Rockefeller dünyayı nasıl yönetiyor? Dünya hükümeti Başkanı olma yolu
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=614lURMgnxI.
Savaşlar, barışlar, krizler, anlaşmalar. Dünya neden bu halde? Kim yön veriyor bunlara? Siyasiler mi? Siyasiler gerçekten dünyayı yönetebilirler mi? Yoksa her şeyin sorumlusu para mı? Eğer para dünyayı yönetiyorsa paraya en çok sahip olanlarda dünyayı yönetebilirler mi? İşte bu Amerika’nın ilk milyoneri. Şu andaki varlıkları hesaplanamayan, dünyanın en zengin ailelerinden biri olan Rockefeller’ın öyküsü.
8 Temmuz 1839 yılında doğan John Rockefeller, 6 kardeşten ikincisi olarak dünyaya geldi. Babası gezgin bir tüccar, annesi ise dindar bir ev hanımıydı. John 11 yaşına kadar göçebe yaşadı. Bu yıllarda, Baptist kiliselerinde eşya muhafızlığı yapıp annesi için hindi yetiştiriyordu. Göçebe yaşamı, babasının ev almasıyla son buldu ve okula kayıt oldu. 4 sene sonra okulu bırakıp meslek kursuna yazıldı.
6 aylık bir kursun sonunda, Hewitt & Turtle şirketinde ilk işi olacak muhasebeciliğe başladı. Buradaki görevi, lojistik maliyetleri hesaplama ve firmaya borçlu olanlardan parayı toplamaktı. Günde 50 cent kazanıyordu. Bu o zamanlar içinde büyük bir para değildi. 2 senenin sonunda patronları ona anlamlı bir zam vermeyi reddedince, işten ayrılma vaktinin geldiğini anladı. 19 yaşında meslek kursundan arkadaşı olan Maurice Clark’la komisyonculuk işine girmek istiyorlardı. Amerika o sıra iç savaşa doğru gidiyordu ve John seneler sonra da söyleyeceği gibi, bu felaketi bir fırsata çevirmek istiyordu. Kısa zamanda borç bulup kendilerine ait komisyonculuk şirketini kurdular. Olası çıkacak bu savaşta en çok ihtiyaç duyulacak temel malzemeler olan saman, tahıl ve çeşitli et ticaretlerine başladılar. John’un umduğu felaket fırsata dönüşmüş, daha ilk senelerinde şirketleri yarım milyon dolar kar etmişti. Aldıkları komisyon bunun küçük bir kısmı olsa da şirketleri için büyük bir başarıydı. John itibarını arttırmış, iş çevrelerine ve bankalara adını duyurmuştu. 4 sene sonra tarih 1863’ü gösterdiğinde John’un radarında yeni bir iş kolu vardı. Amerika’da bulundukları bölgede petrol çıkarılmaya başlanmış, kısa sürede çok sayıda başka rezervlerde bulunmuştu. Petrol antik çağlardan beri biliniyordu fakat kullanım alanı yok denilebilecek kadar azdı. Benzinli otomobiller daha icat edilmemiş, petrolün silah sanayisinde, ulaşımda, plastik üretiminde hiçbir yeri yoktu. Sadece sivil hayatta lambalar için yakacak olarak kullanılıyordu. John’un bu yeni iş kolundan para kazanması için petrol ile yeni bir şeyler üretmesi gerekiyordu. Kardeşi William Rockefeller ve dönemin en iyi kimyageri Samuel Andros işine ortak etti. Andros kısa sürede petrol ile nafta, katran ve parafin geliştirmeye başladı. Andros da Clark birçok konuda anlaşamıyorlardı. John bu duruma iş dünyasında kurulan bir dostluk, arkadaşlık üzerine kurulu bir işten daha iyidir diyerek şaibeli bir şekilde Clark’ın hisselerini 72.500 dolar karşılığında alıp onunla olan ortaklığına son verdi. John Rockefeller rekabetin günah olduğunu düşünüyordu. Kendisi Cleveland’daki en büyük rafineriye sahipti ve diğerlerinin aksine ürettiği yan ürünlerle beraber daha fazla kâr ediyordu. Fakat 26 başka rafineri daha vardı ve rekabeti ortadan kaldırmak istiyordu. İlk işindeki görevi olan lojistik maliyetlerini hesaplamada bir şey öğrenmişti. Ve günümüzde hâlâ üniversitelerde bir ders olarak okutulan Rockefeller’s Railroad Rebates isimli planını uygulamaya başladı. Bu plan lojistik trenle sağlanıyordu ve John demiryollarına inanılmaz indirimler sunuyordu. Taşıdığı ürünün bir kısmını da onlara veriyordu. Karşılığındaysa rakip firmaların ürünleri asla taşınmayacaktı. Ürünleri ihraç edilmeyen diğer rafineriler sırf bu problemle değil, üstüne John’un %80’e varan ani fiyat düşürmesiyle baş edemedi. Ve bu sayede John 5 yılda 26 rakip şirketin 22 tanesini kendi bünyesine geçirdi. Artık işler çok büyümüştü. John 30 yaşındaydı ve Amerika’nın ilk milyoneri olmuştu. Bütün bu rafinerileri birleştirip bir sene sonra 1870 yılında standart oylu kurdu. 10 sene içinde standart oyul ülkenin en verimli ikinci petrol yatakları olan Kuzeydoğu’ya gözünü dikmişti. Buradaki rafinerileri de bünyesine katıp dünyanın ilk petrol boru hattını döşemeye başladı. Standart oyul Amerika Birleşik Devletleri’nin petrolünün %90’ını rafine ediyordu. Ülke için de rekabet bitmişti. Petrol ve petrolle alakalı her şey standart oylin tekelindeydi. İngilizcede tekel demek bize o popüler kutu oyunu anımsatıyor değil mi?
Hani amacının her yeri alıp karşıladakileri iflas ettirmek olan. O oyun zaten Elizabeth Maggie Phillips tarafından John Rockefeller’i protesto etmek amacıyla 1903 yılında yapıldı. Bu tekerleşmeye sinirlenen sadece bu kutu oyunun tasarımcısı değildi. Aynı zamanda Ohio ayareti kanun koyucuları da John Rockefeller’i ortadan kaldırmak için kolları sıvamışlardı. Bu tekerleşmenin önüne geçmek istiyorlardı. Fakat John Rockefeller onlardan bir adım öndeydi.
Tekerleştikten 2 yıl sonra Ohio’daki 40’ten fazla şirkete hissedar olmuş 100 bine yakın çalışana sahipti. Bir yandan medyayı kullanarak, Cömert hayırseverliğiyle kamuoyu oluşturuyor, diğer yandan eyalete karşılıksız barışlarda bulunuyordu. Hatta standart oylin görkemli gökdelenini Ohio’da yaptırmış merkez ofisi olarak işleri buradan yönetiyordu. John Davidson Rockefeller’in 4 kızı ve aralarında en küçükleri olan bir oğlu oldu.
Oğlunun adını John Davidson Rockefeller Jr. koydu. Oğlu büyürken John yatırımlarına devam etti. Bugün dünyanın en iyi 10 üniversitesinden biri olarak gösterilen Chicago Üniversitesini kurdu. Standart oylinin altında yaşayan Henry Ford, Ford Motor Company’i benzinli arabaları üretip yaygınlaştırması için fonladı. Rusya ve Orta Doğu’da büyük petrol yatakları keşfedildi ve Ross Schilt ailesiyle beraber bunları Amerika’ya getirmeye başladı. Yatırımları ve oğlu büyümüştü.
Oğlu Rockefeller Jr. edebiyat fakültesinden mezun olduktan sonra babasının baş danışmanı oldu. Aynı anda hem JP Morgan’ın firması olan USA Steel’de hem de standart oylde yöneticilik yapıyordu. 10 yıl boyunca yaptığı bu görevlerden bir skandal sonucu istifa etmesi gerekti. Skandal Rockefeller’in o zamanın medya imparatoru Hearst grubunun sahibi William Randolph Hearst’e verdiği rüşve ile gün yüzüne çıkmıştı. Bu skandalın ardından birçok sanayici ve Amerikan hükümeti Rockefeller’e hedef aldı. 1911’de yüksek mahkeme standart oylu anti rekabetçi uygulamalarından suçlu buldu. John Rockefeller standart oylu 32 parçaya böldü. Bu bölünmeden ortaya çıkan firmalar hala dünyanın en zengin şirketleri olarak biliniyor. Bunlar Exxon Mobil, Chevron, BP, Marathon gibi petrol devleri.
Ferbz dergisine göre 37. sıradaki Türkiye’nin yıllık geliri 175 milyar dolar iken bu şirketlerin hepsi sıralamada Türkiye’nin üstündedirler. Yani Rockefeller’ın bir şirketinin bölünmesinden oluşan şirketlerin bir tanesi bile yıllık olarak Türkiye’nin gelirinden daha yüksek gelire sahiptir. Ve bu sadece varlıklarının bildiğimiz kısmı. Bölünmeden sonra John Rockefeller ölene kadar kendi hisselerini kaybetmedi. Fakat artık kamuoyunda zedenilen bir imajları vardı. Bundan 2 yıl sonra Rockefeller’e ait bir madende grev başlamıştı. Madenciler para yerine geçen bir kağıtla sadece Rockefeller’e ait yerlerden temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Yine Rockefeller’e ait yerlerde barınıyorlardı. Çoğunluğu Rum ve Yunan olan bu göçmen işçiler hem çalışma şartlarından hem de hayat koşullarından şikayetçiydiler. Rockefeller Jr. istifasına vermiş olmasına rağmen en büyük hisseye sahip olması ile beraber Rockefeller fonlarının başkanlığını yapıyordu.
İşçilerin bu görevine çok sert tepki verildi. Ve hem ulusal muhafızlardan hem de paralı askerlerden oluşan bir orduyla işçiler katledildi. Tarihe Ludlow katliamı olarak geçen bu olaydan sonra Rockefeller’ın imajı oldukça yıpranmıştı. Ulusal muhafızların da işe dahil olması yüzünden Rockefeller ailesi devlet içine devlet olmakla suçlanıyordu.
Teymen Karl Linderfeld komutasındaki ulusal muhafız birlikleri, grevi sonlandırıp grev liderinden Louis Tickas’ı cezalandırmak amacıyla Çadır kente 20 Nisan 1914’e saldırdılar. Çadırlar gün boyu makineli tüfekle tarandıktan sonra ateşe verildi. Ludlow katliamının ardından bozulan imajını düzeltmek için Rockefeller, Ivy Lee ile anlaştı. Ivy Lee halkla ilişkilerinin muciziydiydi. Freud’ün yeğeni olan Edward Barney’s ile kitleleri yönlendirme, algı yönetimi gibi alanlarda çalışıyorlardı.
Bu halkla ilişkiler ve pazarlamanın mucitleri artık Rockefeller’in bozulan imajını kurtarmak için kolları sıvadılar. Seneler 1929’a geldiğinde Amerika daha önce hiç görmediği bir krize girdi. Bu kriz daha sonraları büyük buhran olarak atlandırılacaktı. Bu dönemde Amerikan borsası bir günde yerle bir olurken New York’taki emlak fiyatları dibe vurmuş birçok şirket iflasını açıklamıştı. Bu krizden enkârlı çıkanlardan biri de Rockefeller’ler oldu. Yine bir felaketi fırsata çeviren John, emlak fiyatlarını dibe vurmasıyla New York’taki birçok yeri satın aldı. Büyük buhran süresince New York’un kalbinde merkezini buraya taşıyan Rockefeller’ın merkez binası yükselmeye başladı. John Rockefeller Center’ın açılışından iki sene önce 97 yaşında hayata gözlerini yumdu. John Rockefeller Jr. aile servetini babasının ölümünden sonra arttırmaya devam etmiş hatta en büyük kârları 1. ve 2. Dünya Savaşı sırasında sağlamıştır. Ardından Birleşmiş Milletlerin kurulmasında büyük rol sahibi olmuş, Birleşmiş Milletler binasına arsa bile temin etmiştir. 6 çocuğa sahip olan John Davidson Rockefeller Jr.’ın çocuklarından en büyüğü olan John Davidson Rockefeller Türi, 1960 yılında şirketlerin başına geçmiş ölmesinin ardından yerini kardeşi David Rockefeller’a bırakmıştır. Kardeşlerinden Nelson Rockefeller Amerika Başkan Yardımcılığı, Lawrence Rockefeller CIA ve UFO Araştırmacılığı, Winthrop Rockefeller Arkansas Valisi ve David Rockefeller Chase Ulusal Bankası’nın CEO’suydu. Günümüzden iki yıl önce ölen David Rockefeller belki de bu ailedeki en karanlık insandı. 6 kez kalp, 3 kez böbrek ve 2 kez ciğer nakli geçirdiği iddiasıyla yaşatılmaya çalışılmış ve Dünya İmparatorluğu ve Yeni Dünya Düzeni Söylemleri ile komple teorisyenlerinin tepkilerini çekmiştir. Konuşmalarından birinde ise bazıları ailemizin Amerika Birleşik Devletleri’nin çıkarlarına karşı çalışan gizli bir örgüt olduğuna inanıyor. Bizi uluslar üstü olarak görüyorlar ve daha küresel ve politik bir yapı kurmaya çalıştığımızı söylüyorlar. Eğer tuçlama buysa suçluyum ve bununla gurur duyuyorum demişti.
En başta dediğim gibi savaşlar, krizler, barışlar, anlaşmalar, Dünya neden bu halde? Gerçekten kim yön veriyor bunlara?
İlk Yorumu Siz Yapın