"Enter"a basıp içeriğe geçin

Demet Akbağ’ın İlk Sahneye Çıkma Hikayesi | Unutulmaz

Demet Akbağ’ın İlk Sahneye Çıkma Hikayesi | Unutulmaz

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=sJS4xqIIrcs.

İnsan hayatında öyle anlar vardır ki bir an yaşanır bir ömür unutulmaz. Unutulmasa hoş geldiniz. Bugün ki konuğumuz.
Unutulmaz indirimlerin süper marketi iste gelsin unutulmasız sunar.
Aslında anlatacağım şey az çok fazla detaylara girilmese de yakınlarım tarafından bilinen bir hikaye. Benim tiyatroya ve mesleğe başlama hikaye. İlk sahneye çıkışım gönüllü ülkü Gazanfer Özcan Tiyatrosu. Mesela bu bilgi çoğunlukla beni takip edenler benim geçmişimi öz geçmişimi okuyanlar izleyenler tarafından belki biliniyordur.
Ama o adımı atışım orada nasıl bulunuşum ve oradaki ilk rolüm ve o rolün bana verilişi hikayesi belki tüm detaylarıyla bilinmiyor olabilir. Malumunuz hamili kart yakınımdır durumuyla gönüllü ülkü Gazanfer Özcan Tiyatrosu’na bir adım attım ben. Dediler ki ortak tanıdıklar bulundu işte kızımız pek yetenekli. Gazanfer abisi, Gönül ablası ne yapabiliriz, ne edebiliriz çok şeyler yapmak istiyor, oyunculuk yapmak istiyor. E tamam gelsin o zaman demiş Gazanfer Bey, kıramayacağı yakınlarına. Ben de o yıl yani yılı da söyleyeyim size.
1980 içi yılında çok küçük bir kızken tiyatronun kapısını çaldım ve tanıştım. Gazanfer Bey ve Gönül Hanım ve oyuncu kadrosuyla oyunlarının başlamasına bir hafta vardı. Kimse durduramaz adlı oyun bir hafta sonra perdelerini açacak. Onlar da doğal olarak provadalar.
Ben de gittim oturdum tanıştım ve dediler ki biz prova yapıyoruz gel otur bakalım sen de izle. İzledim provayı büyük bir heyecanla ve coşkuyla onlarla tanışmış olmanın verdiği mutlulukla eve döndüm. Yarın dediler şu saatte yine biz tiyatrodayız istersen gel. Tabii ki gittim herkesten önce yerim hazır koltuğumu da biliyorum hep aynı koltuğa oturuyorum. Onların ilizyonu o şeyi bozmayayım bu da nereden çıktı bu kim demesin kimse. Kalabalık da kadro arkada bir yer seçtim kendime böyle en arkadan üçüncü sıramı ne. Oraya gittim oturdum karanlıkta seyrediyorum. Bir gün provadan çıkarken artık 3-4 gün izledim. Oyunun başlamasına geceye birkaç gün var bir iki gün var. Gazanfer Bey dedi ki sen böyle geliyorsun gidiyorsun ne yapacağız dedi. Yani bizim oyunumuz hazır gördüğün gibi birkaç gün sonra perde açacağız. Sen dedi oyunda sana göre bir rol yok. Ama şimdi düşünüyorum da dedi bizim zamanımızda biri hastalansa da birine bir şey olursa belki bize sıra gelir diye dedi. Darülbedayı zamanları beklerdik dedi. Sen de öyle mi olacaksın dedi. Sen öyle olmayasın dedi.
Dur bakalım dedi. Bir dedi salı günü demişti hiç unutmuyorum salı günü. Salı günü bir gel de dedi. Oyun başlasın hafta sonu oyun başlıyor. Pazartesi günleri repo pazartesleri oyun yok o zaman salıdan pazara kadar her gün oyun var. Salı gecesi gel bizim oyunumuzun ilk gecesi kuliste dedi bir konuşalım seninle dedi. Peki efendim dedim ben. Çıktım gittim geldim evime ne olacak ne bitecek diye çok merak ediyorum. Heyecan içindeyim herkes soruyor annem kardeşim falan ne yaptın demene işte dedim izliyorum provaları. Gittim salı günü dedim ki Gazanfer Bey geldim ben dedim oturuyorum şimdi içeride onlar da ikisi aynı karşısında bakyaçlarını yapıyorlar. Peki ne yapacağız seni dedi. Sen dedi o zaman dedi bir rol çalış dedi bu kadar zamandır izliyorsun tiyatroya oyunu dedi. Bir rollerden birini çalış gel biz de dedi ona göre bakalım senin bir sesini duyalım bir tonlamanı duyalım bir yeteneği.
Peki dedim onu da yaptım gittim çalıştım geldim. Ertesi gün tamam da dedi şimdi ne yapabiliriz ki dedi ben de düşünüyorum dedi. O sırada o söylediğim şey bugün hala gerçekten nasıl bir cesaretle söylediğimi merak ederim. Dedim ki ben aslında bir şey düşündüm dedim şimdi oyunun birinci perdesi.
Şirkette geçiyor üçüncü perdesi şirkette üç perde oyun ikinci perde bir sahil kasabasında bir otel motel bir yerde geçiyor. Malum tipik herkes birbirini orada yakalıyor falan. Dedim ki ben bu otelde Nurten abla vardı otel sahibini oynayan tek başına dedim Nurten abla ben dedim onun yardımcısını böyle odaları temizleyen falan biri olabilirim.
Çünkü dedim ben böyle dedim şiveyle falan da konuşabiliyorum dedim. Nasıl yani dedi yani dedim öyle bir şey yazarsın anladım ben seni bak dedi rolünü de kendi bulurmuş gördün mü sen dedi. Yani aslında profesyonel olarak sahnede ilk oynadığım rol ve karakter kendime aittir. Ve ilk metin yazarımda bir sayfalık rolümün yazarı da Gazanfer Özcan’dır.
Bana bir hafta sonra gönüllü Gazanfer Özcan Antetli kağıda ilk rolümü yazdı ve şöyle dedi. Oyun çıktı ama ben senin rolünü bana tarif ettiğin üzere yazdım. Doğal olarak dedi senin için bütün kadro bir daha provaya girmeyecek zaten karşılıklı benimle sahnen içeri gireceğim odayı soracağım sana sen de söylersin bana dedi.
Şöyle dört beş replikten oluşan ilk rolümü bana Gazanfer Bey yazdı ve benim ilk sahneye çıktığım gece hakikaten bulutların üstünde gibiydim. O sahneye acayip bir atmosfere dönüştü orası hayal meyal hatırlıyorum o heyecanımı.
Aslında tabi ki hikayenin en can alıcı yeri belki ah mesleğe nasıl başladınız ilk sahneye çıkış çok heyecan verici ama bence hikayenin tuhaf yeri detayında gizli. Bu detayı herkes bilmeyebilir o yüzden onu da söylemek isterim.
Ben henüz yeni lise mezunu bir genç kız olarak Gazanfer Bey ve Gönül Hanım’la tanıştığımda henüz konservatuara da girmemiştim. Konservatuvar maceram bir yıl sonra başlıyor çünkü. Bir eve dönüş problemim var akşam Fiyatro Şişli’de biz Kadıköy yakasındayız, Bostancı’da oturuyoruz.
Annem asla izin vermiyor gece geç vakit eve 12’den sonra dönmeme, tesadüfen o zamanlarda hep böyle birilerinin arabaları olur oyuncular birbirlerini, yakın oturanlar birbirlerini bırakır. Benim semtimde oturan kimse de yok, param da yok taksiye binemiyorum. Böyle böyle detaylar var ve ben utanasız kılığa gittim Gazanfer Bey’e dedim ki her şey iyi hoşta. Hocam ben dedim gece uyumdan sonra nasıl eve döneceğim?
Ha dedi evet dedi bu da doğru dedi bu da bir soru. Annem dedim izin vermiyor benim gece otobüslerle eve dönmeme. O zamanlarda öyleydi. Peki dedim ne yapacağız? Tamam o zaman dert değil dedi zaten dedi senin rolünü sonradan yazdık. Rolün de benimle karşılıklı, kimseyle provaya bile girmedik doğru düzgün. Sen dedi sadece Cumartesi, Pazar matinelerde oyna dedi.
Ben sadece Cumartesi ve Pazar matinelerde oynayarak bir sezonu tamamladım ama takdir edersiniz ki bununla kalmadım. Eşe Dost’a bütün yakınlarıma hafta arası suareye bilet alırdım ki ya da davetiye isterdim eğer hakkım varsa ki. Ben onlarla gece tiyatro çıkışı eve döneyim diye. Hakikaten bu enteresandır.
Benimle böyle şaka yaparlardı ve işte sadece hafta sonları tiyatronuzda demet izlemek istiyorsanız diye Rıza abi tiyatroda. Bu benim için en ilginç yanıydı işin ve o rolümü yani Gazanfer Bey’in el yazısını hala saklarım. Benim için değeri çok büyüktür. Onlara bir kez daha sizler aracılığıyla saygılarımı, sevgilerimi ve büyük şükranlarımı iletiyorum.
İşte böyle bir hikaye benim sahneye ilk çıkışım ve tabi ki benim unutulmazım.
Unutulmaz yaşadığımız unutulmaz bize ol Allah yaşar Allah ne sen olur unutulur.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir