"Enter"a basıp içeriğe geçin

Asgari ücret 9 bin TL olur mu? Asgari ücret zam senaryoları ve işverene maliyetleri ne?

YOUTUBE CNN TÜRK kanalının
Asgari ücret 9 bin TL olur mu? Asgari ücret zam senaryoları ve işverene maliyetleri ne?

isimli videosundan fısıltılanmıştır.

Bu tür içerikleri ve daha fazlasını görmek için videoyu beğenip abone olmayı unutmayın…
Yorumlara da yazının linkini paylaşarak bize destek olabilirsiniz.

Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=dO0B7bRwptA.

Bugün asgari ücret gündemiyle devam ediyoruz çünkü artık beklediğimiz rakamlar açıklanacak. Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Kaya stüdyomuzda bizlerle birlikte. Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi doçent doktor Filiz Er Yılmaz ile Skype bağlantısıyla bize katkıda bulunacak. Öncelikle Sayın Er Yılmaz’a ve Sayın Kaya’ya hoş geldiniz diyelim. Hızlı bir şekilde her iki konuğuma da soracağım soruyla başlamak istiyorum. Sayın Er Yılmaz sizle de başlayalım madem öyle. Şimdi asgari ücret neden önemli sorusuna hepimiz konuşuyoruz.
Sadece asgari ücretli çalışanların beklediği bir rakamdan söz etmiyoruz değil mi Sayın Er Yılmaz? Aynen öyle Gökçü Sahanım. Yaklaşık 7 milyondan fazla asgari ücretli var ama asgari ücretin bir referans ücreti olma gibi bir durumu var ülkemizde. Dolayısıyla sadece asgari ücretli değil, asgari ücretin dışında çalışanlar için de belirlenen ücrette asgari ücret referans olarak alınıyor.
Özellikle asgari ücrete yapılan zam, yıllık zamlar referans olarak alınıyor ve hatta minimum olarak alınarak diğer ücretli çalışanlara da asgari ücrete yapılan zam oranında ya da o doğrultuda bir zam yapılıyor. Dolayısıyla sadece asgari ücretlileri değil, onun dışında çalışanları da ilgilendiren bir durum. Tabii bir yönüyle çalışan kesimli elbette diğer yönüyle de işverenin maliyetini belirme açısından da oldukça önemli Gökçü Sahanım.
Sayın Kayı, siz de devam edelim. Şimdi Sayın Er Yılmaz şöyle bir ifade kullandı. Asgari ücret ülkemizde referans ücrettir, öyle midir? Kesinlikle örneğin asgari ücret sadece ücretlerin belirlenmesinde değil, bireysel ödemeler diye tabir ettiğimiz bölümü de ilgilendiren bir uygulama yöntemi temel ücret olarak karşımıza çıkıyor.
Bireysel ödemelerden kastım, örneğin bakur sigortalıları, isteğe bağlı sigortalılar, genel sağlık sigortası, tarım sigortası, tarım bakuru, yurt dışı borçlanması, kadınların doğum borçlanması, erkeklerin askerlik borçlanması gibi borçlanma yöntemlerini.
Yani bireysel ödemeleri de etkileyen bir önemli parametre. Dolayısıyla asgari ücret bizim hayatımızın tamamını esasında ilgilendiren bir temel ücret olarak karşımızda çıkıyor.
Sayın Erin Maz, şimdi birçok başlık var. Asgari ücret daha konuşulmaya başladığı andan itibaren rakamlar tahmin edilmeye başladığı andan itibaren bazı hayatımızdaki noktalara zam oranını yansıdığını, enflasyonu tetiklediğini hatta asgari ücretin belli bir rakamın üzerinde olursa enflasyonu da çok ciddi tetikleyeceği yönünde uzmanların görüşleri var. Katılır mısınız? Kesinlikle Göksu Hanım, katılıyorum. Hatta şöyle söyleyeyim yani normalde aslında ilk toplantı her yıl toplantı başladığında biz az çok tarafların ne oranda ücret teklif edeceği hakkında bilgimiz oluyordu. Fakat özellikle bu toplantıda taraflar bireysel’e bu fırsatçılığın önüne geçebilmek adına asgari üret belli olana kadar net bir aslında ne diyeyim rakam vermediler.
Sadece Türk İş Başkanı’ndan gördük. Orada da Türk İş’in bir ne diyelim tiskin bir rahatsızlığı vardı. O da şuydu bizim kırmızı çizgimiz 7.785 açlık sınırı demişlerdi. Piyasada bu üç toplantı boyunca ne diyelim işçi tarafının ücret talebi 7.785 olarak algılandığı için de aslında bir miktar böyle bir net açıklama geldiğini gördük.
Dolayısıyla bunun en büyük sebebi fırsatçılığın önüne geçmek aslında bir diğer meselede şu tartışılan şimdi enflasyon evet yüksek enflasyon yüksek olmasının sebeplerinden biri Türkiye’de talep kaynağı. Şimdi bazı kesimler diyorlar ki eğer asgari ücrete ne diyelim belirli bir oranın üzerinde yüksek zam yapılırsa bu yine ve yeniden enflasyonu tetikleyeceği için aslında asgari ücreti yapılan zamın bir anlamı kalmayacak.
Çünkü enflasyon artacağı için artan enflasyon asgari ücret zamını eritecek. Hani bu nedenle hani olması gereken ya da işte piyasada zikredilenler kadar değil de daha düşük asgari ücret zam yaparsak ücret artışlarının enflasyonu artırıcı yönünü baskılamış oluruz diyenler de var açıkçası. Böyle görüşler de vardı. Geçtiğimiz dönemde de biz bu tarz tartışmaları gördük.
Dolayısıyla evet dediğimiz gibi yani geçtiğimiz sene de gördük fırsatçılık ne diyelim ne diyeyim ahlaki dezenformasyonunu etkileyen tetikleyen bir unsur Türkiye’de Böksu Hanım bu yönü itibariyle. Peki şimdi bir diğer konuşmak istediğim başlık aslında bir tablo var işte yüzde 40 oranında zam yapılırsa ne kadar yansıması olur asgari ücrette çalışanın cebine. Yüzde 50 yüzde 70 diye sıralandırmış arkadaşımız bir de 9000 bandını konuştu sayın kaya siz de bir devam edelim net ve bürüt üzerinden işverene maliyeti de elbette ki önemli. Şimdi Gökse Hanım tabi ki asgari ücret belirlenirken bir önceki ayın bir önceki yılın son 6 aylık dönemine bakıyoruz. Enflasyon rakamlarına bakıyoruz. Bunun üzerine de hükümet geçtiğimiz yıllardan alışıda gelmiş bir uygulaması var. Refah payı uygulaması. Beş aylık enflasyona baktığımızda yaklaşık 14 seviyelerinde bunun Aralık ayında ilave ettiğimizde yüzde dört de oradan ilave etsek yüzde 18.
Yani yüzde 18 bir enflasyon karşımıza çıkacak ve bunun üzerine yaklaşık yüzde 12 genelde hükümetin yaklaşımı yüzde 12 seviyesinde yüzde 30 yüzde 35 seviyelerinde bir asgari ücret tespiti söz konusuydu.
Ancak tabi ki gerek tizk olsun gerekse türk iş olsun yani işçi ve işveren tarafları belli rakamlar telaffuz etti. Bir de hükümetin kamuoy araştırması yaptırmış olduğu kamuoy araştırmasına da bir rakam ortaya çıktı. Yüzde 40 zam yapıldığı takdirde 5500 lira net ücreti olan bir asgari ücretlinin bürüt maaşı 9000 58 lira işverene maliyeti ise 10643 lira. 2022 yılının başından bu yana gelir vergisi ve damga vergisi asgari ücretle uygulanmıyor. Şayet yüzde 50 zam yapıldığı takdirde 8250’ye çıkacak ve 9705 lira bürütü 11430 lira da işverene maliyet olacak. Yüzde 60’a çıktığımızda ise 8800 lira 10354 bürütü 12165 de işverene maliyeti olacak.
Türk işin en son yapmış olduğu toplantıda ve toplantıdan sonra açıkladığı 9000 rakamının ise bürüt maliyeti biz gerçi tabloğumuza bunu almadık ama 10141 lira işverene maliyeti de 11916 olarak karşımıza çıkıyor.
Yüzde 70 zam uygulandığında 5500’ün üzerine ilave ettiğimizde %70’i 9350 net 11000 bürüt ve 12925 lira işverene maliyeti.
Bürütten kastımızda işçinin net ücretinin üzerinde SGK işveren işçi payı var. İşveren maliyetinin üzerinde ise işçi payının ve bürütün üzerinde SGK işçi işveren payı ve işsizlik sigortası payları var. Şimdi tabi burada gerek hükümetin yapmış olduğu açıklama gerekse tiskin yapmış olduğu açıklamalara bakıldığında sürdürülebilir ve işverenlerin kaldırabileceği bir asgari ücret üzerinde hassasiyetle duruluyor. Sayınkayı buradan sürdürülebilir derken işten çıkarıma mı vurgu yapmak istiyor? Hayır bakın bu son derece çok basit olarak ilk akla gelen sanki işten çıkarmalar artacakmış gibi algılanıyor. Geçtiğimiz yıllardaki asgari ücrete gelen gerek artışlarda olsun, gerekse ekonomik dalgalanmalarda olsun işten çıkarmaların çok minimum seviyelerde oldu. Onu da sadece asgari ücretin artışından değil farklı nedenlerle gerçekleştiğini görüyoruz.
Bu seferde de aynı şekilde asgari ücretin artışını artmış olması esasında işten çıkarmalardan ziyade asgari ücretin üzerinde temel ücretleri belirlediği için asgari ücretin üzerindeki ücretlileri etkileyen bir faktör daha karşımızda. Ücretli çalışanlara dazsınız. Evet şimdi asgari ücretin örneğin 5500 lira asgari ücretimiz şu an ki 31 aralığa kadar geçerli olan. Evet.
Ama ben de dedim ki yüzde 40 veya yüzde 60 verildiğini varsayarsak 8800 lira şimdi 5500 lirayla 8800 lira arasında hali hazırda ücret alan bir kesim var. Asgari ücrete uygulanan yüzde 60’lık ya da yüzde 50’lik zam oranı bu ki uygulama içerisinde tekrar uygulanacak mı?
Ben şunu kastediyorum. Ocak ayı itibariyle asgari ücretliye yüzde 50 zam yapıldı. Asgari ücretin üzerinde bir tık üzerinde maaş alanlara yüzde 50 zam uygulanacak mı uygulanmayacak mı? Şimdi az önce hocamızın da ne bekliyorsunuz? Bir kanun ya da bir düzenleme mi bekliyorsunuz? Kesinlikle bununla ilgili bir düzenleme şart çünkü bakın şimdi örneğin Türkiye işin istemiş olduğu 9000 rakamı var.
9000 rakamına işverenin kaldırması mümkün değil. Burada taşın altına elini kim sokacak? İşte burada bahsettiğimiz SGK işçi payı ve SGK işveren paylarından ancak sosyal güvenlik kurumu ya da devlet feragat etmediği takdirde bunun altından kalkmak mümkün değil.
O zaman siz bugün asgari ücret rakamından ziyade detaylı, kapsamlı bir açıklamanın düzenlemenin de geleceğini mi bekliyorsunuz? Kesinlikle çünkü Gökhan Hanım bakın yılbaşında genel asgari ücretli den gelir vergisi ve damga vergisi kaldırıldığında ne oldu? Hükümet alacağı gelir vergi vergilerden feragat etmiş oldu. Vaz geçmiş oldu.
Şimdi hükümetin bunun üzerine herhangi bir finansman ya da teşvik uygulaması ile işverenin maliyetini düşürücü ya da işlerinin üzerindeki yükü düşürücü bir uygulamaya gittiği takdirde bunun karşılaması gerekiyor. Ya hazineye koyacak, bütçeye koyacak ya da buradaki alacağı işçi payları, SYK işçi payı veyahut da buradaki işveren paylarından belli bir oranda feragat etmesi lazım ki bu 8800 lirayı işçiye verebilsin.
Peki şimdi Sayın Erni Yılmaz siz de devam edelim. Size de sorum aslında Sayın Kaya’nın bıraktığı yerden de devam edelim. Sayın Kaya şu ifadeyi kullandı. Bugün sadece asgari ücrete yapılacak zam oranı değil, çeşitli düzenlemeler de açıklanmalı. Çünkü ücreti çalışanların da alacağı zam oranı önemli. Acaba Ocak ayında asgari ücrete %50 ya da %60 zam olursa ücreti çalışana da ne yönde bir zam yapılmalı? Yani işverene bırakılmamalı. Aksi takdirde Gökse Hanım çok özür dilerim. Aksi takdirde bizim asgari ücretli çalışan sayımız mesela önceki yıllarla mükaise edin 2022 yılında yukarıya doğru çıkmıştır. Neden? Asgari ücretliyle bir üst dilimdeki ücretli arasındaki makaslar almış ve asgari ücretli sınıfına girmiştir. Peki Sayın Erni Yılmaz siz de de aslında Sayın Kaya’nın bıraktığı yerden devam edelim. Buyurun nasıl değerlendirirsiniz siz?
Evet tabii Gökse Hanım. Yani şunu biliyoruz. Öncelikle olarak şu boyutuyla başlayayım. Sürdürülebilir olması işveren tarafında şunu ifade ediyor. İlk olarak olması gerekenden çok daha yüksek ücret olması elbette belli bir süre sonra işten çıkarmaları getirebilir diyorlar. Bir yönü itibariyle bu. Bir yönü itibariyle de şu şirketlerin rekabet avantajını bozmaması gerekir diyor. Yani diyelim ki işçi çıkarmadık. İşçi çıkarmazsak maliyetlerimiz yüksek olacak.
Maliyetlerin yüksek olması, sattığımız ürünlerin daha yüksek olması anlamına gelecek. Yani hem ülkeyiçi hem de ülkeyi dışında. Haliyle bu bizi işte bulunduğumuz pazarlarda rekabet avantajını geride bırakacak şeklinde durumlar var. Şimdi bir değeri şu. Asgari ücretli dışında özellikle işte memur tarafı, kamu tarafına baktığımızda oradaki maaş sanmanın işte toplu sözleşmede belirlenen bir oran artı enflasyon farkı olduğunu biliyoruz.
Özel sektörde de yani tam anlamıyla böyle kamudaki gibi net bir durumu olmasa da elbette biraz önce söylediğim gibi hem asgari ücrete hem de memur ve işte kamuda çalışanlara yapılan zamlar da elbette baz alınarak bir zam yapılıyor. Geçen sene şunu gördüm. Geçen sene özellikle memur ve kamu tarafında işte asgari ücrete onlara yapılan zamın bir miktar daha üzerinde olması olduğu için yani bu toplu sözleşme artı enflasyon farkının üzerinde olduğu için geçtiğimiz dönem
asgari ücret düzenlemesi bir takım eee serzenişlere de sebep olmuştu. Sadece kamu tarafında değil bu özel sektör tarafında çalışanlarda da işte asgari ücreti yüzde 50.5 oranında zam yapıldı. Dolayısıyla bize de bu oranda zam yapılmalı. Çünkü işte enflasyon karşısında biz de onlar kadar çok zarar görüyoruz şeklinde bir takım eee serzenişler görmüştük. Dolayısıyla bu şununla çok alakalı. Eee tabii asgari ücretliye geçtiğimiz sene çok zam yapılmasının en önemli sebebi. Eee orada gerçek anlamda bir eee hani de diyelim bir düzeltme yapılması gerekiyordu. Buradan kaynaklanan bir durum var. Dolayısıyla geldiğimiz noktada bugün itibariyle tıpkı geçen sene gibi daha yüksek ücret beklenmesinin sebebi de bu.
Burada da şunu anlıyoruz hani geçtiğimiz sene hem eee sene ortası hem sene başına yapılan zamlarla birlikte birini bir orana getirildi ve enflasyonda da birini bir düşme beklendiği için eee anladığım kadarıyla hani taraflar arasında bu sefer geçtiğimiz seferlerde olduğu gibi tam anlamıyla belki de uzlaşı olmadan bir oran belirlenecek gibi.
Haliyle söylediğimiz gibi yani. Ben de o zaman ekleyeyim mi sizin bir konuşmanıza? Şimdi TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini de eee kimi uzmana göre eee bir tık altı olabilir eee TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin eee zam oranı. Kimse de diyor ki hayır eee tam TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri oranında da zam yapılabilir. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Bana kalırsa şöyle yani eee özellikle işte ekonomi yönetimi işte çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığından gelen tüm sözlü yönlendirmelere baktığınızda en büyük hasasiyetin enflasyona karşı korunma olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ben TÜİN açıkladığı rakamların altında kesinlikle ve kesinlikle bir enflasyon veya asgari ücret zammı geleceğini düşünmüyorum Gökhan Hanım. Dolayısıyla kesinlikle enflasyona karşı koruyacaktır. Fakat bu oran işte eee tarafları ne kadar memnun edecek? Eee bugün görmüş olacağız. Dolayısıyla zaten piyasada beklenti bugün işte eee çalışma sosyal güvenlik bakanlığına açıkladığı rakam yedi bin sekiz kırk beş eee işçi tarafından açıkladığı. Evet, işçi dokuz bin bandı söylenildi. Bu anlamda bir eee ortak görüş çıkar mı? Ya da arasında bir rakam mı belirlenecek sizce? Sizin düşünceleri. Bana göre, bana göre arasında bir rakam belirlenecek. Eee ben öyle düşünüyorum açıkçası.
Dolayısıyla bu ııı dokuz bin TL olmayabilir. Ona yakın bir oran olur ama dokuz bin TL üstünde olmayacağın çok net zaten. Maksimum sınır dokuz bini olacak. Bana kalırsa dokuz bine yakın bir oran olacak. Dolayısıyla ııı hani bu durumda da hani işçi tarafı memnun olmayabilir. Çünkü şöyle bir ibari kullandı Ergün Atalay. Yani eğer bu ııı dokuz binin altında olursa masaya oturmayacağız şekli bir açıklama kullanmıştı.
Zaten dün Cumhurbaşkanı’ndan da karşı bir açıklama geldi hatırlarsak. Bizim sırtımızda seksen milyonun küfesi var. Dolayısıyla herkesin söylediğiyle hareket edemeyiz. Şeklinde açıklamalara baktığımızda yani sanki dokuz binin altında bir rakam gelecekmiş gibi ama bana kalırsa bu rakam kesinlikle enflasyon oranının altında olmayacaktır diye düşünüyorum ben Gökhan’ım. Peki, eee Sayın Kayı sizin nasıl bir beklentiniz var? Şimdi yüzde altmış olursa sekiz bin sekiz yüz.
Evet. Eee Sayın Er Yılmaz’ın bıraktığı noktada dokuz bin olmaz ama biz sekiz bin beş yüz sekiz bin altı yüz o araları mı göreceğiz? Hayır Gökhan’ım şu rakamla şunun arasında sekiz iki yüz elliyle sekiz buçuk arasında bu oturur. Bugün yapılacak olan açıklama sekiz iki yüz elliyle sekiz buçuk arasında oturur. İşçi tarafı kabul eder mi sizce? Eee bir şekilde ikna edilecek. Zaten işçi tarafı.
Eee bir ne anlamda ikna edilecek? Şimdi geçtiğimiz sene eee Aralık ayında yüzde elli zam yapılmıştır fakat işvereni rahatlatacak işte eee sizinde söylediğiniz gibi gelir vergisi, damga vergisi, bunun gibi çeşitli durumlar söz konusu. Evet şu olabilir. Bu sene de ne olabilir mesela?
Bu ne olabilir? Eee Gökhan’ım eee yine eee iki bin yirmi üç yılına has. Ikinci altı aylık dönem için eee tekrar bir asgari ücret tespit komisyonu toplanacak. Eee aradaki beş altı aylık enflasyon farkı da eee şu anki verilen rakam üzerine ilave edilecek şeklinde bir eee düzenlemeyle ya da bir eee protokolle eee bu iş çözülür diye düşünüyorum.
Eee çünkü eee sekiz buçuğu geçtiğiniz takdirde artık eee iş eee farklı noktalara doğru yani eee işverenin eee daha fazla eee serzenişine ve eee ayak diremesine eee neden olacak.
Dolayısıyla sekiz iki yüz elli ile sekiz buçuk bandı arasında bu rakamın bugün eee telaffuz açıklanacağını ve ikinci altı aylık dönem için tekrar bir yeşil ışık yakılacağını ben tahmin ediyorum. Eee aksi takdirde eee yine yazın bir zam yazın ortasında görecek mi Sayın Kaya? Evet. Yani geçer sene yüzde otuzluk bir zam görmüş. Yüzde otuz zam görmüş. Evet. Temmuz ayında eee ocak ayında yüzde elli totalde yüzde seksene çıkmıştık. Yani burada eee beş aylık enflasyon veya altı aylık enflasyon rakamı da ikinci altı aylık dilim için eee ilave edilebilir. Bu eee görüşme üzerine bir protokolle bu iş neticeye tatlıya bağlanır ve taraflar imzaya atarlar diye düşünüyorum. Peki. Eee Sayın Erbilmaz siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Kaya aslında eee ikinci bir zamada işaret etti. Bence böyle bir eee zam oranı da olacak temmuz ayı gibi. Eee olur mu sizce? Bir de bu enflasyonda tetikler mi? Etkiler mi yada? Şöyle söyleyeyim Gökhan Hanım. Öncelikle Özgür Bey’e katılıyorum. Hani ben eee dokuz bine yakın bir rakam derken piyasadaki halkın beklenti tam da Özgür Bey’in söylediği gibi. Yani sekiz bin iki yüz elli sekiz bin beş yüz arasında bir oran belirleneceği yönünde ben de buna katılıyorum. Çok daha net bir şekilde Özgür Bey sayesinde ifade etmiş olayım. Eee şimdi şöyle söyleyeyim elbette ikinci yarı yılda yeni bir eee asgari ücret zam bulup olmayacağını hani enflasyondaki sehir belirleyecektir diye düşünüyorum.
Eee dolayısıyla yani benim bu bu noktada beklentim eee ikinci yarı yılda yine geçtiğimiz yıl olduğu gibi bir yeni asgari ücret zamın gelebileceği yönünde. Eee tabii ki yani şu boyutu var enflasyonu tetikleyen boyutu var ama eee Gökhan’ım şöyle bir durum var. Yani şu an için eee hani sadece dar gelirli veya sabit gelirli kesinden eee böyle bir eee ne diyelim fedakarlık beklemekte hani enflasyon artacak diye çok doğru bir tartışma olmayabilir diye düşünüyorum. Eee çünkü şu var yani hani bizim şu an ekonomi yönetiminin birinci hedefi ekonomik büyüme neye rağmen enflasyona rağmen ekonomik büyüme dolayısıyla hani ilk olarak eee birinci sıraya ekonomik büyümek olmuş durumda. Dolayısıyla şu an için top bir eküme enflasyonla bir mücadele olmadığı için sadece belirli bir kesimden bu noktada fedakarlık beklemek eee çok doğru olmayabilir. Evet şu ayrı bir tartışma ve doğru bir tartışma yani ücretler arttıkça enflasyon daha çok artıyor. Fakat enflasyon evet iki bin yirmi üçte baz etkileriyle Haziran dönemine kadar bir düşüş gösterecek.
İki bin yirmi bir dek gibi elbette olmayacak ama enflasyon yüksek kalmaya devam edecek. Dolayısıyla burada şu tartışılması gerekir. Hani enflasyon da o evet baz etkileri dışında geriye kalan yüksek seviye muhtemelen seçim sonrası döneme kalacak. Bunu çok net anlıyoruz. Dolayısıyla özellikle dar gelirli sabit gelirli kesimin enflasyonu artıracak olmasına rağmen bana kalırsa eee hak ettiği ücreti alması gerektiğini düşünüyorum ben bu noktada.
Bu tartışmaları çok doğru bulmuyorum açıkçası. Peki Sayın Kayım siz de devam edelim şimdi sadece asgari ücreti çalışan değil elbette ki yaşlı bakım aylığı işte eee diğer noktalar da vardı bildiğim kadarıyla. Pek çok kalemde zam oranını bekleyen eee isim var aslında çalışan var. Ne olacak bunlara Orhan? Şimdi onlar da tabi ki asgari ücrete gelen artış oranında bir artış meydana getirecek. Az önce bahsettiğim ve benim hassasiyetle üzerinde durduğum en önemli konulardan bir tanesi de bu Gökhan’ım bireysel ödemeler evet. Hocama ilave olarak bir cümle ekleyebilir miyim? Asgari ücretin artışının enflasyona doğrudan etkisi elbette bir miktar var ama esas enflasyonu etkileyen nedenlerden bir tanesi fiyat istikrarsızlığı ve fiyatlardaki aşırı dengesizlik.
İşte eee ekonomi yönetimi hocam da izah etti. Ekonomi yönetimi bu enflasyona baskaladığı takdirde asgari ücretinin enflasyona çok fazla bir etkisi de olmayacaktır. Şimdi engelli maaşları, yaşlı bakım maaşları, evde bakım ücretleri, eee bağkur primleri, eee genel sağlık sigortası primleri, isteğe bağlı prim, tarım sigortası, tarım bağkuru gibi bireysel ödemeler. Esasında eee Göksel Hanım şunu ayırmak lazım. Şimdi eee enflasyonun üzerinde hükümetin bir eee çalışanlarımıza refah payı diye adlandırdığımız belli bir oranda enflasyon rakamının altında ezdirmeyeceğim ifadesinden yola çıkarak belli bir refah payı uyguluyor. Fakat bu bahsettiğimiz bireysel ödemelerde eee edemeler de bu refah payından olumsuz yönünde etkileniyor. Ters orantılı olarak.
Şimdi eee ben bağkuru prim ödüyorum. Ben eee prim cebimden para çıkacak. Şimdi devlet açıklamış, hükümet açıklamış bir oran, refah payı ilave etmiş, refah payının karşılığını da ben ödemiş oluyorum.
Dolayısıyla eee asgari ücret belirlenirken bu bireysel ödemeler diye adlandırdığımız kalemlerin de belki enflasyon rakamı oranında eee artırılması söz konusu olabilir ama refah payını bunların üzerine ilave ettiğiniz takdirde bir eşitsizliğe de neden olmuş oluyor.
Eee bunu da eee Sayın Bakanlığın ya da hükümetin dikkatine sunmuş olalım. Peki eee Sayın Er Yılmaz eee memura emekliye nasıl bir oran bekliyorsunuz peki bu anlamda?
Eee şöyle söyleyeyim yani orada da yani geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi yine eee toplu sözleşmede belirlenen oranı artı enflasyon farkı olacak. Eee dolayısıyla burada hani bu düzenlemenin devam edeceğini düşünüyorum. Neye rağmen hani asgari ücrete bu belirlenen oranın üzerinde bir miktar daha zam yapılıyor olsa da dolayısıyla oradaki eee şey değişmeyecektir diye düşünüyorum durum.
Dolayısıyla işte yaklaşık eee ne diyelim aralık ayı enflasyon oranında belli olduktan sonra eee aradaki işte Temmuz döneminden başlayan altı aylık enflasyon farkı artı toplu sözleşmede belirlenen tabii geçen sene şöyle bir eee fark yapılmıştı. Toplu sözleşmede yüzde beşlik bir eee zam oranı vardı o eee ekonomi yönetimi tarafından yüzde yedi buçuğa çekilmişti.
Dolayısıyla belki orada toplu sözleşme oranı üzerinden eee belki bir miktar eğer bir düzenleme yukarı yönü yapılacaksa onun üzerinden biri zaten düzenleme yapılabiliyor. Eee dolayısıyla da orada şimdilik çok eee dediğim gibi çok eee böyle yukarı yönde çok böyle beklenenin ötesinde bir fark olacağını var olan gidişatın dışında çok düşünmüyorum Göksu Hanım.
Sayın Er Yılmaz eee enflasyon verisini aralık ayı itibariyle ya da yıllık bazda eee nasıl kapatacağımızı düşünüyorsunuz o oranda da çünkü şöyle bir ifade kullandığınız için oraya atıfta bulunayım biraz daha eee bir adım daha gerisine gidelim. Asgari ücrete gelecek zaman enflasyonun altında kalmayacağını düşünüyorum dediğiniz için. Yılı eee bu yılı nasıl kapatacağız?
Şöyle söyleyeyim yani eee Merkez Bankası yüzde altmış beş diyor. Orta vadeli plan yüzde altmış beş diyor. Son piyasa katılımcıları anketi. Piyasa katılımcıları anketi Merkez Bankası tarafından yayınlanıyor ve piyasa için önemli göstergedir. Piyasanın eee gerçek anlamda eee ne diyelim eee gerçeğe yakın tahmini yansıtır. Orada da eee son açıklanan aralık ayı anketinde yüzde altmış sekizden yüzde altmış altıya gel dedi yıl sonu.
Dolayısıyla aşağı yukarı evet yani piyasada farklı kurumların yüzde yetmiş beşlere kadar çıkan ve yüzde yetmişte eee ne diyelim daha toplanmış medyan bir beklentisi olmasına rağmen benim bu noktada beklentim yüzde altmış beşle eee yüzde yetmiş arası bir oranda yıl kapatacağımız yönünde. Eee zaten aralık ayında şimdi güçlü bir baz etkisi göreceğiz. Ocakta da bu baz etkisi devam edecek hatta Nisan’a kadar devam edecek bu.
Ama tabii şubattan itibaren bir miktar aralık ve ocağa göre bu baz etkisi yavaş yavaş azalmaya başlayacak. Eee dolayısıyla benim de bu noktada beklentim altmış beşle yetmiş arası bir oranda yıl kapatacağımız yönünde Gökhan’ım. Peki Sayın Kayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Şimdi eee biliyorsunuz iki bin yirmi üç yılının eee Haziran ayı belki de Mayıs ayına çekilme ihtimaliyle konuşuluyor.
Eee seçimler var. Eee seçimlerden önce biraz daha eee enflasyonun baskılanacağını piyasa biraz daha kontrol altında tutulacağını tahmin ediyorum. Nasıl gerçekleşecek peki bu? Yani ne yapılacak? Ya da ne görüyorsunuz? Yani fiyat istikrarı sağlandığı takdirde ekonomik dengeler biraz daha sakinleştiği takdirde enflasyonun biraz da aşağılara çekilme ihtimali var ama ben de eee hocam gibi düşünüyorum.
Yüzde altmış beş yüzde altmış yedi seviyelerinde bir enflasyon eee gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. Peki Sayın Er Yılmaz size de son olarak soralım. Şimdi sadece tabii eee ekonomiye enflasyonun Türkiye açısından değerlendirmeyin sizinle de zaman zaman yaptığımız yayınlarda eee vurgu yapıyoruz ama şimdi eee Sayın Kayı’nın söylediği gibi sizin de söylediğiniz gibi altı aylık veriye bakmak gerekirse eee küresel ekonomik dalgalanmada işte enerji Rusya, Ukrayna’da yaşanan eee savaş ortamından sonra tahıl krizinin başlaması, gıdaya gelen bu ekonomik eee dalgalanmalar. Bunlarla mücadele anlamında nasıl bir süreç bizi bekliyor Türkiye üzerinde? Evet şöyle söyleyeyim. Aslında çok güzel bir soru sordunuz eee Gökse Hanım.
Evet enflasyon deyince Türkiye’de evet tek elbette kaynağı talep değil. Eee yarıya yakınlık bir kısmı maliyet kaynağı. Tabii maliyet kaynağı dediğimizde de enerji emtiha ve kur geliyor karşımıza. Şimdi enerji emtiha da bir düşüş bekleniyor açıkçası. Tabii emtiha başta olmak üzere enerjide belki bu düşüş eee çok daha güçlü olmayabilir. Çünkü orada bir Rusya-Ukrayna savaşı kaynakta hem yaptırımlar hem misillemeler hem haber etkisiyle birlikte beklenen düşmeyi göremiyoruz.
Petrol fiyatları ortada. Şimdi dolayısıyla bir resesyon bekliyor dünyayı. Hatta bu son Fed ve Avrupa Merkez Bankası kararlarından sonra resesyon kaygıları ve fiyatlamaları çok daha güçlendi. Neden? Çünkü hem amelikten hem Avrupa dedik 2023’te beklediği bir önceki ekonomik projeksiyonlara göre çok daha sert bir şekilde aşağı rezil edince şu an borsalarda bile satış var.
Satışın sebebi. Beklediğimizden daha güçlü resesyon olacak. Dolayısıyla bu senaryonun ilerleyeceği varsayımıyla gidersek hem enerji tarafı hem emtiha ve enerji tarafında bir geri çekilme bekleyeceğiz. Çünkü 2023’te biz onu göreceğiz. Fakat burada Çin faktörü de bir miktar önemli olacak. Hani Çin’deki bu açılmalar beklenenden daha güçlü ve erken olursa o resesyon etkisiyle enerji ve emtihadaki geri çekilme bir miktar daha istediğimiz düzeyde olmayabilir.
Ama buna rağmen orada bir geri çekilme bekleyeceğiz. Dolayısıyla bu bizde enflasyonu aşağı indirecek. Şimdi kurd bizde çok ilginç, uzunca bir süredir sabit ve hatta kurda bir geri çekilme bekliyor piyasa. Gökse Hanım son ankete göre piyasa katımcıları anketine göre. Dolayısıyla kurun enflasyonu geçişinde de bir azalma olacak. Buradan da bir beklenti var ki piyasada seçim dönemine kadar ara ara yükselişler olsa da çok güçlü bir yükseliş beklenmiyor.
Bunu da hesap atarsak maliyet tarafında bir geri çekilme göreceğiz Gökse Hanım. Dolayısıyla bu elbette enflasyon üzerinde tıpkı bazetleri kaynaklı olarak elbette bir geri çekilme yaratacak. Ama şunu da belirtelim yukarı yönlü riskler elbette hala var maliyet kanalında. Örneğin bu Rusya Ukrayna savaşı nasıl gidecek misillemeler nasıl gidecek. Ya da başka bir noktada bir kriz daha yaşarsak ne olacak tüm dünya ekonomisi.
Evet tamamen de resesyon kaynaklı olarak burada çok ciddi mesela şunu söyleyeyim doğal gaz fiyatı. Evet yani Avrupa’da şimdi kış aylarında bir de doğal gaz depoları azalmaya başlayınca orada da bir yükseliş görmeye başlayacağız. Tamamen riskleri elimine ederek konuşmak çok doğru diye yukarı yönlü riskler de var ama buna rağmen bir rahatlama bekleyeceğiz elbette maliyet tarafında.
Peki çok teşekkür ederiz sayın Er Yılmaz sayın Kaya bizlerle birlikteydi. Asgari ücrete yapılacak zam oranı bugün belli olacak.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir