Türkiye’nin İlk Tiny House Üreticisi | 11 m2’lik Evleri Adana’da Üretiyor
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=QIuDlwKrJWo.
Adana’dasınız, genç bir girişimcisiniz. 400 metre kadar evlerin normal olduğu bir yerde yaşıyorsunuz. Minimalizmden bahsediyorsunuz. Siz çok akıllı olmadığımı söylüyorlardı. Aslında ben bu işin başlangıcında birçok arkadaşımla, birçok iş adamına bedava ortaklık teklif ettim. Hiç biri bunu kabul etmemişti. Şimdi tabi klasik ben bu işim tutacağını söylemiştim diyorlar. Bir hanımefendi geldi. Wagoon House 3’nü gördüğünü iddia etti.
Ben biliyorum Kanada firması dedi. Vallahi dediğim biz Adana firmasıyız yani Kanada firması değiliz. Şu anda gittiğimiz ilk wagon istasyonumuz. Aslında bizim de birçok şeyi planladığımız. O planların hayata geçerken ne kadar doğru ne kadar hatalı olduğunu gördüğümüz noktalar için iyi bir örnek oldu. Bu insanların hiçbirine wagon alacak aldığı zaman koyacak arazileri yoktu.
Yani biz bunlara arazi verdik, elektrik, su, altyapı verdik. Ve burada 724 güvenliği ve el işlerini yapacağı bir gerekirse eleman verdik. Ve bu insanları bir yaşam alanı kurmuş olduk. Köy burası ama iste gibi bir hizmet vermiyoruz. Arsa kira alıyoruz biz sadece. Çok rahat 6 kişi kalan modelimiz. Zaram hani 8 kişilik bir karavanla büyük bizim yaptığımız üzerinden. Ama bir wagon house müşterisi 8 kişi kalmak zaten istemez bunun içinde. Birçok girişimden şunu diyoruz ben sıfırla kurdum bu işi. Sıfıra gelmek için uzun bir süre çalıştık zaten. Aslında çok büyük bir sermayeli kurmadım. Yakın olduğum birkaç kişiden borç alarak kendi arabamı satarak kendi ufak bir dikimlerimizi koyarak bu işi kurduk. Tabii geçen süre çok uzun yıllar değil şu anda ilk fikrim başlangıcı ile bugüne kadar 6 yıl oldu.
Hedefimizin 3 katına ulaştık. Wagon house kurma süreci bir tiny house markası kurayım diye başlamadı. İnternette tiny house’ları görüyordum. Bir tane tiny house sahibi olma isteğiyle başladı aslında. Minimalist yaşam ve gezebilme özgürlüğü farklı yerlere gidebilecek olma opsiyonu aslında benim hoşuma gitmişti. Sabit bir yazdığım olması çok anlamlı gelmiyordu. Google’a yazdım Türkiye tiny house nereden alırım diye ve sıfır sonuç çıktığını göründüğüm için çok şaşırdım. Hiç kimsenin bunu yapmıyor oluşu ticari hissiyatı yaratan o oldu.
Amerika’da ve Avrupa’da bunu kaç şirket yapıyor diye araştırdım. Binden fazla şirketin bunun üreticisi olduğunu gördüm. Belki Türkiye’de de. Halep görebileceğini düşündüm. Yurtdışındaki örnekler nasıl yapıyor diye araştırdım ilk başta. İlk başta bir trailer alıyorlardı. Üstlerine çelik veya ahşap konstrüksiyon yapıyordu. İçini dışını ahşap kaplayıp mobilyalarını yapıyordu. Ondan sonra bir trailer nereden bulurum diye araştırmaya başladım. Bir trailer üreticisi buldum ama daha önce hiç tekerlekli bir trailer yapmamış.
Süreç onunla başladı. İlk başta kendime bir tane tiny house yapımıyla başladı. Tabii bu süreç biraz yurtdışında müthiş bir talep var ama aldığım tepkiler çok da beni motive edici değildi aslında. Çok akıllı olmadığımı söylüyorlardı o zamanlar. Halep görmeyeceğini normal bir mühendislik yapmaya devam etmem gerektiği konusunda. Bu en fazla işte bir hobi olabilir. Hani çok da buna bel bağlama gibi tepkileri alıyordum. Ama elimde bazı veriler vardı. Amerika’da 6 milyon insan o sırada tiny house’da yaşıyor. İlk yaptığımı bir arkadaşıma yaptım. Sosyal medya üzerinden işte web sitesinden tanıtımlara başlamıştım.
Birileriyle iş birlikleri yapmak istiyorum. Ünlü isimlere mesaj atıyorum. Bu iş acaba olmayacak mı dediğim noktalardan birinde Beyazıt Öztürk benim mesajıma cevap verdi. Birkaç hafta sonra kendisiyle buluştuk. Birçok şey konuştuk. Kısa sürede onları gerçekleştiremedik kendisiyle ama kimse bu işle ilgilenmiyorken Beyazıt Öztürk vakit ayırıp benimle ilgileniyorsa gerçekten güzel bir iş yaptığımı, bunu devam etmem gerektiğini söylüyorsa herkes demotive ederken o beni motive etti.
Ve İstanbul’da bir showroom açmam konusunda bana terkinlerde bulundu. 20’ye yakın bir ürün üretmiştim ama Adana’da bir tiny house yapıyorsanız, Hedef Kitle’de Adana’da değilse bu insanların sizin yanınıza gelmesi çok olası olmuyor. Üretim yapmaya başlayınca ve sosyal medya duyulmaya başlayınca insanlar ilk başta ürünü görmek istiyor. Bu aslında müşterilerin referansıyla birbirini doğuran bir iş haline geldi. 2019 yılının başından itibaren kapasite arttırmaya, yoğunluğumuzun arttığını görmeye başlayınca artık bu iş tutmayacak korkularım zaten çoktan gitmişti. Şu anda 45 kişi çalışıyor yanımızda, tedarikçilerimizle birlikte. 100 kişiden fazla bir ekibimiz var, sürekli bizde çalışan. E tabii güzel bir şekilde istihdam yarattık aslında. Üretimi Adana’da yapıyoruz. Şu ana kadar 300’den fazla ürün teslim ettik. Bunların içerisinde bir sürü üretim yapıyoruz. Bu çok otel projesi, kafe projesi, büfe projesi, FSP lisene bir konser vagonu yaptık. Bu şehir şehir dolaştı ve açılır bir sahnesi var. Şarkıcı sahneye çıkıp konserleriyle verip daha sonra diğer lokasyondaki konserine gittik. Ve bu aslında değişik bir projeydi. İlk başta bunun Türkiye’de olduğunu ve bir Türk firmasının yaptığını bir süre insanlar kabullenmek istemedi. Vagunhouse yurtdışı temsilciliğimi aldınız gibi sorumlu bir şey oldu.
Hatta bir gün bir hanımefendi geldi. Vagunhouse’u yurtdışında bildiğini, yurtdışında gördüğünü iddia etti. Ben biliyorum Vagunhouse Kanada firması dedi. Vallahi biz Adana firmasıyız yani Kanada firması değiliz. Demek ki gerçekten yurtdışında yapılan örneklere benzer veya o kalitede işler yapıyoruz. İnsanlar burada Vagunhouse’da şunu buldu. Hem gerçekten bahçeli bir ev yaşamı, bir doğa yaşamı aynı zamanda da konforu da bulundu. Bir yaşam alanları buldular. Bu insanların en çok tezbeden şey oldu. Çünkü çocuklu bir ailenin her hafta bir çadır kampı yapması çok kolay bir şey değil. Ama her hafta bir Vagunhouse’un da rahat bir mutfağa, rahat bir banyosu, rahat bir yatak odası ve oturum odası olan bir alanda her hafta sonu vakit geçirdiğini bizim kendi oluşturduğumuz istasyon alanlarında da gözlemliyoruz zaten.
İnsanları bence sürekli bunu almaya ve uzun süre kullanmaya iten bu oldu. Minimum 11 metrekareden başlıyor ürünlerimiz. Maksimum 20 metrekare taban alanlı, 30 metrekare kullanım alanlı ara katlarıyla birlikte ürünlerimiz var. İnsanlar tabii ki temel ihtiyaçlarını çözmek için bunun içine giriyor.
Asıl keyif ve zaman geçirdikleri yer bahçe alanları. Şu anda tam zamanlı kullanım çok düşük seviyede. Daha çok bir hafta sonu evi, doğanın içinde bir kaçış noktası olarak kullanılıyor. Amerika’da başka eve olmuyor insanların. 12 ay bunun içinde yaşıyorlar. Birçok insanın bu konuda araştırması ve ilgisi vardı. Pandemi bu sürecin hızlandırılmasını sağladı. Pandemiden sonra insanların öncelikleri ve bakış açıları değişti. Ondan sonra insanlar daha hızlı almaya karar verdi. 2 yıldır zaten full kapasite ile gidiyoruz. İnsanların talepleri hızlı bir şekilde arttı. Tiny house’un alım sürecinde bakıyordunuz. Aklınıza bunu yatırıyordunuz, uzun süre düşünüyordunuz, araştırıyordunuz. Pandemi süreci bu olayı hızlandırdı. 5 arkadaş geliyor, 10 arkadaş geliyor. Biz kendimiz bir köy açmak istiyoruz diyor. Ama günün sonunda o icraata gelince çok olası olmuyor. Bu projeler sürekli erteleniyordu. Biz de vagon almak isteyip arazisi olmayan insanları kaçırıyorduk. Bu noktada istasyonlar kurma kararı aldık.
Dedik ki biz insanlara tüm alt yapı sorunlu yıllarını çözülmüş araziler verirsek bunların satılabileceğini düşündük. Bir gün bir müşterimiz geldi. Ben vagon alacağım, nereye koyacağım dedi. Bizim de o zaman istasyon gibi bir projemiz yok. Çoğunluğumuzda boş bir yer var. Gel koy buraya dedik. Bu o fikri doğmasına sebep oldu. İlkini İstanbul Çekmeköy’de açtık. Bir, bir buçuk yılı gibi bir doldurma süresi verdik. Araziyi sunduğumuz anda bir buçuk ay içinde tüm vagonlar satıldı ve parseler kiralandı. Bu da bize gerçekten bu projenin aslında doğru bir proje olduğunu gösterdi. Bir yandan da tüm ortak giderlerin herkes tarafından karşılandığı alanlar verince bu işin insanlar açısından da sürdürülebilir olduğunu gördük. İstanbul Beykoz’da, Bodrum’da, Sapanca’da ve bunun arkasında birçok lokasyonda yerler açmaya başladık. Pandemi sürecinde şunu da gördük. Birçok beyazca kalın biliyorsunuz evden çalışıyor. Evden çalışma yerlerine gelip vagonlarınla çalıştığını gördük. Bu da bize şu fikri verdi. Biz sadece ofislerden oluşan birçok plazada örneği olduğu gibi bahçeli bir çalışma köyü kurarsak bu da güzel bir fikir olabilir. Şu anda bunun çalışmaları içerisindeyiz. Bu noktada tabii birçok kişi bu işin yatırım yapmak istiyor. Ama ben bunu yurt dışında da analiz ettiğim zaman Amerika’da kaç tane tiny house fabrikası var diye araştırdığım zaman sayının sıfır olduğunu gördüm.
Bu iş birebir müşterinin tüm isteklerini teker teker dinleyip her ürünün onun isteği doğal ortasında özel üretildiği bir iş. Bu yıl 120 tane vagon house teslim ettik. Bunu seneye 1200 yapmak değil belki daha az teslim edip daha kaliteli ürünler yapıp daha özel ve nitelikli işler yapmak.
En büyük hedeflerimiz aslında Avrupa’ya açılmak. Bir Türk firmasının da Avrupa’da ürünlerinin tercih edildiğini görebilmek çünkü.
Ayrıca. Ayrıca.
Ayrıca.
İlk Yorumu Siz Yapın