Suudi Prens Selman’ın Sır Dolu Karanlık Hayatı
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=rCrvkzq0iHQ.
Suudi Arabistan Kraliyeti 33 milyon nüfuslu bir çöl ülkesi olmasına rağmen dünya üzerindeki en etkili devletlerden biri Mutlak Monarşi ile yönetiliyor. Tek söz krala ait. Kral Abdülaziz el-Sûd, yaşı 85, neredeyse ölmek üzere. Geride ise binlerce Suudi prens konumlarını sağlama almak için entrikalar çeviriyor. Bu isimlerin en güçlüsü Veliaht prens olarak bilinen ve mevcut kralın oğlu olan Muhammed bin Selman. O Veliaht. Yani kral öldüğü zaman tahta çıkacak olan isim. Dünya üzerinde yaşayan en zengin ve en karanlık kişilerden biri. Kim olduğunu ve neler yaptığını görünce ağzınız açık kalabilir. Yakın zaman önce ismi öne çıkmaya başladığında
hemen herkesin desteğini almıştı. O bir reformistti. Prenselman ve ekibi bir yeniliğe ihtiyaç olduğunu çünkü ülkenin üçte ikisini oluşturan 30 yaş altı nüfustan yankılanan değişim seslerinin artık bastırılamaz olduğunu görmüş ve aynı zamanda ülke ekonomisinin sadece petrole dayalı kalamayacağını da anlayarak bu yönde yeni yatırımlar yapmaya karar vermişti. Suudi kadınlar artık araba kullanabiliyor. Eğlence merkezleri, sinemalar, tiyatrolar, müzik ve sanat dernekleri açılıyor. Cidde gibi şehirlerin plajlarında insanlar özgürce denize girebiliyorlar. Bu reformlar suudi tarihinde hiçbir kralın cesaret edemediği yeniliklerdi ve bir veliaht prens tarafından ardı ardına gerçekleştirildiler. Hatta dünyanın en büyük teknoloji, ticari ve turizm yatırımını o yaptı. Neom, şu an inşa halinde olan dünyanın tek büyük robot şehri. 500 milyar dolarlık bir harcama. Dünya üzerinde robotların insanlardan daha fazla olacağı tek şehir. Çok büyük bir alan üzerine kuruluyor ve tam anlamıyla bir bilim kurgu şehri olacak. Suudi Arabistan yasaları orada geçerli olmayacak.
Dünya nüfusunun %70’i Neoma 8 saat içinde ulaşabilecek. Tamamen rüzgar ve güneş enerjisi ile çalışacak. Neom, bu dünyada yeni bir şeyler yaratmak isteyen hayalperestlerin kenti olacak ve burada geleneksel yatırımlara asla yer verilmeyecek. Yani bilim kurgu filmlerinde izlediğimizden çok daha fazlası Pren Selman’ın öncülüğünde Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz’e olan kıyısında kuruluyor. Neom, İngilizcede yeni anlamına gelen Niv ve Arapçadaki Müstakbel Kelimesinin Başarflarının Birleşimi ile oluşturulmuş bir isim. Neom bir hayal değil. Suudi Arabistan, Amerika, Rusya gibi ülkelerin ortak olarak geliştiği büyük bir çalışma ve ilk safhasının 2025 yılında tamamlanması bekleniyor. Bilim Kurgu romanlarından fırlamış gibi görünen Neom’da robot çalışanlar,
uçan taksiler, yapay yağmurlar ve geceleri parlayan kum taneleri tam bir fantastik şehri tarif ediyor. Yapay bir ayın her gece gökyüzüne aydınlatacağı Neom’da robot dinozorların yer alacağı bir çeşit jurasik park adası da ziyaretçilerini ağırlayacak. Şehrin dünya klasmanında yer alacak okullarında hologram öğretmenler ders verecek. Vatandaşlar dünyanın en yüksek maaşlı işlerinde çalışacak.
Bel halkı orada görmeyeceğiz. Çünkü Suudi yönetimi tarafından çoktan uzaklaştırıldılar bile. Ve bu şehir velaat prens Muhammed bin Selman’ın öncülüğünde kuruluyor. Ayrıca prens Selman, kadın ve erkeğin eşit olduğunu söyleyen ilk Suudi kraliyet isimlerinden biri. Ülkede Amerikalı sanatçıların verdiği konserler halka açık olarak yapılmaya başladı. Şu an o konserlerden birini izliyorsunuz.
Şaşırdınız mı? Burası gerçekten Suudi Arabistan. Hem de Mekke’nin çok yakını. Prens Selman bu yeniliklerin İslam’a zarar verdiğini söyleyen tüm din adamlarını saf dışa etti bile. Tüm bu değişimler ve gelişimler Selman’ın Vizyon 2030 olarak adlandırdığı bir kalkıma planı içerisinde yapılıyor. Buraya kadar her şey güzel gözüküyor değil mi?
Kapılarını dünyaya açan bir Suudi Arabistan, reformist bir lider, ekonomik bir gelişme. Ancak isterseniz şimdi bir de dünyanın en zengin ve tehlikeli isimlerinden birinin diğer yüzüne, daha karanlık yüzüne bir bakalım. Karşınızda kendi abisine bile komplo kurabilecek kadar hırslı bir Selman var. Ama öncelikle para ile olan ilişkisini inceleyelim. Yani işin biraz da magazinsel boyutunu.
Velia Pren Selman’ın servetinin ne kadar olduğu bilinmiyor. Suudi prensler, İngiliz kraliyet ailesi, Rothschild, Rockefeller gibi aileler asla rakamları açıklamıyorlar. Ancak en üst sıralarda oldukları biliniyor. Öyle ki Pren Selman’ın Rus Vodka öğreticisi Yuri Scheffler’dan aldığı yatının fiyatı bile 500 milyon euro. Serene isimli bu süper yatın içinde yok yok, iki helikopter pisti, sıcak soğuk açık kapalı havuzlar, sinema solunu, hatta denizaltı garajı dahi var. Dünyanın gelmiş geçmiş en pahalı tablosu da Muhammed Bin Selman tarafından satın alınarak bu yata yerleştirildi. Prens Leonardo da Vinci tarafından yapılmış olan Salvador Mundi tablosuna 450 milyon dolar ödedi.
Fransa’daki 14. Louis Şatos’unu 300 milyon dolara satın aldı. Altın kaplama arabalarını sakladığı özel ve ev bir garajı bile var. Ayrıca evli olmasına rağmen kadın düşkünlüğüyle tanınan Selman, Amerikan medyası tarafından çapkın prens olarak adlandırılıyor. Bazı Hollywood isimleriyle aşk yaşadığı saklanmamıştı.
Ayrıca Kim Kardashian’a sadece bir gecelik akşam yemeği için 3 milyon dolar teklif ettiği Kim Kardashian tarafından da doğrulanmıştı. Kim’i kaynağa göre Selman’ın kişisel serveti 200 milyar doları geçiyor. Bunlar için magazinsel boyutları. Ancak bir de karanlık tarafı var. Selman eleştirilmeyi asla kabul etmiyor.
Suudi Arabistan’da demokratikleşme yalnızı olan birçok aktivist ve düşünce insanı var. Bu isimlerden bazıları sessiz sedasız şekilde ortadan kayboluyorlar. Kaybolanların en büyük özelliği, Suudi Kraliyet Ailesi’nin halkı sömürdüğünü söyleyen düşünce insana olmaları.
Evet Selman birçok reformda bulundu ancak mutlak monarji yani kralın kesin hüküm sahibi olması gibi durumlara asla dokunmadı. Ve bu konuda konuşan isimlerden en önemlilerinden olan Cemal Kaşıkçı İstanbul’da bir suikast ile öldürüldü. Cemal Kaşıkçı Radikal İslam’ın önüne geçebilmek için ülkedeki din eğitiminin gözden geçirilmesi gerektiğini, çocuklara bir dinin empoze edilmemesi gerektiğini savuruyordu.
Bir gün diğer uluslar gibi bu ulusta reform yapacak, bizim de özgürlük, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, seçilmiş bir başbakan ve gerçek bir parlamentoya ihtiyacımız var, gibi sözlerinden dolayı bazı din adamları tarafından okunması ve dinlenmesinin günah olduğu yönünde fetvalar almıştı. Cemal Kaşıkçı’nın tweet atması bile yasaklanınca Arabistan’dan çıkmak zorunda kaldı. Son olarak da Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı İstanbul’daki Suudi konsolosluğuna bazı evrak işleri için gittikten sonra bir daha oradan çıkamadı. Türk istihbaratının başarılı çalışması sonucunda Pren Selman’ın emriyle konsolosluk binası içerisinde öldürüldüğü iddiası ortaya çıktı. Cemal Kaşıkçı önce boğulmuş, sonra da asitle tamamen yok edilerek izleri silinmişti. Ancak Türk istihbaratı suikast timinin bütün faaliyetlerini kayıt altına aldığı için olay Suidiler tarafından gizlenememişti. Sonuç olarak Pren Selman bu olayı dolaylı da olsa üstlenmek zorunda kaldı. Ayrıca babası Kral Abdülaziz’in de en yakın koruması olan tüm General Elfahım’ın öldürülmesinden sonra yine oklar Pren Selman’a döndü. Faili meçhul olan bu suikastin, hanedan içerisindeki taht kavgalarından dolayı yaşanan bazı hesaplaşmalarla ilgili olduğu düşünülüyor. Ayrıca Pren Selman’ın Twitter’da bir troll ordusu olduğu iddialar arasında. Binlerce dolar maaşla çalışan bu troller, Selman’ın hedef gösterdiği isimlere karşı kara propaganda, hack saldırısı, tehdit ve baskı gibi faaliyetler yürütüyor. Her türden muhalif isim bu trollerin ağır saldırıları altında deniliyor. Suudi hanedan içerisindeki cinayetler ve entrikalar saymakla bitmez. Ancak bunlar arasında 2017 yılında öyle bir olay yaşandı ki Arap halkı böylesini görmemişti. Bir otele toplantı amacıyla çağırılan 200’den fazla prens, bakan ve üst düzey yetkili bir anda karantinaya alındı ve otele hapsedildi.
Yolsuzluk gerekçesiyle buraya kapatıldıkları söylendi ve toplamda 106 milyar dolar ödeme yaparak özgürlüklerine kavuştular. Bu olayda gözaltımda tutulan isimlerin ortak özelliği ise Pren Selman’ı eleştiriyor olmalarıydı. Pren Selman kendi abisini dahi tutuklattı ve onu ev hapsine kapattı. Zaman zamanda 20’er, 30’ar prens tutuklatma dalgaları devam ediyor. Nitekim Arap dünyasında elini sallasan Sudi prense denk geliyor. Veliat Pren Selman Twitter’daki paylaşımlarla kendisine olan sadakatlarını kanıtlama şartıyla bazı prensleri serbest bırakıyor. Cinayete varan durumlar Avrupa Birliği’nin Sudilere yaptırım uygulamasına neden olsa da Donald Trump, Pren Selman’ın ilginç bir şekilde arkasında duruyor. Nitekim Sudi yönetimi sadece bugün değil, dün de Amerika ile sık ilişkiler içerisindeydi. Buna kızılabilir mi bilmiyorum çünkü Türkiye olarak biz de Amerika ile iyi ilişkiler içinde olmak istiyoruz. Devletin yöneticileri sık sık Amerika’ya gidiyor ve her alanda yeni anlaşmalar imzalanıyor. Aynı ilişkileri Sudilerin de gütmesi gayet doğal.
Kısacası Pren Selman karmaşık ve algılanması zor bir isim. Bir yandan büyük reformlar gerçekleştiriyor, bir yandan kendisine eleştiren reformistleri öldürdüğü iddia ediliyor. Yolsuzluğu engellemeye çalıştığını söylerken bir yandan da tutuklanan isimleri milyar dolarlar karşılığında serbest bıraktırıyor.
Ancak Suudi Arabistan halkının ve özellikle de gençliğinin büyük desteğini aldığı bir gerçek. Bugün ülke sokaklarında hiç yaşamadıkları kadar özgürlüğe ulaşan Sudi gençler çok yaşa Selman sloganları atıyorlar. Tarihte ilk defa din polisinin baskısından kurtulan gençler sanat faaliyetleri yapabiliyor, bilimsel çalışmalara katılabiliyorlar, özgürce plajlarda yüzebiliyorlar
ve gün geçtikçe kadın erkek ayrımından uzaklaşıyorlar. Öyle ki kadınlar iş hayatında çok daha etkin, çok daha faal bir konuma geldiler. Ama tek bir şartla, Selman’a mutlak itaat. Peki Pren Selman’ın vizyon 2030 olarak belirlediği tarihe kadar yaşanan reformlar sonucunda sizce nasıl bir Suudi Arabistan ve dünya göreceğiz?
Sonuçta Suudi Arabistan’ın değişmesi tüm Orta Doğu’nu hatta tüm dünyanın değişmesi demek değil mi?
Ben Engin Deniz. Beni Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz. Görüşmek üzere.
İlk Yorumu Siz Yapın