İnsan Eliyle Yapılmış En Büyük Proje: ÇİN SEDDİ
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=2iOA9CyucFU.
İNTRO Olağanüstü bir kudret. Acımasız hükümdarlar. Kanlı suikastlar. Yapımında bir milyondan fazla işçinin öldüğü bir duvar.
Bu hikaye Çin tarihinin en büyük hikayesi. Korku, kan ve alın teriyle yazılmış bir hikaye. İnsanlığın bugüne kadar inşa ettiği en büyük, en zorlu yapı. Dünyanın yedi harikasından biri. Büyük Çin Seddi. İNTRO Tarih, milattan önce 221.
Çin Şihuan adında acımasız ama güçlü bir kral, çevresindeki tüm devletleri hakimiyeti altına alarak, kendi adıyla anılacak olan Birleşik Çin Devleti’ni kurdu. Çinliler ilk defa İmparator Çin sayesinde bir araya gelmiş ve ortak bir kültüre kavuşmuşlardı. Fakat bir sorun vardı. Yüzlerce yıldır çözülemeyen büyük bir sorun. Kuzeyliler. Bozkır’dan gelen sert, hızlı, gözü kara ve ne istediğini bilen atıllar. İyokçular. Türk ve Moğol kabileleri. Bir anda gelip her şeyi alıp gidiyorlar. Onlara dur diyebilecek bir güç yok. Çin İmparatoru Çin Şihuan, ülkesinin çeşitli şehirlerine yapılan bu yağmaları önlemek, en azından yavaşlatmak için bir plan kuruyor. Büyük bir duvar inşa ettirme planı. İşte Çin Seddi’nin sistemli inşaatı böylece Türk ve Moğol baskınlarından korunmak için yapılmaya başlandı. Fakat o güne kadar dünya çapında yapılmış en büyük inşaat projesini hayata geçirebilmek için ne yeterli para ne de yeterli organizasyon gücü vardı. Çin yeni bir devletti. Bu nedenle İmparator acımasız bir planı ortaya attı. İnşaat hattı yakınında yaşayan bütün çiftçileri, ülkedeki mahkumları, sürgün edilmiş olan tüm asilzade aileleri bu inşaatta çalışmaya zorladı. İlk duvarlar geleneksel Çin inşaatı usulünce sıkıştırılmış topraktan yapılsa da inşaatta çalışan işçiler o kadar zor şartlarda hayatta kalmak zorundaydı ki
çölün sıcak güneşinde, karlı havanın dondurucu soğuğunda, uzun ve ağır çalışma şartları altında bir çoğu öldü. Çin halkı için öylesine bir zulümdü ki birçok Çinli bu baskıdan kurtulmak amacıyla Türk ve Moğol kabimlerinin tarafına geçti. Ölenlerin ise devlet için Abaküsteki sayılardan daha fazla önemi yoktu.
Bugün bile Çin Seddi’nin inşaatında ölen Çinlilerin çektikleri acılardan dolayı birçok tapınak hala o günlerin acısını geleneklerinde, dualarında yaşatmaya devam ediyor. İmparator Çin Şi Huang zamanında başlayan bu devasa proje neredeyse 2000 yıl boyunca aralıksız devam edecek ve 8.851 km yan uzantılarıyla beraber de 21.000 km uzunluğa erişecek. Biz ana hatta bakalım, yani 8.851 km’lik uzunluğa. Bunu şöyle düşünün, bir uçtan bir uca ülkemiz Türkiye 1575 km, yani neredeyse Türkiye’nin 6 katı uzunluğundaki dev bir duvardan bahsediyoruz.
Günümüzde ise yılda 50 milyon turist bu akıl almaz surları ziyaret ediyor. Kudretli imparator Çin Şi Huang öldüğü zaman kendine akıl almaz bir mezar yaptırdı. Böyle bir mezara Mısır Firavunları bile sahip değildi. İçerisinde binlerce heykel asker, kralın sonsuz hayatında onun koruyuculuğunu yapıyor.
Terakota ordusu olarak bilinen bu askerler bir ordunun tüm bölümlerinden oluşuyor ve her biri gerçekçi sanat eserleri. Bunun dışında kralın mezarına kendisiyle beraber gömülen birçok cariyesinin de özel bölümü var. Cariyeler henüz genç yaşta buraya gömülmek için zehir içmek zorunda bırakılarak öldürüldüler. Kralın mezarında civadan yapılan nehirler, yıldızları canlandıran tavan işlemeleri ve daha niceleri var. İmparatorun ölümünden sonra yaşanan taht kavgaları nedeniyle Çin yeniden zayıfladı ve Türk-Moğol kabileleri ülkenin ortalarına kadar ilerlemeye başladı. Çin settiği pek de işe yaramamıştı. Hatta Bozkır askerlerini yavaşlatmamıştı bile.
Bu işgalleri önlemek için bu seferde Çinliler evlilik bağırkurmayı planladılar. Birçok Çinli ve Türk prenses iki ülke arasındaki diplomatik evliliklerin bir parçası oldu. Çin’in şaşalı ve renkli şehir hayatından kopan prenseslerden biri bu durumu şöyle anlatıyor. Ailen beni dünyanın uzak köşesinden biriyle evlendirip yabancı bir ülkeye gönderdi.
Duvarları keçeden yapılmış yuvarlak çadır benim sarayım. Tek yiyeceğim kurutulmuş et, içeceğimse kımız. Sürekli ülkemi düşüyorum, kalbim parçalanıyor. Evine dönen sarı kuğu olmak isterdim. Süreç içerisinde toplamda yirmi farklı krallık Çin settiğine eklemeler ve geliştirmeler yaptırdı.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, asla uğraşmamaları gereken bir adamdan vergi istediler. Bu adam tarihte yaşamış en büyük askeri dha olarak kabul edilen Moğol İmparatoru Cengiz Han. Cengiz Han Çin settiğini dört koldan açtı, Çin’in Doğu kıyılarına kadar birçok yeri yakıp yıktı. Pekin’i yerli bir etti ve ülkedeki büyük zenginlikleri alıp geri döndü. Bir süre sonra da Moğollar Çin üzerinde uzun yıllar sürecek bir hakimiyet kurdu. Kısaca büyük Çin setti, Orta Asyalı kavimleri durduramamıştı. Halbuki bu duvar öyle zor yerlerden geçiyordu ki, bırakın buraya inşaat yapmayı, düşmanın bile bu dik uçurumları aşması neredeyse imkansızdı.
Baksanıza Çinli ustalar insanoğlunun aşmakta bile zorlanacağı yerlerden böylesine büyük bir duvarı nasıl da beceriyle geçirmişler? Bir efsaneye göre büyük bir ejderha Çin ustalara duvarın yapılacağı yolu göstermiştir. Bu nedenle Ejderha duvarı olarak da bilinir. Tabi ki bu sadece efsane. Gerçek olansa başarılı mühendislik ve bedelini kanla ödeyen işçiler. Ancak Seddin yapılışında Çin’in geleneksel ejderha motifinden önemli ölçüde faydalanıldığı ve bir ejderha’ya benzetildiği olgusunu da reddedemeyiz.
Duvarın kalınlığı genellikle 7 metre, yüksekliği ise 6 ile 10 metre arasında değişiyor. Bugün turizme açık olan en önemli bölümleri ve genel itibariyle diğerlerine nazaran daha büyük olan sur kısımları 1368-1644 yılları arasında hüküm süren Ming Hanedanı tarafından yapılmıştır.
Bu tarihlerde artık Çin’de bir Moğol istilası yoktu. Ancak Moğollar hala etkin bir güçtü ve her an Çin’e saldırabilirlerdi. Yani Çin Seddin’in bugün gördüğümüz 2500 kilometrelik bölümü Moğollar yeniden gelebilir korkusuyla yapılmıştır. Çin Seddin’in uzunluğu ve amacı göz önüne alındığında her daim üzerinde 1 milyondan fazla askerin görev yapması gerekiyordu. Peki bu bir 1.5 milyon kadar asker nerede yaşayacaktı? Bu sorunun cevabı duvarların kendisinde yatıyor. Çünkü Çin Seddin’in üzerinde 10 bin gözetleme kulesi var. 10 bin! Bu kulelerin bir çoğu aynı zamanda askerlerin konaklayabileceği şekilde yapılmış. Ayrıca 1000 kadar da haberleşme kulesi mevcut.
Uygun hava şartlarında flamalarla ya da dumanla haberleşiyorlar. Her flama 500 düşman askerine denk geliyor. Bu sayede kuleler arasında hızlı bir iletişim kurulmuş ve ana ordu karargahına dakikalar içinde haber verilmiş oluyor. Çin Seddin’i düz bir duvar olarak düşünmeyin. Önemli yerlerinde birçok yapı hatta Sed için kurulmuş şehirler bile var.
Bir arkeolojik çalışmaya göre Seddin tüm uzantıları toplamda 21 bin kilometrelik bir uzunluğa sahip. Dünyamızın çevresinin 40 bin kilometre uzunluğunda olduğunu düşünürsek dünyayı yırılayacak kadar bir uzunluktan bahsediyoruz demektir. Çoğu zaman savaş manzaralarıyla dolu olan büyük duvar bazı günlerde kanlı idam olaylarına da ev sahipliği yapıyordu. Moğolların ilk defa Çin surlarına dayandığı yıllarda Çinliler Moğol esirleri duvarın üstünden atıyor, onları yakarak bir meşale gibi düşmana korku salmak için kullanıyorlardı. Moğollar ise bu Sedde saldırırken vahşi ama zekice bir taktik kullandılar.
Surlara esir aldıkları Çinli sivillerin öncülüğünde yaklaştılar. Surlara tırmanmak için kullanılacak olan merdivenleri ya da mancınıkları sivil Çinliler taşıyor bu durum surlardaki askerlerin ve şehir halkının moralini kötü etkiliyordu. Hatta bir keresinde Cengiz Han surlara saldırmak yerine farklı bir taktik uyguladı. Beklemek. Şehri kuşattı ve içerisindeki insanların açlıktan ölmelerini bekledi.
Sonra da hayatta kalanları kılıçtan geçirdi. Olaylara şahit olan bir yazar şöyle anlatıyor. Şehir dizlerimize kadar insan bedeninden akan yağ ve kanla doluydu. Moğolların yaşattığı bu korku, 1600’lü yıllarda bile Çinli kralların duvar inşaatına devam etmesine neden olmuştur ve bence haklıydılar da.
Çin Seddi’nin yapımında kullanılan harcın içinde insan kemiklerinin olduğu söylenmektedir. Tabii ki de bu doğru değildir. Duvarın yapımında toprak, ahşap, tuğla, kil, pirinç ve kireç gibi o günün şartlarında bulunabilecek malzemeler kullanılmıştır. Tabii ki orayı dünyanın en uzun mezarı olarak adlandırabiliriz. Çünkü söylediğimiz gibi 1 milyondan fazla işçi yapımında ölmüştür.
Ayrıca uzaydan görülmesi tamamen efsanedir. Hiçbir insan yapımı uzaydan görülememektedir. Bu duvarlar savaş amacıyla en son 1938’de Japonya ve Çin arasındaki savaşlarda savunma hattı olarak kullanılmıştır. Çin Seddi bugün dünyada en çok turist çeken yerlerin başında geliyor. Örneğin Çin’in kuruluş günü olan bir ekimde 8 milyon kişi Seddi ziyaret etmişti. Sadece bir günde. Tabii ki salgından önceki yıllarda. Duvarların ayakta kalan kısımları restore edilmeye çalışılıyor. Ve bu çalışmalar ilk Çinli işçilerin yaptığı yöntemlere benzer şekilde yapılıyor.
Tabii ki uzunluk ve projenin maliyeti düşünüldüğünde Çin devletinin bu surları korumaya ayırdığı 100 milyonlarca doların yanı sıra UNESCO ve Avrupa Birliği’nin de önemli desteğini unutmamak gerek. Çin Seddi’nin en önemli etkilerinden biri Türk ve Moğol tarihini şekillendirmesi hatta Türklere, Moğollara ve Çinlilere bir kimlik kazandırmakta büyük pay sahibi olmasıdır. Unutmayın ki bu duvarlarda bizim de atalarımızın kanları var. Tıpkı Moğolların, Çinlilerin ve daha nicelerinin olduğu gibi.
Bu nedenle Çin Seddi Türkler için her zaman ayrı bir öneme sahip olmuştur. Ve belki bir gün siz de gitme şansını bulur, tarihimizin binlerce yıllık geçmişini Çin topraklarında hiade edersiniz.
İlk Yorumu Siz Yapın