MEVZULAR 14 – Günaydın AFRİN
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=a0vSLA4SvTo.
Babala TV’nin sonunda TV olmasının bir sebebi vardı benim için. İnternetin televizyonu olsun. Her gün bir içerik koyalım. E o ne diyor? Paraları gördük tabi aklımız şaştı. Bayağı bir aksattık Babala TV’yi ama önümüzdeki dönemde Babala TV’de her gün bir içerik olacak. O içerikleri de çok taşlamayın ne olursunuz. İlk gördüğünüzde tabi size garip gelecek. Biz mevzular istiyoruz bu ne falan demeyin. Onun da bir alıcısı olacaktır illaki. Hani mevzulardan nefret edip, röntü çok seven ya da röntden nefret edip bizim çeteye dahil olmak isteyenler var. Şu seçenek olsun. TV dediğin öyledir. Kanalda evde sabah kadın programı var diye akşamki dizini mi izlemiyorsun? Biz de tam olarak o seçeneği sunmaya çalışıyoruz internette. Çeteye ricamdır geçerken izleyen ya da ha dur Oğuzhan kesin komik videodur deyip şu anda bu videoya tıklayanlara seslenmiyorum. Beğenmezsenize söyleyin yani deyin ki Oğuzhan tamam biz ön yargısızlaktık ama ha bu ne *** kıyma. Yazın altına. Özgürüz. Sonuçta bizi sizler var ettiniz dedikleri şey tam olarak bu. Mevzuları kimse var etmedi kimse yanlış anlamasın da. Mevzuları şu an iki kişi de izlese ben sunmaya devam ederim. Mevzular çünkü benim psikolojik danışmanım gibi. Geliyorum buraya bır bır konuşuyorum hiç kimse *** de değil. Rüya tabelerine hoş geldiniz. Rüyaların bir çoğunu hatırlamıyoruz zaten de. Rüyayı gördükten sonraki süreçte uyumaya devam ediyorsam hatırlamam mümkün olmuyor. Hemen uyanmadan önce gördüğün rüyaları hatırlarsın genellikle. Sabah kalktığında da hiçbir şey hatırlamazsın. Ah deliksiz bir uyku çektim dersin. Senin en etkilen rüyan hangisiydi? Çok zengindir. Hı. Çok güzel bir hayatım var. Ama uyanınca zengin falan değilsin. Peki rüyanda gördüklerin sana bir şekilde gaz vermiyor mu? Veriyor. O gazı alman için ve rüyandaki hedefine ilerlemen için uyanman ve hareket etmen gerekiyor değil mi? Bir türlü uyanamıyoruz. O yüzden yalnızca parmaklarımız tepki veriyor. Şunu hatırlarsınız uyuyan insanlarla. Şu anda Türkiye’nin durumu tam olarak bu. Uyuyoruz çünkü. Sınırsız geliyor her şey bize. Atlarız, uçarız, kaçarız çünkü rüya. Geliriz oraya yok ederiz sizi paramparça ederiz. Vır tık tık tık tık tık. Hıt de sen alsana bir *** diyecek adamlar bunlar biliyor musun? Afrin operasyonu başladı. Neler yazıyorlar Twitter’da? Vur oğlum vur Türk askeri. Geliriz oraya böyle yaparız. Oğlum bu şaka değil. Savaş. Yazmak için yazıyorsunuz. Etrafınızdakiler, çevremizdekiler arkadaşlarınız ya da hiç tanımadığınız insanlar sizi kahramanlara destek veren kahraman olarak görsün diye yapıyorsunuz. Yalan söylüyorsunuz. Çünkü rüyadasınız. Soma faciası oluyor. İnanılmaz bir tweet yağmurlu. Önce insanların yaşam hakkından bahsediliyor. Sonra derken ana haberler birazcık daha işideşmeye başlıyor. Yüzeysel bir şekilde diyorlar ki. Yaşam odası olsaydın kurtulur muydu işçiler? Fad Türkiye yaşam odasını duydu. Hani rüyanda duyduğun şarkıyı sabah kalktığında ezberebilirsin gibi bir durum aslında. Otomatik yönlendirme. Hop diyorlar ki yaşam odası niye yoktu, yaşam odası niye yoktu. Hayatında yaşam odasını ilk kez duyan insanlar neden yaşam odası olmadığını sorgulamaya başladılar orada. Deprem olduğu zaman 17 Ağustos 99’da. FAY kırıkları diye bağıranlar gibiydik. Çünkü FAY zaten kırık demekle. Bunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Duyduklarımızla tepki verdik. Bugüne kadar hep bunu yaptık. Kan bağışları da öyledir. 2000 tane kan bağışı mesajı görsünüz Twitter’da. BRH negatif aranıyor. 2000 kişiden 400’ü BRH negativdir. Ama kalk pastaneye gitmek yerine tweet atarak rahatlatırlar vicdanlarını.
Bu gerçek olabilir mi? Olamaz. Dedim ya birçok programda hafızamız 21 gün. Bu bilimsel bir şey. O da tam olarak şunu temsil ediyor biz uykudayken. Bu. Sen mi geldin? Evet o geldi. Sen mi geldin demek onun geldiğini görmek ve sonrasında uyumaya devam etmek bir tepki değildir. Herkes bunu tepki zannediyor. Neden hepimiz uyuyoruz? Instagram hesabında FETÖ’cü zannedilmeyeyim diye Türk bayrağı paylaşan var.
Arkadaşlarım tarafından yuhalanmayayım diye şehit haberine lanet mesajı yayınlayan var. Şarkıcılar, türkücüler, oyuncular sırf onları sevenler. Bozulması diye 10 Kasım’ı yad edip bayramları kutluyorlar. Siz onlara inanıp altına adamsın yazıyorsunuz. Çünkü uyuyorsunuz. Herkes şov yapıyor. YouTube’da kendini çok izletmek için yumruklatan çocukla o tweetleri atan adamlar, insanlar, teyzeler, amcalar arasında hiçbir fark yok. Çünkü onlar da birilerine ulaştırmak için yapıyor bunu. O çocuklar da. O yüzden zaten çok rey tweet almış ya da çok fava almış mesajların bir sürü takliti çıkar. Kelimelerinin yerlerini değiştirip aynı cümleyi kurarlar. Neden biliyor musun? Çünkü orada yazdıklarımız bizim sesimiz değil. Işığı gören gider ya hani. Hücum ederiz. 10.000 re tweet almış. Ben de re tweet etmeliyim deriz. Hani böyle ampulün etrafına toplanan sinekler vardır ya. Onun gibi. Atmayalım mı? Destek olmayalım mı abi? Öyle destek olunmuyor. Mesela neden girdiğimizi biliyor musun aferinle? Askerlerimizin yanındayız demekle askerlerimiz şu sebepten orada demek arasında dağlar kadar fark var. Görüyorum 2 milyon takipçili bir paylaşmış bayrak. Sizin yanınızdayız. Neden yanlarındasın? Sen sanatçı değil misin kardeşim? Sen bu toplumun acılarından ve mutluluğundan beslenmiyor musun? Sanatçı olmak bunu gerektirmez mi? Neden ben senin albümünün ne zaman çıkacağını ya da single’un hangi tarihte yayınlanacağını bilmek zorundayım sadece. Senin bu ülke hakkındaki görüşlerini de bilmek zorunda değil miyim? Bu ülkenin sanatçısı değil misin? Okmeyden Araştırma Hastanesi’ndeyim. Acil kısmından girdim ve hastane içinde yürüyorum diğer binaya doğru. İnsanlar kendi sediyelerini taşıyorlar. Bir tane teyze açlıktan midesi guruldu ya guruldu. Oturdu yanımıza böyle bakıyor. Feli gitmiş gözlerine. Lan dedim ki Türkiye bu mu? Bu. Türkiye etiler değil, Beşiktaş değil yalnızca. İnsanlarımız aptal ya. Sen hangi insanların senin insanların olduğunu bilmedikten sonra onlara nasıl aptal versin? O keşmekeşin arasında ne gördüm biliyor musun? Arkada yükselen bir binanın duvarına dev gibi bir beren saat giydirilmiş. Elinde bir cips ve gülümsüyor. Işıklar onun üzerine dönmüş. Nasıl gözüküyordu biliyor musunuz? Vaa! Bakın bu insan. Biz insan değiliz dersini görsen. Hastane bankının yanına çökmüş yaşlı adamın arkasında parıl parıl parlayan bir beren saat. Kendinizi iki dakika oradaki insanları yerine koyun ve dönün bakın o binaya.
İşte bazı insanlar diğer insanlara bu yüzden çok değer veriyorlar. Hepimiz bir hayat yaşıyoruz diyoruz ya. Öyle değil. Bazılarımız birçok insanın hayatını yaşıyor. Kendi hayallerini de görmek istiyorlar bizi. Artık kendileri için hayal kuramayacak kadar çaresizler çünkü. İşte bu yüzden var fanlık, fanatiklik. Ben isterim ki fanatik olan insanlar da bu durumu görsün. Belki de görüyorlar ama bir çoğu ekmeğime dokunmasınlar diye ses çıkartmıyordur. Ama ses çıkartmalı. Hayat dediğin şu kadar bir şey. Kafama spot düşse domates gibi geberebilirim. Eve giderken trafik kazası geçirebilirim. Elvis Presley öldü lan. Krava. Sen nasıl bu krağızın?
Elvis Presley de öldü. Hepimiz öleceğiz. Geleyim sana ben 1 trilyon para vereyim. Sen beni 50 yıl sonra da anlatırsın. Hatırlarsın. Ama gerçekten hatırlananlar kimlerdir biliyor musunuz? Size para pul verenler değil. Hayatlarınıza yön verenler. Bunun için gücü olan çok fazla insan var Türkiye’de. Ama bu gücü kullanmıyorlar. Eğer bu kadar insana hitap etmenin ağırlığı altında ezilmeyecek bilgin varsa onlarla bunu paylaşman lazım. Yoksa herkes sitar. Bak şimdi açayım kötümü burada size döndüreyim kameraya sallayayım. YouTube’a koyalım. Kaldırılana kadar sürede ünlüyüm. Bu kadar basit.
Kızın bir tanesi çıktı işte görmeyecek korkacağım bilmem ne ben bu kızı gördüm. Ben böyle bir şeyi izler miyim ******? İzler miyim oğlum? Bu kız şu anda ünlü demek ki. Ünlü olmak mesele mi? Ajları hanginiz tanımıyorsunuz oğlum? Bu ülkede ajları kim tanımıyor? Ünlü mü? Ünlü. Sen ünlü müsün? Sen de ünlüsün. Aranızdaki fark yer aldığınız projeleri olmamalı. Etki ettiğiniz insanlar, yaptığınız reklamlara karşılık veren insanlarla vermeyen insanlar olarak ayrılmamalı. Hepsini kucaklayın bir şeyler anlatın. Siz bu toplumun sanatçılarısınız. Eminim böyle yapıyorlar bana şu anda. ******ma bak.
İstediğinizi söyleyebilirsiniz. Çünkü burası mevzular ******. Açarım ****** mevzular. Benim alanım. Beni kıskırtmayın. Rüyadayız oğlum. Rüya görüyoruz. Attığımız hiçbir adım gerçek değil. Ayaklarımızın üzerinde değil. Parmaklarımızın üzerinde yaşıyoruz. Suçlusu biz miyiz peki? Vallahi değiliz. Bizi uyutuyorlar. Bu yüzden rüya görüyoruz. Çünkü uykuda rüya normal değildir. Anormal olan durumun rüya olduğunu sezdiğin an uyanamamandır. Sonuçta Türk milleti bu değil mi? İllaki ayılır. Kızmıyorum da kimseye biliyor musun? Çünkü oğlum bunca masalada göz kapağı mı dayanır? Artık arzularımız ve fikirlerimizi yönetmiyor bizi. Bizi yöneten bize dayatılan algılar. Ne pompalandıysa ona göre düşünüyoruz. Zaten ya da hiç düşünmüyoruz. Kelime anlamıyla algı nedir biliyor musun? Duyu organlarımıza tepki uyandıran enerjidir. Hani şunun gibi. İşte rüya da böyledir. Değişik uyaranlar değişik duyularımıza hedef alır. Yani bize verilen algı neyse gerçek odur sanırız. Bir de olgu var tabi. Peki olgu nedir? Olgu gerçeğin ta kendisidir. O rüya halimize dayatılan algı operasyonlarından kurtulabildiğimiz an gerçeğe yani olguya yaklaşırız. Birçok ülke bize dost olarak algılatılmış. Hep onların kazığını yemişiz biliyor musun? Mesela 1. Dünya Savaşı’nda Sarı Kamuş faciası var biliyorsun. Onun asıl sebebi Almanlardır. Dost olarak algıladığımız Almanlar. Yemen, Suriye, Irak coğrafyasında arkadan ançerlenmemizin nedeni de İngiliz tezgahıyla hareket eden ve yıllarca bizim idaremiz altında yaşamış Araplardır. Hani farkında olmaktır rüyadan uyanmak. Farkında olmaktır aslında yaşamak dedim ya. Siz İngilizlerin emperyalizmin babası olduğunu biliyor muydunuz? Bak mesela Balkan Harbi. 1913’te İngilizler ve Ruslar zamanında Osmanlı hakimiyetinde yaşamış, sonrasında kendi bağımsızlığını ilan etmiş birçok Balkan ülkesi bu savaşta karşı tarafta yer almıştır. Ve Osmanlı ordusu bu gücün karşısında çok ağır kayıplar vermiştir. Mesela Osmanlı Devleti’nin paramparça olmasının en büyük nedeni neydi? İngilizlerin devletinin Türk topraklarındaki faaliyetleriydi. Burayı arkeolog olarak gönderiyorlar, profesör olarak gönderiyorlar, araştırmacı olarak gönderiyorlar. Peki buraya gelen İngilizlerin kaçı isminin başındaki ünvanı gerçekten taşıyordu? Hiçbiri. Çünkü hepsi ajanlı. İngilizlerin devletinin ajanları. Dünyanın patronu Amerika değil mi? Değil. Tarih bunu bilir. Dünya üzerinde dönen bütün senaryoları İngilizler yazar, Amerikalılar oynar, İsrailler de yönetmenliğine soyunur. Amerikalılar çirkin yüzünü bize 15 Temmuz’da göstermiyor. Birçok uykucu Amerika’yı yeni bir tespit olarak görüyor. Oysa bu senaryo, Orta Doğu senaryosu 100 yıllık bir senaryodur. Bu senaryonun peşinden gidecekler. Biz ne zaman bu senaryoya ayılsak devletimizin başına bir şey gelmiştir ki fitne sokunmuştur. Sağ ile solu ayırmışlardır. İnciler var denmiştir, Kemalistler var denmiştir. Bunlar birbirine kırdırılmaya çalışılmıştır. O büyük devletler yok olmadıkça bu senaryo dilelebet devam edecek. Biz ne yapacağız peki? İzleyici olmayı reddedeceğiz. FETÖ gidecek. FETÖ gidecek. Yerine biri gelmeyecek mi? Film devam etmeli arkadaşlar. Show devam etmeli. Amerikalılar’ın tabiriyle. Show must go on. O aktör öldüğü zaman yerine başkasını koyamıyorlar mı? Oğlum hızlı ve öfkeli film yok mu? Paul Walker ölmedi mi? Ne oldu? Film devam etmedi mi? Etti. Yerine yeni aktörler geldi. Aktörler değişecek. Onun için Abdullah Gül çok ses çıkartmaya başladı. Oğlum Abdullah Gül dediğin adam Tayyip Erdoğan’la beraber Refah Partisi’nden ayrılmış. Necmettin Hoca’ya dönüp dediğimiz gibi biz gidiyoruz yukarıdan çok büyük destek geldi deyip giden adam değil miydi? Hepimiz dedik ki kol kolaydı. Bak bunların da arası bozuldu. Öyle bir şey yoktu. Bence araları hiçbir zaman düzgün olmadı onların. Güç sayesinde bir arada kaldılar. Güç dedi ki sen buradan devam edeceksin. Sen şöyle destekleyeceksin. Onlar öyle devam etti çünkü sözler verildi onlara. Bir nedendi ki Ortadoğu Hocası’ydı. Sen dedi başkan dedi neler yapacağız seni. Sultan yapacağız oralara falan dedi.
Sözlerini aldı verdiği sözleri de tuttu ama karşı taraf sözlerini tutmadı. O da dedi ki siz mi beni patlatıyorsunuz? Ben sizi patlatıyorum. Şimdi yaptığı şey verdiği sözlerde kaybettiklerini geri almaya çalışmak. Doğru şeyler yapıyor şu anda mesela ama birçok insanın yarası var hala. O şu anda doğru şeyler bile yapıyor olsa o yaptığı için yanlış buluyorlar. Diğeri nerede kalmıştı burada. Diğeri hiçbir şey olamadı garibim. Dedi ki ben hala buradayım ben dedi size biat ediyorum. Ben dedi kafa tutayım kendisine. Ben dedi lider olayım. Dedim ya senaryolar değişmez aktörler değişir. Yeni aktörümüz belki de oydu.
Sonra yeni bir parti kuruldu. Zaten zamanında var olan ama sonrasında bizim nefret ettiğimiz ve dağlarda dolaşan bir partiyle onlar ittifak yaptı falan. Bir baktık bunun karşısında bir sürü güç. Bir şeyin karşısında bir sürü güç olabilir. Normaldir bu. Muhalefet dediğin çok güçlü olmalıdır zaten. İyidir ama hepsi birbirini kolluyorsa o işte bir bokluk vardır hocam. Hani Frodo yüzüğü yok etmek için dağa gidiyor ya ve dağa giderken karşısında bir sürü insan çıkıyor. O yüzük benim olacak. Hayır o güç yüzüğü benim olacak. Biliyorlar o yüzük onları öldürecek. Ölümü göze alarak o yüzüğü isterlerdi hatırlayın filmi. Acaba bütün bunlar gücünü o ölümcül etikisinden mi etkileniyorlar? Bence. Ben karşı çıktığım insanın %90’lık yanlışı yüzünden %10’luk doğrusunu görmemezlikten gelmem. Çünkü ben savunduğum kişinin %90’lık doğrusu yüzünden %10’luk yanlışını görmezden gelmem. Eğer birine saldıracaksanız körü körüne saldıramazsınız. Eğer birini savunacaksanız körü körüne savunamazsınız. Çünkü siz insansınız. Tek başınıza bir birey bir fikirsiniz. Sizlerle beraber bir araya gelen diğer insanlar sayesinde oluşur toplumlar.
Bu yüzden çıkar savaşlar ve bu yüzden imzalanır barışlar. Doğrular ve yalanlar asla şekil değiştirmez. Taraf değiştirir. Dünün doğrusunun kimi karşısında olduğuna iyi bakın. Bugünün yanlışlarına kimler destek oluyor? İyi tartın. Sınav dergisini sponsorluyla çekilen o filmin adı neydi? Fetih. Uçan Şahin’i hatırla. Allah’ım Selena gibi Fetih filmi çekmişler. Kral Konstantin ne yapıyordu? Büyük jacuzi içinde çıplak kızlar. Hahaha! Pes Türkler! Bizans’ın bizdeki şekli bu. Peki gerçek ne? Paç Sultan Mehmet dayanıyor surlara İstanbul’u artıp düşmek üzere.
Gireceğiz içeri alacağız ramak kalmış. Konstantin de garibim diyor ki halk benim yanımda. Halk çoktan sıkılmış bezmiş bile savaştan. Ya şu sultan gelse de işimize gücümüze devam etsek. Konstantin yüzünden hepimiz vatansever gözükmeye çalışıp kılıçla dolaşıyoruz diyormuş. Ve inanın bana cehaletleri ya bir çok kayba sebep. İşte o cehalet, o surların ardında Bizans düşmeden hemen önce devam ediyor. Bir çok Bizanslı din adamı. Alim. Ayasopya’da toplanıp neyi tartışıyorlarmış biliyor musunuz? Meleklerin cinsiyetini. Konstantin de diyor ki bunlar Ayasopya’da bize dua ediyorlar. Konstantin’in karısı bile kraliçe diyor ki sultan gelir.
Ben diyor kadınım minat olsa ona kaç göz yaparım. İki sürtünüm iki kerkinirim diyor. Toprak toprak nemalanırım babacım diyor. Konstantin bilmiyor bu durumu tabi. Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı ordusu surlarının amk’lar girmek üzereler içeri. Hemen bir tane elçi gönderiyor. Gidiyor Konstantin’e diyor ki sayın kral diyor girdik gireceğiz siz diyor buradan uzayın. Sultanım söyledi ne almak istiyorsa yanına karısını kızını eşini hazinesini alsın ***’sin. Uzasın dedi diyor. Ne yapıyor biliyor musun Konstantin? Hayır diyor. Halkım benim arkamda. Geri dur diyor haberci. Söyle sultanla kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Konstantin yapıyor bunu. Çıkıyor ve savaş alanında ölüyor. Ölmeden önce ne görüyor biliyor musunuz? Arkamda dediği halkın arkasında değil. Yanımdadır dediği karısı çoktan gitmiş. Beni korul dualarıyla o alimler dediği alimler kıdem bölüşmeye başlamış. Konstantin ölürken şunları söylüyor. Ben ömrümce kör yaşıyordum. Tam gözlerim açıldı şimdi de ölüyorum. E babacım sen de yani Fatih Sultan Mehmet ile savaşıyorsun ***’im ne yapıyorsun ya? Al karıyı kızı git. Kral da olsanız mahallenin abisi de olsanız. Hastane sırası bekleyen bir teyze de olsanız hiç fark etmez. Hayata gözlerinizi kapatmayın. Bu kadar kör olmayın. Sonuç olarak İngilizler yazdığı senaryonun arkasında. Ortadoğu’nun bugünkü o rezalet sınırlarını çizen kim biliyor musun? İngiliz arkeolog, sözde arkeolog Gertrude Bell. Bu kadın çizmiş. İngiliz arkeolog. Arkeolog ve o kadar başarılıdır ki İngiliz hükümeti bu kadına çölün kızı Ira’nda taçsız kraliçesi ünvanını vermiş. Lawrence’ı zaten biliyorsunuz. Lawrence. Lawrence. Bunu bir de İngiliz aksanlar. Lawrence. Bu keko Hicaz bölgesindeki Arap isyanını başlatan kişidir. Osmanlının son dönemidir. Çok büyük zararı vardır.
Oğlum savaş sonunda hainler neden İngilizlere sığındı? Tam olarak aynısını yaşıyoruz ve hatta artarak devam ediyor. Mesela PKK’yı tekrar palazlandıran, FETÖ’yü ülkemizin en önemli noktalarına getiren kimdir? Sadece Amerika Birleşikli Devletleri mi NATO mu? Esas planlayınca İngiliz derin devletidir. Mesela seçimlere kısa bir süre kalınca ki 2019 kısa bir süre kaldı. Siyasi parti liderlerinden tekrar adayım demesi ya da yeni çıkan isimlerin biz bu siyasi partinin liderliğine adayız demesi çok normaldir. Olur mu böyle şeyler seçimlerden önce?
Ama asıl parlatılanlara bir anda göz önünde bulundurulanlara dikkat etmeliyiz. Öyledir birini halk parlatıp ön saflara koyar, diğeri zaten hazırdır. Paketinde gelir Amerika’dan İngiltere’den. Aslında biz halk olarak seçimlerde İngiltere ile Amerika ile kapışırız. Eğer ülkenizin bir kenarında bulunan bir güç, batıdaki devletlerle anlaşma içinde ise bekanız tehlikede demektir. PKK ve PY’de tek başına Türkiye’ye kafa tutabilir mi?
Bu yüzden sürekli bir müttefik aradılar kendilerine. Bu yüzden Barzani zamanda referandumu yaparken İsrail’i arkasına aldı ki İsrail’i arkam alırsam Amerika’da her türlü arkamı alırım dedi. Ama arkasından aldı. Elindekinden de oldu. Eğer büyük devletlerden gerçek bir müttefikiniz yoksa ve diğer devletleri hatta komşularınızı karşınızı almışsanız durumunuz hiç de hoş değildir ve çok iddialı konuşacağım. Mesele Türk’lük Müslüman’ın durumu değil çünkü eğer mesele o olmuş olsaydı zaten tarihteki birçok savaş yapılmamış olurdu. Timur Türk değil mi kardeşim? Yılırım Bayezid’le savaşmadın mı Ankara Savaşı’nda? Hatta esir etti. Yılırım Bayezid öldü ve hani Türk Türk? 1402 Ankara Savaşı. Mesela 1473 Otluk-Beli Savaşı. Fatih’in ordusuyla Uzun Hasan’ın ordusu birbirlerini kırdılar. E ikisi de Türk’tü, Müslüman’dı. Tarih boyunca dünyada aynı din, aynı mezhep, aynı ırktan birçok millet birbiriyle savaşmıştır. Biz bütün Müslümanlar bir araya gelelim de belirli bir güç oluşturalım. Biz bütün Türkler bir araya gelelim de belirli bir güç oluşturalım. Arayışları fantezidir, hayaldir. Çok üzgünüm. Ben istemez miyim öyle bir şey olmasın? Ünlü bilim adamı İbni Haldun ne demiş? Coğrafya kaderdir ve diyor ki politikalarınızı ırka dine, mezhebe göre değil, coğrafyanıza göre değerlendirin. Çünkü coğrafyası ile barışık yaşayan toplumlar barış ve huzur içinde uzun yaşarlar. Bu politikanın aksi. Maalesef kan ve gözyaşıdır. Siz eğer bugünkü gibi coğrafyanızda barışık olmazsanız başkaları gelip birbiriyle ittifak yapar ve o coğrafyanın altından sizin kuyunuzu kazarlar. Siz de tarihinizi bilmez, ders çıkartmaz, kör olası şer güçler diye bağırırsınız.
Aynı Mustafa Kemal’in de söylediği gibi, tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur. Sizce? Gelelim mi koridor mevzusuna? Şu andaki operasyonun sebeplerine? Gitsinler tabii, Afrin’i de alırız, bugün plakasını değiştiririz oranın durumları var ya. Onu yazanlar neden orada olduğumuzu gerçekten biliyorlar mı? Çünkü orada PY’de var. Bu yüzden mi yalnızca? Yıllardır Amerika Birleşik Devletleri İngilizlerin yazdığı senaryoyu İsrail’le beraber orada oynuyorlar. Suriye’nin a*******’ler,
Ira’nın a*******’ı yolluyorlar. Şimdi amaçları ve gayretleri ne? Ira’nın kuzeyinden Suriye’nin kuzeyine doğru uzanan bir koridor. Hatay’ın altından Akdeniz’e ulaşır. Akdeniz’e ulaşmasında bir sebebi var. Devletler ticaret yapar, devletler böyle geçinir. Bir tarafında petrol olacak, bir tarafında açık deniz. Ruslarım da göz ordu tabii, sıcak denizler biliyorsunuz. Hepiniz bir kere duymuşsunuzdur en azından. Amerika dünyanın kuklacısıdır arkadaşlar. Amerika bir devlet yaratmaya çalışıyorsa, hatta zamanında yarattığı devletlere ya da kurduğu bölgesel yönetimleri kendi kuklası gibi idare ediyorsa bunun bir sebebi vardır.
12.000 km öteden buraya gelip sınır güvenliği diye bir şey kurmak Amerika’nın hakkı mıdır? Haddi midir ya? Ortadoğu gibi bir bataklığın içinde Amerika neden uğraşsın? Kurarım bir devlet, veririm silahını, insan bedavaya savaşır. Şimdi de kendi arattıkları IŞİD’i temizlemek için PKK’yı ve PYD’yi görevlendiriyorlar. Biz hani diyoruz ya Fırat’ın batısında PKK’yı PYD’yi istemiyoruz diye. Şimdi hem batısında hem de doğusunda varlar. Amerika ne diyor? Biz orada 30.000 kişilik bir PKK, PYD ordusu kuracağız. Bunları silahlandırdık en iyi şekilde, en ağır şekilde.
Biz ne yaptık? Ağustos 2016’da Amerika’ya rağmen Fırat Kalkan operasyonuyla hançer gibi delip geçtik o koridor çalışmasına. Derken İdlib’e girdik birkaç ay önce. Bu yine bu yüzden de. Şimdi de Afrin. Neden yapıyoruz bunu biliyor musun? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti orada terör devleti kurdurmayacak. Bu durumdan yalnızca zamanında kendine verilen sözler tutulmamış büyük insanlar değil. Kahvedeki Mehmet Emmi, sanaydaki Orhan, üniversitedeki Ayşe, hastanedeki Fatma da haberdar olmalı. Hepimiz haberdar olmalıyız. Mesela bu Amerika denilen *** koridor konusunda ayağını denk almazsa biz ne yapabiliriz?
Amerika’ya kafa tutmak o kadar kolay mı? Kolay. Çünkü birçok millet karakteristik özelliklere sahiptir. Amerika’nın belirli özellikleri vardır. İngiliz’in belirli özellikleri vardır. Arapların belirli özellikleri vardır. Ama Türk milleti savaşçıdır. Uyur ama uyanırsa *** bu da tecrübeyle sabittir. Nedir abi bu koridorun amacı? Biz neden girdik oraya? Biz bu koridora karşı çıktığımızda bizim karşımıza ilk kim çıktı? Amerika Birleşik Devletleri. Sebebiydi ya zaten Amerika Birleşik Devletleri ama bölge çok sıcak orada Ruslar da var.
Televizyonu açıyorum bakıyorum abi. Ben güzel sanatlar mezunu bir ke koyayım. Bir sürü profesörümüz bir sürü aydınımız yok mu bu ülkede? Aç televizyonu hepsi aynı şeyi konuşuyor. Amerika’nın son dönemdeki yardımları. Son dönemdeki yardımları mı? 1993’te askerlerimiz büyük bir PKK grubunu kıstırmış. Grup kaçıyor. Askerlerimiz peşinde. Aynı şimdiki gibi bir mücadele. 1993’te Amerikan helikopteri gelip onlara malzeme atıyor, silah atıyor ve onların saklanmasına yardım ediyor. Öyle kurtuldu Türk askerlerinden o kalan grup. Bunu Türk istihbaratçıları kayıtlara geçirmiştir.
Televizyondaki profesör sen neyin profesörüsün hocam ya? Sayın hocam, sevgili hocam ne yapıyorsun? Son dönemde Amerikanın yardımları göze batmaya başladı. A aynı şeyi konuşturuyorlar. Efendim Amerika son dönemde yardım ediyor. Evet gerçekten Amerika son dönemde yardım ediyor. Yalnız ben size karşı çıkacağım. Neden? Çünkü Amerika son dönemde yardım ediyor. Evet haklısın Amerika. Evet programımız bitti. Bu a******* tartışma programına bak. Son dönem. Bunlar da son dönem profesör herhalde. Gerçekten onlar için son dönem. Ne oldu o 93’teki olayda? Türk istihbaratı bunu kayıtlara geçmedi mi? Hemen hükümete bildiriliyor tabii. Deniyor ki efendim işte böyle oldu.
Amerika’ya bildirilir bu durum. Ne olur? İnkar! Birkaç tane de ucuz silah salarlar bize. Trump geldi böyle oldu. Trump yüzünden vuruldu. Oğlum manyak mısınız? 93’te Amerikan başkanı. Kimdi? Trump’tan önce Obama vardı. Obama’dan önce Bush. Siz Amerika’ya Amerikanın başkanı mı yönetiyor zannediyorsunuz? Beyaz saray mı yönetiyor zannediyorsunuz? Amerika’ya her zaman Pentagon yönetmişler. Çünkü Pentagon emperyalizmin kalesidir. Amerika burada bize çok büyük bir yanlış yapıyor. Bence dünyada sahip olması gereken dostu kaybediyor. Emevilerle Abbasiler döneminde yaşamış bir adam. Ebu Müslüm Horosani. Emeviler yıkıldıktan sonra ne diyor biliyor musunuz? Onlar zararlarından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de düşmanlarını yakın tuttular. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Evet coğrafyamız öyledir. Kimisi Arap’tan devşirmedir. Kimisi herhangi bir devlet peşindedir. Ama unutmayın burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Hep zamanın içinde konuşuyorum. Yarın anlatmaya çalışmıyorum. Dünden örnekler vererek. Bugünü göstermeye çalışmıyorum çünkü bugün zaten gözünüzün önünde. Ben birazcık silkelenin. Uyanın istiyorum.
Tarih masal gibi gelir birçoğuna. Uyumamız kolaylaşır dersiniz. Saçmalamayın. Çünkü hayat, geleceğe doğru yaşadır ama geçmişe doğru anlaşılır. Geçmiş programlarda söylemiştim biz bazen Amerika’ya kafa tutuyormuş gibi yaparız. Sırf halkın gözünü boyamak için. Bu onlardan biri değil. 15 Temmuz’dan 40 gün sonra Fırat Kalkanı operasyonuyla giriyoruz dedik. Güm diye girdik. 100 yıllık senaryonun ortasından bıçak gibi ok gibi geçtik. Hava kuvvetleri bitti. 65 uçakla yüzde 96’lık başarıyla vuruyoruz şu anda.
Bombanın sesi sana geldi mi İstanbul’da İslambu’luysan duydun mu bombanın sesini? Duymadın mı? Ben duydum. Az önce baktım Twitter’a. Vardı ya böyle bir ağaçlı parti Türkiye’de. Hani vurmur inmesin dedikleri şeyi, vurmur kısmını biz yapıyoruz. İnmesin kısmını onlara bırakıyoruz. Afrin bölgesinde kim vardı? Amerikalılar mı vardı? Hayır Ruslar vardı. Ruslara ne dedik biliyor musunuz? Biz geliyoruz hocam. Türkiye Cumhuriyeti olarak oraya geliyoruz. Ve Ruslar ne yaptı? Tamam paşam sakin. Hop şu anda oradan Ruslar çekildi. Huzurlu yaşamamızı sağlayacak.
Tek felsefe Mustafa Kemal Atatürk’ün felsefesidir. Son dönemde büyük insan demeye başladı ya Atatürk Atatürk Atatürk. Ondan sonra inanın bana o dizileran kabirde çekilmeye başlandı. Bazı çok izlenen televizyon programlarında Atatürk Atatürk denmeye başladı. O Atatürk demeye başlamasaydı onlar da diyemeyecekti. Belirli bir dalganın etrafında oluşan ufak baloncuklar bunlar. Dün neredeydiniz? Neden şimdi Atatürk diyor? Neden Atatürk demeye başladı? Çünkü bizi kurtaracak ve sonrasında bağımsız ve özgür yaşamamıza sebep olacak formülü zamanında Mustafa Kemal Atatürk vermiş.
Bunu görmemek için saf olmak lazım ve birisi büyük bir insan olup aynı zamanda saf olamaz. Er ne kadar çok kandırılsa da. Diyeceksiniz ki zamanında hafızlı kapısından onlar almadılar mı içeri pek akıllıları? Süreçler geçirmedi mi bu ülke? Tavizler verilmedi mi? Türk askeri konvoyla geçerken o konvoya tükürüldü de kim sesini çıkarttı diyebilirsin. FETÖ diyorsun oğlum. Bu FETÖ’ye kim destek verdi? Onlar vermedi mi diyebilirsin. Bunlar öncesidir. Ama biz maalesef sonranın sonrasındayız. Çünkü halk olarak, orda olarak teyakkuzdayız.
Konuları bir bütün olarak ele alın. Her şeyin bir zamanı var. Sonrasını hallettikten sonra öncesine döner, o öncesini sonraya çeker. Orada da yargılarız. Ama şimdiki durum partiler üstü bir durumdur. Orada bir savaş ve ülkemizin bekası söz konusudur. İşte fix biri olsam videosu. İn Amerika’yı kötüledi, millete gaz verdi, Türk’üz biz dedi gitti. Yetmedi bir de işin içine savaş çığırtkanlığını ekledi. Derler. Derler. Şimdi çeteye bir tarafı bırakıyorum. Bunu diyenlere sesleniyorum. 1923’te Mustafa Kemal Atatürk şöyle der. Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur. Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Ama öldüreceğiz diyenlere ölmeyeceğiz deyip savaşa girebiliriz. Ulusum hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir. Savaş kötüdür net. Ama sebebi mücadele olan bir savaşa destek verenlere savaş çığırtkanı diyemezsiniz.
Eğer ulusumuzun kafasına ve kalbine çevrilmiş silahları görmezden gelir, sınırımızı bir terör devletine emanet ederseniz ya ahmak ya da kölesiniz. İlk inlemeler gelmeye başladı bile. Kimlerin karşı durduğuna iyi bakın. Diplomesiyle bu iş çözülemez miydi diyen, politikayla bu iş çözülemez miydi diyen birçok insan olacak. Maalesef şu anda Türkiye’de güçlü olan şey politika değil. Darbe almasına rağmen ordu ve ordu politika yapamaz. Balığı deniz tutmaz. Yani sırf adı savaş diye bu mücadeleye karşı çıkanlar şunu anlamalı.
Bizim özgürce nefes almamızı sağlayan da bir savaştı. 1919 Kurtuluş Savaşı.
İlk Yorumu Siz Yapın