"Enter"a basıp içeriğe geçin

Rusya’yı kim kurdu?

Rusya’yı kim kurdu?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=BIEuNvF3WK8.

Rusya’nın kurucusu bir Slav mıydı? Aslında hayır. Günümüz Rusya’nın kurucuları İsveççilerdi. Savaşçı ve sert vikinglerin Slav topluluklarını kontrol altına almaya başlaması Rusya tarihinin dönüm noktası oldu. Milattan önce Slavlara Venet veya Ant deniliyordu. Arkeolog ve dil bilimcilerin çalışmalarına göre ilk Slav vatanı Vistül Nehri’nden başlayarak
Pripyat havzası ve Orta Dinyeper sahasını kapsıyordu. Milattan sonrası Slavlar elbe boyuna kadar yayıldılar. Ne kadar yayılırlarsa yayılsınlar, tam bir siyasi teşkilatlanma örneği gösteremediler. Ta ki Türk ve Germen kavimler bu bölgelere gelip Slavları etki altına alana dek. Göktürk kanunlarının kurulmasından kısa bir süre sonra Avarların bir kısmı Volga Nehri’ni aşarak Avrupa’ya geçti. 568 yılı civarında Panunya merkezi olmak üzere büyük bir Avar İmparatorluğu kurdular.
Böylece Slavların olduğu bölgelerin pek çoğu Avar hakimiyetine girdi. Avarların savaşçı ve baskın bir topluluk olması, Slavların etnik anlamda kısmen doğusu asimile olmalarına yol açtı. Avar hakimiyetine karşı çıkmaya çalışan boylarsa ortadan kaldırıldı. Bir süre sonra Avarların zayıflaması ve Slav bölgelerinden yavaş yavaş çekilmeleriyle yeni bir dönemin kapıları erdalandı. Doğu Slavları ikinci kez bir Türk kavminin hakimiyeti altına girdi. Hazarların. Hazarlar o dönemde Doğu Avrupa’nın en büyük siyasi teşkilatını oluşturuyordu. Kerç Boğazı’nda ticaret eskeleleri ve kaleler kurdular. Orta Dinyeper’de şehirler oluşturdular ki Kiyav’in gelişmesinde rolleri son derece büyüktü. Hazar Kaanlığı döneminde Kiyav’in adının Sambata veya Sarkat’a olduğu biliniyordu. Tüm bunların sonucunda Slavlar Türklerle gitgide karıştılar. Özellikle Doğu Slavlarının tarih sahasına çıkmaları, Balkanlar ve Bohemya’da yerleşmeleri ilk kez siyasi teşkilatlar kurmaları Türkler sayesinde oldu. Milattan sonra 6. yüzyıldan 8. yüzyıla dek bu etki devam etti. 8. yüzyılda ise bir şeyler değişmeye başladı. Bugünkü İsveçlilerin ataları, Normanlar, Ladoga ve İlmen Gölü’nün çevresindeki Doğu Slavlarını kontrol altına almaya başladılar. Onlar tam anlamıyla eşkiyalık yapan vikintilerdi. Aynı zamanda tüccarlıkta da son derece becerikliydiler. Slavlar üzerine saldırıları yoğunlaştırıp baskıyı artırdılar ve bir müddet sonra Ladoga Gölü’nün güneyinde Norman şehirleri kurmaya başladılar.
Bu bölgeye şehirler yeri anlamına gelen Gardar adını verdiler. Kendilerine tabi ettikleri, Finn ve Slav halklarından vergi olarak aldıkları külklerle ticare tahallarını genişlettiler. Volga ve Dinyepe stikametiyle yayılarak Bulgar ve Hazar illerine ulaştılar. Karadeniz’de inerek oradaki Slavlarla da temasa geçtiler. Ticari faaliyetleri sayesinde Bizans’la yakın ilişkiler kurdular. Bir kısmı daha sonra paralı asker olarak Bizans’a hizmet etti. İşte bu askerlere Varek deniliyordu. Varekler denizi ve savaşçı özellikleriyle bilinen İskandinav askerleriydi.
Ve günümüzdeki Rusya’nın kökenini aslında onlar oluşturdu. Nasıl mı? Aslında Varekler uzun süredir Slavlar üzerinde baskılarını artırmışlardı. Ukrayna çevresinde güçleri gizgide artarken, Kiev’i gözden kaçırmadılar elbette. Kiev’deki Slavlar o dönemde Hazarlara tabi olmuştu ve onlara haraç ödüyorlardı. İsveçli savaşçı Rurik, Kiev’i ele geçirmeyi kafaya koymuştu. En güçlü Varek komutanlarından Ascolt ve Dir, buraya akınlar düzenlemeleri için görevlendirildiler. Saldırılar sonuç verdi ve Kiev,
bu Viking savaşçılarının hakimiyeti altına girdi. Ama bu yeterli değildi. Rurik, Slavların belli bir devlet düzenine sahip olmamalarından faydalandı. Aralarındaki siyasi ve askeri şatışmalara son vereceğini söyleyerek, zamanla kuzeydeki tüm Slav ve Fin zümrelerini kendine bağladı. Daha sonra Slavların Novgorod, yani yeni şehir adını verdikleri yere geçti. Ve burada diğer Varek komutanlarıyla savaşarak kendisine rakip olmamaları için hepsini ortadan kaldırdı. Rus tarihine dair en önemli birinci kaynaklardan biri olan ilk ve kaynağın
ya da bir diğer adıyla Nestor kroniğine göre son derece geniş bir bölgeyi hakimiyeti altına alması ve Slavlar arasındaki siyasi istikrarçılığa son vermesi nedeniyle Rus devletinin kurucusu Rurik olarak kabul edildi. İşte bu kuruluş kronikte şöyle anlatılıyordu. Yıl 859. Varekler dediz aşırı memleketlerden geldiler. Çud ve Slovenlerden, Kriviçlerden, Vestlerden vergi topladılar. Yıl 862. Onlar yani Fin ve Slavlar Varekleri istemez oldular.
Vergilerini ödemediler. Ama aralarında kanun ve nizam yoktu. Birbirleriyle mücadeleye tutuştular. Sonunda dediler ki, buraya nizam getirecek birilerini bulalım. Böylelikle Vareklere gittiler. Topraklarımıza düzen getirin dediler. Üç birader hükümdar olarak seçildi ve pek çok Vareyi yanlarına alarak bu topraklara geldiler. İşte bu Vareklere nispetle Rus yurdu Novgorod yani yeni şehir adını aldı. Burada hemen bir parantez açarak Rus isminin anlamına ve nereden geldiğine bakalım.
Normal ekolüne göre Rus adının en eski şekli Rusiydi. Bunun Finca’daki Rotsi’den geldiği söyleniyor. Peki Rotsi ne demek? Finlerin Stockholm çevresi yakınındaki İsveçlilere verdiği isimdir Rotsi. Yani Rusların kökeninin de isminin de İsveçlilerden geldiği anlaşılıyor. Parantezı kapatıp devam edelim. İlk ve kaynamede anlatılan olaylara göre Rus Devleti’nin resmi kuruluşu Ruriy’in yönetimi ele geçirdiği 862 yılı olarak kabul edildi. Bu güçlü Viking savaşçısı ölene dek hüküm sürdü. 879’da ise hayatını kaybetti. Onun ölümüyle birlikte yerini oğlu 1. Igor aldı. Ancak bu yeni hükümdarın yaşı devlet yönetecek kadar büyük değildi. Böylece Rusya’nın en önemli isimlerinden biri olan Olek tarih sahnesine çıktı. Olek kurucu hükümdar Ruriy’in hem yakın akrabası hem de en güvendiği komutanlarındandı. Igor’un naibliğini üstlendi ve Knezli’yi onun adına yönetmeye başladı. Öyle savaşçı ve yayılmacı bir politikası vardı ki bazı Ruslar devletin esas kurucusunun Ruriy değil de Olek olduğunu söyledi.
Dinyeper boyundaki slavları idaresi altına almak ve büyük ticaret yolunu ele geçirmek için kolları sıvadı. Yaptığı seferlerde küçük prens Igor’u da yanında götürdü. Dinyeper’de şehirleri ele geçirdikten sonra Kiev’e indi. Buraya ilk akınları gerçekleştiren barek komutanları Ascolt Vediri, Knez soyundan değilsiniz diyerek öldürttü. Bu olaydan sonra Kiev’i işgal etti ve orada kaldı. Kiev’i o kadar çok sevmişti ki burası tarih boyunca Rus şehirlerinin anası olacaktır dedi. Oley’in Kiev’e yerleşmesi Rus tarihinin dönüm noktası oldu.
Her ne kadar Rurik kurucu olarak görülse de esas ve resmi kuruluş Oley’in Kiev’i almasıydı. Peki bu Viking savaşçısı neden Kiev’i bu kadar sevmişti? Şehir bulunduğu yer bakımından çok kritikti. İskandinavya ve Bizans arasındaki ticaret yolunun tam üzerindeydi. Coğrafi konumu şehrin savunması açısından son derece elverişliydi. Olek, Kiev-Knezli tarihini resmi olarak başlatmakla kalmadı. Hemen yeni planlarını devreye soktu. Bizans’ın üzerine bir sefer düzenleyecekti. Niyeti İstanbul’u ele geçirmekti.
Devastan kayıklara sahip büyük bir orduyla dinyeper boyunca hareket etti. İstanbul Boğazı’na vardıklarında karaya çıktılar ve Bizans Sarayı’nın etrafını korkunç şekilde yağmur ettiler. Bizanslılar Olek’ten korkuyordu. Onun savaşçı kimliği ve ordusunun gücü şehri mahvetmeye yeterdi. Sonunda ona boyun eğmekten başka çare bulamadılar. İmparator 6. Leon Varek’lerle anlaşma yapmak zorunda kaldı. İki taraf arasında 907 yılında bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma ile İmparator Varek’lere vergi ödemeyi kabul etti.
Ayrıca İstanbul’daki Varek tüccarlara birtakım haklar verildi. 911 yılındaysa bu anlaşma tanzim edilerek yeniden kabul edildi. Bu olay Varek’lerin yani Rusların artık diğer devletlerle boy ölçülecek seviyede bir güce sahip olduğunun ve siyasi anlamda sahneye çıktıklarının bir göstergesi oldu. Tüm bunları başaran lider Olek 912 yılında öldü. Ve yıllar boyunca yanında yetiştirdiği 1. Igor’a yönetimi bırakmış oldu. Yani Ruri’nin başlattığı Rus yayılımını Olek sağlamlaştırdı.
Böylece Rusya tarihi boyunca kutsal olarak kabul edilen Rurik hanedanı kurucu aile olarak adını tarihe yazdırdı. Daha sonra yönetimi ele alan Romanovlar dahi Rurik hanedanını kutsal ve efsanevi kahramanlar olarak kabul etti. Hatta tarih boyunca Rusya’nın başına gelen felaketler Rurik hanedanın ortadan kaldırılmasına bağlandı. Peki sizce Rusya’nın esas kurucusu hangisi sayılır?
Rurik mi, Olek mi? Yorumlarınızı bekliyoruz. Rusya’nın kurucusu bir Slav mıydı? Aslında hayır. Günümüz Rusya’nın kurucuları İsveççilerdi. Savaşçı ve sert vikinglerin Slav topluluklarını kontrol altına almaya başlaması
Rusya tarihinin dönüm noktası oldu.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir