"Enter"a basıp içeriğe geçin

Rusya Yeraltı Dünyasına Hükmeden Türk – LOTU QULİ

Rusya Yeraltı Dünyasına Hükmeden Türk – LOTU QULİ

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Za5fegCeQIo.

Happy or Sad Vahşi bir dünya da yetiştiler. En büyük liderleri bir Türk. Rusya’nın sert hapishanelerinden, İstanbul’a uzanan karanlık bir koridor. Heyecan dolu bir video izleyeceksiniz. Sırtınızı yaslayın ve maceraya hazırlanın. Sovyetler Birliği dönemi Rusya’sında, ülkenin her yerine gulak denilen ve mahkumların çok ağır şartlarda yaşamaya çalıştığı hapishaneler, bir nevi toplama kampları kurulmuştu.
Bu hapishaneler limitinin çok üstünde ve her suçtan mahkuma ev sahipliği yapmasının yanı sıra, mahkumlar devlet tarafından maden ya da demir yolu yapımı gibi işlerde ağır şartlarda çalıştırılıyordu. Gulakların durumu o kadar kötüydü ki, mahkumların yamyamlık yapmak zorunda kaldığı sayısız vaka kayıtlara geçmişti.
Genellikle Sibirya’nın kuytu bölgelerine kurulan bu hapishanelere girdikten sonra artık çıkmak imkansızdır. İçerideki tek kural hayatta kalmak için her şeyi yap düsturuydu. Bu aşırı kalabalık, şiddet ve korku ortamı kendi içerisinde üst düzey suç gruplarının doğmasına zemin hazırladı.
Vorzakon olarak adlandırılan ve kanun hırsızı anlamına gelen bu sistem Sovyetler Birliği’nin 1991’de yıkılması ve yerine Rusya’nın kurulmasıyla dünya geleninde en büyük mafya gruplarından bazılarını doğurmaya başladı.
Hızla yükselen Rus mafyasının geleneksel atları bu kurallarla çizildi.
Vorzakonlar suçlarını ve rütbelerini vücutlarındaki dövmelerle sembolize ederler ve kendi içlerinde kesin hükümlere sahip yasaları vardır. Kelime anlamı ise kanun hırsızı demektir. Bu tanım suçlular arasında kabul görmek açısından büyük önem taşıyor. Azerbaycan, Kazakistan, Rusya, Ukrayna gibi eski Sovyet ülkelerinde Vorzakon kelimesi çok saygı duyulan olumlu bir anlama sahip. Çünkü Rusya’nın geniş coğrafyasında bir zamanlar KGB’nin ya da devletin elinin ulaşamadığı alanlardaki boşluğu bu gruplar dolduruyordu. Her isteyen bir Vorzakon olamaz ancak daha eskilerin kabul etmesi gerekir.
Ama bir Vorzakon diğer suçlulardan daha üst seviyededir ve kendi gibi olanlar tarafından gönül bağıyla korumaktadır. Vorzakonlar bir çeteye mensup olmak zorunda değildir. Bu hapishanelerdeki önemli suçlular arasında bir statüdür. Ve bir grubun adı değil diğerleri tarafından kabul görmüş bir geleneğin yaşam tarzının adıdır.
Vorzakonlar hapishaneleri gerçek evleri olarak görür ve meleklerin evi cennetse bir Vor’un evi hapishanedir derler. Sovyet İçişleri Bakanlığı ve Organize Suç Bilimleri’ne başkanlık eden Vor’ya uzmanı Alexander Gurova göre İtalyan mafyasındaki Cosa Nostra’nın aksine Vor’ya’nın daha az ama daha katı kurallarının olduğunu söyler. Hükümetle bağlıları olmaz, orduda hizmet edemezler veya hapishanedeyken yetkililerle iş birliği yapamazlar. Ayrıca kendi içlerinde dikkate alınmadan önce birkaç hapis cezasına çarptırılmış olmaları gerekir. Henüz birkaç yıl öncesine kadar evlenmek, çocuk sahibi olmak bile Vorzakon kurallarına aykırıydı. Etnik köken Vorzakon olmak konusunda hiçbir zaman etki sahibi değildi. Eski Sovyet ülkelerinden Orta Asya ve Kafkasya kökenli Vorzakon sayısı Rus kökenlilerden çok daha fazladır. Son büyük Vorzakon ise bir Türk’tür. Videonun ilerleyen kısımlarında ilginç hayat hikayesini ve başıma gelen tesadüfü birlikte inceleyeceğiz. Rus hapishanelerinin en güçlüleri onlardır. Yani kanun hırsızları yani Vorzakonlar. 2000’li yılların ortalarına gelindiğinde ise Azerbaycan Türklerinden oluşan ve Vorzakon geleneğinden gelen mafya grupları hızla yükselişe geçerek Rusya pazarındaki diğer bütün rakiplerini alt edip zirveye kesin bir hakimiyetle yerleşti. Öyle ki artık Türkiye bu pazarda önemli bir yer tutacak ve sayısız mafya hesaplaşması burada görülecek. 2020 yılına gelindiğinde Azerbaycan, Rusya, Gürcistan ve Orta Asya ülkelerinin haber kanalları şok bir anons geçtiler. Tüm bu ülkelerde şaşkınlık yaratan bir haber Türkiye’de öldürülen bir adamla ilgiliydi. Vorzakonların lideri olarak bilinen ve tüm Rusya’nın en büyük mafya patronu olarak kabul edilen Lotukul ilakaplı Azeri Türkü Nadir Salipov Antalya’da suikastı uğrayarak öldürülmüştü. İnternet üzerinde düşük çözünürlüklü birkaç fotoğrafı dışında hakkında pek de bilgi olmayan bu enteresan adam kimdi?
Ve Vorzakonların yani yasal hırsızların lideri olmak ne anlama geliyordu? Henüz 23 yaşında Azerbaycanda hapse giren Kuli 23 yılını aralıksız olarak hapiste geçirdi. Ve bunun 11 yılı tek başına küçük bir hücredeydi. Korkunç bir hayat!
Birçok insan bu kadar uzun bir süre hücre cezası almayı akli dengesini kaybederek tamamlayabilir. Ancak benzeri görülmemiş bir şekilde Lotukuli içeride geçirdiği yıllarda tüm Rusya’nın en büyük mafya patronu ve kanun hırsızlarının lideri oldu. Bunu iyi iletişim becerisi ve hem içeridekilere hem de dışarıdakilere yaptığı büyük yardımlarla toplumsal desteği arkasını alarak başardığı düşünülüyor. Ayrıca tutuklu olduğu uzun yıllar boyunca Rusya’da birçok hapishaneyi tamir ettirmiş, hapishanelere spor salonları yaptırmış, bu şekilde de mahkum dünyasının desteğini almıştı. Nadir Salifov yani Lotukuli enteresan bir adam. Öyle ki bugün Azerbaycanda, Gürcistan’da ya da birçok çeşitli ülkede sıradan insanlar tarafından onun ölümü üzerine yapılmış sayısız çeşme ve anıt var. Ve bazı okullarda yaşantısı derslerde anlatılıyor. Şimdi şu ilginç bilgiye dikkat etmenizi istiyorum. Görüntüler Lotukuli’nin cenaze töreninden. Cenazeye gelen çelenklerin birçoğuna dikkat edin. Genellikle sekiz köşeli yıldız şeklindeler. Kanun hırsızlarının yani Vorzakonların en bilinen sembolü sekiz köşeli yıldızdır.
Vorzakon olduklarında ilk olarak vücutlarına bu dövme yapılır. Diğer Vorzakonlar da ki birbirlerini kardeş olarak görürler, kendilerini sembolize eden bu şekli göndermişler. Peki bu adam ne iş yapıyordu?
Hapiste olduğu yıllarda Çeçen, Rus ve diğer Azeri mafyalarının elinde bulunan Rusya sebze meyve ticaretini güç kullanarak ve öteki grupların hepsine diz çöktürerek kontrolü altına aldı. Azeri göçmenlerin olduğu ülkelerde duyulan sempati ve güvenden dolayı kendi kendilerine Lotukuli’ye bağlı gruplar oluşuyordu. Bu sayede zor olanı yapıp hapisteyken dünyanın en güçlü gangsterlerinden biri olmayı başardı.
Öyle ki çoğu otoriteye göre dünyanın en büyük 12 mafya patronundan biri olarak kabul ediliyor. O hapisteyken Moskova sokaklarında vahşi batı yandıran silahlı çalışmalar yaşanıyor, ardı arkası kesilmeyen infazlar gerçekleştiriliyor, mafya savaşları piyasadan Rus ve Çeçenlerin çekilmesiyle sonuçlanıyordu.
Doğu Avrupa ülkelerinde Lotikuli adını vermek çeşitli legal ya da illegal ortamlarda dokunulmazlık sağlıyordu. Çünkü kanun hırsızlarının yani Vorzakonların lideri olmak tüm Rusya hapishanelerinde tek bir kelimenizle isyan çıkarabilmek demek. Gücü düşünebiliyor musunuz? Vorzakonların lideri olmanın ne anlama geldiğini görmeniz için bir örnek daha vereceğim.
2017’de hapisten çıkan Kuli, Dubai’ye gitmişti. Onun burada olduğu haberini duyan Dubai şeyhi, Lotikuli ile görüşme düzenledi. Görüşme, sayısız koruma ve konvoylar eşliğinde yapıldı. Çünkü ilk defa Vorzakon gruplarının lideri Dubai’ye adım atmıştı ve bu durum Dubai şeyhinin bile kaçırmak istemeyeceği bir fırsattı.
Vorzakon kurallarına göre milletiniz yoktur. Bir Vorzakonun ait olduğu hiçbir millet olamaz. Bu bağlamda Türk milliyetçisi olduğunu söyleyen ve bunu sıklıkla vurgulayan ilk Vorzakon da o olmuştur. Lotikuli lakaplı Nadir Salifov geçtiğimiz yıl Antalya’da bir otelde kendi koruması tarafından öldürüldü. Koruması verdiği ifadesinde Kuli ile beraber büyüdüklerini ve sevmediği için öldürdüğünü söyledi.
Fakat bu imkansızdı. Çünkü bu kişi doğduğu zaman Lotikuli hapisteydi. Nasıl beraber büyümüş olabilirlerdi? Şimdi biraz geri gidelim. Kanlı hesaplaşmaların başlangıcına. Yıl 2016. Beşiktaş’ta Rövşan Caniyev isimli yine bir Azeri mafya patronu otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Olay yerinde 65 mermi kovanı vardı. Şimdi biraz bu adamı tanımalıyız. Rövşan Caniyev. Caniyev 17 yaşındayken polis olan babası yerel gangsterler tarafından öldürülmüştü. 1996’deki duruşmada sanığın ailesini tehdit ettiğini duyan Caniyev mahkemede silahını çekerek onu öldürdü. Bu olay sonucunda 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Rövşan Caniyev zaman içerisinde Moskova’ya giderek buradaki Azerbaycan Türklerinden oluşan çeteler arasında güç sahibi oldu, kaçakçılık piyasasına girdi. 2010 yılında Rusya’da Kafkas kökenli çetelerin liderliğini yapan Kürt kökenli Aslan Usoyan bir Azeri restoranından çıkarken keskin nişancılar tarafından öldürüldü. İddialara göre infaz emrini Rövşan Caniyev vermişti. Caniyev’in İstanbul’da 65 kurşunla öldürülmesinin nedeninin bu olayın intikamı olduğu düşünülüyordu. Ancak perde arkasında farklı olayların olduğu görülüyor. İddialara göre mevzu Rövşan Caniyev ve Lutfikuli arasında eskiden biri devam eden anlaşmazlıklara dayanıyor. Rövşan Caniyev’in çevresi suikastin sorumlusu olarak Vorzakonların lideri Lotfikuli’yi sorumlu tutuyordu.
Bu noktada Lutfikuli’yi infaz etmeleri için yerli ve yabancı çeşitli suikast timleriyle anlaşmaya varıldığı ihbarı Türk Emniyeti tarafından değerlendirmeye alınmış ve bu timler tutuklanmıştı. Hatta İstanbul’da yapılan suikast görüşmelerinde 5 milyon dolarlık bir anlaşma yapıldı Türk Emniyetince ortaya çıkartılmıştı.
Sonuç olarak biri Vorzakonların lideri olan ve dünyanın en büyük 12 mafya patronundan biri olarak kabul edilen, kimileri tarafından milli bir kahraman olarak görülen Lutfikuli, diğeri de tanınmış bir mafya patronu olan Rövşan Caniyev olmak üzere dünyanın en önemli gangsterlerinden iki tanesi ölmüş oldu.
Rövşan Caniyev’in ölümü Azerbaycan medyasında önemli yer bulsa da Lutfikuli birçok ülkede yankı yarattı. Rus medyasında bile Rus mafyasına el öptüren Türk olarak adı geçiyordu. Şimdi size bir tesadüfler zincirinden bahsedeceğim. İçinde benim de olduğum bir tesadüfler zinciri.
Azerbaycan halkı uzun yıllar boyunca Sovyet işgali altında olduğu dönemlerde Müslüman mezarları önemli ölçüde kısıtlanıyordu. Çok uzun yıllar devam eden bu baskılardan dolayı Sovyetlerin yıkılmasından sonra mezar kültürü Azerbaycan halkı için daha derin anlam ifade eder hale geldi. Halk büyük ve süslü mezarlar yapmak için gerekirse malını ve mülkünü satabiliyor. Bu Azerbaycanda çok önemli bir gelenek. Size doğru gelir ya da gelmez ama 70 yıla yakın bir süre Sovyet işgali altında kalan bir halkın geleneğidir bu. Ve bunlar genellikle aile mezarı. Yani bir kişiye ait değil. Lutfikuli’de ailesi burada olduğu için Türkiye’ye gömüldü. Bize göre büyük ama Azerbaycan geleneklerine göre mütevazi denilebilecek bir aile mezarlığı yapıldı. Ben de konuyu araştırdığım zamanlarda onun mezarına gidip çekim yapmak istemiştim.
Çok ücra bir yerde iki saatlik gecikmeyle bir tarafında Türk bayrağı bir tarafında Azerbaycan bayrağı olan mezarı bulduğumda yaşlı bir kadının orayı temizlediğini gördüm. Önce mezarlık çalışanı sanmıştım. Öğrendim ki annesiymiş. Kısa bir sohbetten sonra ailesiyle tanıştım.
İstanbul’da mütevazi bir hayat süren aile sorularımı yanıtlamayı seve seve kabul etti ve bana hem Türk basınında hem de Sedat Peker’in videolarında Lutfikuli ile ilgili yanlış verilen bilgilerden bahsetti. Anlattıklarını yorum eklemeden size aktarıyorum. Öncelikle Türk basınında Kulin’in mezarının Azerbaycan tarafından istenmediği için buraya gömüldüğü haberine çok kızgındılar. Çünkü Azerbaycan neredeyse devlet töreni ile cenazeyi karşılamak istemiş ancak ailesi burada yaşadığı için Türkiye’ye gömmeyi seçmişler. Ayrıca Sedat Peker’in videolarında Lutfikuli’ye yanlış ithamlarda bulunduğunu, ölmüş biri üzerinden bu şekilde ithamda bulunmanın kendilerini çok üzdüğünü ve verilen bilgilerin yanlış olduğunu belirttiler. Türk basınından mafyaya anıt mezar şeklinde yapılan haberlerden çok şikayetçiler. Çünkü bu anıt mezar değil.
Azerbaycan geleneklerine göre yapılmış bir aile mezarı. Hatta Azerbaycanlılardan neden Lutfikuli’ye bu kadar küçük bir mezar yaptınız diye sitemler geliyormuş. Ayrıca Lutfikuli’nin özel hayatına dair de ilginç bilgiler edindim. Örneğin en sevdiği dizi Oktay Kaynarcan’ın başrolünde oynadığı Eşkıya Dünya’ya Hükümdar Olmaz dizisiymiş. Dizi yayınlandığı saatte kulaklığını takar ve izlemeye başlarmış.
Oktay Kaynarcan’ın bu diziyi sevdiğini bildikleri için dostları o saatler arasında asla telefon etmezmiş. Evet o bir mafya patronu. Hem de dünyanın en güçlü isimlerinden biri. Ama araştırmacılara göre dünya suçlu profilini değiştiren ender görülen bir karakter. Bu nedenle size bu ilginç hayatı anlatmak istedim. Eğer mezarı bulmakta iki saatlik bir gecikme yaşamasaydım bu bilgilerin hiçbirine ulaşma şansım olmayacaktı.
Bir kez daha anladım ki hayat tesadüflerden ibaret. Ben Engin Deniz. Kanalıma abone olmayı ve beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın.
Görüşmek üzere.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir