Uzay tarımı kimin işine yarayacak?
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=bSjmuiepYQg.
Yediğin içtiğin senin olsun sen gördüklerini anlat. Artık bir atasözüne dönüşmüş olan bu cümle bundan yıllar yıllar önce oldukça farklı bir gruba yöneltilseydi, bugün oldukça kritik bir bilgiden mahrum kalmış olacaktık. Evet, bu söz astronotlara iyi ki söylenmedi ve biz uzayda beslenme şartlarını en az uzayın kendisi kadar merak eder haldeyken bu merakımızı gidermeye başlayabildik. Şimdi dünyadan yaklaşık 1.6 milyon kilometre gibi inanılması güç bir uzaklığa doğru hareket eden astronotların nasıl beslendiğini konuşacağız. Koskocaman bir pizza söyleyip yanında diyet kola isteyenlerden, şekeri bıraktığını her an uygulamak zorunda isteden ilgi bağımlarına kadar herkes tüm yeme içme alışkanlıklarını bir kenara bıraksın lütfen. Bizden çoook uzaklardaki astronotların menüleri en az dünyadakiler kadar çeşitli ve hatta lezzetli olabiliyor.
Yer çekiminin olmadığı bir ortamda kendilerini evlerinde gibi hissetmeleri için ıslak kekten ıslak oza, çıtır sebzelerden konserve bakliyatlara kadar hemen her şey astronotlar için hazır ediliyor. Astronotlar yiyor içiyor ve hatta bundan keyif dayı alıyor. Hep belli bir süre için belli hazırlıklarla uzaya giden astronotlar için beslenme meselesi çok büyük bir sorun değil. Peki daha uzun süreli seyahatler başladığında neler olacak? Evet asıl meseleye yavaş yavaş geliyoruz.
Az önce sorduğumuz soruyu SpaceX, Virgin Orbit ve NASA da kendi içlerinde sıklıkla sormuş olacak ki bu bilinmezliğe bir çözüm üretebilmek için kollar sıvandı. Hedef oldukça net biçimde belirlendi. Uzayda tarım yapmak şart. Dev uzay şirketlerinin yaşadığı farkındalık sonrası aldığı karar yepyeni bir çalışma sistemine dönüştü. Şirketler yetiştirilecek bitkilere ve uzay koşullarına bağlı biçimde mekiklerde topraksız tarım uygulamaları yapmaya başladı. Böyle sibe işlemin gerçekleşmesi için gerekli sıvılaştırılmış gübreler de tıpkı bir astronot ekipmanı gibi muamele görerek uzaya taşınıyor. Peki uzayda tarım nasıl yapılacak? Biraz da teknik detay konuşalım. Uzayda su kültürlerinde bitkilerin kökü yetiştirilemeyeceğinden ışık yardımı ile kökler havada tutuluyor. Bitki köklerinin hangi tarafa doğru uzayacağı da uzay mekinin hareketleri ve ışık kaynağının yönüne göre belli oluyor. Bu çalışmaların başlangıcı çok da yakın bir tarihte olmadı. Bundan tam 50 yıl öncesine gidelim. 1971’de gerçekleştirilen Apollo 14 programında çam, kızılı ağaç gibi birkaç farklı ağaçtan derlenen 500 farklı tohum, kapsürün içinde kalmak şartıyla ayın etrafında dolaştırılmıştı. Ardından dünyaya döndürülüp dikilen tohumlarda herhangi bir değişikliğin söz konusu olmaması bilim insanlarını harekete geçiren ilk adım oldu. Yıllar boyunca bu denemeler farklı yöntem ve yoğunluklarda çok kez gerçekleşti ve dana’nın kuyruğu 2015’te koptu. Uluslararası uzay istasyonuna yerleştirilen VECI isimli özel bir bitki üretim alanına, astronof Scott Kelly tarafından ekilen marullar 33 gün sonra yenilebilir hale gelmişti. Evet uzay tarımı resmen o gün başladı. 2016’da uzayda yetiştirilen çiçekler de bu çalışmaların olumlu sonuçları olarak karşımıza çıkmaya devam etti. Şimdilerde uzay mekiklerinden de öteye geçmeyi başaran uzay tarımı meselesi Mars hatta ay içinde yoğun biçimde irdelenmeye devam ediyor. Mars’ın yüksek miktarda demir içeren toprağının tarıma elverişte olmaması nedeniyle çok sayıda yeni yöntem hazırlığını beraberinde getiren süreç dolu dizgin devam ediyor. Uzayda gerçekleştirilmesi planlanan tarım süreçlerinde önemli noktalardan biri de tabiki mali idi. NASA tarafından açıklanan veriler, astronotların uzayda beslenmesinin ciddi bir maliyete tekabül ettiğini söylüyor. Herhangi bir araştırma için uzaya gönderilen astronotların yalnızca bir öğenlik yemekleri ortalama 7.500 dolar. Uzay görevlerine gönderilen astronot sayısı ve bu astronotların görev süreleri düşünüldüğünde orada yetişen besinlerin anormal bir mali rahatlamaya dönüşüceği de kesin. Evet, iş yine döndü geldi ve paraya bağlandı. Amerika Birleşik Devletleri’nin dahil olduğu herhangi bir mesele de aksini düşünemezdik zaten. Her neyse. Uzay tarımı için atılan adımlar sonrası oluşan yeni beklentilerden bahsedelim. Teknik olarak çiçek ve çeşitli bitkilerin yetiştirilebildiğini gördüğümüz uzayda gerçekleştirilen tarım faaliyetlerinin tamamı belli bir sistematiğe göre planlanmış durumda. Az önce saydığımız birçok gerekçeye ek olarak uzaydan dünyaya yeni bir pazarlama kapısı da bu süreçte açılabilir. Nasıl mı? Amerika Birleşik Devletleri’nin popüler televizyon şovlarında ve hatta dev billboardlarda yazan yazıları görür gibiyim. Uzaydan tap taze domates. Uzaydan yeni geldi tükenmeden şimdi al. Ve son olarak benim mamulüm uzaydan geliyor kardeşim. Garanti iste NASA. Evet Amerika Birleşik Devletleri uzayda üretilen besinden dünyada ciddi mevla alıcı bulabileceği konusunda neredeyse emin. NASA’nın 2021’in ilk çeyreğinde yaptığı 980 milyon dolarlık yatırımda uzaydan dünyaya getirecek yeni gıda türleri ve astronotların yeni beslenme yöntemi için oldukça net bir referans kaynağı sağlıyor. Kim bilir? Bundan birkaç yıl sonra şık bir akşam yemeği salatamız uzaydan gelmiş olabilir. Bir editor yorumuyla bitirelim.
Amerika Birleşik Devletleri o sebziyi 1.6 milyon kilometre uzaktan getiriyorsa mutlaka bizim için iyi olmayan birkaç şey yanına iliştirir.
O yüzden benim için bayrampaşa sebzaliğinden gelen marul hala daha güvenilir.
İlk Yorumu Siz Yapın