"Enter"a basıp içeriğe geçin

Türker Akıncı: “Yunan gazetelerine göre 8 Kasım’da savaş başlayacak”

Türker Akıncı: “Yunan gazetelerine göre 8 Kasım’da savaş başlayacak”

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=btc9HYc8Lbo.

Yunan basınında bir haber yayınlandı. 8 Kasım’dan sonra Türk-Yunan Savaşı çıkabilir diye. Aslında 3. Dünya Savaşı başladı bile. Çoktan başladı. Biz uyanamadık belki de. Dünya çok büyük karışıklıklara giriyor. 2023 Türkiye için bence güzel bir yıl olacak. Ama dünya için çok tehlikeli.
Avrupa’nın işte görüyorsunuz son halimi. Enerji krizleri, kıtlıklar. Kara bir kış yaşayacak Avrupa. Kapkara bir kış. Ve Türkiye bu konuda çok şanslı enerji konusunda. Türkiye’nin son Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan bu yana takındığı tavır onu çok avantajlı çıkardı. Ama Avrupa giderek o kara kışa doğru ilerliyor. Ve dikkat edin. Avrupa Amerika Birleşik Devletleri tarafından işgal edilmiş durumda. Nasıl işgal edildi? NATO’ya girmek istemeyen İsveç gibi ülkeler gayet cool bir şekilde takılırken bir Rusya-Ukrayna Savaşı bahanesiyle onlar da NATO yolunda ilerliyorlar bugün. Onlar da Amerika Birleşik Devletlerine mecbur katılmak zorundalar. Ve Macron demişti ki NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti. Amerika Birleşik Devletlerinin cevabı bence sert oldu. Sen misin bunu diyen? Şimdi bugün Avrupa Amerika’ya muhtaç hale geldi. Enerjisiyle, gıdasıyla, her şeyle, parasıyla ve tabii ki. Askeri olarak da Almanya Amerika Birleşik Devletlerinin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana neredeyse teslim olmuş durumda. Ve hemen yanı başımızda Yunanistan’a baktığınızda Amerika Birleşik Devletlerinin kuklası gibi hareket ediyor. Bugün bizi hep soruyorlar. Bir Türk-Yunan Savaşı çıkar mı? Aslında bu bir Türk-Yunan Savaşı değil. Bu Türk-Amerikan Savaşı aynı zamanda. Çünkü hemen hemen işgal etmediği herhangi bir bölgesi kalmadı Amerika’nın Yunanistan’a dair. Siz F-16’larımıza radar kilidi atıyorsanız bunu hem S-300’lerle yapıyorsunuz hem F-16’larla yapıyorsunuz. Hem zaman zaman taciz ateşleri atıyorsunuz.
Bu artık Türkiye ve Yunanistan arasındaki çıkabilecek bir savaşın çok yakın olduğunu gösteriyor. Ve zaten devletin bir numarası bunu hiçbir ülke için söylememişti. Terör örgütleri için söylemişti ama hiçbir ülke için söylememişti. Bir gece ansızın gelebiliriz dedi. Bu laf hiç şakaya alınacak bir laf değil. Yani evet, DH için diyordu Sayın Cumhurbaşkanı. Terör örgütleri için söylüyordu. PKK için söylüyordu.
Ama Yunanistan için söyledi. Ben Yunan medyasını çok yakınen takip ediyorum. Belki Türkiye’de Yunanistan mevzusu bu kadar çok gündem olmuyor. Neden? Herhalde çünkü Türkiye biraz kendine güveniyor bu konuda. Zaten savunma sanayi çok ileride. Çabuk bir şekilde yenebileceğimizi düşünüyoruz. Ama Yunanistan yatıyor, kalkıyor, Türkiye’ye konuşuyor. Geçen hafta biz programımızda Türkiye 2025 olası haritasını konuştuk. Aslında yaptığımız şey Misak-ı Milli sınırlarımızı göstermekti. Ertesi gün 7 Yunan gazetesinde birden haber olduk. Korkuyorlar, çekiniyorlar. Bunlar ne diyor diye düşünüyorlar. Çünkü medyası iç siyasetten ve Amerika tarafından öyle bir pompalandı ki her an Türkiye’ye Yunanistan savaşı çıkacak gibi algılıyorlar. Ve Yunan basınında bir haber yayınlandı. 8 Kasım’dan sonra Türk-Yunan savaşı çıkabilir diye. Özellikle belki videonun başlığı da olabilir. 8 Kasım çok önemli. Neden 8 Kasım diyorlar? Çünkü Amerika’da bir meclis seçimi var. Cumhuriyetçiler mi, demokratlar mı daha önde olacak. Bu çok konuşuluyor, tartışılıyor. Ve Yunanistan’ın beklenti şu, Yunan gazeteleri buna her gün yazıyor. 8 Kasım’dan sonra Türkiye bize saldıracak şeklinde bir beklentileri var. Bunu bilmiyorum ama Amerikan medyasının Yunanistan’la çok etkili olduğunu, Amerika’nın Yunanistan’ı nasıl yönlendirdiğini, adalarını nasıl işgal ettiğini ve oraya Amerikan askerlerinin, Amerikan silahlarının, Amerikan uçaklarının nasıl gittiğini hepimiz görüyoruz. Bu şaka değil, artık gerçek. Ve bu yüzden hani konuyu şöyle aslında en başa bağlayacak olursak, diyoruz ki dünya yavaş yavaş yavaş yavaş her bölgede çıkabilecek bir savaşa doğru götürülüyor.
Aslında 3. Dünya Savaşı başladı bile, çoktan başladı. Biz uyanamadık belki de. Ukrayna Rusya, Türkiye Yunanistan, Çin Tayvan, Avrupa’nın kara bir kışa teslim olması, Afrika’da yaşananlar, darbeler oluyor sürekli, enteresan şeyler yaşanıyor orada. Aslında bunların hepsi 3. Dünya Savaşı’nın birer içeriği. Bölgesel savaşlardan bahsediyoruz.
Yani bir 3. Dünya Savaşı belki topyekün bir savaş olmayacak, daha çok bölgesel savaşlar niteliğinde, dünyada sürekli ekonominin allak bullak olduğu, enflasyonun yüksek olduğu, ama buna rağmen doların hep güçlü olduğu bir dönemden bahsediyoruz. Şimdi anladık mı Covid sürecinin aslında neye hizmet ettiğini? Covid süreciyle birlikte ülkelerin ekonomileri tamamen allak bullak oldu. İnsanları eve kapattılar, diğer yandan da ekonomiler berbat oldu ve bunun neticesinde o berbat olan ekonomiler 2 sene sonra, 2.5 sene sonra enflasyon gerçeğiyle yüzleşti. İşte o yüzden diyoruz bunlar süreç, bunları okumak lazım. Ya o gün Covid’den bir şey olmayacak diyorlardı, enflasyonu doğurdu. Enflasyon doğunca, ekonomi bozulunca savaş kaçınılmaz olur.
O 2. Dünya Savaşı’ndan önce de böyle oldu, 1. Dünya Savaşı’ndan önce de böyle oldu. Ve ilginçtir, 2. Dünya Savaşı da Avrupa’da başladı. Belki de Ukrayna-Rusya Savaşı da 3. Dünya Savaşı’nın yine başlangıcıydı, yine Avrupa’da başlaması ile birlikte. Bu yüzden şakası yok, çok kötü bir döneme doğru ilerliyoruz. He, yüreğimize su serpecek şeyler de söyleyelim.
Türkiye, 2023 kelimesinin çok telaffuz edilmesi çok güzel bir şey. Milletleri millet yapan o birliktir. Milletler bir noktaya kitlendiği zaman çok daha başarılı olurlar. Ve savunma sanayini ben çok yakından takip ediyorum. İnanın televizyonda söyleyemediğim çok fazla şey var. Söylemeyeyim de, gerek de yok.
Biz bazen diyoruz ya, bizim korallarımız var, elektronik harp için çok önemli silahtır. Koralları siz sınıra yerleştirdiğiniz anda, büyümeye bastığınız anda bir şehri köle edebilirsiniz. Elektriğini kesiyorsunuz, internetini kesiyorsunuz, her şeyini. Öyle teknolojilerimiz var ki şu anki elimizde. Korallar bile artık alt seviyede kaldı. Bir devlet taktiğidir, bir devlet aklıdır. Bunların hepsini açıklamasına gerek yok. Bazen Yunan basınından da takip edebiliyoruz Türkiye’nin evinde neler olduğunu. Ve bazen sürekli geziyorum ben, savunma sanayiyle ilgili olan yerlere de çok gidiyorum. Şok daha başka bir noktaya geldi Türkiye. O yüzden dünya kötü bir yere gidiyor, komplo değil, gerçek. Ama tabii ki Türkiye’de enflasyonla belki nasibini alıyordur bundan.
Ama Türkiye’de bu döneme bir devlet aklı çok iyi hazırlık yapıyor. Çünkü biliyor ki Türkiye hazırlığını yapmazsa Türkiye burada ilk yenecek ülkelerden biri. Ve bu yüzden o devlet aklı şu anda Türkiye’yi daha güçlü yapabilmek için, savunma sanayiyle daha güçlendirebilmek için çok çaba sarf ediyor. Bireysellikten, kişilerden bakın devlete kadar gitmeye çalıştım aslında.
Ailenin ortadan kaldırılması, mülkiyetsizlik yapması, sıfır cinsiyet projesi, hepsi bir yandan o devletleri devlet yapan şeyler aslında. Ve kişiler üzerine bu kadar çok müdahaleler devletleri direkt içten çökertecek şeyler. Devletlerin çökmemesi için kendimiz olarak da bize çok önemli görevler düşüyor.
Adamlar öyle çalışıyor ki, öyle dosyalar hazırlıyorlar ki, ben size bir dosya gösteririm. Alman basınında yayınlanmış, 233 sayfadan oluşan, Türkiye’de nokta nokta, nerede nasıl karışıklık çıkarabiliriz yazıyorlar. Kahvehanelerin adı yazıyor. Gerçekten. Rund Corporation’ın daha önce yaptığı rapor Türkiye’de gündeme geldi.
Kahvenin ismi yazıyor. Diyor ki bu kahveye saldırırsanız şu kesim ayaklanır. Bu kadar adres veriyorlar. Ve o Rund şirketi, ismi Rund Corporation şimdi diyor ki Avrupa’nın zayıflatılması, Amerika Birleşik Devletleri’nin güçlendirilmesi. Bu raporu okudum. Önümüzdeki süreç tamamen buna dayanıyor. Avrupa daha da zayıflatılacak, Amerika daha da güçlendirilecek. Hani bizde bazı kesim şunu dalga geçiyor. Almanya bizi kıskanıyor, bu söylendiğinde dalga geçiyorlar. Şimdi hiç battılar mı bilmiyorum ama Alman Meclisi’nde, Hollanda Meclisi’nde battaniye dağıttılar geçen gün. Isınamıyorlar, enerjiler yok. Battaniye dağıttılar. Diyorlar ki, ya ne oldu ki bu dünyada? Her şey aynı işte.
Ya şöyle bir etrafınıza bakın. Bir gün önceniz, bir gün sonrasıyla aynı mı diye. Dünya çok hızlı değişiyor ve bize çok önemli görevler düşüyor. Aile yapısı, din yapısı, mülkiyet yapısı bu gibi şeyleri koruduktan sonra bu savaştan galip çıkarız. Ama adamlar bir şeye geri sayım yapıyor. The Economist’in son kapağını söyleyeceğim size. What’s next?
Next, kapağıyla çıktı. Sıradaki ne diye soruyor ve kapakta enflasyon çizergeleri var. Ve bir kadın, kadın doğuya doğru bakıyor. Doğuya doğru bakması tesadüfi değil. Çünkü o para aklı doğuya kayıyor, Çin’e doğru kayıyor. Ve Ekonomist enflasyonlar, virüsler hepsini daha önce yazmış bir dergi. Bu kez de What’s next diyor. O yüzden bizi izleyenlere sormak lazım.
Sizce sıradaki ne geliyor. Gerçekten geliyor. O sıradakini de hazırlayacakları çok belli. Ve yine The Economist’in bu ayki kapağından size bir ipucu yine. Special Report başlığıyla soruldu. Özel rapor. Ekonomiler ne olacak diye. Bir makine, Ekonomist yayınladı. O makinede işte böyle sürekli hareketler var ve Regime Change yazıyor.
Regim değişecek. Ama bu Regim hani öyle İran’da Regim değişecek gibi bir Regim değil. Ekonominin Regimi değişecek diyor. The Economist ısrarla bu ay iki üç kapağında da ekonomideki değişikliklere vurgu yapıyor. O yüzden büyük tufana insanlar hazır olmalı. Kara kışa hazır olmalı. Tedbirinizi alın. Eğer buna tedbirsiz yakalanırsa kit devlet tedbirini alıyor gördüğüm kadarıyla. Ama bireysel olarak da bizler de tedbirimizi alacağız. Kara kış kapıda yeni bir Nuh tufanı kapıda. Bu o Nuh tufanından bahsetmiyorum. Ekonomik olarak, toplumsal olarak çok büyük bir tufan kapıda.
2019’da da bu sözlere en son söylediğimizde gerçekten de büyük bir tufanla karşılaştık. Umarım bu kez haksız çıkarız. Eğer haklı çıkarsak haklı çıktık demeyeceğiz. Sadece birkaç kişinin bile uyanışına vesile olduysak bize ne mutlu diyeceğiz. Bu yüzden hazır olun. Geliyorlar.
Afrika’da Çin’in işgal etmediği bir ülke kalmadı. İnsanlar şimdi baksınlar internete girip.
Afrika’da Çin’in işgal etmediği bir liman ülkeleri vs kalmadı.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir