"Enter"a basıp içeriğe geçin

MEVZULAR – E.S.Ö – Bölüm 1 – Temel KARAMOLLAOĞLU

MEVZULAR – E.S.Ö – Bölüm 1 – Temel KARAMOLLAOĞLU

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=NjRvRgPnzP8.

İNTRO Sen Kalk iyi kapatalım lütfen Tamam mıyız? Temel, Karamollu oğlu, kolumuz Alkışlar Temel Bey, öyle bir kalabalıkla geldiniz ki Sadece onlar oy verse bence bir tamam mı iş?
Sorucam sorular, televizyondaki sorular gibi değil Gençlerin merak ettiği her şeyi de bilmek istiyoruz Siz bir sıkıntı mı gördünüz? Bu ülkede bir sıkıntı var, ben gideyim konuşayım çözeyim durumuyla mı geldik onu merak ettiniz Şöyle içinde bulunduğumuz şartlar, içinde bulunduğumuz problemleri çözmek için bir noktaya bizi iteledik Bu böyle gitmez Ülkede bir başbakanın, bir cumhurbaşkanının, bir bakanın görevi Kendisine tevdi edilen işi, kendisine verilen imkanlarla en iyi, en kısa zamanda ve en uğursuz ay mal etmek İş budur Siz bunu yapamazsanız, parayı başka yerlere harcarsanız, insanları başka yerlerde kullanmaya kalkarsanız Makineleriniz, elinizdeki imkanları başka konulara tahsil ederseniz, çözemezsiniz problemi Bugün Türkiye’nin, bizim kanaatimiz, bir numaralı problemi budur Planlı ve programlı çalışmak ama bir anca can sıkar Planlı programlı çalışmak oturacaktır masa başında Plan yapacaksın gibi gelir insanlara Ama işin aslı da buraya gelip dayanıyor Dünyadaki veya o bölgedeki problemi bilmeden çözemezsiniz
Önce bilmeniz lazım, bilmek için de sormak lazım Yani insana gideceksiniz, ya senin derdin ne diye Şimdi siz çiftçinin derdini onun ağzından dinlemezseniz Aklınızda tahvil ettiğiniz bu adamın şöyle bir problemi var da Ben onu şöyle çözerim derseniz çözemezsiniz Yani zamanında birazcık hazıra mı alıştırıldık? Problemi öğrenmek yerine gazetelerde haberleri de gelsin işte Bir vatandaşımız gidiyor, diyor ki benim bir problemim var derken Bakan beyefendi para verip gönderiyor onu Para ver, tamam güzel, mutlu da oluyor Ama genel olarak sorunun tamamını çözmeye yönelik bir hareket mi görmedik de Böyle hazır alıştık biraz Maalesef yetkililer kendilerini genelde ne yazık ki haktan tecdit ediyorlar Kendi etraflarında kendilerini rahatsız etmeyecek soruları soracak Kendilerini teşhii edecek, alkışlayacak adamlar işliyorlar Öyle olunca da zannediyorlar ki herkes de onlar gibi düşünüyor Körler sağlar, birbirlerine ağırlar Tam dediğiniz gibi şey, o zaman problem çözülmüyor Çünkü problemin var olduğundan haberi yok bakan Cumhurbaşkanım da haberi yok Yönetimde bulunan insan Ben her şeyi bilirim ve çözerim mantığına gelirse Ne bilebilir ne de çözebilir Sanırım hükümet halktan uzaklaştı diyorsunuz Hükümetin görevlendirdiği bir görevli Artık görevinden çok hükümetin yanına nasıl kalacağını mı düşünüyor Ya da orada olmanın kuvvetiyle daha mı farkla hareket ediyor Halkın sorununu el atacağına bambaşka işler mi uğraşıyor Tam olarak işin özeti bu muydu acaba Tamam dediğiniz bu Ben bırakın burun Ya estağfurullah Eğitim sistemi, sağlık sistemi Gençler kafalarındaki fikirleri nasıl değiştirebilir Neden sizi seçsinler Biz meseleye ön yargılı yaklaşmıyoruz Gençler de bize ön yargılı yaklaşmasınlar Biz problemleri kökünden çözmeyi ana gaye edindik Ve gençlere de bu konuda ihtiyacımız var bizim aynı zamanda Çünkü gençler genelde ön yargılı değildir Daha rahat farklı fikirlere düşüncelere adapte olabilirler Onun için de ben şahsen gençlerin en rahat bizimle çalışabileceğine Ve şu anda karşılaştıkları problemlerin de En kısa zamanda bizimle çözülebileceğine inanıyorum
Yani bugün için işsizlik bunların en büyük dertlerinden bir tanesi Bunun için geçim sıkıntısı önemli dertlerden bir tanesi Bugün farklı şekillerde itham edilen ama kendi suçsuzluğunu ispat etme mecburiyetinde kalan insanlar var Bunlardan bir tanesi Bizim bunu doğuran eğitim sistemimizdi Tarımımızdı, sanayimizdi Bunlardan birkaç tanesi Yani bizim onlara Yani onların da bizim anlayışımıza ihtiyacı var kanaatindeyim Buna da inanıyorum Onun için ben rahatım
Görev bana tevdi edildiği takdirde sıkıntıya ben göreceğim Yani 25 Haziran’da ya ben bir sıkıntının altına gireceğim Bundan sonra bu işlerin bu söylediklerimizin üstesinden Nasıl geleceğiz diye ciddi bir çalışmanın içine gireceğiz Ve ya bize böyle bir görev yüklenmedi Allah bundan sonra görev alanlara yardım etsin diyeceğiz Nasılsanız öyle yönetilirsiniz buyrulmuş Bu demektir ki demokraside halk kendi tercih ile Kendisini kim yöneteceğini kendisi seçiyor Arkasından ağlayıp puflamaya hiç kimsenin hakkı yok
Ben kararımı verdim Şu geçti gitti Onun için biz diyoruz ki sandığa gittiğin zaman Mührü neye basacağına dikkat et İnsanlar durmadan dua ediyor Dua güzel bir şey Ama Cenab-ı Hak buyuruyor ki Bir toplum kendini değiştirmedikçe Cenab-ı Hak o toplumu değiştirici değildir Biz çözeceğiz Toplum çözecek Mesuliyet bizde Biz bu memleketin içinde yaşayan herkesi kucaklamaya da mecburuz Ve özellikle de inançlı kesim içinde söylüyorum ben bunu Çünkü belli kesimlerde bize farklı bir gözle bakıyorlar Sanki biz şu anda kavuştuğumuz birtakım değerlerden Vazgeçmek istiyormuşuz gibi bir kanaat oluşturmaya çalışıyor Yok öyle bir şey Bu memlekette düzelecek bir şey varsa Bunu düzeltecek olan milletin kendisidir Sandığa gitmek bu manaya gelir Şimdi erken seçim ekonomik bir kriz sebebiyle Gündeme geldi diyen çok fazla insanlar Peki sizce bizim bilmediğimiz Sizin tahmin ettiğiniz ya da öngördüğünüz başka bir sebebi de var mı? Birinci sebep benim kanaatim bu Çünkü krizin arkasından alacaklardır Tedbirler vatandaşın canını çok yakacak
Onun için şimdiden veririm diyor Emekliye 1000 lira olmadı 2000 lira vereyim diyor Ama arkasından 4000 lira olarak geri alacak onu Bir yolunu bulacak Verilen tavizlerden bahsediyorsunuz Peki sizin bu adınız nedir? Yani siz bu durumunu nasıl düzelteceksiniz? Söylediğiniz hususun düzelmesi dahil İşsizliğin düzelmesi dahil Borçların ödenmesi dahil Bu ülkenin ayağa katması Özellikle mesela İstanbul gibi batıya olan göçün durması dahil Hepsinin altında bir şey yatıyor Biz bütün yatırımları durduracağız Bütün israfa dönük Şu anda bize güç kazandırmayan Yeni istihdam sahası oluşturmayan Üretime dönük olmayan Bütün yatırımları durdurup Yerine üretimi artıran Yeni iş alanları oluşturan Teknolojiyi geliştiren Her sahaya yatırım yapacağız Tarıma da hayvancılığa da Biz nasıl bir tarım ülkesiyiz ki Dışarıdan 5 milyon ton buğday alıyoruz 1 milyon hayvan ithal ediyoruz Olmaz böyle bir şey Bizim Tarım Bakanı’mız da hala ileriye mahmut Biz bunları ihraç eder hale geleceğiz diyor Ayrı bir türkü söylüyor Kaynaklarımızın tamamını bu sahaya teksif edelim O zaman biz de işsiz genç kalmaz Üretime dönük yatırımlar Yeni yatırımları doğurur Hizmet arkasından gelir Siz üretime dönük bir yatırımı yapıp da Bir yerde bin kişinin karnını doyurduğunuz zaman Nakmiyecisi, oteli, lokandacısı, berberi, şusu, busu İki misli iş doğar Bin kişiye iş bulmak dolaylı olarak Üç bin kişiye iş bulmak manasına gelir En son şeker fabrikaları gitti Biz iş başına geldiğimiz zaman Bu işler tekemül etmemişse Mutlaka o fabrikaların özelleştirilmesini durdururuz Siz şimdi bir devrim yaptınız burada İnternet ortamında Bizim şimdi konuşmamız Bir buçuk iki milyon insana ulaşıyor Aslında sanayide de teknolojide de Bizim bu devrimlere ihtiyacımız var Klasik metotlarla üretimimizi geliştiremeyiz Bu kafayla ilgili bir konu Ben şuna inanıyorum Bizim insanımız şu anda kafasını başka ufak tefek şeylerle uğraştırıyor Ama kendisine imkan verilsin Teknolojide veya inovasyon diyorlar ya şimdi Buralarda yüz binlerce gence iş bulmak mümkün O arkasından üretime dönecek O arkasından başka sahalara yansıyacak O zaman Türkiye’nin şekli değişir O zaman biz üretime artıracak Boşlanmayı önleyecek yatırımlara girdiklerimiz zaman Özellikle de savunma sanayi bunun zirvesidir Niye biz o fikirler üretmiyor Benim söylediğim yolla pek akıllı adam fayda vermez Bize deli adam lazım İşinin delisi Bu gençlerde var Kendi işinin delisi olmak mecburiyetinde Yeni bir şeyler yapmak mecburiyetinde Yani aslında bizim iç organlarda hasar var Yaşamamızın sebebi onlar Ama sürekli bir burnumuzu yaptırıyoruz Dudaklarımızı şişirtiyoruz böyle botoks yapıyoruz Yani sürekli bir estetik Hakikaten öyle Bir noktadan sonra o olmaz İşsizliği çözmek, üretime dönüp yatırım gerektirir diyoruz Bu parayı nereden bulacaksınız? Herkes onu soruyor tamam mı? Ya bugün yolsuzluk ve israf önlensin Biz bu sahalara yapacağımız yatırımlardan daha fazlasına yetecek Parayı bulabiliriz diyoruz
Ama bugünkü iktidar bugünkü şartlar altında Dolar çıkmış 4,5 liranın üstüne Borçlarımız almış başını gidiyor Biz perişanız ama hala israfta ve savurganlıktan vazgeçmiyor Yolsuzluktan vazgeçmiyor Ben bunu anlamıyorum Yani bir iktidarın Üzerlikle bugünkü şartlar altında Bundan hala vazgeçmemekte kararlı olmasını anlamıyorum Bir yere gidiyorum Yeniden bir bina eskiden gittiğim bir şehir Ya burada bir bina vardı eskiden Vardı Ne oldu? Yıktılar Niye yıktılar?
Yerine daha mükellef bir bina kuruyorlar Hay Allah için hızla getirsin Şimdi dışarıdan Türkiye’ye gelenler Ya siz ekonomi kötü diyorsunuz Nasıl kötü ya? Şu yollara bak Binalara bak Töplülere bak Tamam da bu bize ne getirdiğine götürdü Onu hiç düşündünüz mü? Bizim tabi ki her zaman anamız ağlatmıyor Bunu borçla yapıyor bugünkü hükümet Siz altınıza daha güzel bir araba almak istemez misiniz? Herkes almak ister Başlangıçta bunu almaya kalkarsanız Bankadan kredi çekeceksiniz Oraya bir faydı diyeceksiniz Sonra o lüks arabaya bineceksiniz Herkes diyecek ki
Maşallah ya adama bak Amma da iyi E tamam onun parasını taksit ödenmeye geldiği zaman İşiniz yoksa Hafı yuttunuz banka gelir el kor Biz diyoruz ki ya bunu yapacağına Önce işini geliştir Oradan kazanacağın para ile git bir tane de araba al Lüks araba Borçla alırsan sen kendin ayakta duramazsın Ülke de aynen böyle Birazcık züğürt ağırlık mı yapıyoruz? Öyle, halk buna aldanıyor zaten Ben gözümle gördüğüme mi sana mı inanıyorum diyor bana Züğürt ağırsı gibi o zaman dediğiniz gibi Satarak ben işlerimi yaparım mal mülk ne varsa
Miras 7 gibi bu memlekette 90 senedir ne biriktirilmişse işe yarar Üretken olan her şeyi sattı Bitti artık bir şey kalmadı Bu sefer ne yapıyor? Devlet dairelerini satıyor Yeni bina yapıyor Ondan sonra diyor ki ben bunu yaptım bak çok güzel İstanbul’da bir adalet saray var Böylesine Avrupa’da bulamazsınız Hakikaten Avrupa’nın en büyüğü Diyor ki bunu para benim paraya ihtiyacım var Alan var mı? Var Şu kadar da sana sattım bunu 15 yıllığına Sonra taksit taksit öyle bir ödepe planı yapıyor ki
Aldığı paranın 3 mislini ödemek mecburiyetinde kalıyor o zaman içinde Böyle bir mantık olur mu? İşi ehline verirseniz 3 şey olur 1 iş güzel olur 2 çabuk yapılır 3 ucuza yapılır Maliyeti de düşer Ehline verirseniz Yani şu anda pek kabrinize hazır mısınız? Bu iş o kadar kolay değil Mesela bugün Türkiye’nin bir numaralı problemi ekonomidir Ekonominin indeki bu kargaşanın içinden her baba hiç çıkamaz Bugün bütçenin en büyük kalemi faiz Öyle bir sistem kurulmuş ki Sadece para sahibi olanlar para kazanabiliyor Türkiye’de Diğerleri kimse kazanamıyor E böyle bir sistem olmaz Sadece Parsa’ya yatırım yapanlar para kazanıyor Olmaz Bu ülkeyi kalkındırmaz ileriye götürmez O zaman bizim ekonomik problemlerimizi kökten çözecek bir kişiyle de olmaz Kim hangi problemi çözebilir? En az 8-10 kişilik bir kadro oluşturmadan Ve bu işleri hakikaten bilen Öyle bizim adamımız diye değil Geçmişte Merkez Bankası Başkanlığı yapanlar
Hazine müsteşarlığı yapanlar Tecrübeli kadrolardan oluşmuş öyle fikir Ahkam kesen hocalarla bizim problemlerimizi çözmek mümkün olmaz İşin içinden gelen o kadar enteresan insanlar var ki benim tanıdığım O insanlarda müteşekkil bir heyet kurmadan biz bu işin altından kalkamayız Ve bu farklı yaklaşımları sergileyecek Kimisi kapitalist mantıkla bakacak Kimisi sosyalist mantıkla bakacak Kimisi biraz daha farklı yeni metotlar bize teklif edecek Yani siz bizim adamımız değil işin adamı diyorsunuz
Şu anda en büyük sorun işsizdik Yüzde 25 diplomayı veriyorsunuz Arkasından da diyorsunuz tamam o diplomayı verirdik ama Şu anda devlette işletmecilerine verecek işimiz yok 200 tane üniversite ben ne yapayım ya Milyarları toprağa gömüyor, binalar yapıyor İçinde de öğrenci olmuyor Böyle bir mantık olmaz Ondan sonra siz İstanbul’u da üniversitelerine dolduruyorsunuz Hangi ihtiyaçtan dolayı bir üniversite açıyorsunuz? Bunun cevabını vermeleri icap eder Hala üniversite açılıyor Böyle bir mantık olur mu?
Böyle bir üniversite böyle bir eğitim mantığı olmaz Bunlar bu iktidarın problemleri çözemeyeceğinin en açık delili Bu hengamenin üstesinden öyle ben bugünkü iktidarın gelebileceğini zannetmiyorum Pratik olanım diyorum ki bunların bu yaptıkları yanlışların hepsini bir kenara koyacaksınız Sil baştan bu işi ele alacaksınız başka türlü çözüm olmaz Ekonomide de eğitimde de sağlıkta da Ya sağlıkta hastaneleri yıkıyor ya da hastane kuruyor Ya mevcut hastaneyi niye yıkıyorsun? Kapitalistler bir binayı bir makineyi kendisine fayda sağlayabilecek en son noktaya kadar kullanır Atmaz Artık bundan bir fayda gelmeyeceğini düşündüğü zaman o zaman onu kenara bırakır yeni bile olsa bırakır Bazı insanlar gibi Uzmanlarıyla çözmeye çalışacağız Tarımda yol gösterecek adam yeni gelir gayrimüslim birisidir Adam bir takım buluşlar yapmıştır getiririz biz ondan istifade edebiliriz Ne alakamız var demeyiz diyemeyiz ki Şimdi en çok sorulan soru Sivas olayları hakkında sizi çok fazla itham altında bırakacak sözler söylemişler Sorumlusu olarak sizi gösterenler var insanları galane getirdiğinizi söyleyenler var Sizin bununla ilgili bir video cevabınız var o günlerden kalma bir video Öncelikle onu izlesinler sonra sizin cevabınızı alalım Yarabbi Allah razı olsun bir dakika şimdi bu telefonu açacağım
Biz burada ilk etkiyi bile getiriyoruz ancak bunun uzaması başka yanlışlıklara tedavul oluyor Sivas da bundan 13-14 sene önce yakan hadiselerin gençler bilmezler tekrar yakanmasını mahsul etmiyor
Bizden de istirhamımız yok bu heykelin tatması konusunda ben sizden zikade bulunacağım bari Bizden de istirhamım geldi Bizden istirhamım Bir dakika bir dakika oturun bak oturun böyle
Benim benim sizden istirhamım Beni bir ahami olarak görüyorsanız beni belediye başkanınız olarak ee kayıyorsanız bir de bir istirhamım var Lütfen artık bu etki neyden geldiğinden sonra bu ne biçimce daha azı
Bu iş uzarsa bu iş uzarsa bu iş uzarsa bu iş uzarsa yanlışlıklar meydana gelir
Herkes üzülür onun için size ben bunun uzamamasını istirham etmemiz gerekir Bazen 5000 kişi yola bir dava için çıkar 5 kişi onu kareyağına getirerek kaptırabilir
Kaptırabilir bu ne biçimce bu yaşandı şimdi bizden rica ediyorum oturun şimdi sizden rica ediyorum Ağabeyiniz olarak rica ediyorum belediye başkanınız olarak rica ediyorum
Bana tabi en ufacık bir sevgi duyan kaygı duyan kardeşimden rica ediyorum lütfen sükun etler bu kadar itibaren daha az İzleyicimizin de izlediği video buna bir cevap neteliğinde görüyorsunuz bu olaylardan önce çekilmiş bir şey O gün Sivas ile bizim bir toplantımız var belediyede encümen toplantısını onu yapıp Sivas’dan ayrılacağım
Aynı zamanda da askerinin yemin töreni var bazen diyorlar bu kalabalık nereden geldi Yemin törenine gelen asker ailelerinden dolayı kalabalık var ben oradan ayrıldım cuma namazına gittim arkasından belediyeye geldim Yani o gün bir kalabalık var ama sırf yemin töreninden dolayı arkasından da bana bu kalabalığı dağıtamıyoruz Şunlara konuşursanız belediye başkanı olurlar bunları ancak siz dağıtırsınız dedi vali ne diyor vali bey beraber gidelim dedi onun haberi yok gittik valide rica ettik faydalı olur dedi
Peki sizce o kalabalığın bambaşka bir sebep için toplanıp sonrasında bunu bir karşı gösteriye çevirmesinin sebebi neydi? Şöyle yalnız o kalabalık dağıldı ben gittim Emniyet Müdürü ile beraber Emniyet Müribüsü onun üzerinde hitap ettim bir megafonla Benim o konuşmamdan sonra kalabalığın tamamı dağıldı ama arkasından belediyeye tekrar dönüp gelirken baktım ki yeterli emniyet gücü yok Sivas’da polis yok Onu bir gün sonra öğreniyorum bir gün sonra Emniyet İstihbarat Müdürü geldi bana dedi ki efendim dedi biz tabi biraz kendini korumak için de olabilir başka sebep bana her şeyi söyleme istememesinden de kaynaklanabilir Ayrı tutuyorum ama dedi ki biz bir hadise olacağına dair herhangi istihbari bir bilgi almadık yalnız 15 gün önce Divri’de bir terör hadisesi oldu Çevik Güc’ün 3’te 1’ünü oraya gönderdik
Bir hafta önce Hafik’te yine bir terör hadisesi oldu Çevik Güc’ün 3’te 1’ünü Hafik’e gönderdik bizim 3’te 1 gücümüz kaldı ve ben endişe etmeye başladım Emniyet Müdürüne de valiye de dedim ki bakın bir hadise olursa biz müdahale edecek güce sahip değiliz dışarıdan bir şeyler getirmemiz gerekir tedbir almamız icab eder olmaz dediler
Onun üzerine ben sınırlarımı aştım İçişleri Bakanlığı’na kadar başbakanakadar bu durumu anlattım ama kimse itibar etmedi yani bu olaylardan önce siz zaten bunun önlemi alınması gerektiğini orada söylediniz tabi şimdi düşünür Emniyet İstihbarat Müdürü diyor ki ya Sivas da emniyette bir boşluk doğdu bunun giderilmesi lazım hiç kimse itibar etmiyor e bunun sorumlusu ben değilim ki bunun sorumlusu Emniyet Müdürü vali İçişleri Bakanı ben orada konuştuktan sonra oradaki kalabalık dağıldı dönüp belediyeye gelirken bir baktım ki bir defa Aziz Nesin o otelde mi değil mi valiyle emniyet müdürü arasında böyle bir görüşme geçti Emniyet Müdürü diyor ki Aziz Nesin otelde vali diyor ki ya mümkün değil ben ona hafikteki üniversiteyi ister oraya gitmesini söylemiştim gitme efendim diyor yani daha durum hakkında bilgileri bile yok mutabakatları bile yok geri bu sefer bu kalabalık otelin önüne gelip başka bir kalabalığın o değil çünkü zaman geçiyor öğrenciler tatile çıktı başkaları var okullar bitiyor başka bir kalabalık otelin önüne geldi onu
otelin önü dediğiniz emin olun 40-50 tane adamı koysanız 7 metrelik bir yol o kadar otelin önü küçücük bir alan kimse otele girip çıkamaz ama bu tedbirler hiçbir tanesi alınmamış yani emniyet tamamen aciz kaldı tam bu planlı mı 2 tane hadisenin önceden meydana gelmesi sivasın içinde bir emniyet boşluğu doğması burada bir planlı mı olma ihtimali ortaya getiriyor ama bunun üzerine gidilmedi araştırma da doğru dürüst yapılmadı yapılmış gibi gösterildi benim
bir kere şuna bir defa herkesin bilmesi lazım o zaman biz iktidarda değiliz yani hükümetin bana karşı özel bir muamele yapma ihtimali yok herkes bunu bilmedi ben görevden alındım 3 aylığına içişleri bakanlığının gerekçesi şuydu basında çıkan haberlere göre beni görevden aldılar basında çıkan haberlere göre bir belediye başkanı görevinden alınmaz 3 ay sonra da iade ettim çünkü benimle ilgili herhangi bir iddia olmadı ortaya konulamadı benimle ilgili bir dava bile açılmadı bu gösteriyor ki
benim bu hadiselerle ilgili en ufacık bir sorumluluğum yok olamaz karşılık vermemelerin sebebi neydi daha yüksek makamların yani oraya bir destek göndermemesinin sebebi neydi sebebi ihmalkar hiçbir belediye başkanı kendi döneminde böyle bir şeyin meydana gelmesini arzu etmez
tabi elimden gelenin sonuna kadar yaptığım karaatideyim bunu önleyebilmek için asayişten sorumlu insan değilim ki benim kasıtlı olarak suçlayanların dışında hiç kimse emniyet ne yaptı vali ne yaptı neden şu tedbirleri almadı ne yaptı bu süre hadiseler meydana gelirken önlemek için kimse sormuyor devlet bir işi el atsın denildiği zaman devletin içine sizi polisi askeri herşey koyduğu için insanlar
ama esas yetkilileri hiç kimse sorumlamıyor olmaz ki böyle ben onları itham etmek için söylemiyorum neden alınmadı yani devlet tedbir alınmadı o zaman bunu sormak da benim hakkım o zaman milliyet gazetesindeydi bir fotoğraf bastılar gece çekilmiş itfaiye aracının üzerinde eller böyle kalkmış işte temel karamulloğlu halkı kaleyana getiriyor
bir defa gece ya bunu da türkiye’nin meşhur gazetelerinden biri yapıyor belediye başkanı temel karamulloğlu halkı kaleyana getiriyor diye de fotoğrafını artıya yazıyor ya o adam ben değilim bir gün sonra ben tekstif ediyorum bu sefer küçücük bir şekilde özür diliyor Allah’tan korkmuyor musunuz siz böyle hata olur muyum o fotoğraf karesi benim adımın daha çok yayılmasına sebep oldu peki dönemde belediye başkanı olan birisi olarak değil de bir vatandaş olarak siz bu durumu neye bağlarsınız
1993 yılı çok karışık bir yıl vurmumcu o zaman katledildi özel o sene öldü eşref bitnis paşa’ya suikast üzerlendi bütün bu hadiseler türkiye üzerinde bir takım oyunların planlandığına işaret ediyor ancak ille de bir katliam olsun şu kadar adam ölsün diye değil esas htf sivaslı bir sünni alevi çatışmasını meydana getirmek burada başarılı olamadılar ama maalesef tedbirsizlikten 37 kişi hayatını kaybetir
5000 kişiyi 5 kişi yoldan çıkartabilir bir şey yapabilir galeyana getirebilir açıklamanız var tahmin mi ettiniz yani yok yok şöyle bakın biz 1978 yılında böyle bir hadiseyi yaşadık sivaslı bir alevi sünni çatışması meydana getirmek istediler bu planlanan bir iş bir yerde pazar var halkı gidiyorlar orada camiye saldırdılar diye galeyana getiriyorlar camiye gidiyorlar pazar yerinde bilmem kimleri katlediyorlar diye de bunları tahrik ediyorlar
bir sürü insan öldü orada bu 1978 hafızamda olduğu için ben o zaman dedim ki ya bak siz böyle bir harekete tepki göstermek için çıkarsınız ama farkına varmasınız yarın bir tahrikle bir çoğun insan hayatını kaybedebilir siz üzülürsünüz hafızamda kaldığı için endişe duydum ben birinci ağızdan bunu cevaplamış oldunuz bununla ilgili umarım kafanızdaki soru işaretleri de bir şekilde giderilmiştir inşallah kürşat çelik şöyle bir soru sormuş dörtlü ittifak yapıp ayrı cumhurbaşkanı adayları çıkartmanın mantığı nedir
neden biz ayrı bir cumhurbaşkanı çıkarıyor bir defa şunu söyleyeyim niye bir ittifak var sadece şu %10 barajından dolayı var en açık bir de temel nosyonlarda da fikirlerde de ittifaka ihtiyaç var yani kuvvetler ayrımı prensibinde herkes ittifak etmiş vaziyette kuvvetler ayrımı da çok önemli adaletin üstün tutulması burada da bir tereddüzümüz yok
peki neden Abdullah Gülbey’i aday olarak gösterdik de önce doğrudan doğruya çıkmadı bizim daha önce yapılan çalışmalarda arkadaşlarımız benim aday olmamı arzu ettiler ama şahsen benim şahsi kanaatim olarak söylüyorum Türkiye’nin mutlaka bir değişikliğe ihtiyacı var bu iş böyle geldi ama böyle devam edemez
şu anda AK Parti’nin içinde %15 ile %20 civarında bir kesim arayış içinde AK Parti’ye oy veren yani AK Parti’nin %40’ına kadar bir kısım sorguluyor başaramadık diyor bunlardan %9’u ya da haziran seçimlerinde kendisini gösterdi sonra geri döndü ayrı bir konu bu yanlışlıklar var bunun farkına varan bir insan var
bunları benden daha çabuk toparlama ihtimali varsa onu ben tercih ederim dedim sayın Gülle yaptığımız konuşmalarda bu gidişe attan onun da rahatsız olduğunu gördük ya bu iş böyle gitmez biz evet başlangıçta farklı bir kanaat ile yola çıktık ama bizim yola çıkışımızdaki prensiplerimiz bile çiğnenmeye başladı
o halde bir değişikliğe ihtiyaç var bende bu değişikliğe benim konuşmalarım resimcesinde de varım kanaati hasıl oldu bu kitleyi Abdullah Bey’in doldurma ihtimali benden daha güçlü bir ihtimaldi bundan dolayı da ben kendisine bu teklifi götürdüm eğer razıysanız böyle bir temasla bulunalım diye o da buna razı oldu ama yani bir çatı aday gibi olmasının faydalı olacağını bir risk olmaması icap ettiği kanaatinde bende hem Kılıçdaroğlu ile hem de sayın Akçener ile bu konuyu görüştüğümde Merhaba’nın ben dediği yani başlangıçtan beri kendim aday olacağımı ifade ettiği için buradan vazgeçmem doğru olmaz öyle deyince de sayın Gül böyle bir ittifak yoksa beni de mazur görün dedi onun arkasından zaten bizim camiyemiz bu konuda farklı düşünce olmadığı için hemen arkasından kısa zamanda benim adaylığımı teşkilatlar benimsediler böylece de yola çıkmış olduk
böyle bir teveccüh gösterilince de şahsen ben buna sırtımı dönerim diyemedim biz de bu işin içine gireriz dedik yani Abdullah Bey’in daha süratle toplayacağı toparlayacağı kanaati vardı bundan dolayı teklif ona gittik. Mili görüş gömleğini çıkartmış bir cumhurbaşkanı var kendi söylemiyle Saadet Partisi Genel Başkanı olarak bu seçimde onların yanında yer almadınız ve dediniz ki biz bambaşka bir yoldan devam ediyoruz diyelim ki planlar tutmadı çok fazla insana da ulaşamadınız ve ikinci tura kaldı durum diyelim ki siz yoksunuz ikinci turda Meral Akşener var ya da Muharrem İncevar destekleyecek misiniz? şimdi biz böyle hayali sorulara fethet cevap verme işimize gelmiyor biz iddialıyız bizim dışımızda bugünkü hükümetin karşısında hiçbir arkadaşımızı ben rencide etmek istemem ama Saadet Partisi olarak bizim daha güçlü olacağımıza inanıyorum
o zaman bana tam olarak şunun cevabını vermeyeceksiniz diyelim ki bir sıkıntı oldu ve bir B planınız var ama bunu şu anda burada söylemek istememiz yok bir B planımızda yok şimdilik A planımız gidiyoruz ikinci tura olursa AK Parti’nin kurduğu çatıya destek verirler mi? otursak bugünkü iktidarla farklılıklarımızı ortak koymaya kalksak benim şahsi kanaatim bugünkü iktidarla bizim farklılığımız diğer partililerin iktidarlar farklılığından daha fazla çıkar bir çok insan tabi onu öyle görmüyor görmüyor doğru ama daha fazla çıkar
yüzeysel bir farklılık değil inanç itibariyle de bu böyle olmaz yani bir ülkede adalet olmadan olmaz bu bizim kuvvetler ayrımı dediğimiz adaletin hakkın üstün tutulması dediğimiz mefhumlar sadece dilimizin ucuyla söylenecek şeyler değil bunlar çok önemli ama bunun ötesine çıktığımız zaman dış politikada da ekonomide de eğitimde de sağlıkta da bütün diğer partilerden çok daha farklı çözüm önerilerimiz var bugünkü iktidarla da hiçbir zaman uyuşmaz kanaatindeyiz
siz bu cevaptan ne anladınız bilmiyorum ama ben tercümanlık yapıyım yani şu tercümanlığı kabul etmeyebilirsiniz ama ikinci tura kalırsa olaylar biz asla akvaryanın yanında olmayı söylemini ben aldım diğerinin cevabı yok sıkıntı olursa o zaman planlanacak bir durum ama şu anda kendinize inancınız güvenin istanbul
gençlerin de deş değil bazen şu oluyor var ol başkan hadi sen git e tamam da sen arkamdan gelmezsen ben gitsen nereye gidesen çok önemli bir konu vardır ülkeler ekonomik gönden güçlü olmazlarsa ve borca mahkum hale gelirlerse ekonomiyi düzeltebilmek için çok ciddi siyasi taviz vermek mecburiyetinde kalabilirler bizim üzerimizde bir oyun oynanıyor ortadoğuda bir büyük ortadoğu projesi diye bir proje var bu proje bizim sınırlarımızın da güney sınırlarımızın da
güney sınırlarımızın da içine alıyor ve maalesef büyük israil projesinin adı sadece taklim ederken büyük ortadoğu projesi diye taklim ediliyor bunu da vatandaşa geçmişle ve o pe pop siz onun büyük ortadoğu olduğuna bakmayın bizimkilerinin aklında büyük osmanlı projesi var diye taklim etmeye kalktılar millet de bunu böyle algıladı büyük bir kesim inançlı kesim ya bu böyledir dedi sen öyle büyük ortadoğu projesi gibi şeylere aldanma bizimkilerin aklında çok daha büyük projeler var ama yarın bizden bir takım tavizler
isteyecekler ve biz Allah muhafaza etsin o tavizleri vermek mecburiyetinde kalacağız diye ben endişey ediyorum Türkiye hiçbir tereddüdüm yok bölünmekle karşı karşıya büyük ortadoğu projesi sovyetler dağıldıktan sonra çizildi ve bu projenin sınırları da belli bizim attığımız adımlar maalesef bu projenin gerçekleşmesine matuf adımlar olarak ortaya çıktı önce Irak biz destekledik sonra Suriye mahvoldu sonra Mısır devlet dışı bırakıldı şimdi
Amerika Bileşik Devletleri hedef olarak İran’ı seçti onun arkasında da Türkiye şu kadarcık benim tereddüdüm yok bu projeyi çizenler de zaten tereddüt etmemişler Türkiye’yi bölmek istiyorlar bakın ben bu noktada hemen başka bir konuyu belki gündeme getireceğim İsrail’le olan münasebetle şimdi İsrail Kudüs’ü başkenti ilan etti 1980’de biz de Türkiye’deki dışişleri bakanı o zaman düşürdük münasebetleri kesmedi İsrail’e diye sonra ihtilal oldu onun arkasından Amerika Bileşik Devletleri kimse kabul etmezse İran’ın başkanı Amerika Bileşik Devletleri İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü kabul etti biz de buna güya tepki gösterdik tepkiye bakıyorum hepsi laf yani icraat yok diyorsunuz tabi aslında iktidarlar miting yapmaz miting gibi muhalefet yapar iktidarı ikaz etmek için bak burada ciddi bir mesele var bunun üzerine gidin demek için yapar ama iktidar bizim önümüzü kesmek için çünkü biz o akşam biz o akşam oturduk kararlaştırdık miting yapma kararı aldık 10 dakika sonra ta Londra’dan başbakan miting kararını açıkladı o zaman ben zaten tahmin edip
biliyoruz bizim her konuştuğumuz dinleniyordu ama bu sefer kesin 10 dakika ya bu kadar çabuk şey olurdu biz o zaman dedik ya bir miting yapılıyor biz gitmeyelim gençler buradan bir laf çıkmasın ihale bize kalmasın tabi İsrail’le ilgili en ufacık bir yaptırım kararı yok ama İsrail sadece ve sadece yaptırımdan anlar ticari bir hamburger koyabiliyor musunuz onların Türkiye’de eğitiminin önünü kesebiliyor musunuz pilotlarının o kadar çok geniş bir alanda İsrail’e biz destek veriyoruz
belki de bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri arasında İsrail’e fiziken en büyük desteği veren hükümet AK Partisi hükümeti oldu laf olarak da en büyük meydan okumaları da bugünkü hükümet yaptı ama meydan okumanın hiç kimseye bir faydası yok izleyenlerimizin soruları var demişler ki seçilebilse de seçilemese de Kudüs’e gidecek mi? Beniz diye bir arkadaşımız
benim Kudüs’e gitme imkanım 2-3 kere doğdu ben ışıklar altındaki bir Kudüs’e gitmeyi bir türlü içime sindiremedim duygusal olarak duygusallar olarak benimki tamamen duygusal gazeteye gittim konvoylardan birisinde epeyce de bizim önümüzü kesmeye çalıştılar Mısır üzerinden gitmiştik fakat Kudüs’e ben gitmesin demeyeceğim kimseye çünkü anladığım şu Kudüs’e gidenleri oradaki insanlar bekliyorlar oraya bir moral veriyor aynı zamanda oradaki ticarete de Müslümanların ticaretinin de gelişmesine vesile oluyor bundan dolayı ben kimseye gidilmesin diyemem ama bilmiyorum işte bir türlü ben içime işgal altında bir Kudüs’e gitmeyi ben kendim şahsım için söylüyorum sindiremedim ileride böyle bir vesile olur mu? Belki de olabilir Allah yardımcımız olsun peki adalet hukuk çok fazla üzerinde durdunuz çok fazla ilanınızı söylediniz gündemdeki bu anayasa değişikliğiyle ilgili
mesela siz ne düşünüyorsunuz siz başa gelirseniz anayasada değiştirmek istediğiniz şeyler var mı? Bu anayasa zaten yamalı boşluya döndü anayasa değişikliklerini bir parti yapmaz anayasa bir mutabakat metnidir çok farklı kanaat ve düşüncede olan insanlar bir araya gelirler ihtilaflı olan noktalarda nasıl davranacaklar hangi noktalarda taviz verilmeyecek bunları belirlerler mesela Amerika Birleşik Devletlerinin anayasası dediğiniz anayasa çok kısa bir metindir
bu metinler milli mutabakat metinleridir yani farklı düşünceleri inançlara ve düşüncelere yaşama hakkı tanıyan ancak birbirleriyle olan münasebetlerini nasıl kuracaklar ihtilaflar nasıl çözülecek bunlarla ilgili temel metindir işte mesela Amerika’da İngilizce tabirle söyleyin Constitution diyor kuruluşla ilgili bir mutabakat metni İngilizlerin anayasa metni yok anayasası yok bir Magna Carta diye bir deklerasyon var onun için bir bir defa bu noktada anlaşacağız anayasalar yasa değil anayasalar bir ülkede yaşayan farklı kanaat inanç düşüncede bulunan insanların birbirleriyle kavga etmeden ülkenin bütünlüğüne zarar vermeden nasıl yaşayacaklarını
tepkilerini nasıl göstereceklerini bu tepkiler karşınızda hükümetlerin hangi tedbirleri nasıl alabileceğini ülkenin totaliter bir rejimen kaymasının nasıl önleneceği de bulunmak mecburiyetindedir Siz onu oraya koymazsanız gücü eline geçen birisi ben kanunum der 14.lu gibi onun için biz iktidara gelsek bu anayasa metnini herkesten çok daha rahat değiştirebiliriz çünkü biz buna hazırız bunun Türkiye’de yapılması icap eder her parti de külahını önüne koyacak ön yargılardan kurtulacak bu ülkede yaşayan insanlar birlikte farklı düşünce kanaatlere sahip olarak nasıl yaşayacaklar huzur içinde bunu belirleyecekler Bu seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olacak ve la yüsel olacak yani hiçbir kayda ve kuralı adete tabi olmayacak kendi insiyatifiyle ülkeyi yürütecek
bu mantığın yanlış olduğuna inanıyoruz Cumhurbaşkanlığının mutlaka parlamento tarafından denetlenmesi gerektiğine adaletin ise bunların hepsinin üstünde olması gerektiğine inanıyoruz meclisle birlikte, süratle bu değişiklikleri sağlayacak imkanı hazırlayacağız yani anayasa yeniden değişecek ve Cumhurbaşkanı la yüsel olmaktan kanunlar üstünde olmaktan çıkacak
parlamento kuvvetler ayrımını denetleyecek parlamento da da %10 diye bir baraj olmaması parlamento seçimlerinde kanaatindeyiz bu millet %1 ile de olsa eğer kendi fikirlerinin meclisle olmasını istiyorsa meclisle temsil edelim tabi burda bir mahsur görmüyoruz
gelen bir soru var a.pulat diye bir arkadaşımız demiş ki selahattin demirtaşın neden hapisten çıkmasını istiyor ve neden beraber olmak istiyor diye sormuş sizin böyle bir açıklamanız var sonrasında sanırım şöyle bir durum da vardı selahattin demirtaş cumhurbaşkanlığı adayı olabiliyorsa tamamen bundan ibaret yani terörist değildir ama teröristse olamaz o zaman nasıl olabiliyor böyle bir karmaşa vardı sizin sorunuz bu mu? tabi bizim söylediğimiz şey o türkiye bir hukuk devleti türkiye önceden belirlenmiş kurallarla yönetilir
burda deniyor ki bir insan suçu mahkeme tarafından ispat edilmeden masumdur tutuklama sadece ve sadece iki sebepten dolayı olabilir bir delilleri karartmak için dışarıda kalırsa bir imkan elde verilmiş olur iki kaçabilir bunu önlemek için şimdi selahattin demirtaş şu anda tutuklu yani demek ki ceza görmemiş kendisi hakkında bir karar yok hapsedileceğine dair o zaman adayı gösterilebiliyorsa suçsuz olduğuna göre şimdi şahsen şu anda kaçma ihtimalini veya delilleri karartma ihtimalini göremiyorum o zaman serbest bırakılması gerekir bu benim yorumunuz değil ama hukuka göre böyle olması gerekiyor hukuk bu sempati duyabilirsiniz veya duymayabilirsiniz o ayrı bir konu çünkü yarın bizim başımıza bu iş gelse biz bunu yaşadığımız için söylüyorum biz tutuklu olarak yaşadık 80 ihtilalede 10 ay ben şahsen hapsede kaldım 10 buçuk ay yine iddialarla ama sonunda mahkemeye çıktık hakkında bir delil var mı yok beni serbest bıraktılar şimdi yok efendim bu mahkeme kararı çıkana kadar ben seni hapiste tutarım bu adalet olmaz bu hukuk olmaz ister cevaplarsınız ister cevaplamazsınız selahattin demirtaş’ın pkk bağlantısı hakkında ne düşünüyorsunuz
ne yazık ki hdp pkk ile kandille arasına nek bir mesafe koyamadı bunu haline bizde görüyoruz bu bundan dolayı bir endişe ve şüphe doğuyor ama bu zandır bu bir şüphedir bu ispatlanana kadar da zanla bir insanı hapiste tutmamanız icap eder bu yaklaşım doğru değil biz hukuk devleti olmak mecburiyetindeyiz
mahkeme neticeleriniz karar verilir kararın yanlışlığı doğruluğu ayrıdır ona itiraz edilir ama o zaman mahkeme karar verdiyse hapse atarsınız hapiste de tutarsınız bir vatandaş olarak söylüyorum arasına mesafe koymadı fotoğrafları söylemleri herşey zaten oraya işaret ediyor bu noktaya işaret eden birşey varken de dayanak bulup gereğini yapmaları gerekiyor bence
adalet mülkün temeli onun için denilmiş yani adalet mülkün buradaki mülk kelimesi mal manasına değil devlet manasına adalet devletin temelidir adalet zedelendi miydi o ülkede kimse emniyette kendini hissedemez keyfilik adaletle bağdaşma şimdi bir keyfilik var olağanüstü hal bu keyfiliği getiriyor bir defa adalet işin başıdır gençler için söylüyorum bir memlekette kuvvetler ayrımı adalet kamil manada işlemedikten sonra o ülkede fikir hürriyeti de olmamış
sonra o ülkede fikir hürriyeti de olmaz inanç hürriyeti de olmaz o ülkede kalkınma gelişme de olmaz benim dediğim dedik dediğiniz zaman söylediğiniz sözler başkaları tarafından yorumlanabiliyorsa o ülke ileriye gidemez dürüst olmak yalan söyleme kendine zarar verdiği zaman bile dürüst olabilme bu babayitlik gerektirir şu anda biz adalette şikayet ediyoruz niye çünkü hakimler korkuyor karar vermeye ya hakimin korktuğu yerde adalet olur mu siz şimdi farklı inançların bir arada yaşamasından bahsettiniz reik sistem hakkında ne düşünüyorsunuz mesela Mustafa Kemal bakın bir laiklik meselesi bir defa dünyada laikliğin iki türlü anlayışı var bir fransızların anlayışı ki biz laik kelimesini oradan almışız bir de seküler diye sekülerizm diye ingilizler anlaşması var fransız laiklik anlayışı adeta din düşmanlığı gibidir ingiliz sekülerizm anlaşması ise devletle inancı bağdaştırmıştır ama birisi birisi de tahakküm etmeyecek tarzda kilisenin başı da kralçedir yani laiklik
laiklik din düşmanlığı olarak algılanamaz algılanmamalıdır farklı inançlara sahip olan insanlar kitleler bir arada nasıl yaşarlar onun temelini oluşturur laiklik de bu yaklaşımda bir problemimiz olmaz ama bu yaklaşımda anayasa Türkçe yazılması icap eden Türk diliyle yazılması icap eden bir metin laiklik kelimesi Türkçe bir kelime değil anayasanın içine konulmuş ve tarifi yapılmamış maalesef birileri de bunu kullanarak belli bir kesim üzerine buluşur
ama laiklik de baskı uygulamak istemişler bu doğru değil şimdi şöyle bir konu var sorguluyorum yine sorgulayacağım bugünkü insanların algısını ben çok iyi anlıyorum Recep Tayyip Erdoğan göreve gelirken de bir çok insanın kafasında o soru var rapat partisi tabanından gelen bir insanın belirli bir saatten sonra alkol içilemez şuralarda alkol yasaklandı sen git kızın başını örtüceksin sen şöyle böyle insanları korkuttular bunu yapanlar şu anda laiklik en çok savunanlardı
şimdi laiklik elden gidiyor durumunu bir kere laiklik ne olduğunu bize yanlış anlattılar zamanında ezan sesine bile tahammül edemeyen insanlar fikir özgürlüklerine tahammül edemeyen insanlara öyle bir baskı kurdular ki bugün benim desteklediğim fikirlerini sevdiğim ama bir çok şeyine de katılmadığım insanlar olabilir dediğim gibi değerlendirme yapmak zorundayım namaz kılan adamdan korkuttular yıllarca bu yapıldı bunlar gerici bunlar şöyle böyle dendi bir çok şey söylendi ben mesela Mustafa Kemal Atatürk fikirlerini benimsemiş bir gencim o kadar çok heykel dikildi ki şimdi bugün o kadar çok cami yapılmasına ses çıkartanlar zamanında o kadar heykel dikilmesine ses çıkartmadılar
bu çok küçücülük olarak görmedim belki bir kesim öyle gördüm birbirlerine tartışmaları esnasında söyledikleri cümlelerin tamamı bunlara dayandı bizim için önemli olan fikirdir İslam’ı okuyup kavrayıp anlayıp hayatına uygulayan insanlar var yani bunu bir ideolojik durum olarak görmekte birazcık yanlış diye düşünüyorum benim fikrim bu çok fazla sormuşlar bu kadar sormalarının sebebini ben tam olarak buna dayandırıyorum ama siz ne istihbar olayım belli bir dönemde sadece bir başörtüsünden dolayı binlerce genç kızımız mağdur etti bu iktidar gelip de bu problemi ortadan kaldırınca öyle büyük bir memnuniyet doğdu ki sanki ülkenin bütün problemleri çözülmüş gibi bunu çözdü mü helal olsun öbürü de ne olursa yersin dik e olmuyor o zaman yani siz bir problemi çözmekle ülkenin bütün problemlerini çözdüğünüz manasına gelmiyor ki bu onun için bugün muhafazakar diye zihinlerimizde oluşan kesimli bir şey
yani bu konuda şu endişe var bu hükümet giderse bütün baskılar yeniden gelir işte biz bunu ortadan kaldıramıyor bize karşı tavırları da bundan dolayı var siz ne biçim adamlarsınız ya gidiyorsunuz bunlara karşı başörtüsünü serbest bırakınlarla mücadele ediyorsunuz ya ben başörtüsünü serbest bıraktıkları için mücadele etmiyorum ki orada bir teşekkür ediyorum ama yaptıkları yanlışlıkları da söylemeden edemiyorum yani bir güzel iş 50 tane kabahatı örtmez hatta türkcülük meselesine girince aslında bunu çok rahat tartışılabilir olması lazım 100 sene geçti neredeyse şimdi 1920 ile 30 arası türkiye de yepyeni bir dönemin başlangıcı otmanlı yıkılmış tarihe karışmış hilafet kaldırılmış eğitim sistemi değişmiş alfabe değişmiş maalesef birçok yerlerde ezanın türkceleştirilmesi gibi bir takım adımlar atılmış ve bu ülkede bir reaksiyon meydana getirilmiş bu da bastırılmış
şimdi bu dönemin tartışılması hassas bir konu lehte aleyhte bir çok söylenebilir ama ben 1929. iklisat kongresinden sonra atılan adımlara bakıyorum türkiye de öyle yeni bir dönem bir sanayi dönemi başlamış ki biz bugün o fabrikaları kurulan fabrikaları satıyoruz o dönemde kurulanları sivas da demir yolu falan yok ulaşım at sırasında yapılıyor ama 1938 yılına gelindiğinde demir yolu sivasa ulaşıyor sivasta bir demir yolu atölyesi diye geçen adı atölye olmakla beraber türkiye’nin o günkü en büyük fabrikalarından birisi demir yolları fabrikası kuruluyor 6.500 insan çalışıyor sanayinin sesini de bilmeyen bir toplulukta usta ney makine ney bir fabrikada üretim yapmak ney bunları bile bilmeyen insanlara siz sanayinin ne olduğunu öğretiyor ehil insan usta usta başı mühendis yetiştiriyorsunuz
sadeye sivas için değil demirçelik konusunda da kendi ihtiyacımız olan dışarıdan geliyormuş bütün tekstil fabrikalar konusunda şeker fabrikasında her konuda müthiş bir atılım başlamış şimdi biz bunları görmeden gelemeyiz ki türkiye güçlü bir ülke olma yoluna girmiş
Mustafa Kemal bir Osmanlı paşası bana göre ufku o dönemde kendisinin etrafında bulunanlardan çok daha geniş yani Mustafa Kemal’in attığı adımlar Atatürk’ün attığı adımların büyük bir kısmı bugün bizim beceremediğimiz işler maalesef onun yaptığını şu anda yapamıyor bu durumda da söylemeniz şu oldu galiba tartışılmaz bir dehası var onu hepimiz zaten biliyoruz ama yaptığı işlere bakıp kafamızı yaptığı şeylere görürsek daha mantıklı olur mu diyorsunuz elbette ya şimdi mesela gençliğe hitabesini alıp bugün kaç kişi itiraz edebilirim tabi hiç kimse bundan dolayı ben meseleleri bir bağnazlıkla değil rahatlıkla mütalaa edebilmeliyiz yeri geldiği zaman yeniden yorumlayabilmeliyiz müzakere münakeşe yapabilmeliyiz
dediniz ki yapılan icraatler asla tartışılmaz ama bir şeyleri tartışmak içinde çok kapalı olmayın diyorsunuz gençliğe hitap eden örnek veriyorsunuz ama ileride diyorsunuz ki mesela yapılan bir hamleyi tartışabilmeliyim o özgürlükte olmalıyım mı diyorsunuz o kadar doğru mu siz mesela yüzü batıya dönük bir lider mi olacaksınız yani ben yüzü batıya dönük veya batıdan yüzünü başka bir yere çevirmiş değil peygamber efendimiz ilim çinde de olsa alınız buyurun ne zaman söylemiş 1400 sene önce yani bu ne demektir doğru gerçek
neredeyse biz gidip onu alırız Amerika’dan da alırız Avrupa’dan da alırız Çin’den de Rusya’dan da alırız yeri geldiği zaman ama biz kendi nosyonumuzu kendimiz oluşturmak mecburiyetindeyiz her konuda ilmin sonunun olmadığı kanaatindeyiz
çünkü Cenab-ı Hak’tır esas ilim sahibi onun ilminin sınırlarını ölçemeyiz onun içinde ilimin sonu yoktur ufuk açıyor bağnaz değil 7. asırdan 8. asırdan itibaren bakın eski Yunan medeniyetini bütün eserlerine tercüme etmişlerdir ya bu adamlar Müslüman değildi bizim ne ihtiyacımız var dememişler tercüme etmişler teklil etmişler uygun gördüklerini benimsemişler onun üstüne bir şeyler ilave etmişler bizim buna ihtiyacımız var dünyayı yeniden şekillendirmeye önce birbirimizle bir barışık hale gelmemiz lazım farklı fikirlere kanaatlere sahip inançlara sahip insanlar olarak biz kavga edeceğimiz oturup konuşalım diyorsunuz ki bizi öcü olarak görmeyin size dayatılan değiliz her şeyi tartışabiliriz acaba siz bize dayatılan mısınız bunu da biz size soruruz bir çok askeri öğrenci öğretmenler devlet memurları da var saplar samanlar durumu çok basit bir tabir olacak bununla ilgili ama artık yüksek bir bahane olduğu için bu
gerekliydi ama bir bahaneye çevrildi bir sürü haklı yenilmiş insan da olduğunu biliyoruz yalnızca tahmin ediyoruz ya da başka bir görüşteyiz diye söylenebilecek bir şey değil adaletten ve hukuktan bahsedebilecek söylüyorum birazcık zaten kafanızı geri çekip bakarsanız birçok insanın haksızlığa uğradığını görürsünüz peki siz bu süreçte FETÖ ile mücadelede siz neler yapacaksınız 15 Temmuz yaklaşıyor şimdi 2. seneyi devleti gelecek FETÖ’lük gülenin başlattığı hareketle bizim ömrümüzle hiç irtibatımız olmadı tam karşı karşıya geldi
yani 28 Şubat da bile FETÖ’lük gülen bizim karşımıza çıktı onun için bizim onunla herhangi bir bağımızın olması mümkün değil aramızda bir sempati yok inancımız da aynı inanç temellerine malesef dayanmıyor onun bazı yaklaşımlarımız geçmişte gördük biz onlarla aynı kanaati taşımamız mümkün değil ancak FETÖ’lük gülen bahane edilerek bir 15 Temmuz hadisesi de meydana geldi ayaklanma meydana geldi bastırıldı bunu da millet bastırdı bu da doğru ama bu bahane edilerek siz masum insanları da cezalandırma yoluna girerseniz bu kabul edilemez yani bir defa şunu söyleyeyim hakikaten bu hareketin analizinin ciddi yapılmasına ihtiyaç var ben bunun bugünkü iktidar tarafından tam olarak doğru olarak yapıldığı kanaatinde değilim yani bunun neden yapılamadığının da bendeki intivanın bir tanesi çünkü 10 sene beraber oldular 10 sene
o kadar kendi işlerine sızdı ki kendileri yapamıyor diyorsunuz tabi onlarla ilgili bir takım konuları gündeme getirdikleri zaman kendi işlerinde bir sürü insanın cezalanması gerekiyor buna yanaşmak istemiyorlar doğru dürüst bir tahlil yapamadılar ülkede olağanüstü hal kalksa normale dönse gerçeklerin daha rahat ortaya çıkacağına inanıyorum
onun için olağanüstü halin kalkması şart olağanüstü hal adı üstünde olağanüstü şartlarda geçerli olan ve bunun çok kısa süreli olması icap eden bir hal demek dönem demek siz bunu ikiye yaparsanız olağanüstü hal olağan hale gelirse o zaman burada hukuk kalkar hukuk kalmayın kalkınca keyfilik başlar hukuk içinde kalsa ispatlamak mecburiyetinde
zannen insanlar içeriye alamazsınız bir şekilde biz bununla mücadele ediyoruz gibi gözüküyor aslında diyorsunuz ama mücadele ederlerse kendilerine zarar vereceklerini biliyorlar diyorsunuz tabi tabi aynen feto örgütüyle mücadeleyi bizden daha iyi yapabilecek bir siyasi kuruluş yok kesin iddia ediyor bankasiyaya para yatırmış okuluna öğrenci vermiş ya okulunda mezun olanlar var üst kademelerde ona kimse dokunamaz öyle şey olur mu bugün uyguladıkları metotları kendi içlerinde uygulasınlar emin ol %70’i bunlardan içeriye girer bunları konuştuğumuz anda dahi hemen fetoci ilan edilebiliyorsunuz böyle şeyler olabiliyor biz bu işe hiç bulaşmadık yani siz düşünebiliyor musunuz bir ihtilal olacak 200.000 kişi ihtilali yapmakla itham edilecek olmaz ya ihtilali bir küçük kadro planlar yapar
onlardır suçlu olanlar 200.000 kişi olmaz 200 olur hadi bilemedim biraz daha kapatayım gidelim 2000 kişi olur ama bu 200.000 kişi olmaz İngiltere’de o dönem gençlik ateşi Avrupa’dasınız yalnızsınız mesela İngilizlerin papları vardır gençlik ateşiyle acaba uğradınız mı o paplara bağlanan gurbettir sonuçta papları gördüm pek bir şey olmadı benim olmadı olmadı yani uymuyor paplara da gitmediniz o zaman kandırmadılar sizi yani gençlikte iyi iyi güzel şimdi size bilge başkan diyorlarmış evet bunun sebebi nedir
yaşını diyemedikleri için bilge her şey sizin planladığınız gibi derse anlattıklarınızı anlatabilmişseniz insanlara ve bu seçimi kazanırsanız beni kültür bakanı yapar mısınız niye olmasın ben önceden sözümü alayım tabi Saadet Partisi genel başkanı olarak diyorsunuz ki benim kuracağım hükumette belki de fikrimin uyuşmayacağı ama işin ehli bir adam olabilir diyorsunuz ya da bir kadın konuşmadan benim anladığım şu sizdeki en büyük başlık adalet elhak doğru
anlattıklarınızdan adaleti başlık olarak aldınız gördüm birçok insanın korkusu vardı sorularıyla belirttiler bu korkuları yersiz bulduğunuzu cevaplarınızla dile getirdiniz aynı topraklarda yaşıyoruz ülkemizin geleceği size emanet olursa güzel bir noktaya getirirsiniz bizi Kemal Karamoğlu Saadet Partisi genel başkanı konuğumuzdu Allah razı olsun Sağ olun efendim böyle bir imkanı verdiğiniz için de teşekkür ediyorum ve sizi de tebrik ediyorum böyle bir ortam oluşturduğunuz için hakikaten canlı benim için de çok canlı bir ortam oldu
inşallah dinleyenler seyredenler onlar da doğru neticeler çıkarırlar sohbetini

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir