“Süper Bilgisayar” Nedir? Ne İşe Yarar?
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=SkHs4W-RXh4.
Hepinize merhabalar ben Ruhi Çenet. 1828 yılından kalma bir sözlülüğe bakacak olsaydık bilgisayar kelimesinin çok farklı bir anlam taşımış olduğunu görürdük. O dönemlerde bu kelime matematiksel hesaplama yapan insanlar için kullanılmaktaydı. Yani kısaca bir meslek grubunu tanımlamaktaydı. Ülkeler arası savaşlarda veya astronomik keşiflerde önem taşıyan hesaplamaları yapan bir meslek grubuydu. Örneğin 1750’lerde 3 insan bilgisayar, H.L. Kuyruklu Yıldızı’nın dönüşünü 2 gün öncesinden hesaplamıştı. Bu tür işleri yapabilmek son derece zaman alıcıydı. İşte elektronik bilgisayarlar insanların bu tür matematiksel işlemlerini hızla yapabilmeleri için ortaya çıkmıştı. Fakat ilk araçlar onlar değildi. Yaklaşık 3000 yıl öncesine dayanan Abacus bildiğimiz en eski bilgi işlem cihazıydı. Abacus’te seli basamakları sağdan sola doğru 10 kart artmaktadır. Çizginin altından itibaren yukarıdan aşağıya doğru 1, 2, 3, 4 rakamlara belirlenmiştir. En üstteki tek baloncuk ise 5 rakamını ifade eder. Örneğin 2345 sayısı bu şekilde gösterilir. Eğer toplama işlemi yapmak istersek sayıların mevcut değerini Abacus üzerinde göstermemiz gerekir. 2345 sayısıyla 5432 sayısını toplamak istersek böyle bir yol üzerinden ilerlememiz gerekir ve işte sonuç 7777 kalır.
Ancak her konuda olduğu gibi matematik konusundaki hırsımız ve anlayışımız da büyüdü. Daha büyük problemlerle karşılaştık ve bu problemleri çözmek için temel muhasebe ihtiyaçlarımızı çözmemizle kullandığımız Abacus’tan daha iyi cihazları ihtiyaç duyduk. Dünyanın ilk elektrikle çalışan bilgisayarı ENYAK, 2. Dünya Savaşı esnasında Amerikalı Bilim İnsanları tarafından inşa edilmişti. Yaklaşık 167 metrekare bir alana sığıyordu ve ağırlığı 30 tondu.
Amaç daha az isabet hatalı uzun menzilli top ve füzelerin hesaplamalarında kullanılmasıydı. O günlerde 60 saniye yol alan bir topun rotasının hesaplanması için yaklaşık 20 saatlik çalışma gerekiyordu. ENYAK bu hesaplama süresini 15 saniyeye indirdi. 50.000 kişinin kağıt kalem ile yapacağı bir hesaplamayı çok kısa bir sürede yapabiliyordu
ve bilgisayar devrimini teşvik eden yegane şey de buydu. Ve bu bilgisayar sadece koca bir odayı kaplayacak büyüklükte değildi. Aynı zamanda bir işletim sistemi yoktu. Yani tek seferde yalnızca bir program çalıştırabiliyordu.
Bir yandan hesap makinesi açıp bir yandan peyntte bir şeyler çizemiyordunuz. Aynı zamanda bir hard diski de yoktu. Hesapladığı verileri akılla tutamıyordu. Tüm bu verilerin tekrar kağıda dökülmesi gerekiyordu. İşte buysa IBM’in ürettiği dünyanın ilk hard diski. Sadece 5 MB bilgisayar aktü ediliyordu. Ki bu da günümüzde bir şarkının boyutu kadar. Bilgisayarların ne olduğuna dair düşüncemiz zamanla değişti.
Günümüzde bir mikrodalga fırın, elektrikli diş fırçası, dijital saat, buzdolabı ve hatta gebelik testi bile bir bilgisayar olarak tanımlanabilir. Thuney isimli Twitter kullanıcısı bir gebelik testini parçalarına ayırdı ve içindeki işlemcinin 4 MHz’te çalıştığını buldu. Bu insanları aya götüren Apollo rehberlik bilgisayarından daha güçlü ve hızlı bir işlemciye sahip olduğu anlamına gelmekte.
Cebinize taşıdığınız telefonlar evlerde ilk kez kullanılan bilgisayarlardan 10 binlerce kat daha güçlü. Elektronik eşyalar hızla gelişiyor. Peki bu sisteme ayak uydurmak için ben neler kullanıyorum? MSI’ın GT76 Titan modeli evde bir masaüstü sisteme gerek duymadan videolarımı 4K montajlayabildiğim dizüstü bilgisayarım. i9 işlemcisi ve Nvidia GeForce RTX 2080 ekran kartıyla 4K videoları montajlayıp en hızlı bir şekilde size ulaştırabiliyorum. Taşınabilir olması ve bir masaüstünü aratmaması bir kenara daha fazla sınır sunması benim için çok önemli. Çok fazla seyahat ediyorum ve seyahat ettiğim yerlerde bazen bir haftadan daha uzun süreler boyunca kalıyorum. Mesela Japonya seyahatim gibi veya haftaya yapacağım Tanzanya seyahatim gibi. İşte bu durumlarda tüm çalışmalarımı yani bir bakıma taşınabilir ofisimi GT76 Titan ile birlikte yanımda götürmüş oluyorum. Bu ise MSI’ın GS66 Stelt modeli.
Bazı seyahatlerim ayakta çok yoğun tempolu geçer ve birkaç gün sürer. İşte bu durumlarda bu modeli yanıma alıyorum. i7 işlemcisi ve Nvidia GeForce RTX 2070 Max-Q ekran kartıyla videolarımı her an her yerde montajlayabildiğim dizüstü bilgisayarım. MSI’ın önceki modellerine göre en öne çıkan özelliği ise batarya kapasitesinin 99.9 olması. Bu değer uçak seyahatlerinde müsaade edilen batarya kapasitesinin en üst seviyesi.
Yani uçak seyahatlerinde de çalışmaya devam edebiliyorum. Normalde bu tarz ince bilgisayarlarda hoparlörler kasanın altında yer alır ve bu durum sesin masanın yüzeyinden yansıyarak kullanıcının kulağına ulaşmasını sağlar. Bu bilgisayar kasasının üzerinde bulunan çıkışlar sayesinde çok daha temiz bir ses sunmakta. Aşağıya bir link bırakıyorum. Bu linkte her bütçe ve ihtiyaç için önerdiğim kasımayı kampanyasına dahil MSI Notebook modellerine ulaşabilirsiniz. Bir de süper bilgisayarlar var. Süper bilgisayarlar ise dünyanın farklı yerlerinde çok farklı amaçlar için kullanılmaktadır. Günümüzün süper bilgisayarları binlerce bağlı işlemciden oluşmaktadır ve hızları son birkaç on yıl içinde kaslanarak artmıştır. 1964 yılında PSA’ya sürülen ilk süper bilgisayar olan CDC6600 saniyede 3 milyon hesaplama yapmak için tek bir işlemci kullanıyordu. Bu kulağa etkileyici geliyor olabilir ama cep telefonunuzdan 10 binlerce kat daha yavaş.
Cebinize taşıdığınız akıllı telefonunuz 1995 yılındaki süper bilgisayarlardan da daha güçlüdür. Günümüzde dünyanın en hızlı ikinci süper bilgisayarı olan Summit ise 36 binden fazla işlemciden oluşuyor ve haliyle 1700 m² zemin alanı kaplıyor. Binlerce bilgisayarın bir araya getirilmesiyle üretilen süper bilgisayarlar gelecekte daha iyi yaşamlara sahip olmamız için var. 2020 yılı itibariyle dünyanın en hızlı süper bilgisayarlar listesindeki birinci ise Japonya’dan Fugaku’dur. Üst performans Linkback hız göstergelerine göre saniyede 415,5 petaflop hızıyla normal bir bilgisayarın 84 yılda yapacağı bir işlemi sadece 1 saatte yapabiliyor. Tüm bu süper bilgisayarlar hayatı her açıdan değiştiriyor. Hava ve iklim eğilimlerini tahmin etmek, nükleer testleri simüle etmek, farmasotik araştırmalar yaparak hastalıklara şifa bulmak,
evreni galaksileri araştırmak veya şifreleme anahtarlarını kırmak gibi. Umarım video hoşunuza gitmiştir. Bir yazılım mühendisi olarak tarihten başlayıp günümüzdeki bilgisayarlara ve süper bilgisayarlara doğru bir anlatım gerçekleştirmek istedim. Bunun gibi teknoloji konulu videoları daha fazla görmek isterseniz bu videoya beğeni atmanız yeterlidir. Ben de böylelikle sizin ne istediğinizi anlamış olur, ona göre videolar hazırlamaya çalışırım.
Yeni videolardan haberdar olmak içinse YouTube kanalıma aşağıdaki linkten abone olmanız yeterli olacaktır. Bir sonraki videoda görüşmek üzere.
Ben Ruhi Çenet.
İlk Yorumu Siz Yapın