MEVZULAR 7 – AMERİKA ve ÇUVAL !
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=yKIRHzZmj_g.
Bizim gündemimiz varsa yoksa Amerika, Amerika bir kere çok taş hakkı bir ülke. Onu kabul etmemiz lazım. İkinci Dünya Savaşı’nda bu ibneler devreye girdiği zaman, tüm savaşın seyri değişti. Öyle bir insan gücü, öyle bir asker gücü, öyle bir silah gücü yok. Orta Doğu’da olay oluyor, bunlar bize tehdit biliyor musun? Orta Doğu’ya baskın yapıyorlar. O *** çocukları ne isterlerse yapabiliyorlar. Biz de Türkiye olarak onlara karşılık niye vermiyoruz falan diye söylemiyoruz ama, o kadar güçlü bir devlete karşılık vermek gerçekten göt ister. O göt bizde var mı? Bizde göt çok. Ama o duruma karşılık vermek için gereken göt başka bir göt.
Amerika Türkiye’ye her zaman şunu yapmışlar, öyle koyar, oynar sende böyle, gelir böyle. Aa canım, tamam tamam. Bizim böyle politikacılar Amerika’yla masaaltı anlaşmalar yapar. Masaaltı anlaşma ne lan? Sadece bugünkü hükümet işin değil, geçmiş zamanda da böyle olmuş. Bir de halka gösteriş yapmak için Amerikalılar’a diyorsun ki, biz bu sizin bu söylediklerinizi kabul edeceğiz ama, halka da biz sizi artistlik yapıyormuşuz gibi göstersek de, halkın bir gazını alsak. Amerika’da diyor ki, o ye tabii ki Türkiye’yi ***. Kodumuz çocukları Amerika’ya böyle dedik. Huuu! Amerika’ya şöyle dedik. Huuu! Ama alt taraftan Amerika ne yapıyor bizi?
Öyle bir durum var gerçekten. Soğuk savaş döneminde Rusya’yla kafa kafaya geliyorlar. Rusya, Küba’ya nükleer füze yerleştirmeye çalışıyor. Amerikalılar ne yapıyor? Türkiye’ye nükleer füze yerleştiriyorlar. Küba değerindeyiz dünyada. Ki Küba’yı çok severim, harikadın muazzam da müthiş. Ama Küba yerine konmak biraz global olarak ele alırsan güç düşüklüğüdür. Küba müthiş şu anda, kanser aşısı bedava, harika bir ülke. Türkiye geçmişte de, günümüzde de hep piyon olarak kullanılmıştır Amerika tarafından. Olur mu biz Türk’üz öyle şey efendim? Evet, Türk’üz evet. Türk’ün gücü falan dediğimiz şey, maalesef şu kadarcık bir masanın etrafında paramparça oluyor arkadaşlar. Vatan severliğimizi kullanıyorlar. Türk müyüz? Aslan mıyız? Alır mıyız? Alırız! Sana diyorlar ki bizim topraklarımızda oyunlar oynanıyor. Oyun mu oynanıyor? Biz bu oyunu bozarız. Neden? Çünkü Türk’üz. Hop bir gaz. Bizim Kore’de ne işimiz var ******? Ben çekik gözlere dayanamıyorum. Benim dedelerim şehit oldu lan Kore’de. Biz ne zaman Amerika’ya kafa tutabildik? Kümmette Amerika’ya böyle yaptı. Ya oğlum, ah be oğlum. Suriye’nin kuzeyinde biz Amerika’yla savaşıyoruz. PYD’yle falan değil, PYD ****** Monaco’yu. 1500 Amerikan tırı silah taşmış PYD. PYD demek PKK demek. Benim doğuda şehit olan askerimin göğsünden çıkan kurşun Amerikan mermisi. Silah Amerikan silahı. Biz şimdi PYD’yle mi savaşıyoruz? Kendilerine bir devlet olacağız falan. Kesin olurlar da yüzde yüz olurlar. Yüzde yüz olurlar ama 2003 yılında Amerika Ira’ğa girmek için, Irak bahanesiyle bölgeyi ele almak için, Türkiye’ye diyor ki biz diyor Ira’ğa gireceğiz, Strait Injirliği, biz sizin sınırlara asker yılsak da diyor oradan girsek. Enteresan bir şekilde 2003 yılının 1 Mart’ında Türkiye Meclisi’nden Amerika’ya teskele çıkmıyor. Redd ediyoruz yani. Diyoruz ki Amerikan askerleri giremez buraya. Hatta AK Parti’den birçok teskeleyi destekleyen oluyor. O sıra biliyorsunuz Amerika, Bob falan filan. Bob bir isim değil bu arada. Büyük Ortadoğu projesi. Ama AKP’nin içinde bile ne yapıyorsunuz oğlum deyip red veriyorlar. Derken ABD’nin intikamı Laps diye geldi. 4 Temmuz 2003’te askerlerimizin başına çuval geçirildi. Bunu belki hatırlayan vardır. 2003’ü hatırlayan var mıdır? Ya da hatırlayıp da Allah’a ne diyen de vardır. O çok da sikim değil ama ben bunu anlatacağım yani. Anlatacağım yani. Biz komedi izlemeye gelmiştik. Yık! Muruk, Kuzey Irak’ta Süleymaniye kentinde silahlı kuvvetleri mensup. Özel kuvvetler. Türk özel kuvveti nedir biliyor musun? Böyle Amerika’dan Delta Force’unu falan sikip atmış kuvvetlerden bahsediyorum. Balyoz, Ergenekon davaları da olmamış. Bu adamlar daha içeri alınmamış. O dönemden bahsediyorum. Derler ya bir Türk dünyaya bedeller. Öyle bir GE’ye girip insanları buradan şişirmeyeceğim. Ama o dönem kafalarına çuval geçiren askerlerimiz 3. subay, 8. subay Barzani’nin peşmerge güçleriyle ortak operasyonuna aldılar bizim askerlerimizi. Soruyorlar genel kurma ediyorlar ki bunlar bizi alacaklar. Karşı atağa geçiyoruz. Genel kurma ediyor ki geçme! Amerikalı onlar geçme! Geçselerdi o Amerikan’ı da a**ına koyarlardı biliyor musun? Çünkü özel kuvvetler onlar. Delta Force falan bunlar iple tersi rüya falan ama o ipi döndürü a**ına sokar yani. Öyle bir Amerikan’ın intikamı bizim askerlerimizi gözün altına almaktı. Gerekçe de şu. O dönem atanan Süleymaniye valisine suikast düzenleyecekmiş bizimkiler. Bahane bu.
Lap diye alıyorlar askerlerimizi. Kafalarına çuvalı geçiriyorlar. Tamamen arkası açık. Kapalı olmayan bir kamyonetin üstüne koyuyorlar. Terkü kavalanına götürüyorlar. Neden böyle tamamen açık bir kamyonete koyuyorlar biliyor musunuz bizim askerlerimizi? Bölgedeki Kürtler ya da diğer gruplar görsünler diye. Bakın biz Türkleri aldık. Tamam bunlar işte bak Türk bu işte. Bizi ifşa etmek için. Bu Antan Ağam’a üssü var bu piçlerin böyle herkese zz zz istedikleri işkence yaptıkları. Orada böyle teröristlerin üzerine giydirdikleri orucu tulumları giydiriyorlar bizim Türk askerlerimizi. Kafalarında tekrar çuval.
Dünya basınlığının göz önünde oluyor bütün bu olay. Tabi Türk kamuoyunda kıyamet kopuyor. Olur mu öyle şey? Nasıl olur böyle bir şey? Karargah toplantısı oluyor. Üst düzey komutanların hepsi toplanıyor Türkiye’de falan ortalık kaynıyor. Köy değil kasaba değil. Koskoca Amerika bir şey yapmamız gerekiyor diyorlar. Türk halkı da rahatsız. Hadi karşılık bir şeyler verelim falan filan durumundayız. Yani bir gazdayız. Hopla gidiyoruz desek bahçelerin açıkladığı gibi 5000 kişi falan değil de 70 milyon yığılacağız yani askerlerimizi almak için oraya. Karargah toplantısında generaller durumu tartışırken içeri bir tane istihbarat subayı giriyor. Ellerinde notlar.
Şimdi öyle bir şey yok tabi askeri iyi biliyorsunuz artık. O dönem istihbarat subayı demek çok önemli bir şey. Ben başbakanla görüşeceğim dediği anda bağlanması zorunludur. O bilgiyi vermek zorundadır. Şimdi biliyorsun dayıdan haldan öğrenme durum var. Bence çok yerinde gerçekten ama yani. Ne öyle istihbarat subayı arayacak da benim canım baş bu kişi mi? Hiç gerek yok olan. Generaller tabi diyor ki nedir durum? İstihbarat subayı koyuyor kağıtlara abi. Koyuyor çantasının kenara. Arkasında bir ekip bize diyor hemen bir helikopter buradan İncirli’ye gidiyoruz. Adana’ya. Tam da şu anda diyor cumartesi.
Yani o Joniler çarşı izindeler. Geziyorlar Adana sokaklarında. Adana valisine suikast şüphesiyle hepsini diyor gözaltına alalım. Hepsini başına çuvalı geçirelim ve dünya basına sergileyelim. Sonuç olarak devletin mütekabiliyet yeteneği olması gerekiyor. Nedir mütekabiliyet? Nedir gerçekten Google’dan bakıyor falan düşün. Yok. Mütekabiliyet anında karşılık. Misilleme. Anında yapacaksın çünkü bu aşk meselesi değil. Hani intikam soğuk yenen bir yemektir. Önce bir umutsun beni bakalım falan filan. Öyle bir şey yok. Çünkü bu devlet meselesi. Bir anlık, bir dakikalık, bir saatlik kararlar bile senin sınırlarını özgürlüğünü belirler. Alayım bu kekoları diyor. Kapaya geçireyim diyor çuvalları. Dünya basına sergileyelim. Eğer Türkiye bunu yapsaydı, Buna koyulurdu Amerikan’ın. Hemen bizimkileri serbest bırakmak zorunda kalırlardı. İşte mütekabiliyet bu ağır. Amerika özür dilemek zorunda kalacak dedi. İstihbarat subayı fikrini masaya koydu ve dedi ki bu derhal yapılmalıdır. Ne cevap aldı biliyor musunuz? Önemin genel kurmay başkanı. Ki o zamanın genel kurmay başkanı kim? Ergenekon’da, Balyoz’da herkesin içeri atılmasını sağlayan, Amerika ile iş birliği yapan, burasında yıldız olan general. Nasıl genel kurmay başkanı olduğu gerçekten belli.
Biliyorsun kimi tırnaklarıyla, kimi ee ee ee ee. Ordunun en önemli adamlarını haksız yere içeri tıkıyorlar ve sen o ordunun genel kurmay başkanısın. Ne yapıyorsun? Ha şimdi… Ama bir… Omuzunda yıldızlar var. O yıldızlar böyle atlamıştır aşağı bile senin a**ın koyun falan. Ama yemin ediyorum atlamışlardır. İstihbarat subayını bu planından dolayı kımıyorlar biliyor musunuz? Diyorlar ki sen Amerika’yı karşımıza mı almak istiyorsun? Amerika bizi çuvalın içine almış. Ne karşısına almaktan bahsediyorsun? Hani vatan millet sevgisi.
Neyse sonuç olarak iyi ki de izin vermemişler istihbarat subayına çünkü sonrasında aslanlar gibi aldık intikamımızı. Neyle? Kurtlar vay su urak. Sen şimdi şaka yapıyorum zannediyorsun ama nasıl intikam aldık biliyor musun? Yani o Necati Şaşmaz’ın oyunculuğunu gör Amerikalırım. %40’ı öldü. Gaz vermenin, gaz almanın bu kadar kolay olduğu başka bir millet var mı? Hiç bir zaman duymadığı bir şeyi başkası söylüyor diye inanıp gaza gelebilen bir milletiz biz. Biliyor musunuz orada Allah’a küfür etmişler? Allah’a mı? Saldıralım. Abi galiba çok kalabalıklar. Çok mu kalabalıklar?
Hemen bak. Hayatımız böyle geçti. Bir sinema filmiyle bütün gazımızı aldılar. Git dedim o askerlerin kafasına geçirilen çuval. Bunları bilin ya. Vallahi bak unutmayın. Bizi izleyen çok küçük insanlar da var. Çok küçük insan. Çocuk ya bildiğin işte. O çocuklar da var. Onlara bari faydası olsun. 2003’te böyle şeyler yaşandı. Şaka maka gerçekten gittik filmle gazımızı aldık. Neydi? Polat Alemdar değil mi? Polat Alemdar gidiyor böyle diyor ki işte. Amerikalı. Türk’ün gücünü gördüm. Onun kanıyla da yere ayılız yaptım. Alkışlayın yazlar geçsin. Çok çok çok çok. Bu utanç ülke olarak asla sırtımıza taşıyamayacağımız bir utançtır normalde. Ama öyle skimsonik bir hafızamız var ki. Hani diyor ya. Türk insanı gariptir. Her bir lafı kaldırmaz. İbne dersin kızar da sikersin aldırmaz. Bizim intikamımızı kim aldı biliyor musunuz? 12 Kasım 2014’te Türkiye Gençlik Birliği biliyorsunuz o oluşumu. TGB. Türkiye’ye uğrayan o Amerikan gemisinden inen Amerikan askerlerini kovaladı sokakta. Hepsini kafasına çuval geçirdiler. Kim geçirdi? TGB.
Helal olsun lan size. Aslansınız lan siz. İşte vatanseverlik bu. Vatanseverlik bir omzunu aşağı eğip meddar şarkıları paylaşmak değil. Vatanseverlik geçip klavye’nin karşısında bak Yunanistan oraya geliriz ananı s*** falan yazmak değil. Vatanseverlik okumak, vatanseverlik yazmak, vatanseverlik Atatürk’ün fikirlerini benimsemek. Vatanseverlik oturup da böyle bir yeşil perdenin önünde konuşmak değil. Değil gerçekten. Ben aynı hareketi ülkücü gençlerden de beklerdim. Abi diyeceksiniz ki abi sen bunları nereden biliyorsun? Müzik Güvenlik Kurulu toplantısında mıydın?
Siz de çok yakın akraba sayılırız herhalde değil mi? O istihbaratçı sulu hekim de biliyor musunuz? Özbabam, canım benim. Hasan Atilev olur.
Selam.
İlk Yorumu Siz Yapın