"Enter"a basıp içeriğe geçin

ŞEYTAN 3 ŞEYLE HAKİMİYET KURAR | SYNERGY KENDİYAS

ŞEYTAN 3 ŞEYLE HAKİMİYET KURAR | SYNERGY KENDİYAS

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=E_n7F-CrY8A.

Abi sohbet ederken senden duyduğum şey beni biraz böyle ürküttü. Onun ayrıntısını sormak istiyorum. İzninle şeytana saygı duymamız lazım. Gibi bir ifade kullandım. Yani Allah’a lanet ettiği Müslüman düşmanı olan bir varlığı biz niye saygı duyuyoruz? Bunu senden duyunca merak ettim bunu açıklamayı isteyeceğim.
Saygı derken aslında kullanılacak kelime yerini bulamadığımız için. Yani saygı duyma denildiği zaman ona bir duygu beslemiş oluyorsun. Oradaki aslında sen bizim arkadaşlar arasındaki sohbeti sonradan geldi duydun değil mi? Oradaki anlatmak istediğim. Oradaki anlatmak istediğim şeydi.
Bir savaşta eğer karşında bir ordunun komutanı ol, karşındaki ordu da olsun. Savaşı taktiğine taktip mücadele mücadele veriyorsa. Evet. Sen o düşmanını yensen bile onun o cesareti ve mücadelesini takdir edersin. Yani geçmişten beri de var.
Aynen şimdi şeytanla ilgili olunca şimdi Müslüman bir ailede doğduk Elhamdülillah. Elhamdülillah Müslüman olarak yaşıyoruz. Fakat burada benim imanımı kurtarmam gereken kaçırmam gereken biri var. O da şeytan. Şeytandan ben imanımı nasıl kaçırırım diye kurtarırım diye daha doğrusu.
Ya da şeytandan kaçmalı mıyım? Yani savunmaya mı çekilmeliyim? Saldırmalı mıyım? Şimdi imanımızı kurtarmamız lazım. Şeytana esir olmamamız lazım derken şimdi benim kafam böyle düşünüyor. Bu benim şahsi düşüncem ve arkadaşlarımla istişare ediyorum. Ama burada Hazreti Kur’an’a göre bir aykırılık varmış gibi düşünülebilir ve de haklı bunu düşünenler sadece tek bir cümleyi duyarlarsa ama orada anlatmak istediğim başka bir şey. Şeytan tabii ki Rabbimin izniyle bizim imanımızı alıp bizi kendini ümmet yapabilir.
Fakat Rabbim de özgür irade vermiş kullarına ve bilgilendirmiş Hazreti Kur’an’la. Efendimiz aleyhisselam da bize izah etmiş hadisi şeriflerle de desteklemiş. Şimdi eğer ben şeytandan imanımı kurtarmam gerekiyorsa nasıl kurtarmam gerektiğini Hazreti Kur’an’da öğrenebiliyorum. Peygamberimden de bunu öğrenebiliyorum.
Fakat bugün o emirleri nasıl anlamalıyım? Allah dostlarının hayatıyla ilgili araştırma yaptığımda bugüne göre güncel anlayamıyorum. Bakın söylediğim çok farklı bir yere gitmesin demek istediğim o değil. Yani hani çok yanlış anlaşılmaya müsait bir konu yine. Şunu diyorum bir bakıyorum etrafıma şeytan başarıyor ya kazanıyor. Şimdi şeytan kazanıyorsa eğer benim imanımı çalamadıysa bile Allah muhafaza Rabbim muhafaza eylesin. Bütün ümmeti Muhammed’i ama neslimde de bunu çalınabilir olabilir mi?
Diğer taraftan bakıyoruz bir çok farklı inanışta olan insanlar var. Bunlar inkini çalmış. Hani gözünün önünde çalmış. Başarmış. E bir taraftan bakıyoruz Z kuşağı gibi veyahut da çocuklarımızla ilgili birçok farklı atakları var. Bunları inceliyorum. Ama bunun yanı sıra da istihare yapıyorum. Rabbime danışıyorum. Nasıl anlamam gerekiyor de dua ediyorum ve istiyorum. Rabbim kuluna kulunun eliyle ulaşır ya anlamaya çalışıyorum ve düşünüyorum. Bunun için gayret gösteriyorum. Tam bu noktada iş ortaya çıkıyor. Bakıyorum şeytan başarıyor. Başarmaya da devam ediyor. Bu nasıl mı diyeceksin? Düşünsenize Hz. Adem’in Adem aleyhisselam’ın oğullarında Habil ile Kabil değil mi? Adaklarını verecekler, kurbanlarını verecekler. Kurbanlarını verdiğinde beyaz ışık iniyor. Habilinki yanıyor, Kabilinki yanmıyor. Kabul değil yani. Çok uzatmayayım araştırabilirler bunu isteyenler.
Kabul olmayınca Kabil bu sefer kendisi kurbanını ateşe veriyor, yakıyor. Kurbanı kabulmüş gibi. Şimdi bunu nereden bu şekilde yaptı? İblisin onu ikna etmesi gerekiyor. Yaktıktan sonra etrafında vakit geçiriyor. Nesiller sonra da bir bakıyorsun.
Ateşe tapma çıkmış, sunacaklar ürünlerini getiriyorlar kurbanlarını veya adaklarını. Orada kendileri ateşe veriyor etrafında da bir takım şeyler içiyorlar vs. eğleniyorlar. Kendilerine göre bir ritüeller yapıyorlar, bir şeyler yapıyorlar. Kurbanın yerine kendisinin yakması gerektiğini kurbanında iblis ona akıl veriyor.
Devamındaki neler yapması gerektiğini de, felsefeyi ilk icat eden iblis ya şeytan ya bu sefer ne yapıyor? Diğer hareketleri de kendine felsefe ile birlikte bir takım ritüeller oluşturmuş iblis. Ama öyle bir şey yapmış ki bunu. Birçok alan demeyeceğim, Rabbim bize Hz.Kur’an’da neden sakının korunun dediyse o emirlere bakıyoruz. Şeytanın bize, iblisin bize yapacağı hamlelere karşı Rabbimiz bizi önceden uyarmış. Şimdi uyarmış ama biz insanlar, kullar şaşarbeşeriz. Ayetleri veya hadis-i şerifleri günümüze göre tam anlayamıyoruz. Anlayamadığımız yerde şeytan örneğin ibadetleri diyelim almıyor, yer değiştirttiriyor. Yani Habil’in kurbanını Allah-u Teala kabul ediyor, Kabil’e de şeytan da ona kendisine yaktırıyor. Dışarıdan baktığında benzeri görüntü veriyor değil mi? İşte bunun gibi şeytan her kulun donanımına göre, her insanın donanımına göre, bilgisine göre onun zaaf noktalarını alıp ona göre bir yaklaşımda bulunuyor. Bunun içinde türlü türlü milyonlarca farklı yönleri var. Her şeyin karşısında bir dona geliştirmiş, bir olasılık geliştirmiş. O kadar çok çalışıyor ki, hiç boş durmuyor. Kendi şeytancıklarını kendi ümmetlerinde sürekli bilgilendirerek öyle bir hazırlıyor ki iman etmiş kulları yolundan çıkartabiliyor. Bu bir başarı değil mi? Kendi tarafından baktığında tabii ki büyük başarı. Adil olalım biraz. Bu başarı. Evet kaybediyor olabiliriz ama Allah-u Teala çalışana ve gayret edene veriyor. Şeytan kendi yolunda çalışıyor, gayret ediyor. Rabbim ona da müsaade ediyor. Aslında demek istediğim şuydu.
Şeytanı bir yerde de takdir etmek lazım derken sakın ha lütfen demek istediğim şu. Şeytan o kadar çok çalışıyor ki, o kadar çok gayret ediyor ki hiçbir şekilde geri dövites yapmıyor. Hep ileriye gidiyor. Her çıkan şeytana göre her zorluğa karşı farklı bir taktik geliştiriyor. Bıkmıyor, usanmıyor ve devam ediyor. Gayret ediyor.
Bizler Müslümanlar iman etmiş olanlar gayret etmiyorsunuz demek istedim burada. Ters mantık. Ters psikoloji uyguladım orada. Çünkü niye? Düşünebiliyor musunuz? Her dönem farklı farklı şeyler çıkartılmış. Düşünün gıdalarla da oynanılmış.
Niye? İnsanın yapısını bozmak için daha iyi kontrol etmek için. Hani bugün kulak çınlamaları falan çoğalıyor ya. Bu da bir rahatsızlıklarının haricinde, neden bulunamayanlarda hep frekansla bağlanmaya çalışıyor. Bu da var. Veyahut da hani bilinlik şeylerden bahsedelim. İşte reenkarnasyon. Düşünsene şeytan cinnilerden olan şeytanlar diyelim ki 1500 yıl yaşıyor veya 1000 yıl yaşadı. Hadi daha ufak gidelim. 1000 yıl yaşadığında 70-80 70-80 demeyelim. Mesela biz 20-15 seneyi çık 70 sene olsa 55 sene. 55 yılda bir insan ne kadar ilim öğrenecek ve anlatabilecek? Yani sanırım. Ama bir şeytanın ömrü diyelim ki 1200 yıl 1300 yıl 1000 yıl. 1000 yılda 70-80 senede bir bir insana musallat olsa onun bütün hayatını kamera kaydı ses kaydı gibi kaydese onunla birlikte yaşasa çünkü vücudun içine de girebiliyorlar biliyorsunuz.
Yaşasa bütün bilgilerini alıyor sonra bir başkasına bir başkasına bir başkasına geçerek görevini tamamlıyor yapıyor. 5-10 kişiyi veya 4 kişi 5 kişi de 5 kişinin hayatını yaşadıktan sonra 6. kişi görmesi açıksa duyması açıksa hani kalp göze açıksa veya diğer şey tarafa göre duru görüyorsa veya bağlantısı varsa veya rüyasında.
Aslında bu kişiye önceki müdahale ettiği kişilerin hayatlarındaki özel anılarına varana kadar her şey buradakinin bağlantısı açık ya her şeyi anlatmış olsa olan bir şey anlatıyor. Bak burada yalan yok.
Sonunda da şunu derse sen dünyaya daha önce geldin işte önce kaptandın sonra pilot oldun sonra zenciydin sonra şuydu buydu diyerekten gelse onların tüm bilgilerini vermiş olsa buraya ve buradakilerde bunu bilimsel araştırma yapsa doğru çıksa ne diyecekler reenkarlasyonla bahsediyor. Evet yani ölmüş de dirilmiş gibi bir şeye dönmüş olur.
Tekrar tekrar geldin diyecek. Bakın bunu düşünmek bunu böyle tasarlamak acele etmeden bunun altyapısını oluşturarak gelmek yani binlerce alternatifle yola çıkıyor ve her geçen gün bunları insanların üstüne deneyerek ve geliştirerek geliyor.
2000 50’den geldiğinde gelecekten geldiğim diyenler var onlar onlar gelecekten geldiğim diyerek biz insanlar kendi şu aklımıza mantığımıza göre Allah’u Teala’nın haşa gücünü sınırlıyoruz. Bizde var o hadsizlik Allah’u Teala kainatı yarattı. Kainatın başka yerlerinde de hayatlar. Efendimiz aleyhisselam alemlere peygamber gelmedi mi?
Evet 18. Bana alemin Mustafa’sı deriz. Tamam alemler derken başka alemler de var demek ki başka yerde de yaşantılar var. Sen görebilirsin ya da göremezsin maddenin birçok hali var. Şu et kemin önceki hali gaz halinden de cinlilerin vücudu var örneğin değil mi? Evet. Madde boyutundan bahsediyoruz. Haliyle başka yerlerdeki dünyamızın teknolojik olarak şu halinden daha ilerideki olan bir yere astral seyahat yapabilen veya tayyip mekan yapabilen inanca göre aynı şey.
Alsa götürse rüyadayken hani kontrollü rüya vesaire diyorlar ya onlara göstermiş olsa geri getirse ileriki zamandaki olan bir yeri gördüğü için buraya geldiğini diyecek ki ben diyecek önceki zamandan geldim. O ona der zaten sen gelecekten geldin diye. Ne geçmişi ne geleceği herkes tam zamanında gelir.
Ancak biz iman etmiş olanlar biz bunları nasıl anlayacağız. Biz şurada dezavantaj değil miyiz ya? Şimdi çözümü kestiğim ama. Bir bitirimi. Tamam. Şimdi bakın ne yaptı buradaki kişiye onları gösterdi o kişiye de bilgilendirdi çünkü görmesi ve duyması açık.
Bilgilendirdiği için o kişi çekip ben 2050 den geldim diyebilir veyahut da iblis şeytan ifrit musallat olduğu kişilerin bütün hayatlarını kaydettiği için görüntüsü daha açık bilgi alması daha açık birine bunu anlattığında teknik olarak doğrudur. Bak doğruyu söylüyor. Ama sonra diyor ki sen diyor daha önceki hayatlarında buydu diyor. O işte çıkıyor diyor ki ben daha önce tekrar tekrar zaten diyor geldim diyor oldu mu sana başlı başında bir felsefe yani felsefenin bir dalı felsefeli ilk yapan iblis şeytandır bütün her şeyi felsefeye dönüştürüyor. Yani açıyor dalları ayırıyor.
Allah’ın yarattığı düzeni kullanarak kimi yerde doğruyu söyleyip sonunda yanlış söyleyerek yalan söyleyerekten kulları imansızlaştırıyor derdi imanını almak. Şimdi bu kadar gayret ve çalışma olunca iman etmiş olanlarda bir şey yapmayınca bir de iman etmiş olanlar Müslümanlarda kastediyorum.
Alimlerimiz veyahut da hocalarımız bu değerli zatlarımız bazen hiç dikkat ettin mi bak başka bir şey anlatıyorum burada görüşleri aynı ama ufak tefek iştihat farklılıkları var. Öyle bir şey olduğu zaman hemen birbirlerine reddiye veriyorlar. Birbirlerinin arasına duvar örüyorlar. Şimdi sen onu reddettiğinde o da seni reddediyor.
Öyle mi? Müslüman Müslüman’a düşman olmuş. Düşman karşılayken oraya doğru giderken bu sefer birbirlerine dönüyor. Düşman karşılığında daha da güçleniyor. Hepsini birden yiyor parçalıyor. Bu da böyle ayrı bir taktik.
İşte bunları aldığında istihare yaptığında farklı bir gözle de bunları görürsen farklı bir beyinle de bunları incelediğinde bakıyorsun. Düşmanı. Ya benim düşmanım şeytan ama. Şeytanı da insan biraz adil olduğunda bakıyorsun ki gerçekten takdir edilecek bir şekilde gayret gösteriyor.
Bu onun ondan yana olduğun şeytan olduğun anlamına gelmiyor. Onun o sınırsız gayreti bitmek tükenmeyen uğraşı yenilgiyi hiçbir şekilde kabul etme işi. Bu tarafa dönüyoruz mümin kardeşlerimize bir şey söylüyoruz. Nereden biliyorsun? Bu niye böyle? Ya sorguluyorlar birbirimize yüzümüzü dönmüşüz halbuki şeytana dönmemiz lazım hep beraber. Omuz omuza vermemiz lazım namazdaki gibi. Öyle değil mi? Ama burada şeytan öyle şeyleri yapmış ki Müslüman alimlerine bakıyorsun birbirlerine reddiye yaparaktan. Evet, reddiye yapıyor.
Dinen yanlış bir şey söylediyse farzlara aykırı çok uç noktaları kastetmiyorum burada. Hani %95’inde, %90’ında, %70’inde anlaşabilen kişiler için söylüyorum. Burada bile bunları yüzde çevirmiş. Bunun amacı ne? Bir alimimiz diğerini, diğer alimimiz diğerini, diğer hocamız diğerini birbirlerine reddiye vererek birbirlerine cephe almışlar. Bu da farklı bir oyunu. Bu o kadar kolay bir şey değil.
Demek istediğimi anlatılıyor mu? Şöyle bir dezavantajımız yok mu? Ya yani alimlik, yani melekler hocalık yapan her şeyi bilen bir varlık var orada. Bir de yüzyıllarca yaşayıp bütün kodlarımızı bilen bir varlık var. Evet. Şimdi adım atsak ne düşünsek neye, hangi adım atarsak neye karşılık vereceğini biliyor bu. Tabii ki.
Biz burada dezavantajlıyız. Burada biz kendimizi neyle savunacağız? Biz dezavantajlı değiliz ama gayret etmeyerek Allah-u Teala’yı yaşamayarak, Hazreti Kuran’ı yaşamayarak dezavantajlı konuma düşüyoruz. Tam buraya anlatmak istiyorum. Bir de şöyle bir durumumuz var. Geldiğimiz noktada yaşadığımız dönemde salih insan sayısı az. Salih bilgileri aktaran insan sayısı az.
Evet. Bilgi aldığımız kaynaklara baktığında zaten onlara hizmet eden kaynaklarla dolu, çarpıtılmış bilgilerle dolu. Yeteri kadar beslenemiyorsun. Bilen söylemez, söyleyen bilmez. Bir de gerçekten ehil olan insanlar da gizlilik kapsamında işte bildiklerini söylemekten çekiniyor. Böyle bir handikap var.
Yani nereden yakalayacağız da biz kendimizi savunacağız? Yani inşa edeceğiz, koruyacağız? Şimdi Rabbimin kullarına verdiği bir ilim var ki bu ilmin içine girdiğinde tabii çok farklı katmanları var. Bunun şeytani tarafını şeytangiller kullanıyor.
Hali ilminden veyahut da Ledun ilminden bahsediyorum. Bu böyle bir ilim var. Haberleşme, haber kanalına doğru şekilde ulaşma. Fakat bunun paralelini iblis kendine oluşturmuş. Yıldıznameyi fal’a dönüştürme gibi. Yıldıznamenin özü haktır.
Doğru da anlatan kişi olmak şartıyla. Ama bunu oradaki bilgilere almış, fal tarot şeklinde insanlara sürmüş. Yani kendine çekmiş, bilgi vererek çekmiş. Diğer taraftan da insanların bir arayışı var. İnsanlar rahat yaşamak istiyor. Faizi rahat kullanırsa, krediyi rahat çekerse, istediği gibi istediği içeceği içmiş olsa,
olursa bu defa böyle talep eden insanları destekleyerek kendine ümmet yaptı. Ama biz Müslümanların burada bir çizgileri var. Her gün beş vakit namazımızı kılacağız. Olmazsa olmaz. Her şey namazın üzerine inşa edilir. Namazsız temelsiz binaya benzer.
Ancak sen namazına çok dikkat ediyorsan, farzara dikkat ediyorsan, oruca, zekata dikkat ediyorsan, bu sefer seni zırhlandığın için, etkileyemeyeceği için başka şeylerden yakalaması lazım. Mesela gıybet gibi. Veyahut da işte çocuklarının üzerine gereğinden fazla düşerek veya çocuklarını putlaştırarak,
hani çocuklarımızın geleceği, geleceği diyorlar ya, bir düşünün çocuğumun geleceğini hazırlıyorum demek ne demek? Bu sana malını bırak, onun içinde babalık yap, annelik yap demek başka bir şey. Ama sen onların geleceğini hazırlıyorum, garanti ediyorum demek başka bir şey.
Yani ufak bir kelime oyunu kişiyi imansızlığa götürebiliyor ya da günaha sokabiliyor. Küçük kelime oyunları. Her konuşacağımız, her yapacağımıza ilgili doneler geliştirmiş. Bir Müslüman bunu söylerse şeytancık sende bunu cevap ver gibi.
Hal ile çok yoğun çalışmasından, o çok gayretlinden sonra onu da inceledikçe görüyoruz. Yani öyle inanışlar var ki, hal ilmiyle konunun içine girdiğinde bakıyorsun ki Rabbimin bir emri, Rabbimin bir uyarısı veya Rabbimin verdiği bir kolaylığı almışlar, kullanıyorlar. Ama Allahu Teala’dan bahsetmiyorlar, başka şeylere bağlamışlar. Şimdi bunları görünce şeytanın yaptıklarını anlatmaya çalışıyoruz. Çünkü ben Elhamdülillah Müslümanım ve ben imanımı şeytandan koruman gerekiyor. Korumak için şeytandan hızlı mı kaçacağım? Yoksa içine mi saklayacağım, ne yapacağım? Onu da anlamam lazım, onu anlamam için şeytanla ilgili özelliklerini öğrenmem lazım. Öğreneyim ki ona göre kendimi savunayım. İşte bu öğrenmeye devam ettikçe, gayret ettikçe bu defa Rabbime hayranlığım daha da arttı. Ayette söylüyor ya, aslında şeytanın hilesi pek zayıftır, çok zayıftır diyor.
Biz burada neyi kaçırıyoruz da bu adamı bu kadar büyütüyoruz? Çok basit. Şeytan korku, öfke ve kızgınlıkla hakimiyet kurar. Öfke, korku, kızgınlık. Allah’tan başkasından korkmazsan, şeytandan korkmuyorsun.
Tamam. Kimileri bir şey oluyor ya, işte bunu söylemeyin, bunu yapmayın. Hani korkmazsan ve öfke ve kızgınlık. Korkmadığında, öfkelenmediğinde ve de işleyişe. Yani birisi sana geldi arabayla vurdu veyahut da bir yerde başına bir sıkıntı geldi. Öfkelenmediğinde, sebebinin yani Allah-u Teala olduğunu, Allah-u Teala’dan şer vermez kulunu imtihan eder. Böyle doğru şekilde oturttuğunda, öfkelenme, kızgınlık olmayınca ve şeytandan da korkmayınca, o zaman onun hiçbir etkisi yok. Şeytanın bize hiçbir etkisi olmaz.
Sadece şu var, nefsimizi doğru işlememiz gerekiyor. Birçok musallatlar vardır, bipolar gibi vesaire, üzerine etki vardır. Evet, üzerindekiler alındığı zaman, nefsi o kadar yukarı çıkmıştır ki, nefsi konuşur ve konuşturur. O konuşmalarla, tekrardan üzerine musallatı davet eder gibi.
Nefis onu istiyor, nefis buradan çok rahat etmek istiyor. Kural tanımadan yaşamak istiyor. Dünyada? Tabii ki. Nefsin esiri olmuş olmak. Allah dostlarının hep nefis, nefis… Git her manevi kapıda nefisten bahseder. Şeytan önemli değil. Nefis asıl düşman. Ama nefis de bizim bir parçamız. Evet. İşte onu eğitmek önemli. Onu eğitebilmek için de şeytanın yapacağı hileleri öğrenirsen, şeytanın nefse vereceği sufleler vardır. Nefis ona göre konuşmaya başlar. Onun konuşmasına karşı, sen eğer üst beynini hazırlarsan, eti olanı, cevaplar verdiğinde,
bu sefer şeytanın nefse aktarımı, nefsi güçlendirmeye çalıştığında, sen nefsine cevap verebildiğinde, hükmedebildiğinde, otomatikman şeytan zaten devret dışı kalır. Evet şeytanın olmadığı yer var. Ama biz yaşadığımız sürece nefsin olmadığı yer yok. İşte bunları araştırmak önemli. Bunları araştırırken bakıyoruz, şeytan o kadar çok gayret ediyor ki,
şeytanın bir başka hilesi de yönüyle de ilgili, şeytan kendine çok çok küfür ettirir ya da lanet okutur. Bak çok önemli yani… Buradan başardım demektir o zaman. Tabii ki, şeytana sen suç bulursan, şeytanı karalarsan, yani tövbe ediyorsun, şöyle bir düşün.
Tövbe derken, Allah’ım beni affeyle diyorsun, şeytana uydum diyorsun. Değil mi? Evet. Şeytan sonra hani şeytana uydum derken, yani hata yaptım demek istiyorsun ama, şeytana uydumu devam ettirirsen, yani diyorsun ki ben şeytana tabi oldum diyorsun. Allah’ım hata ettim, beni affeyle diyorsun.
İşte tam burada, eğer hata ettim, affeyle demezsen şeytana uydum Allah’ım, şeytan beni kandırdı, şu oldu, bu oldu vesaire dersen, şeytanı yüceltmiş oluyorsun bir. İkincisi, şeytanın işine yarıyor. Kendinde suç görmüyorsun. Bak çok ince nokta. Aklanmış oluyor.
Kendinde, benim hatam yok, ben normalde bunu yapmam ama, bana şeytan bunu yaptırdı diyorsun. Ya ben temizim diyorsun, şeytan suçlu diyorsun. Şeytana da uydum diyorsun. Şeytan yaptırdı diyorsun. İşte tam burası. Allah’ım bilerek ya da bilmeyerek bu suçu ben işledim, hata ettim, sana karşı geldim dersen,
sen hatayı kendinde arayacaksın. Şeytanmış, nefismiş vesaire, bunları çıkartacaksın devreden. Hatayı ben yaptım dediğinde, kendini suçlu gördüğünde bu sefer pişman olursun, pişman olduğu için de tövbe edersin. Ama bir öncekinde tövbe ediyormuş gibi yapıyorsun. Tövbe ederken bile şeytan seni kandırıyor. Tövbende bile kandırıyor.
Allah’ım ben suçluyum dediğinde, her şeyi aradan çıkardığın da kendini hatalı gördüğünde pişmanlığın kalbine düşer, diline düşer, bu sefer alnını secdeye koyarsın, af istersin. Ama birilerini suçlarsan, o zaman işte tam böyle pişman olmuş olmuyorsun, başkalarını suçluyorsun. Şeytanın sana yaptırım gücü yok. Sen müsaade etmezsen. Çok zayıftır.
Ancak zayıf olmasına rağmen de insanın yapacağı her şeyde kendine göre bir donu geliştirmiş. Bu geliştirdikleriyle birlikte, düşünsene, zikir çekecek birisi, son zamanlarda ne yapıyorlar? Rakam söyletiyorlar, globi biyasayıları. Olacak iş mi?
Allah-u Teala zikretmiyorsun ama matematiksel karşılığı olan şu rakamı söylüyorum diyor. Ya Allah-u Teala sana rakam söyle derdi. Efendimiz aleyhisselam olduğu gibi taklit etsene. Neye ne icat çıkartıyorsun? Yani bak olan bir şeyi kaldıramayacağını biliyor ama değiştirirsem diyor, kendime bağlarım. Ama o insanda doğru yaptığını düşünür, düşünür, imanlı olduğunu düşünür. Yani günah işliyor ama imanı olsa bile zaman sonra sonraki hamlelerle bunu tamamen kendime bağlarım diye düşünüyor. Neyle? Allah-u Teala’yı zikretmeyerek. Ne söylüyor bir kişi? Rakam söylüyor. Matematiksel karşılığı Allah-u Teala’nın ismine denk geliyor diyebilirler. O zaman Allah-u Teala’nın söylediği gibi söyle madem öyle. Niye zorluyorsun başka türlü?
Oradan sonra sayıdan sonra seni nereye götürecek bilmiyorsun ki. Niye dönüşüyorsun? Gibi hani olabilecek hilelerini anlatıyorum. Şimdi hiç acelesi yok. Tabii ki acelesi yok ve bütün dünyanın genetiyle de oynuyor. Ama bütün dünyayı bırak. Kainattaki diğer yaşam yerlerinde de aynısını yaptı. Bir tecrübe sahibi.
Sonuç aldığı, uyguladığı, koyduğu, başka bir yere hayat kurulduğu zaman o bilgilerle oraya müdahale etti. Oraya, oraya böyle müdahale ederek devam ediyor. Arkada bir onların aynı bunları uyguladıkları başka galaksilerde, gezegenlerde vesaire bunları uyguladılar. Sonuç aldılar. Sonra burada tekrarını yaşıyorlar.
Çok basit bir şey yaptığını o şeytana göre basit olan sonucunda bir sonuca gidecektir. Ona göre devam eder. Bize basit gibi gelebilir. Demin ki anlattığım sayı gibi. Krabi veya sayılarından bahsediyorum. Demek istediğim şeytan, Rabbim şeytanı serbest bırakmış. Kullarını serbest bırakmış. Özgür irade vermiş. Kullarına da ayetlerle ve hadislerle uyarıda bulunmuş. Rabbimin her yapın dediğinde bizi şeytandan koruyordur. Her yapmayın dediğinde de mutlaka şeytan bize zarar verecektir. Efendimiz aleyhisselamın hadis-i şeriflerinde baktığımızda hep bizim iyiliğimize göre bizim nefsimizi nasıl kurtarırız? Şeytandan nasıl uzak kalırız? Nasıl Rabbime hizmet ederiz?
Onu anlatıyor. Ancak biz bugün Rabbimin ne dediğini tam anlayamıyoruz. Yani niye anlayamıyoruz? Bir ayeti okuyorsun. Bin yıl önce okunmuş olsaydı o dönemi anlatıyor. Aynı ayeti bugün okuduğunda bu zaman anlatıyor. Beş yüz yıl sonra yine aynı ayeti okusan o dönemi yine anlatır.
Fakat biz bunları anlayacak donanımda değiliz. Ama iblis bunları biliyor. Bildiği için de sürekli insanları çok farklı yönlerden yani kişi farzları takip ediyor, farzları uyuyor, uyguluyor diye. İşte diğer yaşayışla sünnetlerde veya işli hatlarda bir yerden araya girmeye çalışıyor. Yoksa sen kalktın kelime-i şehadet getirdin, gusül abdese aldın işte abdestlisin. Mümkün değil ki o zırhtan içeri giremez. Ama bunu kalbinle de ve dilinle de tekrar edeceksin.
Şeytanın o kadar çok hileleri var diyoruz. Ancak bu güne geldiğinde bunun karşılığı bu, bunun karşılığı bu denilmiyor. Yani sen temizlik maddesi kullanıyorsun, alkolü sürüyorsun.
Alkolün bir derecesi vardır bunu kullanabilirsin bir mahsuru yok ama alkolü yine temizlik için şu işlemi yaparsa bu sefer normal alkol seviyesine döner bu zararlıdır. Onun olduğu haneye şeytanın giriş izni vardır diyecek teknik açıklamaları yok. Yani Hazreti Kur’an’ı ve Hadis-i Şerifleri bugünümüze göre benim buradaki kalan bilemiyorum hani diyelim ki 20 yıl.
Hani örnek Rabbim bilir ya bu kadar sürede nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Veyahut da bu 50 yıllık süreçte güncel halini bilmiyorum. Bilmediğim için de ben de kendi karınca kararınca araştırmaya çalıştım. Anlamaya çalıştım. Anlamaya çalıştıkça buna bir kaynak lazım. Rabbimin verdiği istihareyi kullandım. Kullandıkça anlamaya çalıştım anladıkça kullandım. Bu böyle devam etti. Devam ettikçe kendimi nereden koruyorum? Şeytanla o zaman dedim benim şeytanı düşmanımı ve özelliklerini tanımam lazım. Düşmanımın hamlesini bilmem lazım ve hep bunları araştırmaya başladım.
Bunları araştırırken şeytanların teklif olmadığını da öğrendik. İnsanlara neler zarar vereceğini öğrendik. Nefsin şeytana tabi olduğu zaman insanların neler yaptığını öğrendik gibi. Haliyle şeytanı da takdir etmek lazım. Bu kadar gayret hiç bıkmadan usanmadan cehennelik olduğunu bile bile. Hz.Kur’an’ın gerçek olduğunu biliyor. Oradaki yazanların olacağını biliyor.
Bunu bilmesine rağmen yine de devam ediyor. Yani biz mümin kullarda bakıyoruz. Şeytana karşı mücadele edeceğimize ufak tefek fikir ayrılıkları var diye birbirimize karşı durmuşuz. Bu hoca bunu söyledi bunu söyledi.
Yani hepsi ehl-i sünnet olanlardan bahsediyorum dışarıdakileri tabi ki kastetmiyorum. Yani müminin birliği var ama yok. Yok ama var. Bunu anlayamadım. Ama ne yapmaya çalışıyorum kendi payıma düşmanımı şeytanları tanıyarak nasıl hamle yaptıklarını anlamaya çalışıyorum.
Yani şöyle bir düşünün metaverj çıktı hal ilminden anlamaya çalıştım. Adamların yaptığı ne biliyor musun? İnsanlar rüya görüyor. Veyahut da onlar da astıra seyahat yaparlar ya da bizde Tayyip Eken yaparlar. Ayrıca kabir hayatı var. İşte bunları metaverjın içine işliyorlar.
Onun benzerini yapmaya çalışıyorlar. Musa aleyhisselam Firavun’a dedi ya sen de iddianı doğruysan o zaman güneşi batıdan doğur diye değil mi? Evet. Bugün ne yapmaya çalışıyorlar? Güneşi batıdan. Evet yörüngesini değiştirmeye çalışıyorlar. Niye? Orada yenildi ya yenildiğinin tersini kendi ekibine tam aşağı yapacak. İspat ediyor. İspat edecek.
Yani o zamanki yenilgilerini o zamanki kolunları bilimsel olarak Rabbimin yarattığı maddelerle Rabbimin yarattığı ilmi kullanarak Rabbimin kullarını imansızlaştırıyor. Bir insan göz göre göre kendisine zarar verecek şey bu kadar nasıl bağlanabilir ya? Şimdi yediğimiz içtiğimiz şeylerin çoğu zararlı bedenimizi çürütüyor. Zarar veriyor.
Güneşin önünde şu an bir şeyler örtüyorlar. Mevsimsel olayları değiştirmeye çalışıyorlar. Aynı iklimleşiklerini yapmaya çalışıyorlar. Yani bunları insanla bile bile neden zarar göreceğini bile bile neden yapar? İşte bak metafizik olarak hani bu dalga boyutu bahsediliyor ya şimdi bak bunlar gerçekten var olan şeyler. Frekans veriyor diye anlatıyorlar. Frekans dediğin şeytanın kullandığı yayın organı. Kısa öz. Bunun da istiharesini yaptım. Nasıl efendim? Kendi frekansına bağlıyor. Yani kendisi bir şey talep ettiğinde insanlar haberleri dinliyor. Veyahut da kendisine zarar gelecek bir şeyi dinliyor ama umursamıyor. Anlıyor ama algılamıyor. Yani dünya uyuyor şu anda. Hareket edemezler. Uyuyor. Neden? O frekansı uyutuyor şu anda. Ya bak sen Müslüman olacaksın. Müslümanım diyeceksin. Elhamdülillah diyeceksin. Senin mahallende birane olacak. Olabilir mi? Alkol haram değil mi? Evet. Olamaz yani. Normal şartlarda olamaz. Hayır bir de çalıştıran Müslüman. Ya evet.
İçen Müslüman en kolayını söyledim. Uyutuluyor bir şekilde. O frekanslarla. Şimdi frekans deyince asıl frekansların frekansı duadır. Dua dua. Onlar duamızın şeytancasının karşılığına frekans diyorlar. Sen dua ettiğin zaman Rabbimle baş başa bir bir görüşüyorsun. Taleb ediyorsun. Bu dua sen dua ettiğinde bu frekans onların bütün o simsiyah o frekansların hepsini yırtıyor geçiyor dağıtıyor. İnsanların dua etmemesi lazım. Yoksa etrafımızda o katman tabakayı dağıtır dua ederse. Etmemek için de ne oldu?
İnsanlar işte sabah erken kalkıyor meditasyon yapıyor vesaire hani çok fazla konu var anlatılacak. İşte sen dua edersen onların yayınını kesiyorsun. Birbirleriyle bağlantısı kopuyor. Hani dua ettiğinde bile rahatsızken iyileşiyorsun ya şeytanın üzerindeki frekansını dağıtıyorsun. Beynin rahatlıyor. Beynin beynindeki operatörü şeytanın operatörünü çekiyorsun fişini atıyorsun bir kenara. Manevi hatta bağlanıyorsun dua ederken herkes bağlanıyor ama herkes neden yaptığını bilmiyor. Araştırın şeytan diyor ki insanoğlu diyor yani kul bir üç kere neden silmez diyor. Bir yeri ya neden üç kere şey yapıyoruz. Efendim efendimiz yaptı diye yapıyoruz. Tamam bunu yapman yeterli.
Evet. Fakat altyapısını da bilip yapmayanları anlattığında onları cezbedip ve çekecektir. Metafizik olarak ifritlerin de salyalarının salgıların olduğunu biliyor musun? Bir tane kendi bedenini aldın değil mi?
Ruhunu da aldın onların sana bıraktıkları pisliklerini de aldın. Yani bunun çok farklı farklı anlatımları var. Üç kere olmasının tekli olmasının işte biz bunları anlayıp da anlattığımızda o zaman biraz daha insanlar bilgilenecek bilgilendiğinde yani düşmanın hamlesinin önüne geçecek. Ama gerçekten kalben teslim olup yaptığında da bilmesine de gerek yok. Zaten harfiyen uyu ama uymayanları da ekstra bilgilerle donatmak lazım. İla ve etmek lazım.Biz şeytanı donanımsız bir teknolojisi yok. Öyle biliyoruz. Hayır ya çok donanımlı ve bilgili ama istediği kadar bilgi olsun. Bizim bir duamız kadar dayanacak enerjisi yok. Bir dua ya. Ayetteki şey bu mu o zaman? Şüphesiz ki onun hilesi pek zayıftır.
Bir duayı engelleyemeyecek kadar kesinlikle ama diyelim ki namazını kıldın. Orucu nutu diyorsun işte zekatında verdin. Varsa paran hacı gideceksin. Farzları tamam diyorsun ya. Ama senin komşuluk hakkı var. Komşunun aç mı tok mu biliyor musun? Yani genel olarak mahallende sıkıntı var. Varsa bunu biliyor musun? Bilmiyoruz.
Akrabalarla bağı kesmek yani akrabaları ziyaret etmek bağı güçlendirmek de hani kestiysen bunun sana vereceği sıkıntıları biliyor musun? Metafizik boyutunda. Yok. Sabah güneş üstüne doğarsa maddesel boyutta metafizik olarak da sana vereceği bedene vereceği zararları biliyor musun? İşte bunları da bize anlattılar da biz öğrenmedik mi diyeceğim şimdi. Ama diyorum ya bunların kaynağı yok. Yani mutlaka bir hikmeti var. Ama biz bu öğrencek kaynak bulamadık. Ben imanımı şeytandan kaçıracaksam arkadaş ben kaçırmak istemiyorum. Kaçarak değil savunmada kalarak değil saldırarak gitmek istiyorum ya. Saldırmam için benim o şeytanın bütün özelliklerini öğrenmeye gayret ediyorum. Öğrenebildiğim kadar yani ben ona nasıl saldırırım?
Ne yaparım? Nerede eritirim? Nerede kaçırırım? Yani ıslıkla çalar çağrılsın besmeleyle birlikte de gönderebilirsin değil mi? Ben düşmanımı tanımak istiyorum diyorum ve onun ne kadar gayret ettiğini görünce biz Müslümanlar elimizde bu kadar dua gibi en güçlü silah var.
En güçlü nükleer var. Enlerin eli varken ya biz bir şeytandan niye korumaya çalışıyoruz? Biz musallat olalım şeytana o kaçsın bizden. Evet bunun için diyorum şeytanı takdir etmek lazım. Adam kovalıyor dövülüyor o oluyor bu oluyor yine geliyor yine geliyor. Biz niye yapmıyoruz diyorum. Yani burada aslında Müslümanların duyarsızlığını sabit düşünüyorlar konuyu açarak düşünmüyorlar. Hazreti Kur’anı daha iyi algılamaya bakmadıkları için onlara sitemimden onu diyorum şeytanı takdir edelim o zaman diye. Yoksa Allah muhafaza yani şeytan benim baş düşmanım da ama şeytan da çok çalışıyor kardeşim. Biz o kadar çalışmıyoruz anlatmaya çalıştım.
Allah razı olsun yani dinleyenlerden de seyredenlerden de Allah razı olsun. Hani böyle dost tane sohbet etmek istedik. Allah rahatsız ederse böyle sohbetlerimizi de devam etmesini istiyorsanız konularla ilgili bizi bilgilendirirseniz inşallah biz de gayret edeceğiz.
Allah’a emanet olun hakkınızı helal edin bizden de helal olsun.
Altyazı M.K.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir