Afganistan’da savaş yeni başlıyor
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=nNXnmNdUo6o.
Ve 56 kişi her patlamada hayatını kaybettik. Ve daha çok sivillere yönelik bir saldırılardı bunlar. Ve bunlar terör yöntemleriydi. Ve Taliban bunun varşik şekilde bu yöntemleri kullandı. Sizce Afganistan’daki bu değişim Rusya ve Çin’in arasına açmış olabilir mi? Ve bunlar daha düne kadar birbirlerini öldürmek için çalışan insanlardı. Taliban’ın başa gelmesiyle Afganistan gündeminde hararetli tartışmalara ara verildi.
Bu kadar aranın ardından asıl soruları sorarak olayın perdergasına bakma zamanı da geldi. Korunun uzmanı Esetullah Oğuz’a bağlanarak ülkenin geleceğini konuşalım. Esetullah Bey hoş geldiniz. Öncelikle bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Afganistan’la ilgili yeterince konuyu anlamadığımızın kanaatindeyim.
Sizin gibi bölgeyi en iyi şekilde bilen uzmanlarla bazı konuları açığa kavuşturmak istiyoruz. Öncelikle Afganistan’da savaş gerçekten bitti mi? Yoksa yeni mi başlıyor? Öncelikle beni koruk ettiğiniz için teşekkür ederim. Gerçekten de programınız ilginç ilgiyle izliyorum ben. Soruya gelince şimdi Afganistan’da savaş bir anlamda bitti. Bir savaş bitti. Yeni bir savaş başlamak üzere. Bir savaş bitti derken kastettiğim şey şu.
Taliban’ın son 20 yıldan beri Afganistan’da sürdürdüğü bir gerile savaşı vardı. Bu savaş Taliban’ın iktidara gelmesiyle bitmiş oldu. Şimdi hani Taliban biliyorsunuz 2001’den sonra 2001 ile 2005 yılları arasında ortalıkta yoktu. Pakistan da yeniden örgütlendi ve 2005’te Afganistan’a geri döndü ve yavaş yavaş operasyonlara başladı ve gülümze geldi.
Bu dönemde 2005 ile gülümze kadar olan dönemde de Taliban’ın Amerikalılar’a karşı NATO gücüne karşı sürdürdüğü bir gerile alın operasyonu vardı. Ve bu başlarıyla sonuçlandı ve bu şekilde bitmiş oldu. Biten birinci savaş bu. İkinci savaş başlamak üzere dediğim de şu. İkinci savaş şimdi başta Penşehir Vazisi’nde bir direniş vardı ve bu büyük ölçüde ortalığından kaldırıldı ama
Afganistan’da sadece muhalefet sadece pençeler ibaret değil, Hazaralar var, Özbekler var, Türkmenler var ve diğer gruplar var. İyili-ufaklık ve bunlar zamanla zaman içinde yani yakın bir zamanda örgütlerin tekrar Taliban’a karşı muhalefete başlayacaktır. Ve Afganistan’ın ikinci bir kardeş kavgasına sürüp duracaktır diye düşünüyorum. Çünkü son 20 yılda Kuzeyli gruplar iktidara ortak oldular ve iktidarın nimetlerinden tatlılar ve yararlandılar.
Şimdi Afganistan biliyorsunuz son 250 yıldan beri Teştunlar tarafından yönetilen bir ülke. Bunun iki küçük ististası var. Bir ististası 1929’da. 9 ay boyunca bir tacik çete reisi, Habibullah Sakı anlamında. Bu tacik çete reisi iktidara sahip oldu.
Bir de 1992 ile 94 yıllar arasında Rabani tacik asıllı Mücahit Rabani Cumhurbaşkanı oldu. Onun dışında Afganistan’ın bütün kralları, Cumhurbaşkanları ve liderleri teştunlardan oldu. Ve bu şekilde teştün yönetimindeydi. Ama 2001’den sonra iktidar teştunlarla teştün olmayanlar arasında paylaşıldı. Ve Kuzeyli gruplarda aktif olarak iktidara katıldı.
Şimdi Hazaralar, Tacikler, Özbekler, Birliği ölçüde Türkmenler iktidara katıldılar. Ve iktidarın nimetlerinden faydalandılar. Ve şimdi bu insanlar, bu etki gruplar artık teştunların tek başına Afganistan’a hakim olmasını istemiyorlar. Ve bunun için de mücadele edeceklerdir diye düşünüyorum. Taliban hükümetini ilan etti. Ama henüz hiçbir devlet tanımadı. Sizce neden?
Şimdi Taliban bir terör örgütü bildiğiniz gibi. Terör örgütü çünkü Amerika tarafından terörist olarak ilan edilmişti 2001’den sonra. Ve uzun süre Taliban Amerika’nın terör listesinde kaldı. Birleşmiş milletlerin terör listesinde kaldı. Taliban ve bundan 1 yıl önce, 1.5 yıl önce katli taze görüşmeler başlayınca Amerika Taliban’ı terör listesinden çıkardı ve böylece onlara bir resmiyet, bir meşruiyet sağlamış oldu. Ve bu şekilde Taliban Amerikanlarla görüşmeye başladı. Ama Taliban’ın kullanıldığı yöntemde terör yöntemleriydi.
Mesela son 20 yılda, binlerce kez, büyük kentlerde sivil insanların arasında da pazar yerlerinde, camilerde, iş yerlerinde bombalara patlattı. Ve 50-60 kişi ter patlamadı, hayatını kaybetti. Ve daha çok sivillere yönelik saldırılardı bunlar. Ve bunlar terör yöntemleriydi ve Taliban bunu vahşi bir şekilde bu yöntemleri kullandı. Dünya da bu vahşi bir şekilde tanık oldu.
O yüzden şimdi Taliban bu şekilde iktidara geldi. Taliban’ın bu şekilde iktidara gelmesini kimse beklemiyordu. İnsanlar Taliban’ın yönetimine hazırlıklı değil ve Taliban’ın bu şekilde iktidara gelmesi dünyada şaşkınlık yarattı. Ve şimdi insanlar bir taraftan Taliban Afganistan’ın bir gerçeği, diğer taraftansa şimdi Taliban’ın böyle bir vahşi geçmişi var, çok şiddetli bir geçmişi var. Ve medeni dünya Taliban’ı kabul etmek istemiyor. Taliban’ı kabul etmeden önce Taliban’ın da medeni dünyanın, özgür dünyanın kurallarını kabul etmesi gerekiyor. İnsanlıkları var başta, ondan sonra ulusal hukuku kabul etmesi lazım, demokrasiyi kabul etmesi lazım ve Taliban da bunları kabul etmeye yanaşmıyor. Şimdi iki taraf arasına uzlaşma olmadan Taliban’ın tanıması zor ama bir şekilde bir de şu var.
Yani ülkelerin çıkarlarını belirleyen şeyler çıkarlardır, ulusal hukukalar değil. Bazı ülkeler kendi çıkarlarını ölü plana alarak Taliban ile ilişki kurmaya başlayacaklardır. Mesela Çin buna başladı ama Taliban’ın da yönetimini devam ettirmek için ulusa asya camiye tarafından tanıması gerekiyor. Çünkü Afganistan kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke değil, dış dünyanın finansmanına ihtiyacı var. Dış dünyadan Afganistan’a yardım gelmesi, finansman gelmesi için de yönetimin tanıması gerekiyor. Taliban’ın içinde ayrışmalar konuşuluyor. Son günlerde iç basın Molla biradere suikast girişiminde bulunulduğunu yazıyor. Peki Taliban yönetimi kimleri rahatsız ediyor? Bu suikast girişimlerini nasıl özetlememiz gerekiyor?
Şimdi eski Taliban değil, Taliban tabii ki üniter bir yapma gibi hareket ediyor ama Taliban’ın içinde bir sürü çift fraksiyonlar var. Taliban’ın içindeki iki büyük fraksiyonların birisi bir Kandahar grubu, birisi de Hakkani grubu. Hakkani grubu daha çok Kos, Takya, Canavat bölgesinde yerleşmiş durumda güç merkezi orası. Kandahar grubunda ise Molla, Ömer’in oğullar, Molla biradeler var ve eski Taliban liderlerinin çoğu Kandahar’dan geliyor.
90’lı yıllarda yönetim daha çok Kandahar grubunun elindeydi. 96’iyle 2001 yılları arasında biliyorsunuz Taliban Afganistan’da iktidarda kaldı. Bu dönemde Kandahar grubu daha çok hakimdi yönetime ve şimdiki yeni dönemde Hakkani grubu yönetime ağırlığını koymak istedi. Orada bir anlaşmazlık çıktı ve Molla biradelerinin yaralandığı veya öldüğünü dair söylendiler. Ortaya çıktı ve tabi ki Taliban bunu yananladı ama Molla biradelerinde şu anda ortalıkta yok. Taliban arasında bir bir çekişmesi var sonra Aridan Pakistan askeri istihbareti Aysai’nin başkanı Kavi’ne geldi. İkik durumu uzlaştırdı ve geçici yönetim o şekilde ilan edildi. Şimdi hani ortaya çıkan bir pisteyi halının altına sütürdüler ama bu Erbey’e geç bu pizide tekrar önünüze çıkacaktır diye düşünüyorum.
Pakistan neden baştan beri Peşinunları ve Taliban’ı destekliyor? Pakistan’ın Afganistan’daki hedefi ne? Şimdi Pakistan yaklaşık 40 yılden beri Afganistan’ın yükünü omuzlarında taşıyan bir ülke. Önce Sovyetler Sovyet işgal döneminde yaklaşık 4-5 milyon Afgan mülteci istihbaratı yaptı Pakistan. Onun dışında şu anda da Pakistan en azından 2-3 milyon Afgan mülteci istihbaratı yapıyor.
Ve Afganlar şu ana kadar, yakın zamana kadar elini kolunu sallayarak Pakistan’a gidebiliyordu. Rahatlıkla Pakistan’a gir çıkabiliyordu bize olmadan. Pakistan bunu ses çıkarmıyordu. Yani bunun mutlaka bir karşılığı var tabii ki. Pakistan’ın baştan beri güçlü siyaset şutu Afganistan’da kendisine yandaş bir yönetmenin iktidara gelmesini sağlamaktı. Daha önce bunu mücahid gruplarıyla denedi. Mücahid grupları içinden Gülvedin Hikmetyar grubunu, Gülvedin Hikmetyar’ın başında olduğu Hizmi İslami mücahid grubunu seçti. Ve Hikmetyar tek başına Kavil’de iktidara gelemedi. O yüzden Hikmetyar’dan vazgeçerek Taliban’ını ortaya çıkardı Pakistan ve Taliban’la hedefle gerçekleştirilmiş oldu. 92’yle 96’yla 2001 yılları arasında da. Ama 11 Eylül olayları Taliban’ın bütün isyanlarını alt üst etti ve Pakistan ama bu hedefinden vazgeçmedi. Çünkü Taliban’ın Pakistan’ın baştan beri yapmak istediği Afganistan’da kendi yandaşı olan bir yönetiminin Kavil’de iş başına gelmesi. Çünkü Pakistan’ın karşısında Hindistan gibi çok büyük güçlü düşmanı var. Ve arkasında da küçük Afganistan var. İki arada kendisine sıkışmış hissediyor. O şekilde Hindistan’a karşı arkasına bir şekilde sağlama almak istiyor. Pakistan’ın en büyük hedefi buydu. Bu yüzden de şimdi Taliban’dan vazgeçmedi. Bush’un ilan ettiği teröre karşı savaşta da Amerika’nın yanında yer aldı. Ama bu arada Taliban’ı da koruyup kolladı ve yeniden örgütleyip Afganistan’a gönderdi. 20 yıl boyunca Taliban’ı besledi, büyüttü, organize etti, finansmanını sağladı. Ama Pakistan’ın desteği olmadan Taliban’ın bu kadar bir 20 sene boyunca savaşması mümkün değildi tabi ki. Şimdi Pakistan tekrar amacına ulaşmış gibi görüyor. Evet. Türkiye’nin Afganistan siyasetini nasıl buluyorsunuz? Başarılı mı yoksa başarısız mı? Türkiye’nin Afganistan siyasetinin iki ayağı var. Birinci ayak tüm Afganistan’ı kucaklayan bir siyaset.
Türkiye son derece başarılı. Son 20 yılda Türkiye Afganistan’a 1.1 milyar dolar yatırımı yaptı. Yollar, küfürler, üniversiteler, okullar, ünitler yaptı ve o yüzden Afgan halkı tarafından büyük bir güvenle karşılandı. Afganistan’da tüm etnik gruplar Türkiye’ye çok olumlu yaklaşıyor. Türkiye’yi Afganistan’ın doğusta olarak görüyorlar ve bu konuda Türkiye’nin Türkiye yumuşak gücünü kullanarak büyük bir başarı elde etti.
Bu konuda başarılı ama diğer öte yandan Türkiye’nin bir de genel dostuma ayağı var veya Afganistan küfürlerini destekleyen bir siyaset var. O konuda Türkiye maalesef istediği başarıyı elde edemedi. Bunun da nedeni Türkiye’nin genel dostuma baştan beri yatırım yapmış olması. Genel dostum Afgan Türkler içinden çıkmış bir lider, bir savaşlı ordu.
Genel dostum biliyorsunuz 80’li yıllarda ortaya çıktı. Afganistan ordusu dağılınca Ruslar bir milis ordunu kurmuştu ve milis dışarıdan savaşçı orduyu aldılar. Ve o şekilde genel dostum da başarı ile öne çıkmış ve 10 sene boyunca Rusların yanında kendi halkına karşı savaştı.
Ve sonra genel dostumun çok güçlendiğini gören Necimullah Afganistan’ın son komünist cumhurbaşkanı onun görevden almak isteyince genel dostum taraf değiştirdi ve komünist necim çöktü. Ve genel dostum Cahit Ali tarafına geçmiş oldu. Ondan sonra Türkiye genel dostumla ilişki kurdu ve Türkiye’yle yakınlaşınca genel dostum Türkçülüğü keşfetti ve kendisine büyük bir Türkçü lider ilan etti,
Turancı ilan etti ve o şekilde Türkiye ile ilişkilerini geliştirdi. Ama bu arada da genel dostum Afganistan’da sürekli taraf değiştirerek ziksaklar çizerek çok güvenilir bir müttefik olmadığını gösterdi. Mesela Üst üste çok umutluydu genel dostumdan, Türkiye çok umutluydu ama genel dostum kendi bölgesini koruyamadı. Kaç defa Türkiye’ye kaçmak zorunda kaldı 90’lı yıllarda.
2001’den sonra kurulan yeni yönetimde de genel dostum bir türlü şey yapamadı. Kendini oturtamadığı bir yere sürekli yeni yönetimde olan sorunları yaşadı. Sık sık Türkiye’ye sürgüle gönderildi. O konuda Türkiye maalesef istediği başarıya elde edemedi. Sizce Afganistan’daki bu değişim Rusya ve Çin’in arasından açmış olabilir mi? Evet, şimdi Afganistan’daki değişim tabi ki Rusya, Çin, Hindistan gibi üç büyüklükler güçü, komşu gücü tedivgin etmiş durumda. Amerika’nın çekilmesiyle ortada bir rekabet savaşı başladı. Üç büyük süper güç arasında. Bunlar Amerika’nın bıraktığı boşluğu doldurmak için çaba gösteriyorlar ve şimdi Taliban yönetimiyle nasıl bir ilişki kuracaklarını tam olarak kestirmiş değiller.
Yani Taliban da onlara yaklaşmak istiyor. Tabii ki Taliban’ın içindelik finansman lazım. Dış kaynak gerekiyor. Ve Çin şu anda ilk adama atmış durumda ve tabii Çin ile Taliban’ın yakınlaşmasından Rusya biraz rahatsız. Çünkü Taliban’ın elinde Rusya’ya yakınlığına karşı kullanabileceği bazı araçlar var. Aynı şekilde Çin’e karşı kullanabilicek araçlar da var.
O açıdan büyük güçler yani birbirlerinden güven duymuyorlar, rahatsızlar ve Taliban’ın kendilerine karşı bir silah olarak kullanılmasından tedirginler. Çünkü Taliban’ın içinde biliyorsunuz da’işçiler var, eski El-Kaeda uzantıları var, Uzbekistan İslam Hareketi’nin uzantıları var.
Bunların amaçları tabii ki kendi cihatlarını kendi eski ülkelerine götürmek, Orta Asya’ya, aynı şekilde Uyghur savaşları var. Onlar da Çin’de birtakım bir şeyler gerçekleştirmek istiyor. O açıdan gerek Çin, gerek Rusya, gerekse Hindistan. Taliban’ın şu anki adi tarihlerinin içinde tedirgin ama bunu nasıl Taliban’a nasıl kullanılabilecekleri veya Taliban’la nasıl işbirliği yakınlayabileceklerinin konusunda şu anda kararsız gibi görünüyorlar tedirgin.
Yani bu önümüzdeki günlerde belli olacak bir konu. Orta Asya Cumhuriyetleri, Afganistan konusunda uzun zamandan beri Afganistan’a çok fazla ilgi göstermediler, uzak durdular ve bizi ilgilendirmiyor. Afganistan, Orta Asya isterse istese de istemese de komşu Orta Asya’ya ve Afganistan’da olan yangın mutlaka Kazakistan’ı da Kırgınistan’ı da Tajikistan, Antropinistan’ı da etkileyecekler.
Ve şimdi Afganistan’daki olaylarla Orta Asya Cumhuriyetlerinin çok yakından ilgilenmesi gerekiyor. Oradaki soydaşlarına sahip çıkması lazım. Mesela Tajikistan konuda ilk adım mı attı orada Taliban’ın tek yönlü iktidarını kabul etmediğini söyledi. Aynı şekilde Özbekistan’da özbeklere sahip çıktı.
Şimdi diğer Orta Asya Cumhuriyetler de aynı şekilde bu şeye bir şekilde müdahale olmaları lazım. Afganistan’da barışın gelmesi için ve Afganistan’da geniş tabanlı bir yönetimi kurulması için çaba gösterebilmeleri gerekiyor. Çünkü Afganistan’da barışın sağlanması, Orta Asya’da da barışın devam edeceği anlamına geliyor. Afganistan’da yargı devam ederse, bundan herkes zarar görecekler diye düşünüyorum.
Bir sürü insan Afganistan’da barış mümkün mü diye soruyorlar. Çoğu insan da Afganistan’da kanıncı barışın mümkün olmadığını düşünüyor. Ben Afganistan kökenli bir Türkmen olarak Afganistan’da barışın mümkün olduğunu düşünüyorum.
Niye derseniz Afganistan biliyorsunuz 40 yılda bir savaş içinde yani değişik grupları hakim oldu Afganistan’a. Afganistan’ın her bir bölgesinde bir savaş kurduğu hakim oldu ama hiç bir etnik grup bölünme, parçalanma lafını ağzına almadı. Mesela Türkmenler, Özbekler veya Tacipler, Afganistan’la ayrı Tacikayız. Taciksizmlerle birleşme, Özbekistan’la birleşme veya Türkmenizmlerle birleşme gibi lafı ağızlarına almadılar.
Yani Afganistan’da bir birlik uykusu var. Bir de Afganistan’ın daha yakın zamana kadar devam eden parlamentosu var. Ona baktığımız zaman 250 üyesi var Afgan parlamentosunun.
50-60 kadar üyesi parlamenter kadındı, modern kadınlar. 50-60 tane milletvekili eski Taliban komutanlarından oluşuyordu. 50-60 kadar milletvekili eski mücahit komutanları ve 50-60 kadar milletvekili de eski komünistlerden oluşuyordu.
Ve bunlar daha düne kadar birbirlerini öldürmek için çalışan insanlardı. Ve şimdi 20 yıl boyunca bu insanlar tek parlamento çatısı altında oturup Afganistan’ın geleceği için çalıştılar. Bu şu anlamı geliyor. Afganistan’da Afgan etnik gruplar arasında hiçbir sorun yok, düşmanlık yok. Şimdi Afganistan’ın sıkıntısı yabancı müdahaleler. Dışarıdan bazı ülkeler belli grupları destekleyerek öbür grubun üzerine sürüyor. Bu şekilde vekaratlı savaşları Afganistan’da sürerek gidiyor. Yani dış müdahale olmadığı zaman Afganistan’da kalıcı barışı yapmak mümkün. Ben hep şunu iddia ettim. Afganistan’daki savaş, Afganistan’daki ateş yani kendi haline bırakılırsa kendiliğinden sölecek.
Ama ne zaman ateş dönmek üzereyken dışarıdan birileri kovalarıyla üzerine benzin döküyor ve ateşin tekrar alevlenmesini sağlıyor. Mesela Pakistan’ın müdahalesi olmasaydı, Pakistan’ın desteği olmasaydı bugün Afganistan’ın taliban diye bir derdi olmayacaktı. Yani Afganistan’a dış müdahalelerini kesilmesi lazım. Afganistan’a barışın gelmesi için Afgan gruplar arasında herhangi bir sıkıntı yok.
Evet, çok teşekkür ediyoruz zaman ayırdığınız için.
İlk Yorumu Siz Yapın