"Enter"a basıp içeriğe geçin

Nalıncı Baba Hikayesi – Serdar Tuncer

Nalıncı Baba Hikayesi – Serdar Tuncer

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=noAK16WT4ac.

Padişah’ın bili bir gün, gecenin bir yarısı rüyasından ürpererek uyanmış, kalkmış. Hayırdır inşallah demiş. Gördüğü rüyanın tesirinde. Bismillah. Kalkıp bir abdest almış, iki rekat namaz kılmış, ellerini açıp Mevla’yı yakarmış, niyaz etmiş. Ya Rabbi doğrusunu Sen bilirsin. Sabaha kadar da rüyanın etkisi, artık ne gördüyse,
rüyanın etkisiyle uyku tutmamış. Gözlerine uyku girmemiş, sağa dönmüş, sola dönmüş. Uyku yok. Bir sabah olaydı güneş doğmuş. Bahçede dolanıyor, ellerini arkaya atmış, telaş içinde. Veziri görünce hazırlan demiş, seninle bir yere gideceğiz. Hay hay Hünkarım. Vezirde hazırlığını yapmış, hiç ses çıkarmadan beraber yürüyorlar. Böyle Fatih, Zeyrek, Umkapanı sırtlarına gelmişler ama belli. Padişah bir şey arıyor, aradığı bir şey var. Vezir de seziyor Hünkarım bir şey aradığını ama o söylemeyince de Padişah’a Hünkarım bu nicedir, şu nasıldır denmez, arkası sıra yürüyor. Derken bir kalabalığa rast gelmişler. Böyle insanlar toplanmış, ahali yerde bir şey var. Onun etrafındalar, böyle kendi aralarında konuşuyor falan. Bir ceset yerde. Yenice Alem-i Bek’e intikal etmiş belli ki bir ceset. Ve ahali biraz da kayıtsız böyle başında duruyorlar ekşi yüzlerle falan. Padişah acaba demiş hani gördüğüm rüya bununla alakalı olabilir mi? Yaklaşmış, Selamun aleyküm Erenler demiş. Aleyküm selam hocam demişler Padişah’la vezirin mollakılığında, tebdilik kıyafeti. Aleyküm selam hocam. Hayır olsun demiş, kimdir bu kimin cenazesi? Hiç ilişmeyin hocam demiş. Hay yaşım berduşun tekiydi. Allah Allah. Bir başkası oradan söze girmiş. Aslında demiş iyi bir ustaydı, sanatkardı. Onun yaptığı nalınları burada yapabilen kimse yoktu. Ama çoluğunun çocuğunun nafakısını alırdı. İç giyer, kötü kadınlara, buralara buralara harcar. İlişmeyin hocam, pisin tekiydi falan. Padişah biraz şaşırmış, vezir olanları anlamaya çalışıyor. O sıra birisi söze girmiş. Cami de bile gören olmadı demiş ya, bir insan gelir namaz kılığa falan. Cami’nin kapısından bile içeri girmişliği yoktu. Boş verin hocam demiş. Kalabalık yavaş yavaş böyle söylene söylene dağılmış. Padişah demiş ki işbaşa düştü. Vezir efendi haydi bakalım. Vezir aman efendim demiş bunun gasli var, telkini var, tekfini var nasıl yapacağız? Nasıl çağıralım birileri yap. Yok yok demiş. Ben hallederim demiş. Sen bana bırak. Beraber cenazeyi yüklenmişler, varmışlar Fatih Camii’ne. Padişah güzelce gaslini yapmış cenazenin, kefenlemişler. Oradan bir tabut bulmuşlar, musallaya yatırmışlar. Başlamışlar namaz vaktini beklemeye. Namaz kılınacak sonra da cenaze namazı kılınıp defnedilecek. Onları beklerken vezir, hünkârım demiş. Biz bu gaslettik, kefenledik, getirdik buraya yatırdık ama
belki bu Mevtan’ın çoluğu vardır, çocuğu vardır, ailesi var. Onlara da bir haber vermek icap etmez. Ha demiş doğru söylüyorsun. Sen dur demiş vezirine. Ben gideyim bir araştırayım bakayım kimin nesiymiş, neyin pesi. Soralım soruşturalım. Varmış o cenazeyi buldukları yere, insanlara sormuş. Şurada otururdu. Araya sonra yaşadığı mahalleye kadar gelmiş Padişah. Tarif edilen evi bulmuş, kapıyı çalmış, bir hacı anne açmış kapıyı. Buyurun evladım. Ana demiş, Selamünaleyküm, Aleykümselam. Durum böyleyken böyle. Allah rahmet etsin, başınız sağ olsun deyince kadıncağız. Eyvah demiş, ellerini dizlerine vurmuş. Oracığa böyle diz çökmüş kalmış. Bakışlar uzaklarda öyle duruyor. Padişah beklemiş ki kadıncağız kendisine gelsin. Kafasını kaldırmış yanaklarından yaş süzülerek. Hakkınızı helal edin yavrum demiş. Size de çok yük olmuşuz belli. Ama ah ah bizim efendi ah demiş. Ona söylerdim. Böyle yapma derdim de sözümü dinletemezdim. Hayrolsun demiş Padişah. Ne yapardı ki rahmetli? Evladım alıncılık yapardı.
Çoluk çocuğumuzun nafakasını temin ederdi. Ama birisinin elinde bir içki şişesi görmesin. Gider o içkiyi satın alır getirir helaya döker şişelerde atar. Böyle deyince Padişah hayrola demiş. Ana niye böyle bir şey yapardı? Ümmet-i Muhammed içmesin derdi yavrum. Bir kişi olsun az içsin derdi. Böyle bir iş yapar. Bununla da kalsa bununla da kalmazdık ya. Azıcık parası birikirse
o kötü kadınları paralarını verir çağırır eve getirirdi. Ee Padişah dikkat ediniyor. Ee onlara derdi ki evladım ben sizin paranızı verdim. Bugün dinlenin. Hacı annen size bir iki bir şey anlatacak. Oturun onu dinleyin der. Kapıyı kapatır giderdi. O gittikten sonra ben kalırdım o kadınlarla. Onlara ben kıbeler anlatırdım. Nasihatler ederdim. Sohbet ederdim. İçlerinden tövbe edenler olurdu. Vazgeçenler olurdu günahından.
Al giderdi. Kadıncağız anlattıkça Padişah’ın hayreti artmaya başlamış. Rüyanın da manası var. Bu evet evet evet bu burada. Çünkü adamı gasletmişler, kefenlemişler, yıkamışlar. Yüzüne bir güzellik, böyle bir nur, bir tebessüm çökmüş. Sanki böyle bir veli siması. Padişah o an şaşırmış.
Ahali böyle diyor bunun hakkında ama bu yüz de öyle bahsettikleri gibi Şâribülle’yle ve Nehâr günahkar bir adam yüzü değil. Bunda bir iş var. Zaten onun için ardına düşüyor mesela. Hacar ne de anlattıkça iyice Padişah’ın hem hayreti hem tacıbı artmış. Dinliyor. Bununla da kalsa iyi be evladım. Ne mahalledeki camiye giderdi, ne dükkanının yakındaki camilere. İlle en uzaklardaki küçük mescidlere camilere giderdi. Padişah şaşırmış. O niye ki ana? Niye öyle yapardı?
Evlat bir değişikli bizim efendi. Derdi ki arkasında namaz kıldığın imam tekbir aldı mı Kabe’yi görecek hatun. Öyle herkesin arkasında namaz kılınmaz. Şimdi Hacı Anne anlattıkça Padişah mevzuyu çözmeye başlamış. Ahali niye öyle diyor bu niye böyle oraya niye öyleydi? Ben de dayanamazdım evladım demiş kadın.
Derdim ki ya bey böyle yapıyorsun ama bak yarın cenazen orta yerde kalacak. Kalktı bahçeye kendi mezarını da kazdı evladım. Mezarı da burada hazırdır zaten. Mezarı kazınca ben de dedim ki bey tamam mezarını kazdın ama cenazeni kim kaldıracak? Bir de bu tarafı ver bunu da bir düşün. Şimdi Hacı Anne böyle deyince cenazeni kim kaldıracak derdim deyince Padişah merakla.
O ne derdi ana diyor. Uzun uzun tebessüm ederdi derdi ki derdetme hatun hem Padişahla vezirinin işi ne ki? Öyle deyince Padişahın yanaklarından yaşlar süzülmüş. Anlamış akşamki rüyanın hikmetini. İfadeye baksana cenazen ortada kalacak kim kaldıracak?
Derdetme hatun diyor. Padişahla vezirinin işi ne ki? Ah benim cancazım derler ki Allah-u Teala dört şeyi dört şeyin içine gizlemiştir. Rızasını ibadetlerin içine gizlemiştir. Onun için küçük ibadet büyük ibadet olmaz. Hangisinden razı olacağı belli değil oraya gizlemiştir.
Hışmını gazabını günahların içine gizlemiştir. Küçük günah büyük günah deme bir an o gazaba denk geliverirsin de Allah korusun. İcabeti duanın içine gizlemiştir. Elini aç dua et demiyor mu? dua edin icabet edeyim diyor Allah. İcabeti de duanın içine gizlemiştir. Ve dördüncüsü konumuzla alakalı olanı. Dostlarını kullarının arasına gizlemiştir. Velileri insanların arasına gizlemiştir. İnsan kendinden başka herkese mutlaka evliya muamelesi yapmalı. İnsan kendisine asla evliya muamelesi yapmamalı.
Erenler bu işler böyle eyvallah.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir