, çok barizdir. Ama o kurallara uyumak çok meşakkatlidir. O kurallara uyamadığınız için o kurallara uyduğunu göstermek çok zordur. Örneğin, yani tüori olarak şu mümkün.
Bir kanıt verdiğiniz zaman bu kanıtı bilgisayara verip, bilgisayar sana söyleyebilmeli. Bu kanıt doğru mu, yanlış mı diye. Ama bunu yaptığı zaman çok yüz yıllar alır. Yazması, o dilde yazması yüz yıllar alır. Dolayısıyla daha çok sezgilerimizi kullanarak yaparız bu işi. Mantığı da, bu çok kişi matematikçi, mantığı bilmez aslında. Yani mantığın kurallarını bilmez. Ama yani sezgilerimiz de bu doğrudur, bu yanlıştır. İlerleriz.
Matematik sezgisel bir şey midir yani? Sezgi olmazsa olmaz ki. Sezgi olmazsa olmaz ki. Yani sezgilerini kullanmak zorundasın. İki kere iki dört derken bir sezgi gerekiyor mu? Yani bu sezi ve sezgiyi bilmiyorum iki iki dört. Yani gerekiyor tabii. Ama yani onu ezbere biliyoruz. Ama daha kavmaş bir şeyler için. İki kere iki dört.
Yani onu formel olarak yapabilirsin de çok daha kavmaşlık şeyler. Mesela? Topoloji diyelim ki, ya işte çeşitli şekiller. Dört boyut, beş boyut, altı boyut, yedi boyut, sonsuz boyut. Bunlarla çıktığın zaman mutlaka bir sezgi gerekiyor. Ama sezgi gerekiyor derken sonra sen sezgiyi formel bir biçimde yazmaya çalışıyorsun. Yani sezgilerinle hak ediyorsun. Ya bu böyle olma. Tecrübe çok önemli tabii. Yani tecrübe sana sezi kazandırıyor. Ya bu böyle olduğu diyorsun. Mesela iyi bir hoca, öğrencisine, doktor öğrencisine çözülebilir bir problem verir. Kendisi çözümü yoktur kendisi. Kendisi bilmez çözümü. Ama sezgiler var der ki bu problem çözülür der. Mesela ben örnek vereyim. Kendi hocamdan örnek vereyim. Ben üçüncü yılımda benim hocam gitti. Tek başıma kaldım. Ondan sonra bana bir kitap vermişti şunu okuduğum için okudum kitabı. Orada bir problem buldum kendime. Sonra üç yıl önce tanıştığım bir hocaya gittim. Ona konuşmak için. Ne üzerine çalışıyorsun dedi. Porlemin ne dedi. Ona porlemini anlattım. Dedi ki bu çok zorla benziyor dedi. Sen en iyisi şu porlemin bak dedi. Başka bir porlemin verdi bana. Porleminler benzer aynı konuda. O porlemini çözdüm. Bir yıl içinde, altı ay içinde çözdüm. Altı ayda? Altı ayda çözdüm.
Diğer problem bugün hala daha bilinmiyor. Şimdi hala daha harit ederim. Nasıl anladığı o porlemin çok zor olduğunu. Böyle bir sez gibi anlatılmaz bir şey bu. Mutlaka sezgi olmadan. Mesela jeloklarda. Cehennem burada. Jeloklarda öyle sezgileriyle. Buradan petrol çıkar, buradan elmas çıkar, buradan şu çıkar, bu çıkar.
Bilgileri var tabi ki. Bir de sezgileriyle yani her yere denmiyorlar. Sezgi olmazsa olmaz. İlginç matematikte sezginin bu kadar gerekli olduğunu ilk defa duyuyorum. Sezgi olmazsa olmaz. O kadar gerekli. Yani bu sezgi derken şunu mu kastıyor mesela? Einstein’ın görecilik kuralını geliştirirken ki o iç görüsü gibi bir şey mi bu sezgiden bamba? Tabii.
Ali’ye sormak lazım bunu ama…

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir