İran’ın Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad kimdir?
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=G2zdLkRIvPA.
O İran’ın 6. Cumhurbaşkanı. İki defa İran’a liderlik etse de son seçimlere katılamadı. Ama iç ve dış politikada bıraktığı kalıcı izlerle İran’ın yakın tarihindeki en önemli isimlerden biri olmayı başardı. Karşınızda İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmeti Nejad’ın profili. Mahmud Ahmeti Nejad 28 Zekin 1956’da İran’ın Aradan köyünde farz kökenli bir ailede dünyaya geldi. Ailesinin ekonomik durumu çok da iyi değildi. Babası evi demircilik yaparak geçindiriyordu. Çok zeki bir öğrenciydi. Üniversite giriş sınavında 132. oldu. İran Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği bölümünü kazandı. İlerleyen yıllarda aynı üniversitede trafik ve ulaşım alanında doktora yaptı. Öğrencilik hayatı oldukça hareketliydi. Siyasete ilgisi de aynı dönemde başlamıştı. O yıllarda öğrenciler arasındaki pek çok harekete katıldı. Hatta Batı medyası tarafından Ahmeti Nejad’ın 4 Kasım 1979’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Tahran Büyük Elçiliğini basan grup arasında olduğu da iddia edildi. Yaşanan baskında 52 Amerikalı rehine 444 gün boyunca elçilik binasında rehin tutulmuştu. Rehineler burada kabus gibi günler geçirdi. Amerika Birleşik Devletleri İran ilişkilerini derinden sarsan ve etkileri bugün hâlâ hissedilen eylemin amacı ise İran devrimine destek vermekti.
Bu iddianın gerçek olup olmadığı hâlâ netleşmiş değil. Ahmeti Nejad’ın gençlik yıllarında işkenceci olduğuna ilişkin iddialar da bulunuyor. Yaptığı işkencelerde Mirzai adını kullandığı, Mirzai denen bu şahsın keçileri konuşturmak için ayaklarını matkapla delme ve tutuklunun arkadaşının kafasına sıkmak gibi eylemlerde bulunduğu ve o olduğu iddia edilen işkencecinin eşgalinin Ahmeti Nejad’ın gençlik fotoğrafıyla uyduğu söylentiler arasında.
Mezun olduktan sonra 1980’de akademik hayatı başladı. Profesör derecesine kadar yükselen Ahmeti Nejad, 10 yıl boyunca öğretim üyesi olarak görev yaptı. Asıl mesleği, inşaat mühendisliği olsa da kamu görevleriyle birlikte kendisini siyasi sahnesinde buldu. 3 Mayıs 2003’de Tahran Belediye Başkanlığı yaptı. Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde muhafazakar politikaları sebebiyle eleştiri topladı. Belediye Başkanlığını 2005’e kadar devam ettirdi. Ardından Erdebil eyaletinin valisi oldu.
Ard ardı 8 yıldır İran’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Muhammed Hatemi’nin 2005’te Cumhurbaşkanlığı süresi doldu. Ardından da İran’da seçim dönemine girildi. Ahmeti Nejad hiç bu vakit kaybetmeden seçimlere adaylığını koydu. O önce İran’ın yerel seçimlerini, ardından İran’ın parlamento seçimlerini kazanmış bir figür olarak hızla yükseliyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda oylar Ahmeti Nejad ve bir diğer güçlü aday olan Galibaf arasında bölündü.
2005’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundaysa Raf Sanciani’ye karşı %61,69 oy alarak seçimden zaferle çıktı. 3 Ağustos 2005’te Hatemi’nin boşalttığı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan 6. Cumhurbaşkanı oldu. Onun Cumhurbaşkanı seçilmesi muhalefetin seçimlere hile karıştırdığı yönündeki iddialarını da beraberinde getirdi.
Her ne kadar hile iddiaları dinlendirilse de İslamcı, popülist ve muhafazakar bir lider olan Ahmeti Nejad’ın İran’da giderek yükselen bir isim olduğu ortadaydı. O Cumhurbaşkanı oluşunu yeni bir İslam devrimi olarak nitelendiriyordu. Ahmeti Nejad’ın İran’ın yeni lideri olması dünya basınında geniş yer buldu. Çünkü onun Cumhurbaşkanı oluşuyla 24 yıl sonra ilk defa İran’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna molla olmayan biri oturmuş oldu. Tam anlamıyla batı karşıtıydı. Cumhurbaşkanlığı yaptığı süre boyunca Amerika Birleşik Devletleri’ne ve Birleşmiş Milletlere karşı ılımlı bir politika yürütmedi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarında batıyı hep ağır bir dille eleştirdi. Bu kürsüden yaptığı ses getiren bir konuşmasında İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı sarf ettiği sözler, batılı diplomatların salonu terk etmesine sebep olmuştu.
İran’daki siyasi tutukluların ne zaman salınacağı yönündeki bir soruya cevaben Amerika’daki siyasi tutukluları işaret etmesi, Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyesinin sahip olduğu ayrıcalıkların neden İslam dünyasına da tanınmadığını sorgulaması bu tutumuyla ilgili en somurt örnekler olarak karşımıza çıkıyor. Batı’nın uyarılarına rağmen ülkesinin nükleer programından ödün vermedi. İran’ın nükleer programına sürdürmesi gerektiğini savunuyordu. İsrail Filistin meselesinde de Filistin’in yanında yer alıyordu. Yahudi soykırımını ise reddediyordu. Bir konuşmasında Yahudi soykırımı diye bir şey uydurdular. Şimdi Yahudi soykırımı efsanesini Allah’tan dinden ve peygamberlerden daha üstün tutuyorlar demesi dış ülkelerden tepki almasına sebep olmuştu. 2009’da onu tekrar siyasi sahnesinde gördük. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yeniden aday olduğunu açıkladı. Seçim sonuçlarına göre Ahmeti Nejrad’ın sandıktan yeniden zaferle çıkmasının ardından İran halkı sokaklara döküldü. Ahmeti Nejrad’ın gösterilere tutumu sert oldu. Devrim Muhafızlarının protestoculara sert müdahalesine göz yumdu. Bu protestolar esnasında birçok kişi hayatını kaybetti. Ama o hayatını kaybeden kişilerin CIA, Mossad ve MI6 tarafından iç kargaşa çıkarmak için öldürüldüğünü söylüyordu. Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri ise Ahmeti Nejrad’a geleneksel tebrik mesajı göndermeyeceklerini açıkladı. Hatta dönemin Beyaz Saray Söğucusu Robert Gibbs bunun mektup yollanacak bir gelişme bile olmadığını söylemişti. Böylece Cumhurbaşkanlığı görevini 2013’e kadar iki dönem devam ettirdi. Cumhurbaşkanlığı dönemi bittikten sonra siyaseti bırakacağını ve üniversiteye döneceğini açıklamıştı. Ama dediği gibi olmadı.
Ne tam anlamıyla siyasetten çekilebildi ne de üniversiteye dönebildi. Siyasetten uzaklaştıktan sonra bir süre gözlerden uzaktı. Ahmeti Nejrad’ın sade bir yaşam tarzı vardı. Özellikle fakir kesim tarafından destekleniyordu. İran’ın petrol gelirlerini fakir kesimin kalkınması için kullanmak istiyordu. Her zaman yapılabilir ve yapabiliriz diyordu. Bu artık onun sloganı haline gelmişti. Onu tanıyanlar kaba olduğunu, diplomatik bir dil kullanmadığını ve hatta argo konuştuğunu söylüyor. İyi derecede Azerice konuşabiliyordu. Bir basın toplantısında da kısa bir süre için Türkçe konuşması da onunla ilgili hafızalarda kalananlardan biri oldu. Türkiye’ye karşı her zaman ılımlı bir politika gidiyor ve Türkiye’ye olan sevgisini sık sık dile getiriyordu. Evli ve üç çocuk babası olan Ahmeti Nejrad’ın özdeşleştiği şeylerden biri de sık sık giydi ve artık onun simgesi haline gelen beyaz montu. İran’ın eski lideri, Venezuela eski devlet başkanı Chavez’le de sıkı bir dostluk bağ kurmuştu.
Hatta Chavez’in cenaze töreninde tabutunu öpmüş ve bu hareketiyle büyük bir alkış toplamıştı. Dönemin Bolivya Cumhurbaşkanı Morales’le yaptığı futbol maçı da onunla ilgili gülümsetenenlardan biri oldu. Koronavirüs döneminde de Dünya Sağlık Örgütü’ne yönelik eleştirileriyle tekrar gündeme geldi. Koronavirüsün siyasi amaçlar için üretilmiş olduğunu iddia ederek rakamlara inanmadığını söylemişti. Geçtiğimiz yıl Ahmeti Nejrad İran seçimlerine yeniden aday olmak istedi.
Ama adı adaylığı onaylanmayan 7 ismin içinde yer aldı. Bu durum İran’da seçim mühendisliği yapıldığı yönündeki iddiaları da beraberinde getirdi. Onun hakkındaki bir diğer iddiada çobanlık yaptığı. Ancak bu iddia doğru değil. 2016’da çekilen bu fotoğraf gösterilerek çobanlık yaptığı iddia edilse de bu fotoğraf Ahmeti Nejrad’la ailesinin 2016 yılında İran’ın kuzeyine gerçekleştirdiği ziyare sırasında çekilmiş. Bu kare çekildiğinde Ahmeti Nejrad hala politikayla ilgileniyor ve tahranda yaşıyordu.
Muhafazakâr bir çevrenin içinde yetişmişti. Görüşleri de çevresiyle aynıydı. Ama yıllar içinde yaşadığı fikir ayrılıkları onu muhafazakâr kesimden uzaklaştırmaya başladı. Onun şu anda siyasetten uzak bir yaşam sürdüğünü söylemek de doğru olmaz. Son zamanlarda verdiği demeçlerde sık sık İran yönetimini eleştiriyor ve İslam ülkelerinin batıya karşı birlik içinde olması gerektiğini vurduruyor.
O şüphesiz ki İran’ın yakın tarihine adını yazdıran en güçlü isimlerden biri. O İran’ın 6. Cumhurbaşkanı. İki defa İran’a liderlik etse de son seçimlere katılamadı.
Ama iç ve dış politikada bıraktığı kalıcı izlerle İran’ın yakın tarihindeki en önemli isimlerden biri olmayı başardı.
İlk Yorumu Siz Yapın