"Enter"a basıp içeriğe geçin

İnsanlık Tarihinin En Zekice Yönetilmiş Savaşı (Simülasyon)

İnsanlık Tarihinin En Zekice Yönetilmiş Savaşı (Simülasyon)

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=7RJ3Yi_PrKI.

Herkese merhaba ben Sümeyra Çenet. Bir önceki videomda size Sezar’ın hayatını anlatmıştım. Şimdi ise Sezar’ın nasıl bir deha olduğunu anlamak için gelin onun geçmişte yönettiği bir savaşı birlikte inceleyelim. Milattan önce 52 yılında gerçekleşen Alesya Muharebesi, General Sezar’la Galyalı lider Versunci Torix arasında gerçekleşmişti. Versunci Torix, Roma ordusundan sayıca biraz daha kalabalık olan ordusunu, yüksek bir tepede bulunan avantajlı, terk edilmiş bir kaleye çekti.
Ardından etraftaki müttefiklerine, kulaklarıyla mesajlar yollayıp yardım talep etti. Daha yüksek bir noktada konuşulan ve sayıca fazla olan Versunci Torix’in düşüncesi şuydu. Eğer Sezar kaleye saldırma gibi bir ahmaklık yaparsa, Sezar’ı ve ordusunu parçalara ayırabilirdi. Eğer Sezar saldırmak yerine, o civarda bekleme gibi bir ahmaklık yaparsa, Versunci Torix müttefiklerinin desteği gelecek ve Sezar bir yerine iki orduya karşı mücadele edecekti.
Burada Versunci Torix’in ordusunun gücünü Dora’a çıkarmak için elinden geleni yaptığını görebilirsiniz. Ayrıca iyi beslenen Galyalı askerlere karşı, Romalıların kesin bir erzak hattı yoktu ve savaş Galya topraklarında gerçekleşiyordu. Peki Sezar ne yaptı? İlk adım olarak, alışılmışın dışında bir şekilde kalenin etrafını askerlerine inşa ettirdiği surlarda sardı.
Surları inşa ederken erzak kaynakları daha da azalıyor ve askerleri hali hazırda düşmanla aralarında bir engel niteliği taşıyan kale duvarlarının etrafına neden daha fazla duvar ördüklerine bir anlam veremiyordu. Sezar’ın kuvvetleri sayıca daha azdı. Düşman bölgesinin içindelerdi ve takviye halkları sallantıdaydı. Ayrıca düşman bölgesinde oldukları için Galli bir ordu her an her yerden çıkıp gelebilirdi.
Sezar kendisini tehlikeli derecede korunmasız bir konuma sokuyordu ve bunun farkındaydı. 18 kilometre uzunluğunda ördürdüğü bu duvar iki katlı bir bina yüksekliğindeydi. Sezar ikinci adım olarak arkasını döndü ve tüm ordusunun geçebileceği kadar geniş bir boşluk bırakarak dışa dönük başka bir duvar daha inşa etti ve bütün bunları sadece birkaç hafta içinde tamamladı. Sezar’ın kimsenin anlam veremediği bu yaptıkları aslında dehasının kendisini göstermeye başladığı yerdi. Savaşın başında Wörtsingit Oryx’in tepedeki kaleye geçerek Sezar’ı çaresiz bir konuma soktuğunu anlatmıştım. Öyle ki sayıca üstün ordusuyla Sezar’a korunaklı kalesinden saldırabilecekti. Ya da Gallia topraklarında geçen bu savaşta kalede bekleyip ulaklarıyla destek amaçlı çağırdığı ikinci ordusuyla Sezar’ı sıkıştırabilecekti. Ama Sezar imkansız gözüken bu durumda kendisine üçüncü bir seçenek yaratıp kendi kalesini inşa ederek Wörtsingit Oryx’in taktiksel avantajını sinsice kendisine geçirdi. Bu yeni durumda eğer Wörtsingit Oryx kaleden çıkmak isterse Sezar’ın güçlü savunmacu pozisyona saldırması gereken kendisiydi. Aradan birkaç hafta geçti. Gallia’lıların destek için çağırdığı ve devasa olan ikinci orduları geldi.
Artık toplam Gallia’lı sayısı Romalılar’ı neredeyse üçe katlıyordu. Gallia takviye birlikleri daha ilk günden harekete geçmişti. Sayıca çok fazla olan süvari birliklerini ön saflara yerleştirdiler. Böylece bu birlikler arkalarındaki okçulara hem kalkan oldular hem de onları gizlediler. Tarih boyunca her zaman muhteşem süvarilere sahip olan Gallia bu birlikler Romalı süvarilerden her yönüyle üstünlerdi.
Dolayısıyla takındıkları tutumda oldukça saldırgan oldu. Düşman ilerleyişini durdurmaları için Sezar Romalı süvarileri gönderdi ve yoğun süvari çarpışması bütün gün sürdü. Romalılar üstünlüğü ele geçirdiklerini düşündükleri anda Gallia süvariler okçularının menziline geri çekiliyor ve Romalılar ağır bir ok yağmuruna yakalanıyordu. Bu sırada Wörtsingit Oryx’in kuvvetleri de ilerledi ve iç duvara saldırmak için hazırlandılar.
Ama bir türlü fırsat bulamadılar. Sezar’ın süvarileri ise yeniden toplanıp son bir çaba ile bir tepeye çıktığı arkalarından takip eden Gallia’lı süvarileri tuzağa düşürüp yokuş aşağı hücum ettiler. Ve sonunda düşman süvarilerini tepedeki yükseklik avantajlarıyla korkutup tamamen geri çekilmelerini sağladılar.
Böylece Romalılar kolayca katledilen Gallia okçularının saflarına da saldırma imkanını buldukları için tüm okçuları tek seferde kestiler. Sonuç olarak Romalılar daha az sayıda ve dezavantajlı olmalarına rağmen bir şekilde o gün Gallia süvarilerini alt etmeyi başarmışlar ve o akşamlık çekilmelerini sağlamışlardı.
İkinci gün olaysız geçti fakat ertesi gece her iki yönden Roma defans hattında tek bir noktaya odaklanan sürpriz bir saldırı başladı. Mark Anthony isimli genç bir adam bu noktayı kahramanca komuta etti ve Sezar’ın gözleri önünde onun liderliği günü kurtardı. Duvarın her tarafından destek birlikleri çağırılmıştı ve Romalılar o geceyi zar zor atlattılar.
Sezar yeteneği görünce anlardı. Bu yüzden hayatının geri kalanında Anthony onun sağ kolu olacaktı. Ertesi sabah Gallialılar duvarın doğusunda bulunan küçük bir tepeyi keşfedip ele geçirerek duvarı en zayıf gördükleri bu noktasından tüm güçleriyle saldırdılar. Bu saldırının komutası Versin Cytoryx’in kuzenindeydi. Aynı zamanda dış duvarın her noktasında ufak savaşlar yaparak Romalılar’ın dikkatlerini dağıtmayı amaçladılar. Sezar ise yedekte duran 500 adamının komutasını bizzat eline alarak bu birliklerle düşmek üzere olan diğer birliklere geçici desteklerde bulundu. En sonunda Versin Cytoryx neler olduğunu fark etti ve çabucak toparlandı. Elindeki bütün adamları zayıf Roma hattı boyunca belli noktalara saldırtarak yarıp geçmeye çalıştı. Gallialılar tam olarak yapmaları gerekeni yapıyordu. Romalılar’ın sayısal dezavantajlarını maksimuma çıkarmak için Roma hattının yayılıp incelmesini sağlamak, sonra da duvarı yarıp savunmayı çökertmek. Sezar neler döndüğünü anladı ve elindeki bütün yedek birlikleri duvarın bu bölmesine gönderdi. Sezar tamamen kendini adamış ve Versin Cytoryx’in aşağı bölgedeki çıkışa engellenmişti. Abluca altındaki Versin Cytoryx taktiğini değiştirip iç duvarın tamamına saldırdı. Böylece artık Sezar’ın ordusu tamamen sarılmıştı. Aynı anda pek çok yönde savaşıyorlardı. Romalılar’ın durumu kötüleşmeye başlamıştı. Versin Cytoryx’in kuzeni bayır aşağı saldırıp duvarı yarmayı başarmış ve Gallialılar Roma savunmasına akmaya başlamışlardı. Buna karşılık Sezar, bizzat kendi askerleri arasında at sürdü ve dayanabileceğini düşündüğü her birlikteki fazla askerleri seçip duvardaki gediye yolladı.
Topladığı 6.500 adam etten bir duvar oluşturdu ve bütün Gallia ordusunu dar alanda yerinde tutmayı başardı. Sıradaki adımda Sezar, boşta bulduğu süvarilerini alıp duvarın başka bir kısmında olan bir savaşa yöneldi. Ve o noktada duvarı dışarı doğru delerek küçük bir grup halinde olan Gallialıları püskürttü.
Daha sonra aynı süvariler duvarın hizasında ilerleyerek duvarın etrafındaki tüm Gallialıları arkadan temizleyip duvarın delindiği diğer kısma ulaştı. İçeri giren Gallialılar küçük tepeyi bırakınca Romalı süvarilerin tepeden aşağı hücum ettiklerini görüp paniklediler. Halbuki bu Sezar’ın oynamak zorunda kaldığı son kartıydı ve işe yaraması için dua ediyordu. Birçok Gallialı kaçmaya çalıştı ama artık çok geçti. Romalı süvariler kendilerinden sayıca fazla olan ikinci Gallia ordusunu kuşattılar ve çoğunu ya kılıçtan geçirdiler ya da esir aldılar. Gallia ordusunun geri kalanı da bunu görünce geri çekildi. Nihayetinde Roma piyadeleri Versinci Torix’e odaklanabildi. Kaleye geri püskürtülen Versinci Torix’e ertesi gün çaresizce teslim oldu. Bu olaydan sonra Romalı askerlerin Sezar’ı yolun sonu ölüm dahi olsa büyük bir sadakatle neden her yerde ve her türlü koşulda takip ettiklerinin sebebini anlayabilirsiniz. Sezar diğer generallerin aksine askerlerin el tırnaklarının uzunluğu, kıyafetlerinin temizliği, yürüyüş şekilleri gibi saçmalıkları veya klasik savaş prensiplerini önemsemiyordu. Tüm bunları onun yerine yapabilecek muhteşem birlik liderleri vardı.
O daha önemli detayları düşünür, büyük çerçeveyi görürdü. Düşman o an kendisinin ne yapmasından çekinirdi. Düşmanın anlık olarak avantajları ve dezavantajları nelerdi? Kendi avantajlarını en verimli şekilde nasıl değerlendirebilirdi? Düşmanı nasıl yorabilirdi? Düşmanla çarpışırken güneş ışınlarını nasıl onların yüzüne çevirebilir ve böylelikle onların görüş kapasitesini azaltabilirdi? Düşmanı nasıl çamur içinde savaşmaya zorlayabilirdi?
Ya da kahvaltı yapmadan nasıl güne başlamalarını sağlayabilirdi? Caesar’ın askeri ve politik yetenekleri fırsatçı karakteriyle birleşince bu durum ona ve imparatorluğa karşılaştıkları olaylardaki en ufak avantajları bile değerlendirmelerini sağlattırdı. Bir önceki videomda size Caesar’ın hayatını anlatmıştım. O videoya gitmek için buraya tıklayabilirsiniz. Yeni videolardan haberdar olmak için de kanala abone olmayı unutmayın.
Hoşçakalın.
Altyazı M.K.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir