MÜSLÜMAN AİLE ÇOCUKLARI NEDEN ATEİST OLUYORLAR? | SYNERGY KENDİYAS
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=6vG0gVfV2ic.
Abi son dönemde özellikle dindar ailelerin çocuklarında çocuklarını dini eğitime vermiş olmalarına rağmen deiz ya da ateist olduklarını çok duyuyoruz. Ailelerin bu konuda çaresiz oluyor. Şimdi bu aileler çocuklarına neyi eksik bıraktı da bu çocuklar böyle bir yanlışa düşüyor.
Bu çocuklar neye kapıldılar da itikar yanında sapkınlığa düşüyorlar. Şimdi tabi sen bu soruyu sorduğun için hâl ilminden faydalanarak cevap almayı bekliyorsun değil mi? Şimdi ben aynı sıkıntılara da düşüp zaman zaman bunlara nasıl çözüm yapabilirim?
Hâl ilminden faydalanarak evde nasıl davrandımla ama biraz daha genişlemesini de anlatmaya çalışayım. Bunların birkaç farklı noktası olduğunu öğrendim ama bunlarla ilgili ilk sorduğumda istihare yaptığımda anne baba Müslüman, anne babam da elhamdülillah Müslüman ama nasıl oluyor da çocuklar farklı noktalara gidiyor dediğimizde
öncelikle biz inandığımız gibi yaşamadığımız zıh tespit ettik. Özellikle hâl ilmiyle ilgili sürekli istişare ederek hocamla. Şimdi inandığımız gibi yaşamıyoruz bu bir. İkincisi suçlayıcı yaşıyoruz. Yani bakın biz bunu yapıyoruz ama onlar yapmıyor.
Bir üçüncüsü neslimizi yetiştiren eşlerimizdir. Kadınlarımız, analarımız, kız kardeşlerimiz onlardır. Biz onları Rabbimin bize emaneti olarak görmediğimiz yansıması.
Yani Yaradan Rabbimizin adıyla okumadığımızın tecellisi. Bir de en önemlisi şu eleştiri olarak kendime söylüyorum bunları. Biz son noktada duruyoruz ve son noktaya bakıyoruz. Bu çocuklarımız neden böyle oluyor diyoruz. Suçu çocuklara atıyoruz.
Herkes her anne baba her birey suçu kendinde aramış olsa suçlayacak bir şey bulamayacak. Çünkü evladını suçlamayacak. Kendindeki hatayı bulmaya çalıştığında sonuca gidilebilir.
Dördüncüsü de korkutarak veyahut da cehennemden, azraftan korkutarak bir değeri mükafat. Yani cennet mükafatıyla birlikte hareket ettiğimiz için. Hani cennet mükafatıyla nasıl olur? Allah-u Teala bunu Hazreti Kuran’da bildirdi diye düşüneceksinizdir.
Haklısınız da ama şu var. Bir vaat üzerine gittiğinde karşı tarafta şeytangiller de iblis de bir takım vaatlerde bulunuyor. Hani biraz daha açık bir konu biraz daha geniş bakmak lazım. Asıl problemimiz bizim Allah-u Teala’yı severek. Çokça severek, sevdiğimizin bize, bizden istediklerini yaparak devam etmediğimiz, yaşamadığımızın neticesi. Hani bütün hepsini neden iman etmiş olanların özellikle çocukları başka inanışlara geçiyor
veyahut da yanlış yaşantılara geçiyor derseniz, suç çocuklarda değil, suç bizde. Biz Allah-u Teala’dan korkarak ya da cenneti umarak hareket ettiğimizde, ki bunlar da olması gerekiyor. Ama demek istediğim Allah-u Teala’nın her birimiz özen kuluyuz.
Allah-u Teala bizi çok seviyor, aynı sevgiye bizim karşılık vererek emirlerine uymadığımız yansımasıdır derim. Bakın bütün nereden yola çıkarsanız çıkın. Eğer hal ilmiyle öğrenmeye gayret ettiğinizde hep sevgi planı öne çıkacaktır.
Ve Allah-u Teala kulun siz de beni sevin diyor ve burada vaatlerini sıralıyor. Öyle değil mi? Kevser şarabından bahsedilir halbuki bugün şarap gibi değil. Yani demek istediğimi anlıyorsunuz. Hal ile biz Allah-u Tealayı severek, sevdiğimiz bizden bir talepte bulunuyor diyerek gayret etmediğimizde
bu defa işte şunu şunu yapmazsanız cehennemlik olursunuz diyoruz. Önce onu işleyelim. Çok güzel. Korkutuyoruz. Korkunun silinmesi için sevgi olması gerekir.
Korkarak devam ettiğinde bir zaman sonra şeytanın bizlere musallat olması, psikolojik hastalıklardan hepsini, şizofreninden hepsini alın. Şeytan nasıl etkili olur?
Bir, korkutarak korkan yani Allah-u Tealadan korkmuyor da şeytandan korkanlaradır. Korkan kalplere yerleşir. Bu çok önemli. Şeytandan korktuğunda haşa Allah-u Tealaya olan inancın ve itikadın da bir problem olduğunu anlaman gerekiyor.
Bu bir. İkincisi de, hepsi önemli ama biz iman etmiş aileler üzerine konuştuğumuz kısmından gidiyorum ve halin üzerine gidiyorum. Yoksa çok dalları var. Bir değeri de şeytana hep suçlayıcı yaşadığımız sürece. Bakın bunun ne olur Allah rızası için bir çayınızı kahvenizi yapın. Şöyle bir sakin bir düşünün. Şeytana suç bularak devam edince işte bu ikisini de birleştirince imanlı yaşayan ailelerin neslinle problem oluyor.
Tabii bunun üzerine bizlere emanet olan kadınları diyelim, eşlerimizi diyelim ama anne babamızla kız kardeşlerimizle hani erkek olanların sorumluluk alanındadır. Onları bir emanet gözüyle görüp de onlara saygı duyup onları Rabbimin çizergesine göre taşımadığımız için. Bakın bu üç madde. Anladım. Peki şöyle bir şey var. Aile de bunları yapmıyor. Birincisi işte yaparken rızayı gözeterek yapmıyor. İkincisi eşlere erkekler eşlerine emanet olarak bakmadığı için bir anlaşa düşüyor. Üçüncüsü en başta söylediğiniz yaşamadığını tavsiye ediyor. Yani zorluyor.
Peki ancak özür diliyorum. Hani gördüm ama iman etmiş olan aileler neyi eksik yaptıklarını bilmiyorlar ya da söylenildiği zaman kabul etmiyorlar. Şimdi böyle bir problem var. Böyle olduğunda çocuklarını suçluyorlar.
Biz ne yapmalıyız? Ben bir kardeşimi gördüm ve üzülüyorum. Yani bu çocuk dini bir kültürden yetişmiş. Biliyor da ama bir şekilde Allah’ı inkar etmeye başlamış veya Rasul’u hayatından çıkarmaya başlamış. Ailenin suçu var da bu çocuğa ben ne yapmalıyım da nasıl yardımcı olmalıyım? Bu itikari anlamındaki hesap kılının da düzeltmesine nasıl katılsağlayabilir?
Söylediğimizde şu ana kadar beslendiğimiz gıdalarında, frekanslarında çok fazla etki var. Hani şeytan o kadar çok çalışmış ki dört bir taraftan sarmış. Hani bir konuyla anlatırsak diğerleri eksik kalacak. Burada senin yapman gereken tebliğ etmek ama anlatmak ona ama onun bunu talep ediyor olması gerekiyor. Farkında değil. Tamam. Ama şu vardı bakın biz onun yanlış olduğunu anlatmaya çalıştığımızda başka inanca geçmiş olan kişi de aynısını bize düşünecek.
O bir farkın kalmıyor ki. Ya aslında bakın biz düşünüp analiz yapmıyoruz. Şimdi sen ona tebliğ edeceksin. Tamam. Kendini bir öz eleştiriye çektin mi? Olmazsa olmaz namaz ve her şey namazın üzerine kurulur. Tamam.
Ama sadece namazla bitiyor mu? Hani diyorlar ya namaz kılan bir hırsız yetiştirilebilir diye. Halbuki senin tebliğ edeceğin zaman önce karşıdakinin nasıl inandığını, neden ona inandığını araştırman gerekmiyor mu?
Yani herhangi bir inanışı düşün. O inanç ona ne vaat etti? Bakın hangi yoldan çıkarsanız çıkın. Halb ilmiyle aldığım bu cevaplara geleceksiniz. Bunun haricinde başka bir çıkış noktasını biz öğrenemedik şu ana kadar.
Çünkü hepsi buraya geldi. Başka bir inanışta olan o kardeşimizin neden inandığını ve orada oranın ona ne vaat ettiğini öğreneceksin. Bunun dinimizde Rabbimizin bize bildirdiği vaatleriniyle birlikte bir çapraz sorgulamaya tutup onu önce o inandığını sorgulamaya yönlendireceksin. Onu sorgularken bu kişinin eğitim seviyesi yani üniversite eğitimli veya bazıları ben üniversite eğitimli değilim ama hep kendimi geliştirmeye çalıştım. Hani diplomadan ziyade o konularla alakalı eğitim şekli, anlayış şekli, düşünce şeklini bir kere öğreneceksin.
Yani onunla bir iletişim kuracaksın. Şimdi direkmen gidip hayır sen yanlış inanıyorsun bizim inandığımız gibi inanacaksın dersen bu iş olmayacak. Ama onun sınırları nedir, çizgileri nedir? Bunları anlamak gerekiyor. Peki ateist ve deist olan çocuğa onun inancı ona ne vaat etmiştir? Ateist ve deist veya felsefe diyelim değil mi? Burada bu hayatta istediği her şeyi yapabiliri sunmuştur. Cennetin burası demiştir. Şimdi istediği bir şey alacaktır faiz rahatlıklı alabilir.
E oruç tutmak zorunda değil. İstediği zaman deniz kenarına gidip istediğini yapabilir. Sabah erken kalkıp namaz kılmak zorunda değil. Yani demek istediğim ona vaat et bir buranın cennet oluşudur. Temeldeki şey bu. Tabii yani bakın biz çok kolay suçluyoruz incelemiyoruz. Yani o kişinin de mutlaka ki bir tane bu da istiharelerden aldığım birçok neden söyler ama mutlaka ana başlıkta hani makaranın ucu gibi bir konuya takılmıştır. Bu konuda kolaylık bulduğu kendine göre rahat edebileceği bir yeri alıp sonra da bunun üzerine sarmıştır. Şimdi bunu bir kere anlamak lazım. Siz gidip direkt suçladığınızda ondan bir farkınız kalmıyor ki. Gerçekten Rabbimizi severek kulluk etmeye gayret ediyorsanız o zaman karşındaki hangi inanışta olursa olsun ya da cinsel tercihi ne olursa olsun ne olursa olsun sevmeyi siz önce öğrendiğinizde bu sefer onu önce yadırgamayacaksınız. Önce seveceksiniz. Saygı duyacaksınız.
Başka dine geçiyor diyoruz ya çocuklarımız. Acaba aileler ufak ufak ret mi ediyor çocuklarını. Bir düşünelim şu anda en büyük problemimiz çocuk ailelerin çocuklarını başının üstüne çıkarmaları reddetmekle biraz zıt olur. Zıt oldu diyorsun.
Peki şöyle düşünelim ailenin içindeyiz. Sürekli çocuğuna örneğin namazla ilgili baskı yaptığını düşünelim. Çocuk namazı kılmadığında çocuğa psikolojik işkence yapıyor mu? Yapıyor. Yapıyor. Fiziksel de yapıyor. Peki onu suçluyor mu? Eleştiriyor mu? Tabii ki. Peki o ret etme değil mi bu ufak ufak derken?
Evet. Ötekileştirme uzaklaştırma değil mi? Araya küçük duvarcıklar örme değil mi? Evet doğru. Çocuğa reddetme değil ama bu düşüncelerini reddederek çocuğunun karşısında almış oluyor. Ama ufak ufak reddetmenin açılımı bu. Yani bunu yaptı veyahut da giyim ve kuşamlarda evet. Rabbimizin bize bildirildiği bir giyim kuşam şekli var.
Bunun dışına çıktığında yani hani Allah-u Teala kuluna tövbe kapısını açıp bırakmış ya neden? Çünkü bu kulu biliyor ki hata edecek. Anne babalar da çocuklarının da Rabbimin kulu olduğunu biliyorlar ama idrak mı edemiyorlardır?
Nedir hata yapabileceklerini düşünerek çocuklarına sevdirerek yaklaşmış olsaydı bu çok farklı bir mecraya giderdi. Evet çocuk çok asi kabul etmiyorum diyor. Peki şöyle düşün. Çocuklar ruh konusuna gelelim. Ruhu belirli bir yaşa kadar tamamlanıyor. Bu süre içinde vücudu da olgunlaşıyor. Gelişiyor. Vücudu da tamamlanıyor aslında. Bu sürü içinde bunları öğreten ve eğiten kim? Anne baba. Anne baba. Ve bir de yakın çevre. Özellikle anne baba. Aileler Rabbimin emirlerine nasıl itaat ediyordu? Hemen namaz oruç yani farz olanları değil.
Aile ilişkileri yani örneğin ailede bir miras durumu oldu. O aile anne babasına çevresine nasıl çemkirdi ya da nasıl bir tasarrufta bulundu? Veyahut da ibadet eden bir aile etrafında ibadet etmeyen ya da az ibadet eden ailelere kınama yaptı mı?
Şimdi bakın başka bir şey anlatıyorum burada. Yani farz olan ibadetleri yaparken Rabbimin başka emirleri de var. Mesela kınama yaptıysa kınadığı başına gelmeden ölmeyecek değil mi? Doğru. Bir sebep de bu olabilir mi? Muhtemelen ama şöyle bir şey var. Sadece bundan sınırlandırılmaz tabii ki. Biras kavgası ise 200 yıl öncesinde de vardı. Dedikodu ise kardeş kavgası ise 300 yıl öncesinde de vardı. Bunlara bakarak işte çocukların din tercihlerini değişmesini şey yapmamız noktalarımız doğru olur mu?
Yine söylüyorum yani ibadetleri ve Rabbimin emirlerini Efendimiz Aleyhisselam’ın sünneti sınırlarını yaşarken, severek yaşamadığımızdan dolayı bu böyle. Bizler severek yaşamış olsak o bir nur gibi parlayacak çocuklarımızı da etkileyecek.
Nefret ederek mi namaz kıldık? Birine homurdanarak mı çocuğu emzirdik? Bütün bunları düşünün. Ancak şu var burada ana kavram. Şeytan ne yaptı da çocuğumuzu ele geçirebildi? Yani çocuğun doğumuyla sıfır noktasında olduğumuzu düşünelim. Ergenliğe gelene kadar bu süre içerisinde vücut ve ruh olarak gelişti.
Biz neler doldurduk? Bu önemli, çok önemli işte. İşte bu aslında. Ama burada korkutarak mı? Mükafatlandırarak mı? Hem korkut hem mükafatlandırarak mı? Yoksa sevdirenek mi bunu yaptık? Yani işte bak Allah-u Teala emretti oğlum Allah-u Teala seni bekliyor, huzuruna bekliyor hadi dediğim zamanlar oluyor. Dinliyor mu? Dinlemediği de oluyor, dinlediği de oluyor. Veyahut da oruç tuttu veya bir şey yani çocukların orucunu satın almam falan hani öyle şey var ya yoktur ama onu gönlünü almak anlamında. Bunun gibi ilave ek donanımlarla devam etmediğimizde Allah-u Teala’nın kurallarını kolaylaştırıcı olarak değil de zorlaştırıcı.
Yani biz üstüne zorlaştırıcı olarak yaşadığımızda bizlerin mahsulleri, evlatlarımız farklı farklı kılıklara, inanışlara gidiyorlar. Bunun temelinde özündeki sebep anne babadır. Ancak bizler sona gidip evlatlarımızı suçladığımızda aslında şeytana hizmet ediyoruz biliyor musun?
Çünkü çocuğu suçladığında kendini suçsuz atfediyorsun. Kendini öz eleştiri yapmıyorsun, yapmadığın için tövbe etmiyorsun, tövbe etmediğin için de dua etmiyorsun. Her şeyi ona yaptın diyorsun. Halbuki biz kendimize yani o şekilde olmasının sebebi benim suçumdur. Senin suçumdur, bizlerin suçu. Hani bir tarla düşünün, ektiniz ama ona bakımını yaptınız mı suladınız mı yani o neyse ona göre desteklediniz mi? Ya da desteklediğinizi zannediyorsunuz. Veyahut da kınamada mı bulundunuz? Veyahut da bakın çok ince bir şey söylemek istiyorum. Şeytanı suçladığımızda şeytanın çok hoşuna girer.
Öyle bir de küfür edersen bayılır. Şeytan korkan kalplere çok yaklaşır. Bir de kızgın olunca yaklaşır. Bak bu ikisi çok önemli. Hem korkuyorsun hem de şeytana lanet okuyorsan, şeytana beddua ediyorsan. Şimdi bak şeytanı sevelim demiyorum.
Ama biz şeytanlaşmayalım. Evlisin ne kadar lanet ettiğine şeytana lanetli diyoruz ya. Bunun bir altyapısı var o konuya girmiyor ama işte biz de aynı şeyleri yaptığımızda biz çocukları, çocuğumuzun yapmadıklarına dini göreleri baktığımızda aslında kendi o andaki bulunduğumuz seviyeye göre ölçüyoruz, tartıyoruz. Anladınız mı?
Halbuki onun yaş grubunu ve durumunu düşündüğümüzde çocuklarımıza onların alabileceği gibi ya da onların mizacıyla bu arada mizaçlar da vardır, burçlar da vardır. Yani bir takım bu özelliklerle donanımlı olmamız gerekiyor. Bizdeki olay nedir? Namazını kıldıysa, orucunu tuttuysa bir de tesettürlü giyiniyorsa tamam diyoruz.
Bunlar olmazsa olmaz ama bunlar da her şeyi tamamlıyor değil. Akraba ilişkilerinden tutun da Allah-u Teala’nın emirlerini doğru anlamaya kadar. Yani bir zekatı nasıl anlattın, bir faizi nasıl anlattın, bir yere çöp atmamayı nasıl anlattın, bir hayvanlara sevgiyi nasıl anlattın gibi.
Bütün bunların hepsini de çok uzatmayayım. Temelinde de işte annelerimizin, bacılarımızın ya da eşlerimizin eğitimi yani emaneti doğru taşımaktan geçiyor. Biz eğer kadınlarımızı emanet olarak görük gerekli onlara saygı ve sevgiyi gösterip incitmeden onlar da donanımsız olabilir. Bir problem değil.
Aynı çocuklarımıza yaptığımız gibi ötekileştirmeden eşlerimizi de anlayarak eğer bunları da o Rabbimin emirlerine göre ve kolaylaştırıcı olarak, hoşgörülüğü olarak onların da bir kul olduğunu unutmadan, hata yapabileceklerini unutmadan devam ettiğinizde işte onların yetiştirdiği nesil daha farklı oluyor.
Eğer ki eşlerimiz iyi bir donanım almış olsaydı, evet farz ibadetlerini yapıyor, bakın temel ölçü farz ibadeti olmuş. Kesinlikle farz ibadeti. Ancak diğerlerini de almak lazım. Yani bir gıybet dedi kodudan kınamadan tutun da üzerimizde Allah-u Teala’nın hakkı ve Süleyküm Efendimiz aleyhisselam’ın hakkı, meyseb-i imamımızın hakkı, işte anne baba hakkından tüm bu hakların hepsini ya da bu evrende yaşayan bir yer canlıların, yaratılmışların hakkıyla birlikte hareket edildiğinde o zaman kimse bir kınama da bulunamaz. Birinin çocuğu şu olmuş diyor, yaşı 25, eleştiriyor.
55 yaşına gelir kendi çocuğu da aynısını yapıyor yani yaşadığını yaşattığını ya da düşündüğünü yaşıyor zaten gibi. Hani diğer donanımlarla ama bunun temeli şudur. Allah-u Teala’dan korkarak ya da ben bunu yaptım sen de bana bunu vereceksin diyerek değil, evet Allah-u Teala vaad etti ama sen Allah-u Tealayı sev, sevdiğin için sevdiğini mutlu etmek için sevdiğinin istediği gibi yaşa.
Onu yaşarsa bütün bunların hepsi çözülmüş olur. O zaman sana verdiği eşi de emaneti de ona göre taşımış olursun, sorumlulukların da yerine getirmiş olursun, insanlara hoşgörülü de olursun, hata yapana reddiye de vermezsin, bir yanlışından dolayı bütün her şeyi de silmezsin, daha anlayışlı davranırsın. Sen böyle yaptın, eleştirmiyorsun, kızmıyorsun ama ben olsaydım biz de bunu böyle yapardık,
bir düşün diyerek böyle bir şey dinlemedik sana karşı geldi bir daha karat etti. Sen yine o üslüpla, ona ekmek atarak hani deyimdir bu, devam ettiğinde eninde sonunda Rabbimin nuru galip gelecektir. Şeytan kimdir? Biz şeytanı suçlayarak ömrümüzü tüketiyoruz, şeytana bahane bularak kendimizi unutuyoruz. Şeytana kızmak, şeytanı suçlamak kadar bir boş iş var mı? Kendini suçlasana, hiç değilse tövbe dersin, alnını secdeye koyarsın, neyi yanlış yaptığını düşünürsün. Bütün bunların temelinde Allah-u Teala’yı severek, sevdiğinin istediğini yaparak, istediği gibi yaşayarak devam etmediğimiz sürece bu nesil daha da bozulacaktır.
Allah bizi kese de uyuyanlardan etmesin.
Amin amin. Altyazı M.K.
İlk Yorumu Siz Yapın