"Enter"a basıp içeriğe geçin

Hizbullah nasıl kuruldu? Hizbullah terör örgütü mü?

Hizbullah nasıl kuruldu? Hizbullah terör örgütü mü?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Lnt97Uyb8Ak.

Fainnâ hizbullahî humûl galibûn GZT 1010 Orta Doğu serisinin bu videosunda 10 başlıkta hizbullahı yakından tanıyacağız.
Şimdiden teşekkür ediyor ve hemen içeriye dönüyoruz. Başlayalım. ŞİİLİKİ İMAMCILIK KULU Lübnan’ın yüksek dağları tarih boyunca farklı dini ve mezhepsel azınlıklar için sığınak oldu. Şiiliğin 12 imamcılık kulu için de öyle. Ancak dini, mezhepsel azınlık statüsü, dağlık bölgelerde yaşama ve tarımla uğraşma, Şiileri yüzyıllar boyunca Lübnan’daki politik ve ekonomik hayatın dışına iterek ülkenin politik gelişmelerini, etkilerini sınırladı. 1960’lı yıllarsa yeni bir Şii politiğinin ortaya çıkması için uygundu. Zira Taşra’dan göçle Şiiler artık şehir hayatındaydı. Şehirlerin özellikle Beyrut’un fakir, gecekondu bölgelerinde büyüyen Şii gençliği, kendilerine o dönem solun farklı praksiyonları içinde yer buldu. Aynı dönem yeni bir dini liderliğinde ortaya çıkışına şahit oldu. Bu liderlik İran’ın kum şehrinde doğan Musa Sadr eliyle geldi. Dinî eğitimini Şiiliğin geleneksel merkezleri sayılan İran’daki kum ve Irak’taki necep’te alan Sadr, 1959 yılında Lübnan’a yerleşti.
Kendi ailesinin kökeni de Lübnan olan Musa Sadr, karizması ve bitmek bilmeyen enerjisiyle kendini Lübnan’ın en mağdur kesimlerinden olan Şiilerin politik, ekonomik ve sosyal koşullarının iyileştirilmesine adadı. Sadr’ın çabaları ona en nihayetinde her Şii din adamına nasip olmayan imam lakabını kazandıracaktı. Lübnan İç Savaş’a doğru sürüklenirken silahlı bir gücü olmayan tek grup Şiilerdi. Sadr İç Savaş’a gidişi engellemeye çalışsa da Şiilerin bu dezavantajını düzeltme amacıyla
Afbacel Mukavam el Lübnaniye’yi yani Lübnan diriliş güçlerini veya daha bilinen kısıtmasıyla Emel’i kurdu. Emel’in popüleritesi ve gücü ancak İmam Sadr’ın 1978’de Libya’ya yaptığı bir ziyarette kaybolmasının ve İsrail’in aynı yıl ülkenin güneyine gerçekleştirdiği sınırlı askeri operasyonun ardından arttı. Filistin Kurtuluş örgütü ve müttefikleriyle Hristiyan Marunilerin falancitleri arasında kalan Emel en nihayetinde İç Savaş’ın tarafı oldu.
Hizbullah Lübnan’da İç Savaş’ın bütün şiddetiyle devam ettiği bir dönemde 1982 yılında kuruldu. Ancak ilk yıllarında gizli bir örgüt olarak kaldı ve kurulduktan 3 yıl sonra kuruluşunu ilan etti. Emel’le aynı toplumsal tabana Şiilere hitap ediyordu. Dolayısıyla Emel’in doğal olarak rakibiydi. Nitekim Hizbullah’ın ortaya çıkışını hazırlayan en önemli sebepler arasında Emel’e yönelik rahatsızlıklar vardı. Hareket özellikle Musa Sadr’ın kaybolmasından sonra dini bir hareketten çok seküler bir hizmetiyle bir hareket göründü. 1982 itibariyle Emel’in liderliğini yapan Nebih Berri bir avukattı. Ayrıca Emel’i İç Savaş’a Hristiyan falancitler ve onları destekleyen İsrail tarafında sokmuştu. Ve bu en azından Filistinlilerin karşısında olunmaması gerektiğini savunan Şiileri rahatsız ediyordu. Hizbullah’ı Emel’in genel gidişatından rahatsız ve Emel içinden kopan Hüseyin el Musavi,
İbrahim el Amine, Hasan Nasrallah gibi isimler kurdu. وَمَنْ يَتَوَ اللّٰهُ وَرَسُولَهُ وَلَّذ۪ينَ آمَنُوا فَإِنَّ هِذْبُ اللّٰهِ هُمُ الْغَالِبُونَ Ve her kim Allah’ı, Resulünü ve iman edenleri dost edinirse şüphesiz onlar Allah’ın taraftarıdır ve galip gelecek olan onlardır. Allah’ın hizbi taraftarı veya daha modern bir kullanımla Allah’ın partisi anlamına gelen hizbullah adı Kur’an’da Maide suresi 56. ayette geçiyor.
Nitekim örgütün bayrağında da bu ayetin son bölümü yer alıyor. Hizbullah kuruluşunu 16 Şubat 1985 günü yayınladığı açık bir mektupla ilan etti. Bu mektup Hizbullah’ın Lübnan’da ulaşmak istediği hedefleri en net şekilde ilan ediyordu. İsrail’in varlığının tamamen sona erdirilmesi ve bunun ilk adımı olarak da Lübnan’dan tamamen çekilmesi, Amerika, Fransa ve müttefiklerinin Lübnan’ı tamamen terk etmesi, Lübnan’dan her türlü emperyalist müdahelenin sona elmesi,
falancistlerin işledikleri suçların hesabını yargı önünde vermesi, Lübnan halkının kendi geleceklerini belirlemede tam ve özgür iradeleriyle hareket etmesi. Ancak mektup şunu da ekliyordu. Biz hiç kimseyi İslam’ı kabul e zorlamaya taraftar olmadığımız gibi, hiç kimsenin de kendi inanç ve sistemini bize zorla benimsetmek istemesini hoş göremeyiz. Bununla birlikte İslam’ı inanç, sistem, düşünce ve hüküm olarak tamamen kabul ettiğimizi ve herkesi de onu tanımaya ve hukukunu kabul etmeye çağırdığımızı önemle vurguluyoruz.
Ayrıca hepinizi İslam’a girmeye, onun öğretisine bireysel, siyasal ve toplumsal alanda tabi olmaya ısrarla çağırıyoruz. Hizbullah’ın kuruluşunu mümkün kılan en önemli sebep hiç şüphesiz 1979 İran İslam Devrimiydi. Devrimi takip eden dönem Ayetullah Humaynî’nin liderliğindeki bir grubun iktidarını sağlamlaştırmasına ve şaha karşı bu grupla birlikte mücadele eden seküler grupların tasfiyesine şahit oldu.
Hem bölge hem de Lübnan açısından daha hayati olansa Humaynî’nin İslam devriminin dışarıya ihraç edilmesi yönündeki çabalarıydı. Devrimi bütün dünyaya ihraç etmek için çalışmalıyız diyordu Humaynî. Çünkü İslam değişik İslam ülkelerine farkı bakmaz ve bütün dünyanın mazlum insanlarının destekçisidir. Diğer taraftan bütün süper güçler ve diğerleri bizi yok etmek için ayağa kalktı. Tek başına kalırsak yeniliriz.
Devrimi ihraç etme çabalarının bir parçası olarak İran statükoya karşı mücadele edebilecek özellik ve Şii azınlık gruplarına destek verme politikası takip etmeye başladı. Lübnan Şii’lerin İran açısından bir diğer ve belki de daha kritik önemi ise Lübnan’ın güneyinde İsrail’e komşu bölgede yoğunlaşmış olmasıydı. Nitekim İran ilk önce Emel’i destekledi ancak Emel’in İsrail’e karşı mücadele etmeyi reddetmesinin ardından yeni bir hareketin kurulmasını destekledi. Bu yeni harekette Hizbullah oldu.
Hizbullah kanalıyla İran, İsrail’e ve elbette İsrail’in en büyük destekçisi ABD’ye karşı da mücadelesini yürütebilecekti. Hizbullah’ın kuruluşunu ilan ettiği açık mektupta İran’daki dini rejime bakışı son derece nettir. Her şeyden önce mektubun ithaf edildiği kişilerden biri de müminlerin emiri Veliyyüf Fakih Ayetullah Hümeni’nin önderliğinde eylem sancağını yükselterek Amerika’nın Lübnan’daki hayallerini suya düşüren ve İsrail işgaliyle karşı direnenlerdir. Mektup ayrıca İran’da İslam devrimini gerçekleştirenleri öncileri olarak tanımlar ve tek bir imama itaatin gerekli olduğunu ilan eder. Ve zamanın tek imamı ise Müslümanlardaki devrimci kıvılcımın ateşleyerek gerçekleştirdiği patlamayla bütün dünyayı sarsan şanlı İslam inkılabının rehberi Ayetullah el-Uzma el-Musevi el-Hümeyni’dir. Hizbullah’ın İran’daki dini rejime yönelik bu son derece pozitif bakışını takip eden yıllarda değiştirdiğine dair herhangi bir emare bulunmuyor. Bugün bile Hizbullah’ın etkin olduğu bölgelerde Hareketin Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın resimleri yanında Hümeyni’nin ve onun halefi Ayetullah Ali Hamane’in boy boy resimlerine sıklıkla rastlamak mümkün. Aynı şekilde Hasan Nasrallah’ın verdiği röportajlarda duvarda asılı Hümeyni ve Hamane’yi potrallerine de. İran’ın desteğiyle güçlenen, İsrail’e ve yerel müttefiklerine karşı yürüttüğü mücadeleyle popüleritesi artan Hizbullah’ın doğal rakibi konumundaki Emel ile ilişkileri de gittikçe kötüleşti. En nihayetinde 1988 yılında iki grup arasında çatışma çıktı. Kardeşlerin Savaşı olarak isimlendirilecek çatışma iki yıl sürdü ve çoğu sivil 2000’den fazla insanın ölümüne sebep oldu. Çatışma İran ve Suriye’nin ara buluculuğu ile ancak durdurulabildi. İlk önce 1989’da imzalanan ve Lübnan’daki ilk savaşı bitiren Tayyip Anlaşması ve bir yıl sonra Emel ile varılan anlaşma ile artık Hizbullah, Lübnan’da meşru politik bir aktör oldu.
Nitekim 1972’den sonra yapılan ilk genel seçimlere Hizbullah da katıldı ve 8 sandalye kazandı. Hizbullah bloğunda yer alan 4 bağımsız adayda sandalye kazanınca Hizbullah 12 sandalye lik bir meclis bloğu kurabildi. Hizbullah takip eden genel seçimlere de katıldı. 1996 seçimlerinde toplamda 9 sandalye, 2000, 2005, 2009 ve 2018 seçimlerinde 12 ile 14 sandalye elde edebildi.
Lübnan’ı 1982’de işgal eden İsrail, 1985’de geri çekilme planını ilan etti. Ancak Lübnan topraklarından tamamen 2000 yılında çekildi. Hizbullah’ın kurulduğu yıldan başlayarak birinci hedef de Lübnan’daki işgalci konumundaki İsrail askeri güçleri oldu. Kuruluşunu ilan ettiği 1985 yılından sonra da bu hedef değişmedi ve Hizbullah, İsrail’e ve onun desteklediği Güney Lübnan ordusuna karşı saldırılarına devam etti. Hizbullah’a karşı İsrail 1990’lı yıllarda iki adet bir hedef aldı. Ancak Hizbullah’ı yok etmeyi başaramadı. Hizbullah’ın süregiden saldırılarının İsrail’i Lübnan’dan tamamen çekilmeye zorlayıp zorlamadığı tartışmalı bir konu. Ancak İsrail kamuoyunun her yıl 20-30 askerin ölümü ve 80-90’ının yaralanması pahasına sürdürülen bir işgale sorgulamaya başlaması normal. Öte yandan Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırıları İsrail Lübnan’dan çekildikten sonra da devam etti ve bu saldırılar İsrail’i 6 yıl sonra tekrar Lübnan’a işgal etmeye başladı.
Ancak bu sefer Hizbullah’ın direnişi çok daha çetin oldu. Yaklaşık 1 ay süren askeri operasyonda İsrail 119 askerini kaybetti. 1244 askerse yaralandı. İsrail’e Lübnan’dan atılan roketler sonucu 43 İsrail’i sivil hayatını kaybederken 1384 sivil de yaralandı. Hizbullah’ın kayıpları daha ağırdı ancak netice örgüt için tam bir zaferdi.
Bu zaferin ardından Hizbullah’ın genel sekreteri Hasan Nasrallah, Şii olmasına ve İran’la ilişkilerine karşın Sunni-Arap dünyasının bile en popüler figürü oldu. Arapbahariyle birlikte Hizbullah hedefini İsrail’den Suriye’ye çevirdi. Zira en büyük bölgesel destekçisi İran için Suriye’deki Esad rejiminin devamı bölge jeopolitiği açısından büyük önem var ediyordu.
Hizbullah açısından da Suriye’de Esad rejiminin varlığının stratejik önemi vardı. Zira Hasan Nasrallah’ın ifadesiyle eğer Suriye Amerikalıların, İsraililerin, Tekdircilerin veya Amerikanca bölgesel ülkelerin eline düşerse direniş kuşatılmış olacaktı ve İsrail Lübnan’ı tekrar işgal edecekti. Hizbullah Suriye yönünden kuşatılmayı naifçe beklemeyecekti. Hizbullah Suriye’deki iç savaşa ilk önce 2013 yılının Mayıs ayında Lübnan-Suriye sınırına yakın El-Kusriye köyünün isyancıların elinden kurtarılmasıyla müdahil oldu. Takip eden yıllar Hizbullah’ın Suriye iç savaşına daha da kapsamlı olarak müdahalesine şahit oldu. İç savaş boyunca Hizbullah güçleri neredeyse bütün ülke boyunca isyancılara karşı mücadele etti ve rejimin ayakta kalmasına katkıda bulundu. Ancak Suriye iç savaşına müdahil olmak Hizbullah’ın yaymaya çalıştığı mezhep üstülük imajına ağır darbe vurdu ve onu şii bir hareket olarak zihinlere kazımış oldu.
Zaten bu sebebi de kim 2010’lu yıllar sonu itibariyle Nasrallah artık Arap dünyasının en popüler figürlerinden biri değildi. Avrupa Birliği, Fransa, Kosova, Yeni Zelanda Hizbullah’ın sadece askeri kolunu terörist örgütü olarak tanırken Arap Ligi, Körpeziş Birliği Teşkilatı, Bahrein, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arab İslam, Almanya, İngiltere, İsrail, Amerika Birleşik Devletleri ise Hizbullah’ı bütünüyle terörist olarak tanıyor.
GZT 10.10 Ortadoğu serisinin bu videosunda 10 başlıkta Hizbullah’ı anlattık. Bir sonraki videoda görüşünceye dek, müessalame. Fa inna Hizbullah-i Humul Gali Bun.
GZT 10.10 Ortadoğu serisinin bu videosunda 10 başlıkta Hizbullah’ı yakından tanıyacağız.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir