Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu: “Süt insan beslenmesinin parçası değildir”

Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu: “Süt insan beslenmesinin parçası değildir”

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=pCBCvl27c38.

Günde 3 yumurta, 5 yumurta yiyin diyen insanlar var. Bu olacak iş değil. 3 gün yeseniz bunu, bir daha gözünüz yumurta görmek istemez. Süt, insan beslenmesinin bir parçası değil. Baharatlar, tabii binlerce yıldır bilinden kullanılan gıda maddeleri. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki dünyanın en güçlü antioksidanları listesinde hep baharatlar en ön sıralarda alıyor. Örneğin dünyanın gramajı başına en yüksek antioksidan değeri olan maddenin karantil olduğunu bulmuşlar. Ama aynı şekilde zencefil, zerdeçal, karabiber, kırmızı biber her türlü baharatın çok yüksek oranda antioksidan özellikleri var. Antioksidanlar bizim hücrelerimizi DNA zararına karşı koruyan ve genç tutan maddeler. Dolayısıyla her türlü baharatın uygun yemeklerde kullanılmasını hararetle öneriyorum. Patates tartışmalı bir konu. Çok insan patatesin bol oranda nişasta ve karboidrat içermesi nedeniyle zararlı olduğunu düşünebiliyor. Ancak patates esasen o kadar da zararlı bir şey değil. Tabii ne kadar yediğinizin de ölçüsü çok önemli. Sonuçta patates bizim ihtiyacımız olan kompleks karboidratları sağlayan bir gıda.
Onun ötesinde patates yavan gibi gözükmesine rağmen içinde ciddi oranda vitamin, mineral ve antioksidanlar içeriyor. Dolayısıyla ölçüsünde yenilmek kaydıyla patates zararlı bir madde değil. Kalp ve spordan ziyade hareket dememiz lazım. Yani hareketli bir yaşam bizim sağlığımızın en önemli sigortalarından bir tanesi. İnsanoğlu hareket halinde olmak üzere tasarlanmış, yaratılmıştır.
Yapılan bilimsel çalışmalar bizim hareket düzeyimizin son 100 yıl içinde yaklaşık %60 azaldığını gösteriyor. Modern hayatın bize sağladığı birtakım kolaylıklar, asansörler, yürüyen merdivenler, otomobiller bizim hayatımızı kolaylaştırıyor ama hareket düzeyimizi ciddi oranda azaltıyor. İşte bu hareket eksikliği de son 100 yıl içinde görülen kronik hastalıklarına bir katkıda olduğu biliniyor. Dolayısıyla hareketli bir yaşam sürdürmek çok çok önemli. Spor, tabi belirli yaşlarda her yaşa uygun birtakım spor aktiviteleri var. Bunların mümkün olduğu kadar yapılmasında büyük fayda var. Ama mesela Mavi Bölgeler isimli bir çalışma var ve burada en uzun ve en sağlıklı yaşayan toplumlar araştırılmış ve gördükleri buldukları şey çok ilginç. Bu toplumlarda spor yapan kimse yok neredeyse. Ama herkes her zaman günlük aktivite olarak çok aktifler, çok hareketliler. Dolayısıyla hareket bizim sağlığımızın en önemli unsurlarından bir tanesi.
Tereyağı ölçüklü yendiği takdirde zararı olan bir madde değil. Ancak tereyağı işte bütün yağlar gibi yüksek oranda kalori içerirler. Ondan sonra doymuş yağ içerirler. Dolayısıyla bunların kısıtlı yenmesinde hiçbir zarar yok. Süt insan beslenmesinin bir parçası değil. Süt annenin yavrusunu beslemek, büyütmek için oluşturduğu bir madde. Her canlının kendine ait yani memeli canlıların bir süt şeyi var. İnsanlardan hareket edecek olursak ortalama süt verme süresi bir yıl insanlarda. Bebeğin dişleri çıkmaya başladığında annenin de sütü kesilmeye başlar. Bu doğa bize diyor ki yeter artık bu kadar süt vermeye gerek yok diyor.
Çünkü anne sütü olağanüstü faydalı bir madde. Çocuğun gelişimi, büyümesi ve bağışlık sisteminin oluşturması açısından çok çok önemli. Ama bir süre sonra bu besinlere ihtiyacımız kalmıyor. Dolayısıyla bebeklerde dahi inek sütü veya bir başka süt kullanımını ben önermiyorum. Bilimsel çalışmalarda büyük oranda bunu teyit ediyor.
Yumurta. Bu çok tartışmalı bir konu çünkü maalesef basında zaman zaman yumurta çok faydalı günde 3 yumurta 5 yumurta yiyin diyen insanlar var. Bu olacak ki iş değil. Bir kere insan günde 3-5 yumurta niye yesin? 3 gün yeseniz bunu bir daha gözünüz yumurta görmek istemez. Yakın zamanda bir televizyon programında bana sordular. Dediler ki hocam aklımız karıştı.
Yumurta faydalı mı zararlı mı? Ben de dedim ki haftada 2-3 yumurta yiyorsanız çok faydalı. Günde 2-3 yumurta yiyorsanız çok zararlı. Her şey ölçüsünde. Şimdi bu da çok güzel bir soru tartışmalı bir konu. Şimdi açık ciltli insanların özellikle çocukların öğlen sıcağında direk güneşe karşı maruz olmaları çok sağlıklı bir şey değil.
Her şeyden önce güneş yanıklarına neden olur. Ancak bu işi abartmamak lazım. Yani saat 12 ile 2 arasında güneşe çıkmazsınız. Diğer saatlerde güneşin öyle çok ciddi bir zararı yok. Aksine güneş ışınları bizim metabolizmamızı hızlandıran ve doğal D vitamini sendezletmemizi sağlayan bir faktör.
Şimdi biz çok yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullandığımız zaman bu kremler sonuçta güneş ışınlarının cilde nüfuz etmesini engeller. Ve dolayısıyla cilt de D vitamini yapımını engeller. Dolayısıyla açık tenli kişilerin çocukların öğlen sıcağında direk güneş altında kalmamaları, bu süre içinde korumalı güneş kremleri kullanmalarında bir sıkıntı yok. Ama bu işi abartmamak lazım.
İşte bu hareket eksikliği de son 100 yıl içinde görülen kronik hastalıklarına bir katkıda olduğu biliniyor.